Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2020/1077 E. 2021/1059 K. 30.06.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(E K S İ K L İ K L E R T A M A M L A N D I K T A N
S O N R A
Y E N İ D E N E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili, müvekkillerinin uzun yıllardır turizm sektöründe faaliyet gösterdiğini, davalı banka ile üye işyeri ve sanal … sözleşmesi imzaladığını, işini geliştirmek için ortaklıklar kurmak istediğini, bir takım kişilerle görüşmeler yaptığını, yeni ortaklarının hesap giriş çıkışlarını ve satışlarını denetlemek amacı ile yetki tanınmasını talep ettiklerini, bunun üzerine davalı bankaya sadece görüntüleme yetkisini haiz sanal … talep ettiğini bildirir mail gönderdiğini, mailinde bunu açıkça bildirdiğini, teyit amaçlı ayrı bir mail daha gönderdiğini, ancak bankanın, müvekkilinin talimatına aykırı olarak, işlem yapma yetkisi tanımladığını, hesaptan 3. kişiler tarafından önce küçük küçük, sonra büyük miktarda para çekildiğini, bu durumu fark eder etmez banka ile görüştüğünü, 148.000,00-TL zarara uğradığını, savcılığa şikeyette bulunduğunu, evrakın halen derdest olduğunu, saygınlık ve itibarını korumak için çekilen parayı sahiplerine iade ettiğini, müvekkilinin ticari hayatına devam etmek istediğinde hiç bir bankanın kendisi ile çalışmadığını, bunun sebebinin davalının koyduğu riskli müşteri şerhi ve sahtecilik şerhi olduğunu, bu konuda davalının herhangi bir bildirim dahi yapmadığını, şerhlerin haksız olduğunu, davalı banka tarafından yapılan haksız işlemlerin Anayasa’nın 43. maddesinde düzenlenmekte olan çalışma hürriyetine, masumiyet karinesine ve hakkın kötüye kullanılması yasağına aykırı olduğunu belirterek müvekkili aleyhine haksız ve hukuka aykırı olarak konulan riskli müşteri ve sahtecilik şerhlerinin kaldırılmasını talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı …’in aktif husumet ehliyeti bulunmadığını, davacı şirket yetkilisi tarafından sanal … için bizzat başvuru yapıldığını, müvekkili banka tarafından davacının talimatına aykırı işlem yapıldığına dair herhangi bir belge sunulmadığını, e mail çıktısının sadece bir yazılı delil başlangıcı olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Tüm dosya kapsamı ve deliller, bilirkişi incelemesi kapsamı, tarafların iddia ve savunmaları ile taraflar arasındaki sözleşmenin kapsamı hep birlikte gözönünde bulundurulduğunda; davacı şirketin dava dışı şirket ve şahıslar ile arasında imzalanan hukuki ilişki çerçevesinde davacı şirketin kendi ekran portalında yazılımcıları ve teknik ekibi tarafından 3D güvenlikli çalışan sanal ödeme ekranı kullandığı, bu ekranda yapılan işlemlerin dava dışı hukuki ilişki içerisinde bulunduğu kişilerce görülebilmesinin istenildiği, bu çerçevede davacının davalı bankadan kullanıcıya sadece görüntüleme yetkisi verilmesini talep etmesine karşın davalı bankanın davacıya sanal ….S işlem yapma yetkisi verdiği, bu çerçevede davacı taraf dışındaki ikinci kullanıcıya ekran görüntüleme yetkisi yerine işlem yapma yetkisi tanınmış olduğu, birinci işlem şifresinin sanal…cihazı için davacı şirket yetkilisi…. işlemleri yapmak üzere verildiği, ikinci kullanıcı şifresinin de davalı bankaca davacı şirket yetkilisi …’in bizzat kendisine tanımlanmış olduğu, davacı …’in kendi beyanına ve savcılık soruşturması kapsamına göre bu şifreyi üçüncü bir kişi veya kişilerle paylaştığı, 20.07.2014-28.07.2014 tarihleri arasında sanal … ile yapılan işlemlerin davacının davalı banka nezdindeki … hesaplarına intikal ettiği, davacının bu işlemlerle ilgili olarak davalı bankaya itirazda bulunduğuna dair herhangi bir bilgi ve belgenin bulunmadığı, sonrasında bu işlemlere kart hamillerinin itirazları üzerine chargeback (ters işlemi) konu olduğu, taraflar arasındaki “üye işyeri sözleşmesinin satış işlemi tamamlanmadan önce ve satış belgesi düzenlenirken dikkat edilecek hususlar” başlıklı 4. maddesinde, üye işyeri satış belgesi düzenlenmesi ile ilgili yükümlülüklerin yerine getirilmemesi durumunda her türlü sorumluluğun kendisine ait olacağı, “üye işyeri sözleşmesine ek sanal … sözleşmesi (internet aracılığı ile yapılacak alışverişler için)”nin 6.maddesinin son fıkrasında, istihdam ettiği şahısların veya iş verdiği taşeron firmaların doğrudan veya dolaylı olarak her türlü işlem ve eylemlerinden, kasıt ve ihmalleri ile özellikle sahtecilik, emniyeti suistimal ve dolandırıcılık fiillerinden sorumlu olduğunun davacı tarafça kabul edilmiş olduğu, bu çerçevede davacı tarafın kendisi adına tanımlanan sanal … işlem yapma şifresini 3.şahıslara vermekle tam kusurlu olduğu, bu yöndeki bankacı bilirkişilerin inceleme ve tespitlerinin somut olaya uygun düştüğü,
Kartlı Ödeme Sistemleri Kuralları Üye İşyeri Kılavuzu’nun Veri Güvenliğinin Sağlanması bolümünde işyeri anlaşması feshedilen işyerlerinin, kart kuruluşlarına fesih nedeni belirtilerek raporlanmasının zorunlu olduğu, Üye İşyeri Sözleşmesinin 23. Maddesinde de “…. olarak uygun göreceği gerek yurt içi, gerekse yurt dışında mukim kurum, kuruluş ve fınansal kuruluşlar ile resmî dairelere, talep edilecek bilgileri ve belgeleri vermeye ve…. sistem kuruluşları ve….. vergi daireleri, borsalar gibi resmi kuruluşlar ile Türkiye’de faaliyet gösteren resmî ve özel bankalardan ÜYE İŞYERİ’yle ilgili bilgi ve belge talep edip almaya ve bilgi aktarmaya yetkili olduğu düzenlemesinin yer aldığı,
Davalı bankaca davacı şirkete tahsis edilen … cihazının kullanımı konusunda gözetleme hakkına sahip olduğu, davacı şirketin “Kartlı Ödeme Sistemleri Kuralları Üye İşyeri Kılavuzu” ve “Üye İşyeri SözIeşmesi’nde öngörülen şekilde işlemlerinde basiretli bir tacirin göstermesi gereken dikkat ve özeni göstermekle yükümlü bulunduğu, dava dışı kart hamili …. kredi kartının üçüncü kişiye,….kullandırıldığı ve kartla yüksek cirolu işlemlerin satış belgesi (slip) bölünmek suretiyle yapıldığı görüldüğünden, davalı bankanın Üye İşyeri Sözleşmesi’nin 20 ve 23. maddelerine göre bankanın dilediği zaman ve sebep göstermeksizin sözleşmeyi feshetme hakkına sahip bulunduğu ve….. üyesi olan davalı bankanın fesih bildirimini bu merkeze yapmakla yükümlü olduğu açıkça anlaşıldığından yerinde görülmeyen davanın REDDİNE…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Dolandırıcılık eyleminin, davalı bankanın kusuru nedeniyle, müvekkilinin talimatını aşarak sadece görüntüleme yetkisi değil işlem yapma yetkisi tanıması sonucu gerçekleştiğini, ancak yerel mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda bilirkişilerce iki farklı görüş bildirildiğini, raporun çelişkili olduğunu, üye işyeri konumundaki müvekkilinin doğabilecek olası aykırılıkların ve zararların baştan önüne geçmek amacıyla basiretli tacir olarak hareket ederek davalı bankadan sadece görüntüleme yetkisi içeren sanal … ek kullanıcı adı ve şifresi talep ettiğini, bankadan gelen cevapta bu sınırlamalara uygun yeni kullanıcı adı ve şifresi verildiğinin anlaşıldığını, müvekkilinin bu durumu ikinci bir elektronik posta göndererek teyit ettiğini ve davalı bankaca verilen cevapta söz konusu kullanıcı yetkisinin sınırının sadece görüntüleme olduğunun teyit edildiğini, ne var ki davalı banka tarafından belirtilenin aksine sadece görüntüleme yetkisi değil aynı zamanda işlem yapma yetkisi de verilmiş olduğunun sonradan anlaşıldığını, buna ilişkin olarak Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na şikâyette bulunulduğunu, müvekkilinin davalı bankanın yetkisini aşan işlem yapmış olması nedeni ile 148.000,00-TL zarara uğradığını, bununla da kalmayıp banka tarafından bir de müvekkilinin sahtecilik yaptığına ilişkin olarak sisteme kod girilerek müvekkilinin ticari güvenilirliğinin ve kredibilitesinin yerle bir edildiğini, doğan tüm zararlardan bankanın sorumlu olması gerekirken tam tersi bir kanaate varılarak tüm kusurun müvekkili üzerine yüklenmesi sureti ile hüküm kurulmasının başta hakkaniyet ilkesi ve dürüstlük kuralı olmak üzere hukuk ve mevzuata aykırı düştüğünü, dava dışı üçüncü kişilerin, davalı bankanın kusurlu davranışı ile yaratılan güvenlik boşluğundan faydalanarak hareket ettiklerini, davalı bankanın müvekkilinin talimatını aşıp ikinci kullanıcıya işlem yapma yetkisi tanımasa idi dava konusu ihtilafın doğmayacağını, bu nedenle üye işyeri sözleşmesinin 4. ve 6. maddelerinin uygulama alanı bulmasının mümkün olmadığını, devlet bünyesinde de bu denli faal ve basiretli bir tacir olan müvekkili hakkında dava konusu ile ilgili hiçbir soruşturma, icra takibi ve davanın açılmamış olmasına rağmen davalının kusuru neticesinde müvekkilinin sahtecilik yaptığına ilişkin kod girilmesi ve bu sebepten ticari itibarının zedelenmesi, kredi çekemez hale gelmesi neticesinde faaliyetlerini gerçekleştirememesinin hakkaniyete aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-a)Dava, 5464 sayılı yasa uyarınca akdedilen üye işyeri sözleşmesi ve eki sanal … sözleşmesine dayalı olarak davalı bankaca konulan şerhin iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacılar vekilinin … yönünden, aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,3 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
b)Davacı …’in yetkilisi olduğu davacı şirket ile davalı banka arasında üye işyeri sözleşmesi ve sanal … sözleşmesi akdedilmiştir…. ile akdedilen herhangi bir sözleşme yoktur. Bu itibarla, … hakkındaki davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmadığından HMK m. 353/1,b,3 uyarınca yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
2-Dairemizce ilgili birimlerle yapılan yazışmalar sonucu ……) tarafından gönderilen 16.06.2021 tarihli yazıda, davacı şirket hakkında ….A.Ş tarafından 28.11.2014 tarihinde “… fesih kaydı girildiğinin bildirildiği görülmüştür.
Davalı banka tarafından ilk derece mahkemesine gönderilen 28.03.2016 tarihli yazı cevabı ekindeki belgelerde:
Davacı şirket yetkilisi … tarafından davalı bankaya gönderilen 11.06.2014 tarihli ilk elektronik posta iletisinde, ikinci bir kullanıcıya verilmek üzere sadece görüntüleme yetkisi taşıyan sanal … ek kullanıcı adı ve şifresi belirlenmesi istenmiş, davalı bankanın ilgili birimi tarafından gönderilen aynı tarih ve 5:04 zamanlı ileti ile aynen “Kullanıcının sadece görüntüleme yetkisi verilmiştir. Posnet şifreniz 12345 olarak verildi” cevabı verilmiştir. Yani davalı banka tarafından sadece görüntüleme yetkisi içeren şifre verildiği açıkça bildirilmiştir.
Davacı bununla da yetinmemiş, yeni kullanıcı adını sadece görüntüleme yetkisi amacı ile aldığını teyit amacı ile aynı gün ikinci bir elektronik posta göndermiş, davalının ilgili birimi davacıya kullanıcı adı ve şifresini göndermiştir. Yani davalı banka, davacının talimatına aykırı işlem yapmış olup kendi kusuru nedeni ile davacı şirket hakkında koyduğu şerh usulsüzdür.
Bu nedenlerle, davacı şirket hakkındaki davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olmamış, HMK m. 353/1,b,3 uyarınca yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı … yönünden:
Yukarıda (1-a) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine.
Yukarıda (1-b) nolu bentte açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulüne.
II-Davacı şirket yönünden:
Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, istinaf başvurusunun kabulü ile Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin …..K. sayılı dava dosyasında verdiği 01.11.2018 tarihli kararında, yargılamada bulunan eksiklikler duruşma yapılmaksızın tamamlanacak nitelikte olup bunlar tamamlanmış olmakla YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:

“Davacı … tarafından açılan davanın aktif husumet yokluğu nedeni ile reddine.
Davacı şirket tarafından açılan davanın kabulü ile, davalı banka tarafından … K…ortak alana konulduğu bildirilen “28.11.2014 tarihli ve…” şerhinin kaldırılmasına.
Karar ve ilam harcı:
Alınması gereken 59,30-TL harçtan peşin alınan 27,70-TL harcın mahsubu ile kalan 31,60-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
Yargılama giderleri ve gider avansı:
27,70-TL başvurma harcı ve 27,70-TL peşin harç toplamı 55,40-TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davacı şirketin posta-davetiye gideri, bilirkişi gideri olarak sarf ettiği toplam 2.109,30-TL yargılama giderinin haklılık oranına göre 1.054,65-TL’sinin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine, davacı … tarafından sarf edilen yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, gider avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
Vekalet ücreti:
A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacı şirkete verilmesine.
A.A.Ü.T. uyarınca 4.080,00-TL vekalet ücretinin davacı …’den alınarak davalıya verilmesine.”

III-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
30.06.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.