Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/976 E. 2022/969 K. 08.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

….

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 20.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : … :
Davacı vekili, müvekkilinin … şirketten 15.01.2013 tarihli … ….400 … … İşleri ile ilgili 344.000,00-TL hakediş bedeli kadar alacaklı olduğunu, alacağının tahsili için Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5628 esas sayılı dosyasından … şirket hakkında icra takibi yapıldığını, takibin iflas kararından bir yıl önce 18.04.2013 tarihinde kesinleştiğini, takibin kapak hesabına göre müvekkilinin … şirketten iflasının açıldığı 10.04.2014 tarihi itibari ile 380.525,89-TL tutarında kesinleşmiş alacağının bulunduğunu; müvekkilinin … şirketten 25.02.2013 tanzim ve vade tarihli 99.500,86-TL bedelli, 15.03.2013 tanzim ve vade tarihli 32.122,78-TL bedelli ve 25.03.2013 tanzim ve vade tarihli 105.000,00-TL bedelli çekler miktarı kadar alacaklı olduğunu, bu alacağın tahsili için Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5299 esas sayılı dosyasından … şirket aleyhine icra takibi yapıldığını, takibin iflastan bir yıl önce kesinleştiğini ve 10.04.2014 tarihi itibari ile 323.917,15-TL kesinleşmiş alacağının bulunduğunu; takip dosyalarının kapak hesapları incelendiğinde, müvekkilinin müflisten alacağının kesinleşmiş alacak olduğunun anlaşılacağını, müvekkili şirketin … … ….A.Ş.’den olan toplam 704.443,04-TL alacağının masaya kaydı için 06.06.2014 tarihinde iflas masasına başvurduğunu ve 15.09.2014 tarih ve 75 nolu karar ile talebin tamamının iflas idare memurluğu tarafından reddedildiğini, iflastan sonra iflas masasınca yapılan incelemede hatalı bir karar ile müvekkilinin alacaklı olmadığına ya da bunun için bir dava açılması gerektiğine karar verdiğini beyan ederek fazlaya dair her türlü talep hakları saklı kalmak kaydı ile İİK.’nun 235. maddesine göre, müvekkilinin tedbiren ikinci alacaklılar toplantısına katılmasına ve toplamda 704.443,04-TL olarak oy kullanması için ihtiyati tedbir kararı verilmesine, iflas idaresi tarafından kabul görmeyen alacakları olan 704.443,04-TL’nin de sıraya kayıt ve kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı İflas İdaresi vekili, … … ….A.Ş.’nin Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 10.04.2014 tarih, 2013/253 esas ve 2014/276 karar sayılı ilamı ile iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiğini, tasfiye işlemlerinin Ankara İflas (21. İcra) Müdürlüğü’nün 2014/7 sayılı dosyası ile yürütüldüğünü, ilk alacaklılar toplantısının 17.07.2014 tarihinde, ikinci alacaklılar toplantısının ise 28.11.2017 tarihinde yapıldığını, birinci alacaklılar toplantısında iflas idare memurlarına vekil atama yetkisi verildiğini, davacının 75 numaralı başvurusuyla alacak başvurusunda bulunduğunu, bu başvurunun iflas idare memurlarının 75 numaralı kararı ile reddedildiğini, iflas idaresinin masanın menfaatini gözetmekle yükümlü olduğunu, davacıdan olan alacaklarının muhtemel borçlarından takas ve mahsup edilmesini istediklerini, korunan hukuki menfaatin … şirketin değil, … şirketten alacaklı olup da alacağını somut belgelere dayandıran diğer alacaklıların menfaati olduğunu beyan ederek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine, davacının alacaklı olduğu kanaatine varılması halinde … şirketin alacaklarının takas ve mahsubu taleplerinin kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Eldeki davada, Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/253 esas, 2014/276 karar sayılı ilamı ile iflasına karar verilen ….A.Ş.’nin tasfiye işlemlerinin Ankara 21. İcra Müdürlüğü’nün 2014/7 iflas sayılı dosyası üzerinden yürütüldüğü, davacının 06.06.2014 tarihinde 704.443,04-TL alacak için iflas masasına başvuruda bulunduğu, iflas idaresinin alacak talebinin 15.09.2014 tarihli karar ile reddettiği, ret kararının davacıya 02.11.2017 tarihinde tebliğ edildiği, bu suretle işbu sıra cetveline itiraz davasının süresi içerisinde (10.11.2017) tarihinde açıldığı dosya kapsamı ile sabit olup, davanın tarafları arasındaki uyuşmazlığın, davacı yüklenicinin … … İnş. A.Ş.’den … 200 … … işi ile … 400 … … İşleri’nden dolayı Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5628 esas ve 2013/5299 esas sayılı dosyalarına konu miktar kadar yüklenici alacağının bulunup bulunmadığı, varsa miktarı, her iki icra dosyasına konu alacakların iflas tarihi itibari ile ferileri ve miktarı noktasında toplandığı saptanmış, somut olayda iflas tarihi itibariyle alacağın varlığı ve miktarı noktasındaki ispat külfetinin davacı üzerinde bulunduğu kabul edilmiştir.
Bu kabulden hareketle, dava dilekçesi ile bilirkişi incelemesine dayanan davacı vekiline mahkemenin 27.09.2018 tarihli celsesinde 6100 sayılı HMK’nun 324. maddesi gereğince bilirkişi ücretine ilişkin delil avansını yatırması için kesin süre verilmiş, kesin mehilin sonuçları açıkça anlatılmış, buna rağmen davacı vekili celse talikine sebep olacak şekilde mahkemenin 20.12.2018 tarihli celsesine kadar verilen kesin süreye rağmen delil avansını yatırmamıştır. Böylelikle, ispat külfeti üzerinde olan davacının delil avansını yatırmadığından bahisle iddiasını ispat etmediği gerekçesi ile davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Müvekkilinin … şirketten iflasın açıldığı tarih olan 10.04.2014 tarihi itibariyle toplam 704.443,04-TL tutarında kesinleşmiş alacağı bulunduğunu, Ankara 19. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5628 E. ve 2013/5299 E. sayılı takip dosyalarının sadece kapak hesapları bile incelendiğinde müvekkilinin müflisten alacağının kesinleşmiş alacak olduğunun anlaşılacağını, … şirketin çeklerinin bir anda yazılması ve iflas sürecine girmesi ile birlikte müvekkilinin alacakları için muhatap bulmakta zorlandığını, … ile temas kurabildiği kadarıyla alacaklarını tahsil etmeye çalıştığını, bazı alacak kalemlerinin hakedişe dönüşmediğini, … şirketin müvekkiline olan borcunu kabul ettiğini ancak ödeme imkanı bulamadığını, imalatların yapıldığını fakat hakedişe dönmediğinden faturaya da bağlanıp likit hale gelmediğini, müvekkilinin alacaklarını tahsil edemeyince müflise karşı 3 adet icra takibi yaptığını ve takiplerin kesinleştiğini, ancak yapılan haciz işlemlerine rağmen tahsilat yapılamadığını, iflasın açılması ile birlikte de bekleme sürecine girildiğini, iflas idaresinin müvekkilinin alacak talebini reddettiğini, bu süreçte müvekkilinin, davalıdan alacaklarını alamadığı için ekonomik çöküntüye uğradığını ve ticaret hayatının sonlandığını, kalan son parası ile dava açarak kesinleşmiş alacağını alma ihtimalini devam ettirmek istediğini, ancak mahkeme aşamasında kendisinden talep edilen yüksek bilirkişi ücretini yatırma imkanı bulamadığı için davasının reddedildiğini, basit bir inceleme ile heyetin karar verebileceği bir konuda bilirkişi ücretini yatıramadığı için davacıyı cezalandırmanın ve davayı reddetmenin hukuka ve hakkaniyet kurallarına aykırı olduğunu, mahkemenin iş yoğunluğunun sorumluluğunun müvekkiline ait olmadığını, taşeron şirketlerin asıl yükleniciyi finanse ettiğini, işin asıl finansal riskinin yüklenicide değil taşeronlarda olduğunu, zira ilk imalatların taşeron tarafından yapıldığını, paranın onun tarafından harcandığını, neticede iş bitirildiğinde bu finansmanın geri dönüşünün sağlandığını, oysa somut olayda şirket iflas ettiğinden projelere harcanan finansmanın da dönüşü olmadığını, bu çerçevede taşeron olan müvekkilinin yaptığı bu harcamaların finansman maliyetine de katlanmak zorunda kaldığını beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına, davacı tarafça yapılan icra takiplerinin kesinleşmiş olmasının alacağın varlığının kesinleştiği anlamına gelmemesine, işin çözümünün bilirkişi incelemesini gerektirdiğinin açık olmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/777 E., 2018/1041 K. sayılı dava dosyasında verdiği 20.12.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
08.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 09.06.2022