Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ …
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
…..
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 23.10.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …….
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirketçe dava dışı …….. adresinde bulunan işyeri için 03.05.2016 – 03.05.2017 tarihleri arasını kapsayan … paket sigorta poliçesi tanzim edildiğini, 13.07.2016 tarihinde …’ye ait ana şebeke altyapı kanalizasyonun tıkanması sonucu geri tepen pis suların sigortalı işyerine sirayet etmesi nedeniyle hasar meydana geldiğini, müvekkili şirketçe görevlendirilen eksper tarafından hasarın nitelik ve niceliği hakkında inceleme yapıldığını ve hasarın davalı tarafa ait logarların tıkanması sonucu pis suyun geri tepmesi sonucu gerçekleştiğinin tespit edildiğini, tespit edilen 21.500,00 TL zarar bedelinin 28.07.2016 tarihinde müvekkili şirket tarafından ödendiğini, poliçe şartları uyarınca müvekkili şirketin ödediği tazminattan dolayı sigortalısına halef olarak, bu hasara sebep olan kişiye ve zarardan kanunen sorumlu bulunanlara rücu etmek hakkı doğduğunu, davalı tarafın sorumluluğunda bulunan su borularının bakım ve onarım işlerini layıkıyla yerine getirmediğinden sigortalı işyerinde vuku bulan zarardan ötürü sorumlu olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 21.500,00 TL’nin ödeme tarihi olan 28.07.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı tarafın davaya konu hasarın oluş şekli ve hasarın hangi sebepten kaynaklandığını ispatlaması gerektiğini, meydana gelen hasardaki pis su geri tepmesinin nedeninin ispatının davacıya ait olduğunu, davacı tarafın bu hasarın neden kaynaklandığını tespit etmeden sigortalısına ödeme yapmasının doğru olmadığını ve yapmış olduğu ödemeye katlanması gerektiğini, … … Yönetmeliği gereği ana kanalların bakım ve onarım sorumluluğu her ne kadar İdare’ye ait ise de kanal baca bağlantısından pis suyun geri tepmesini önleyici tedbirleri almanın işyeri sahibi kullanıcıya ait olduğunu, baca bağlantısı çıkışına çekvalf denilen geri tepmeyi önleyici bir aletin takılmasının kullanıcılara ait olduğunu, böyle bir tedbir alınmadığı için hasar meydana gelmesinden işyeri/konut sahibi/kiracının sorumlu olduğunu, bu cihazın takılı olması halinde ana kanalların tıkanması halinde dahi geri tepme olmayacağını, müvekkilinin sorumlu olmadığını, ekspertiz raporunu da kabul etmediklerini çünkü sigortalı tarafın beyanı doğrultusunda tutulan rapor ve tutanaklara göre hasar tespitinde bulunulduğunu, sigortalının basiretli bir iş adamı gibi davranmayıp kusurlu davranarak zararın meydana gelmesine ve artmasına neden olduğunu, hasar bedelinin fahiş ve gerçek dışı olduğunu ve idarelerinin sorumluluğunda olmadığından ödenmesinin mümkün olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Somut olayda; davacı sigorta şirketince dava dışı …’a ait işyeri için “… Paket Sigorta” ile sigorta yapıldığı, 13/07/2016 tarihinde iş yerinin ön cephesindeki …’ye ait ana şebeke alt yapı kanalizasyonun tıkanması sonucu geri tepen pis suların basması nedeniyle sigortalı iş yerinde hasar meydana geldiği, bu nedenle davacı tarafça dava dışı sigortalısına 21.500,00 TL hasar bedeli ödendiği, davalı tarafın sorumluluğunda bulunan bu borularının bakım ve onarım işlerini layikıyla yerine getirmediğinden dava konusu hasar meydana geldiği iddia edilerek dava açılmış ise de; hüküm kurmaya ve denetime elverişli alınan bilirkişi raporundan anlaşılacağı üzere, zemin katta yer alan hangi bağımsız bölümün sigorta kapsamında olduğunun dosya kapsamından anlaşılamadığı ancak mahkememizce yapılan değerlendirmede belediye onaylı mimari projelere göre bodrum kattaki deponun belediyeden onaylı mimarı projedeki 14 nolu dükkana ait olduğu, bu bağlamda sigortalı dükkanın mimarı projede belirtilen bu 14 nolu dükkan olduğu, sigortaya konu bağımsız bölümde meydana gelen su basması olayının pis suyun cadde üzerinden sigortalı mahale girerek akabinde de eksi 1. kata geçmesi şeklinde olduğu, bu durumda da … logarlarının tıkanması sonucunda binanın bodrum katındaki mahallerde geri tepme olduğundan söz edilmesinin mümkün bulunmadığı dolayısıyla …’nin kusurunun bulunmadığı, bir an için sigortalı iş yerinde pis suyun cadde üzerinden iş yerine girmediği, bodrum kattaki depoda geri tepme olayının gerçekleştiği düşünülecek olsa bile onaylı projelerde bodrum kattaki depo mahallinde geri tepmenin açığa çıkacağı wc, lavobo, süzgeç gibi bir açıklık bulunmaması nedeniyel geri tepmenin ancak onaylı projeye aykırı yapılmış sıhhi tesisattaki tadilatlardan meydana gelmesinin mümkün olabileceği, bu halde yine …’nin kusurlu bulunamayacağı anlaşılmakla, kökeni haksız fiilden kaynaklanan eldeki davada kusur, zarar illiyet bağı unsurlarından kusur unsurunun gerçekleşmediği anlaşılmakla davanın reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: kararın yerleşik Yargıtay kararlarına, somut olaya aykırı olduğunu, davaya konu hasarın …’ye ait şebeke alt yapı kanalizasyonunun tıkanması sonucu geri tepen pis suların cadde üzerinden sigortalı iş yerine sirayet etmesi sonucu meydana geldiğini, olay yeri dahi incelenmeden davalı kurumun kusuru bulunmadığından bahisle bilirkişi raporunun hazırlandığını, bilirkişi tarafından sıhhi tesisatta bir tadilat yapılıp yapılmadığının varsayımsal olarak ileri sürüldüğünü, davalının kendi eylem ve işlemlerinden ve verilen zarardan sorumlu olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava,” … paket sigortası poliçesi” uyarınca rücuen tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dava dosyasında verdiği 23.10.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 59,30 TL’den peşin olarak alınan 44,40 TL’nin mahsubu ile kalan 14,90 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
27.10.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 28.10.2021