Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1138 E. 2022/2100 K. 28.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2020/1138 – 2022/2100
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2020/1138
KARAR NO : 2022/2100

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/06/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/83 E., 2019/537 K.

DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI
VEKİLİ :

Davacı ve davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Davacı vekili dava dışı …. AŞ’nin 21.05.2017-21.05.2018 tarihleri arasını kapsayan işyeri sigortasının müvekkili tarafından yapıldığını; davalı …AŞ’nin sigortalıya komşu olduğunu ve talaş silosunda meydana gelen patlama sonucu sıçrayan parçaların sigortalısına ait işyerinde yangına ve toplamda 755.615,92 TL zarara neden olduğunu, bu tutarın sigortalıya ödendiğini; davalının da müvekkili nezdinde KOBİ paket sigorta poliçesinin bulunduğunu, bu nedenle anılan poliçedeki komşuluk sorumluluk klozunun limiti dahilinde 360.000,-TL’nin tahsil edildiğini ileri sürerek aradaki fark tutarı 395.615,-TL’nin davalı şirketten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili yangının müvekkiline ait siloda meydana gelen patlama sonucu oluştuğunu kabul ettiklerini ancak davacı sigorta şirketinin yaptırdığı ekspertiz incelemesinin hatalı ve eksik olduğunu, kusur ve hasar değerlendirmesinin varsayımlara dayandığını, dava dışı sigortalı şirketin stok alanının müvekkiline ait işyerinin hemen yanında konumlandırıldığını ve gelişigüzel, düzensiz olarak bulundurduğunu, davalının da zararda kusurunun bulunduğunu bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince:
– Yangının davalı iş yerinde başladığı ve sigortalı iş yerine sirayet ettiği, davalı şirket dışında üçüncü bir kişi ya da olgunun yangına etki etmediği,
– Yapılan keşifte davalı şirketin kağıt silosunun sigortalı işyeri duvarına 25 metre mesafede olduğu, iki komşu işyeri arasındaki bu alanda çalıların bulunduğu, iki iş yeri arasındaki duvarın yüksekliğinin 1,5 metre olduğu, sigortalı işyerinin atık kağıt istiflediği yerin duvara bitişik olduğu, olay sonrasında sigortalı işyerinin duvar boyunca yangın söndürmede kullanılabilecek sulama sistemi döşettiği, yangın duvarı olarak kullanılabilecek mahiyette duvarlar yerleştirdiği, istifleme işini de duvardan 3 metre daha içeriden başlattığının saptandığı, bu çerçevede sigorta ettiren şirketin yüzde yirmi oranında müterafik (yarışan) kusurlu bulunduğu,
– Alınan raporlara göre olay tarihi itibarıyla bir ton hurda kağıdın 600-700 TL civarında olduğu ve ekspertiz raporunda belirtilen 620,-TL’nin kabul edilebilir bir bedel olduğu,
– Sigortalı iş yerinde meydana gelen hurda kağıt zararının 725.400,-TL, koruma kurtarma masrafı da ilave edildiğinde toplam zararın 758.973,24 TL’ye ulaştığı, dava dışı sigortalının yüzde yirmi oranındaki yarışan kusuru ve davalının KOBİ Paket Sigorta Poliçesinden tahsil edilen 360.000,-TL düşüldüğünde davacı sigorta şirketinin rücuen talep edebileceği tazminat miktarının 247.158,59 TL’ye ulaştığı gerekçesiyle bu tutarın ödeme tarihi olan 16.08.2017 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Sigortalının yangından sonra yangın güvenlik önlemlerinin arttırmasının yarışan kusura gerekçe olamayacağını, yangın önlem ve tedbirlerinin bir sınırının olmadığını; meydana gelen yangının oluşmasında ve yayılmasında sigortalının hiçbir kusurunun bulunmadığını,
– Davalının talaş yaktığını ve bunun başka işletmelere sıçramaması için makul hiçbir tedbir almadığını, müvekkilinin yangından sonra mevzuatın öngördüğünün üzerinde tedbirler almasının ona kusur yüklenmesine neden olmayacağını,
– Yangında bütün kusurun davalıda olduğunu, söndürme çalışmaları iki gün süren yangından uçuşan kıvılcımlara karşı basiretli bir tacir olan müvekkilinden daha fazla tedbir beklenemeyeceğini bildirerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Kararın gerekçesiz olduğunu,
– Davacının sigortalısının hurda kağıt işleyen bir tesis olduğunu, yangının da hurda kağıtların konulduğu kısma yayıldığını, dava dışı sigortalı şirketin bu somut duruma uygun güvenlik önlemleri almayarak zararın artmasına neden olduğunu,
– Kusur oranının hatalı belirlendiğini, dava dışı şirketin kusur oranının daha fazla belirlenmesinin gerektiğini,
– Sundukları fotoğrafların ve Ambalaj Atıkları Kontrol Yönetmeliği’nin 30’uncu maddesinin göz ardı edildiğini, dava dışı şirketin yönetmelik gereği alması gereken önlemleri yangından sonra aldığını,
– İlk bilirkişi raporunda durumun daha net ortaya konduğunu ancak kusur konusunda hatalı saptama yapıldığını,
– Zararın miktarına ilişkin itirazlarının dikkate alınmadığını, “koruma, kurtarma, nakliye giderleri” adı altında yapılıp yapılmadığı, kime yapıldığı belli olmayan bir tutarın da zarara eklendiğini, bunun yasaya aykırı olduğunu,
– Somut olayda Türk Borçlar Kanunu’nun yapı malikinin sorumluluğuna ilişkin 69’uncu maddesinin koşullarının bulunmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, davacı yanca sigortalısına ödenen tazminatın rucüan tahsili istemine lişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle ilk derece mahkemesince alınan rapor çerçevesinde tarafların kusurunun isabetle belirlenmiş olmasına göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince her iki taraf vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/83E., 2019/537K. sayılı dava dosyasında verdiği 11/06/2019 tarihli kararına yönelik davacı ve davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-a)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 80,70 TL maktu istinaf karar harcından peşin olarak alınan 54,40 TL’nin mahsubuyla kalan 26,30 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
b)Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 16.883,40 T’den 4.220,00 TL’nin mahsubu ile kalan 12.663,4‬0 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı ve davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
28/12/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28/12/2022

Başkan Üye Üye Katip