Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/11 E. 2023/1755 K. 08.11.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2020/11
KARAR NO : 2023/1755

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.09.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/120E., 2019/667K.
DAVACI :
DAVALI
VEKİLİ

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında imzalanan 01.10.2016 tarihli Danışmanlık Hizmeti Sözleşmesi gereğince, davalı şirketin müvekkili şirketten hizmet satın aldığını, sözleşme gereğince davalı borçlu tarafından yapılan işlerde hak ediş bedelinin %10’luk kısmının danışmanlık hizmet bedeli olarak müvekkili şirkete ödeneceğinin taahhüt edildiğini, müvekkili şirketin üzerine düşen danışmanlık hizmetini yaptığını ve devam eden işlerde de yapmaya devam ettiğini, iş sahibinin davalı şirkete ödemelerini yaptığını, müvekkili şirket tarafından davalıya danışmanlık hizmeti karşılığı olarak sözleşme gereğince 30/11/2016 tarihli ve 26/12/2016 tarihli faturaların tanzim edilerek davalıya gönderildiğini, davalının sözleşme gereğince müvekkiline ödemesi gereken bedelleri ödemediği gibi, 26/12/2016 tarihli faturayı da sebepsiz şekilde kabul etmeyerek iade ettiğini, alacağın tahsili amacıyla Ankara 23. İcra Müdürlüğünün 2017/829 esas sayılı takip dosyasında başlatılan icra takibinin haksız itiraz nedeniyle durduğunu belirterek, açılan davanın kabulü ile itirazın iptali ve davalının takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına mahkûm edilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; dava dışı … A.Ş. tarafından açılan 10/10/2016 tarihinde yapılan ihaleye başvuran müvekkili şirketin bu ihalenin kazanılması hâlinde artacak iş yoğunluğuna bağlı olarak dışarıdan danışmanlık hizmeti alınma ihtiyacı doğabileceği için davacı şirket ile bu konuda 01/10/2016 tarihli danışmanlık sözleşmesinin imzalandığını, 10/10/2016 tarihinde yapılan ihalenin ise başka firmalarca kazanıldığını, her ne kadar 01/10/2016 tarihinde imzalanan danışmanlık hizmet sözleşmesinin 1-B maddesinde işin tanımı yapılmış ise de müvekkili şirketçe yürütülen mevcut işlerin yeni bir iş, işe takviye edilmediğinden danışmanlık hizmeti almayı gerektiren bir iş yoğunluğu oluşmadığını, şirket sahibi ve temsilcilerinin sözlü mutabakatı ile danışmanlık hizmet sözleşmesinin sonlandırıldığını, bu nedenlerle ihtiyaç duyulmadığı için davacı şirketten herhangi bir danışmanlık hizmetinin alınmadığını savunarak, açılan davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince ” Dava, taraflar arasındaki hizmet alımından kaynaklanan ticari ilişki nedeniyle, düzenlenen faturaya dayalı alacağa yönelik yapılan ilamsız icra takibine itiraz üzerine İ.İ.K.nun 67. maddesine göre açılan itirazın iptali davasıdır. Davanın yasal bir yıllık süresi içinde açıldığı anlaşılmıştır…
Davacı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin usûlünce ve zamanında yapıldığı, belirli kanuni şartları tam olarak karşıladığı ve sahibi lehine delil olma özelliğine haiz olduğu, buna göre; davacı şirket kayıtlarında, davacı şirketin 18/01/2017 olan takip tarihinde davalı adına toplam 68.316,69 Türk lirası tutarında 2 adet fatura düzenlendiği ve davalı borcuna kaydının yapıldığı, davacı şirketin davalı şirketten fatura bedellerini tahsiline ilişkin herhangi bir kayda rastlanılmadığı, davalı şirkete ait ticari defterlerin 6102 sayılı TTK’nın 64. maddesinin 3. fıkrası gereğince açılış ve kapanış tasdiklerinin usûlünce ve zamanında yapıldığı, davacı şirket tarafından takibe konu edilen faturaların davalı ticari defterlerinde kayıtlı olmadığı anlaşılmıştır.
Bilirkişiler tarafından BEDAŞ’tan talep edilen davalı şirkete ait hak ediş raporlarının incelenmesinde, dava konusu dönem olan 01/10/2016 ile 31/12/2016 tarihleri arasında Enerjisa Bedaş’ın davalı şirkete ödediği hak edişlerin Ankara, Zonguldak il, ilçe kasaba ve köylerine ait planların davalı tarafından yaptırıldığı, bedellerin Bedaş’ça davalıya ödendiğinin hak edişlerden anlaşıldığı, dosyadaki 01/10/2016 ile 31/12/2016 tarihleri arasındaki hak edişlerin %10’unun sözleşme gereği talep edilmesinin gerektiği, taraflar arasındaki sözleşmede bu bedelin %10 olan 57.897,18 Türk lirası olup, bu bedelin %18 KDV’si ise 10.421,49 Türk lirası toplam bedel 68.318,67 Türk lirası olduğu, davacı şirketin davalı şirkete 30/11/2016 tarihinde KDV dahil 1.835,49 Türk lirası ve 26/12/2016 tarihinde ise KDV dahil 66.481,20 Türk lirası olmak üzere toplam 68.316,69 Türk lirası olan iki adet fatura düzenlendiği dosyadan anlaşıldığı belirtilmiş olup, davacı ticari defter kayıtlarında yer alan icra takibine dayanak iki adet fatura toplamı olan 68.316,69 Türk lirasının sözleşmenin ve faturaların içerdiği dönem ve tarihler itibariyle davalı hak ediş raporlarının incelenmesi sonucu sözleşme kapsamında yapılan değerlendirmeye göre davacının talep edebileceği tutar olduğu anlaşılmıştır.
Yukarıda belirtilen gerekçelerle; davalının borca itirazının haksız olduğu anlaşıldığından davanın kabulü ile; davalının Ankara 23. İcra Müdürlüğü’nün 2017/829 esas sayılı dosyasında 68.316,69 Türk lirası asıl alacağa yönelik itirazın iptali ile, asıl alacağa icra takip tarihinden itibaren yıllık %10,75 oranını geçmemek kaydıyla ve değişen oranlarda yasal faiz uygulanmak sureti ile takibin devamına; davalının taraflar arasındaki ticari ilişki ve ticari kayıtlarına göre açıkça belirlenebilir olan (likit) borca haksız olarak itirazda bulunduğu belirlenmekle İ.İ.K.’nun 67/2. maddesi gereğince asıl alacağın % 20’si oranında 13.663,34 Türk lirası icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: danışmanlık sözleşmesinin, mevcut işler yeni iş ile takviye edilemediğinden sözleşmenin tarafı olan şirket yetkililerinin o dönem evli olmaları nedeni ile sözlü olarak sözleşmenin sonlandırıldığını, davacıdan ihtiyaç duyulmadığından herhangi bir danışmanlık hizmeti alınmadığını, bu nedenle icra takibine itiraz edildiğini, ayrıca 31.01.2017 tarihli 3384 yevmiye nolu ihtarnamenin çekildiğini, ancak ihtarnamenin tebliğ edilmediğini, davacı şirketin sahibi olan …’in sözleşmenin yapıldığı dönemde aynı zamanda… Ltd. Şti. ‘nin de ortağı olduğunu, ortak olarak koyması gereken fikri ve bedeni mesaisi için ekstra danışmanlık sözleşmesi imzalanmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını, takip konusu faturaların müvekkili şirketin muhasebe kayıtlarını da girmediğini, davacının verdiği bir danışmanlık hizmetinin olmadığını bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/120E., 2019/667K. sayılı dava dosyasında verdiği 23.09.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanununa göre alınması gereken 4.666,71 TL harçtan peşin alınan 1.166,68 TL harcın mahsubu ile eksik 3.500,- TL harcın davalıdan alınarak hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
08.11.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.11.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır