Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1269 E. 2022/896 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

…..

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 05/02/2020
ESAS-KARAR NUMARASI :….
Davacı ve davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkili ile davalı arasında bağıtlanan 12.02.2015 günlü özel koruma ve güvenlik hizmeti alım sözleşmesi kapsamında 01.03.2015-28.02.2018 tarihleri arasında davalı şirkete koruma ve güvenlik hizmeti verildiğini, sözleşme gereğince müvekkili şirket tarafından taahhüt edilen hizmetlerin eksiksiz biçimde yerine getirildiğini ancak her ay sonunda düzenlenen fatura bedellerinin ödemesinin davalı tarafından hem geciktirildiğini hem de tam olarak yapılmadığını; gönderilen ihtarnamelerin sonuçsuz kalması üzerine Eskişehir 2. İcra Dairesinin 2018/4571 sayılı dosyası ile girişilen takibin itiraza uğradığını, daha sonra müvekkili şirketin banka hesabına 25.05.2018 günü 2.774.893,28 TL ödeme yapıldığını ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve alacağın yüzde yirmisinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatı ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili zamanaşımı savunmasında bulunduktan sonra sözleşmeden kaynaklı bedellerin davacı tarafa ödendiğini buna ilişkin dekontu dilekçeleri ekinde sunduklarını, ancak davacı tarafça ödeme emrinde müvekkili şirket aleyhine işletilmiş olan faizi kabul etmediklerini, zira işlemiş faizin ne şekilde hesap edildiği, faiz başlangıç tarihleri vb hususların ödeme emrinden anlaşılamadığını ve hesaplamayı gerektirdiğini, dolayısıyla icra inkar tazminatı talebinin de hukuki dayanağının bulunmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk derece mahkemesince zamanaşımı ve icra dairesinin yetkisine itiraz reddedildikten sonra “…Mali Müşavir bilirkişi … 02.09.2019 tarihli raporunda özetle; davacı şirketin sunulan cari hesap muavin dökümlerine göre davalı şirket adına düzenlemiş olduğu faturalar toplamı olan 21.947.198,37.-TL alacağa karşılık yapmış olduğu toplamı 19.172.214,88.-TL tahsilat kaydı düşüldüğünde davacı şirketin Eskişehir 2.İcra Müdürlüğünün 2018/4571 nolu takip dosyasının (07.05.2018) takip tarihi itibarıyla asıl alacağının 2.774.983,49.-TL olarak gözüktüğünü, davalı şirket tarafından davacı şirketin … A.Ş. Uhdesinde bulunan hesabına 25.05.2018 tarihinde 2.774.893,28.-TL ödeme yapması sonrasında asıl alacağın sıfırlandığının anlaşıldığını, davacı şirketin davalı şirketten Eskişehir 2. İcra Müdürlüğünün 2018/4571 nolu takip dosyasının (07.05.2018) takip tarihi itibarıyla asıl alacağının 2.774.983,49.-TL ve TTK 1530 madde hükümlerine göre asıl alacağa işlemiş faiz toplamı 361.428,99.-TL olarak hesap edildiğini, davacı şirketin davalı şirkete çektiği 16.02.2018 tarihli ihtarnamede verilen 5 günlük süre gözetilip bu sürenin tebliğ tarihi olan 21.02.2018 tarihine eklenerek 27.02.2018 tarihinden itibaren davacı şirketin asıl alacağının 2.466.948,53.-TL ve TTK 1530 madde hükümlerine göre asıl alacağa işlemiş faiz toplamı 315.681,00.-TL olarak hesap edildiğini bildirmiş, tarafların rapora yaptıkları itirazların değerlendirilmesi ve özellikle davacının takipte %9,75 oranında avans faizi talebinde bulunduğu gözetilip davacı istemi doğrultusunda hesap yapılması ile yine davacının davalıya gönderdiği 16.02.2018 tarihli ihtarnamede talep edilen alacak miktarı gözetilerek takip talebindeki talep edilen %9,75 oranındaki faiz üzerinden temerrüt tarihinden takip tarihi arasındaki faiz miktarının belirlenmesi hususunda seçenekli rapor hazırlanması için dosyamız bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 25.11.2019 tarihli ek raporunda özetle; davacı şirketin takipte %9,75 oranında avans faizi talebinde bulunduğu gözetilerek davacının istemi doğrultusunda , %9,75 avans faiz oranı ve TTK 1530 madde hükümlerinde yer alan faturaların temerrüde düşmesindeki 30 günlük süre dikkate alınarak Eskişehir 2.İcra Müdürlüğünün 2018/4571 nolu takip dosyasının (07.05.2018) takip tarihi itibarıyla 2.774.983,49.-TL asıl alacağa işlemiş faiz toplamının 322.641,93.-TL olarak hesap edildiğini, davacının davalı şirkete gönderdiği 16.02.2018 tarihli ihtarnamede talep edilen 2.466.948,53.-TL alacak miktarı gözetilerek talep edilen %9,75 oranındaki faiz üzerinden temerrüt tarihinden takip tarihi arasındaki faiz miktarının belirlenmesi doğrultusunda ise, %9,75 avans faiz oranı ve TTK 1530 madde hükümlerinde yer alan faturaların temerrüde düşmesindeki 30 günlük süre dikkate alınarak ihtarnamenin 21.02.2018 tebliğ tarihinden sonraki verilen 5 günlük süreye göre 27.02.2018 temerrüt tarihinden (07.05.2018) takip tarihine kadar ihtarnamede talep edilen 2.466.948,53.-TL asıl alacağa işlemiş faiz toplamının 281.149,57.-TL olarak hesap edildiği yönünde görüş bildirmiş, bilirkişinin ek raporunda mahkememiz ara kararını tam olarak yerine getirmediği anlaşılmakla, dosyamız 16.02.2018 tarihli ihtarnamede talep edilen 1.996.502,86.-TL’nin temerrüt tarihi olan 27.02.2018’den takip tarihi olan 07.05.2018 tarihine kadar yıllık %9,75 üzerinden faiz miktarının ne olduğu konusunda ek rapor düzenlenmesi için bilirkişiye tevdii edilmiş, bilirkişi 13.01.2020 tarihli 2.ek raporunda özetle; davacı şirketin davalı şirkete çektiği 16.02.2018 tarihli ihtarnamede talep edilen 1.996.502,86.-TL’nin 27.02.2018 temerrüt tarihinden itibaren (07.05.2018) takip tarihine kadar yıllık %9,75 faiz oranına göre işlemiş faiz toplamının 36.798,66.-TL olduğu yönünde görüş bildirmiş, taraf vekillerince bilirkişi 2.ek raporuna itirazda bulunulmuşsa da, ek rapor dosya kapsamı ve taraflar arasında yapılan sözleşme, ihtarname ve takibe uygun olarak düzenlendiğinden, taraf vekillerinin 2.ek rapora yaptıkları itirazlarının reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında yapılan özel koruma ve güvenlik hizmeti alımına ait sözleşmenin 12.maddesinde ödeme yeri ve şartları düzenlenmiş olup, bu maddede “12.1.sözleşme bedeli (ilave işler nedeniyle meydana gelebilecek artışlara ilişkin bedel dahil) … San. Ve Tic. A.Ş. muhasebe departmanı ve genel şartnamenin hatalı, kusurlu ve eksik işlere ilişkin hükümleri saklı kalmak kaydıyla aşağıda öngörülen plan ve şartlar çerçevesinde ödenecektir. Hakedişler her ay sonunda düzenlenecektir. Ay sonunda düzenlenen hakedişler muhasebe departmanı ödeme planına göre ödeme günlerinde ödenecektir.” hükmü öngörülmüştür.
6102 sayılı TTK’nın 1530/2.maddesinde ise “ticari işletmeler arasında mal ve hizmet tedariki amacıyla yapılan işlemlerde, alacaklı, kanundan veya sözleşmeden doğan tedarik borcunu yerine getirmiş olmasına rağmen, borçlu, gecikmeden sorumlu tutulamayacağı haller hariç, sözleşmede öngörülmüş bulunan tarihte veya belirtilen ödeme süresinde borcunu ödemezse, ihtara gerek olmaksızın temerrüde düşer.
Yukarıda belirtilen sözleşme hükmüne göre sözleşmede ödeme günüyle ilgili kesin bir vade öngörülmüş değildir. Bu açıdan TTK’nın 1530/2.madde hükmünün uygulanması mümkün değildir.
Ancak takipten önce son olarak davacı alacaklı vekilince davalıya Beşiktaş 16. Noterliğinin 16.02.2018 tarih ve 5167 yevmiye nolu ihtarnamesi ile davaya konu takipten önce 1.996.502,83.-TL cari hesap borcunun ihtarnamenin tebliğinden itibaren 5 gün içinde ödenmesi istenmiş olup, bu ihtarnamedeki bedel bakımından takipten önce davalının 27.02.2018 tarihinden itibaren temerrüde düşürüldüğü, bu temerrüt tarihi ile takip tarihi olan 07.05.2018 tarihleri arasında davacının avans faizi talebi de gözönüne alındığında bilirkişi …’un 13.01.2020 tarihli ikinci ek raporu gereğince temerrüt tarihi ile takip tarihi arasında davacının 36.798,56.-TL’lik faiz alacağının doğduğu…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile davalının Eskişehir 2. İcra Dairesinin 2018/4571 sayılı dosyasında takibe konu edilen 348.045,57TL’lik faizin 36.798,56 TL’lik kısmına yaptığı itirazın iptali ile takibin bu bedel üzerinden devamına, fazla istemin reddine; devamına karar verilen alacağın yüzde yirmisi oranındaki 7.359,97 TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
TAVZİH İSTEMİ VE KARARI
Davacı vekili Eskişehir 2. İcra Dairesi’ne başvurarak 2018/4571 sayılı dosyaya ilişkin kapak hesabı istediklerinde icra memurunun “kararın hüküm fıkrasının yeterince açık olmadığı ve takibe konu edilen 348.045,57 TL’lik faize ilişkin yapılan itirazın hangi bedel üzerinden devamına karar verildiğinin anlaşılamadığı” gerekçesiyle bu talebi reddettiğini ve hükmün icrasında tereddüt uyandığını ileri sürerek Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 305 ve devamı maddeleri doğrultusunda hükmün tavzihini istemiştir.
İlk derece mahkemesince bu talep “…henüz yasa yolu aşamasının tüketilmediği, kaldı ki mahkememizin tavzihe konu hüküm kısmında herhangi bir müphemliğin söz konusu olmadığı açık ve anlaşılır olduğu…” gerekçesiyle reddedilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF NEDENLERİ
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Türk Ticaret Kanunu’nun 1530’uncu maddesinin 2 ve 3 numaralı fıkralarına göre davalının, ödeme süresinin sonunda ihtara gerek olmaksızın temerrüde düştüğünü, bu konuda yanlar arasında düzenlenen sözleşmede hüküm bulunduğunu; anılan maddenin 4 numaralı fıkrasında da otuz günlük süre tanındığını,
– Davalının ilk olarak 26.05.2017 günlü ihtarla temerrüde düştüğünü, en azından bu ihtarda belirtilen tutar olan 2.603.109,45 TL üzerinden avans faizi hesaplanmasının gerektiğini,
– Asıl alacağın 2.774.893,28 TL olmasına ve borçlu tarafından bu tutara itiraz edilmemesine rağmen alacağın mahkemece 1.996.502,83 TL olarak kabulü ile bu miktar üzerinden faiz hesaplanmasının da doğru olmadığını, harici ödemeden sonraki işlemlerin de dikkate alınması gerektiğini,
– Tavzih talebinin reddinin hatalı olduğunu bildirerek ilk derece mahkemesi gerekçeli (asıl) ve tavzih üzerine verdiği ek kararlarının kaldırılmasına ve davanın tamamen kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Alacağın likit olmadığını, ancak iki bilirkişi incelemesi üzerine saptanabildiğini ve bu nedenle aleyhlerine icra inkar tazminatı verilmesinin doğru olmadığını,
– 36.798,56.-TL’lik faiz alacağı yönünden de kararın hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, özel koruma ve güvenlik hizmeti alım sözleşmesinden kaynaklanan iş bedeli ve bunun faizinin tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
İlke olarak yanlar arasındaki ilişkide Türk Ticaret Kanunu’nun 1530’uncu maddesi çerçevesinde temerrüt ve buna bağlı olarak da faizin başladığı tarihin belirlenmesi gerektiği ileri sürülmüş ise de davacı yanca davalı borçluya yeni bir ihtar gönderilerek, uygulamada “atıfet süresi” olarak adlandırılan yeni bir süre verildiği anlaşıldığından faizin bu yeni tarih dikkate alınarak belirlenmiş olmasında yasaya aykırı yön bulunmamaktadır.
İcra dairesi ilamın hüküm kısmını infazla yükümlü olup, hüküm sonucunun kaleme alınışında müphem kısım bulunmadığına göre bu yöne ilişkin sorunun giderilmesi davayı gören mahkemenin değil icra dairesinin ve gerekirse icra mahkemesinin görev alanındadır.
Takipten sonra yapılan anapara ödemesinin hesaplanma biçiminde bir yasaya aykırılık da saptanamamıştır.
Diğer taraftan icra inkar tazminatı alacağın likit (belirlenebilir) olması halinde hükmolunur. Sözleşmeden doğan alacaklar ilke olarak likittir. Belirli olan anaparanın faizinin hesaplanması ihtiyacı alacağı likit olmaktan çıkartmaz.
Bu açıklamalara ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı ve davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/895E., 2020/92K. sayılı dava dosyasında verdiği 05/02/2020 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak alınan 54,40 TL’nin mahsubu ile kalan 26,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.513,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak alınan 629,-TL’nin mahsubu ile kalan 1.884,7‬0 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
26/05/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022

….