Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/979 E. 2023/1094 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/979
KARAR NO : 2023/1094

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 12.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/1180 E., 2018/134 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı ve davalı vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin 1422 Sayılı … Kooperatifinin … numaralı ortağı olduğunu, müvekkilinin 2014 yılı davalı kooperatifte yaşanan sıkıntıları duyar duymaz çiftçiler gibi kendisi adına bir işlem yapılıp yapılmadığını ve ne kadar borcu olduğunu öğrenmek için kooperatife gittiğini, kooperatiften borç durum raporunun alması ile almadığı malları almış gibi senet düzenlendiğini ve gerçek borcundan fazla yenileme kredisi çekildiğini ve genel ihtiyaç kredisi çekildiğini öğrendiğini, müvekkili davacının söz konusu davalı kooperatife 2013 yılında 8.000,-TL borcu kaldığını, diğer borçlarını ödediğine dair 03/09/2013 tarihli 83,69 TL ile yine aynı tarihli 19.916,31 TL ve 17/09/2013 tarihli 10.000,-TL ödeme yaptığına dair tahsil fişleri bulunduğunu, müvekkili davacının borçlandırıldığı 17/09/2013 tarih ve … nolu kredi borç senedi ile 13.436,72 TL tutarında borç yenileme kredisi düzenlendiğini, bu borç yenileme kredisindeki kullanılan imza ve yazıların müvekkili davacıya ait olduğunu, 2013 yılında borcunun büyük çoğunluğunun yaklaşık 30.000,-TL yi ödediğini ve davalı kooperatif yetkilisi … tarafından 8.000,-TL borcu kaldığını söylediğini, elinde ödeme makbuzları bulunduğunu, müvekkilinin sadece 8.000,-TL kalan borcu için borç yenileme kredisi kullandığını, fazladan konulan 5.436,72 TL borcu kabul etmediklerini, o tarihte ödeme yaparken yanında kayın biraderi …’ın bulunduğunu, onun tanıklığı ile gerçeğin ortaya çıkacağını, 23/10/2013 tarih ve … nolu kerdi borç senedi ile 9.850,-TL bedelli 4,5 ton 20.20 … gübre ve 3,5 ton … gübresi alımına ilişkin senette bulunan imzaların ve düzenlenen faturaların müvekkili davacının kendisine ait olup olmadığının bilinmediğini, gerekli bilirkişi incelemesi yapıldığında ortaya çıkacağını, müvekkili davacının sadece 1 ton 20.20 … gübre aldığını, bunun dışında fazladan gübre yazılarak müvekkiline fazladan borç çıkarıldığını, 1 ton 20.20 … gübrenin fiyatının 932,20 TL olduğunu, fazladan müvekkili davacıya 8.917,80 TL borç çıkarıldığını, müvekkili davacının 1 ton gübre aldığına dair tanıkları bulunduğunu, 23/12/2013 tarih ve … nolu kredi borç senedi ile 19.500,-TL bedelli genel ihtiyaç kredi için senet düzenlendiğini ve müvekkili adına imzalandığını, söz konusu senette bulunan imza ve yazılar ile tediye fişindeki yazı ve imza müvekkili davacıya ait olmadığını, söz konusu tarihte müvekkilinin İstanbul da bulunduğunu, davanın kabulü ile müvekkili borçlu olmadğı halde ödeme zorunda kaldığı …, … ve … numaralı senetlere istinaden ödenen 33.854,52 TL asıl ve faizi ödenen paranın ödeme tarihi olan 27/09/2015 tarihinden itibaren işleyecek olan temerrüt faizi ile birlikte sebepsiz zenginleşmeye dayalı iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili müvekkili kooperatifin alacaklı olduğu konusunda belgeler bulunduğunu, sebepsiz zenginleşme davasının açılamayacağını, davacı tarafından borçlu olmadığı iddiasında olunması halinde istirdat davasının açılması gerektiğini, kanunda öngörülen zamanaşımı süresinin geçtiğini, davaya konu senetler açısından Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 208’inci maddesinin 4’üncü fıkrası gereğince işlem yapılması gerektiğini, ispat yükünün davacıda olup davacının tanık dinletmesine muvafakatlarının olmadığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…Davacı taraf hernekadar işbu davası ile diğer senet olan 11924 nolu senet yönünden de kısmi olarak yani 5.436,72 TL üzerinden olmak üzere haksız yere fazladan ödediğini iddia ettiğinden bahisle sebepsiz zenginleşmeye dayalı istirdat yani iade talebinde bulunmuş ise de, … nolu işbu senet yönünden imzasını açıkça kabul etmiş olması ve bu senede mahsuben yaptığı tespit edilen ödemesinin davalı kooperatifin, taraflar arasında imzalanmış üyelik sözleşmesinin 19. maddesindeki “ortak ve müteselsil kefiller kooperatifle aralarında çıkacak her türlü anlaşmazlıklarda kooperatife ait defter,kayıt ve belgelerin yegane kesin delil olacağını ve bunlara hiçbir şekilde itiraz etmeyeceklerini kabul ve taahhüt ederler.” şeklindeki delil sözleşmesine dair kesin hükmü gereğince davalı kooperatif defter,kayıt ve belgelerinin kesin delil olarak kabul edilmiş olması nedeniyle fazla ödeme iddiasının kesin ve yeterli kanıtlarla ispat edilememiş olması, davalı kooperatifin kayıtlarının aksini yasal ve yeterli kanıtlarla ispat edememiş olması,senedin vasfı gereği ve imzalanmış ve verilmiş olmasının, karşılığı malın veya hizmetin teslim edilmiş olduğuna yasal karine teşkil etmesi,senedin mevcut bir borcun ödenmesi ve tasfiyesi amaçlı verildiğinin de karine teşkil etmesi,bu karinenin aksi yöndeki davacı iddialarının kesin ve yeterli kanıtlarla ispatlanamamış olması (delil sözleşmesine dair 19.maddedeki kesin hükmü gereğince davalı kooperatif defter,kayıt ve belgelerinin kesin delil olarak kabul edilmiş olması) nedeniyle, bu senede mahsuben davalı kooperatife yaptığı ödemelerinin ise haksız ve dayanaksız bir ödeme olmadığı,imzasını da kabul ettiği senede dayalı borcuna mahsuben yapmış olduğu ödeme olduğu, dolayısıyla bu senet yönünden fazla bir ödemesi olmadığından davalı kooperatifin haksız ve sebepsiz yere zenginleşmediği kanaatine varıldığından işbu senet yönünden yani fazlaya ilişkin kısımla ilgili menfi tespite dayalı istirdat ve iade talebinin ise reddine…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Kayseri Cumhuriyet Başsavcılığının 2014/14485 hazırlık numaralı dosyasının bekletici mesele yapılarak yargılama sonucunda ortaya çıkacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken bunun yapılmamasının eksik inceleme niteliğinde olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Müvekkil kooperatifin alacaklı olduğuna dair belgeler bulunduğunu, bu nedenle sebepsiz zenginleşme hukuki nedenine dayalı dava açılamayacağını, ancak istirdat davası açılabileceğini,
– Davacının hileye dayandığının kabulü halinde bu kez hak düşürücü sürenin geçtiğini,
– Sahtelik iddiası bakımından HMK m.208/4 gereğinin yerine getirilmediğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince taraf vekillerinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m. 353/1-b,1 gereğince; Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1180 E., 2018/134 K sayılı dava dosyasında verdiği 12.02.2018 tarihli kararına yönelik taraf vekillerinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.143,46 TL’den peşin olarak yatırılan 535,86 TL’nin 1.607,60 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-İstinaf yoluna başvuranlar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine
5-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına
14.06.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m.362/1-a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 15.06.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …