Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
…
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04.03.2020
ESAS-KARAR NUMARASI :…
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı kooperatifin noterden çektiği iki ayrı ihtarname ile müvekkilinin 42.993,91-TL borcunun bulunduğunu bildirdiğini, daha sonra yönetim kurulunun 16.06.2017 tarihli kararı ile ortaklıktan çıkarılmasına karar verildiğini, kararın noter aracılığı ile 22.06.2017 tarihinde tebliğ edildiğini, davalı kooperatifin talep ettiği paraya ilişkin olarak değişik tarihlerde dayanak genel kurul kararının iptali için dava açtığını, kooperatife olan borcuna karşılık 28.11.2014 ve 09.06.2017 tarihlerinde toplam 43.260,60-TL’yi kooperatif banka hesabına yatırdığını, ihtarnamelerde borcun ne kadarının ana para, ne kadarının faiz olduğunun belirtilmediğini iddia ederek davalı kooperatif yönetim kurulunun usule aykırı 16.06.2017 tarihli ve 17 numaralı ortaklıktan çıkarma kararının iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının ihraç kararının yasaya ve ana sözleşmeye uygun olduğunu, davacının yükümlülüklerini yerine getirmediğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “…Somut olayda; davacı kooperatif ortağının 16.06.2017 tarihli yönetim kurulu kararı ile ihraç edildiği, ihraç kararının 22.06.2017 tarihinde tebliğ edildiği ile davanın ise 19.09.2017’de 3 aylık hak düşürücü sürede açıldığı görülmüştür. Davalı ortağa yasal prosedür uyarınca 2 ayrı ihtarname gönderilmişse de, ihtarnamelerde ödenmesi gereken ana para ve faizin ayrı ayrı gösterilmemesi ve ikinci ihtarda 1 ay yerine 30 gün süre verilmesi yasaya ve ana sözleşmeye aykırıdır. Buna göre kanun ve ana sözleşmede öngörülen ihraç prosedürüne uyulmadığı anlaşılmakla davanın kabulü ile usul ve yasaya uygun olmayan ihraç kararının iptaline…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İhraç sürecinin kanunda ve ana sözleşmede yer alan usuller takip edilerek nihayete erdirildiğinden herhangi bir hukuksuzluk halinin mevcut olmadığını, davacının kendi isteği ile depolu evlerin bulunduğu B torbasından kuraya katıldığını ve B-48 nolu konutu çektiğini, davacı istemese depolu konutlardan çekmek zorunluluğu bulunmamasına rağmen, kendi isteği ile ve şerefiye farkını bilerek depolu konut çektiğini, ancak davacının depolu ev istemiş olmasına rağmen şerefiye bedelini ödemediğini, hatta depo yapımına ilişkin kararın iptali için Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/539 esas numarasıyla dava açtığını, bununla da kalmayıp kooperatif inşaatlarını … Belediyesi’ne şikayet etmek suretiyle para cezası kesilmesine, kooperatifin ve üyelerin zarar görmesine sebep olduğunu, bu durumun iyiniyet esaslarına ve ortaklık şiarına aykırı olduğunu, yerel mahkemece kök bilirkişi raporuna ve ek bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itirazların dikkate alınmadığını, yalnız bilirkişi raporu incelendiğinde, davacının müvekkili kooperatife toplamda 42.085,36-TL borçlu olduğu tespit edilmiş olmasına karşın, raporda davacının gecikme cezası olmak üzere toplam 27.370,51-TL borçlu olduğunun belirtildiğini, halbuki bilirkişi raporunda yapılan tespit ile müvekkili kooperatif kayıtları arasında meydana gelen farkların alacağa uygulanan faiz oranlarından kaynaklandığını, zira müvekkili kooperatif kayıtlarında alacağa %5 ve %3 oranında faiz uygulanmakta olup, alacağa müvekkili kooperatif kayıtlarındaki faiz uygulandığı takdirde borç rakamının faiz dahil 31.03.2017 tarihi itibariyle 42.933.93-TL olduğunun görüldüğünü, ayrıca bilirkişi raporunda hesaplama yapılırken şubat 2017 faiz tahakuku ve mart 2017 aidat ve faiz tahakkukun yapılmaksızın borç hesabı yapıldığını, bu bakımdan davacının, müvekkili kooperatife 27.370,51-TL değil, 42.933.93-TL borçlu olduğunu, dolayısıyla ihraç kararına dayanak ihtarnamelerin borç miktarı yönünden uyumlu olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, kooperatif üyeliğinden ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
Davacı vekili istinaf aşamasında sunduğu 05.01.2022 tarihli dilekçesinde, Dairemizin 2020/1076 E. sayılı dosyasında davadan feragat ettiğini bildirmiş, vekaletnamesinde davadan feragat yetkisi olduğu anlaşılmıştır.
HMK’nin 5. Kısım 3. Bölümünde yer alan ve davaya son veren taraf işlemlerinden olan feragat, 6100 sayılı HMK’nin 311/(1). maddesi hükmü uyarınca, kesin hüküm sonuçlarını doğurduğu gibi, aynı Kanun’un 309/(2). maddesi uyarınca karşı tarafın kabulüne de bağlı bulunmamaktadır. Öte yandan, aynı Kanun’un 310/(1). maddesi uyarınca davadan feragat karar kesinleşinceye kadar her aşamada mümkündür.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin karar kesinleşmeden önce, istinaf aşamasındaki davadan feragati nedeniyle, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın feragat nedeniyle reddine ilişkin yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre, davalı vekilinin istinaf başvurusu ile ilgili herhangi bir karar verilmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/623 E., 2020/169 K. sayılı dava dosyasında verdiği 04.03.2020 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Davanın feragat nedeniyle REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 80,70-TL karar ilam harcından peşin alınan 31,40-TL harcın düşümü ile kalan 49,30-TL harcın davacılardan alınarak Hazineye gelir kaydına.
3-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
4-Davalı tarafça yapılan 39,70-TL yargılama giderinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine.
5-AAÜT uyarınca 5.100,00-TL vekalet ücretinin davacılardan alınıp davalıya verilmesine.
6-Taraflarca yatırılan avanstan artan kısmın karar kesinleştiğinde iadesine. II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf isteminin incelenmesine yer olmadığına.
III-Peşin alınan istinaf karar harcının karar kesinleştiğinde ve istek halinde iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
26.01.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07.02.2022
…