Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/948 E. 2023/594 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/948
KARAR NO : 2023/594
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/02/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/335 Esas-2019/95 Karar

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı asıl, davalı kooperatifin (47) nolu üyesi olduğunu, kendisinin katılmadığı 15.04.2018 tarihli genel kurulun (7) nolu gündem maddesinde kooperatif aleyhinde dava açıp adli makamlara suç duyurusunda bulunan üyeler hakkında tazminat davası açılması ve icra takibine geçilmesi için davalı kooperatif yönetimine yetki verilmesi hususunda oy çokluğu ile karar alındığını, kararın kendisine tebliğ edildiğini, alınan kararın haksız olup, Anayasa ve Kanunlara da aykırı olduğunu ileri sürerek bu maddenin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili kooperatifin tüm işlemlerinin hukuka ve kanunlara uygun olduğunu ve iyi yönetildiğini, davacının 2 yıl süre ile müvekkili kooperatifte denetçi olarak çalıştığını, bazı taleplerinin kabul edilmemesi üzerine müvekkili kooperatif hakkında Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulunduğunu ancak takipsizlik kararı verildiğini, davacının müvekkili kooperatif yönetimine husumet beslediğini, davanın haksız açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Davacının, davalı kooperatif ortağı olduğu tartışmasızdır. Bu davayı açabilmek için nizalı genel kurula katılmış, muhalefet şerhini tutanağa işletmiş olmak gereklidir. Ancak, nizalı karar davacının şahsi haklarıyla ilgilidir. Bu halde (dava açabilme) anılan dava şartları aranmayacaktır. Öte yandan, bu nitelikteki kararların ilgiliye tebliği gerekir. Dava açmaya yönelik hak düşürücü sürelerde tebliğinden itibaren başlar. Bu nedenle de, davacının dava açma süresi dolmamıştır. Nizalı kararın yokluk ya da butlan yaptırımına tabi tutulması halinde de, süre kısıtlaması ve diğer dava şartlarının varlığı aranmadan, her zaman dava açılabilecektir.
İptali istenen 15.04.2018 tarihli genel kurulda alınan 7 nolu kararda; “Kooperatif ve kooperatif yöneticileri hakkında haksız ve husumete dayalı dava açan adli makamlara suç duyurusunda bulunan ve söz konusu dava ve iddialarında haksız görülerek aleyhine sonuçlanan ve/veya iddiası reddedilen kayıtlı ortak ve üyelerimiz hakkında tazminat davası açmaya, açılan ve kooperatif ve yöneticileri lehine sonuçlanan ve/veya reddedilen şikayet ve davalarda; mahkemelerin usul ve kararları dışında, kooperatifçe dava başı olarak ayrıca kooperatif avukatına geriye dönük ödenen ve ödenecek avukatlık ücretlerinin muhatap üyeden tahsil edilmesine, muhatap üye hakkında icra takibi yapılarak kooperatiften alacağı ve ilgilinin mal varlığı üzerine icra takibi yapılmasına, alacakların icra masrafları ile birlikte tahsil edilmesi hususlarında, tasfiye halindeki kooperatif yönetimine yetki verilmesinin görüşülüp karara bağlanması,” denmektedir.
Anayasamızın 36 ve 74. maddelerinde şikayet ve ihbar hakları düzenlenmiştir. Buna göre herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak sureti ile yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkında sahiptir. Yine herkes, şikayet hakkını kullanabilir. Ancak bu haklar kullanılırken ilgilinin, yasanın çizdiği sınırlar içinde kalması gerektiği de tabidir. Davalı tarafından, nizalı kararın alınmasına gerekçe gösterilen dava ve şikayetlerde, bu hakların kullanımında yasal sınırların aşıldığı ortaya konmamıştır. Öte yandan, bu karar davacının Anayasa da düzenlenen hak arama özgürlüğü başlığı altındaki şikayet, davacı ve davalı olmak haklarını ortadan kaldırıcı, bu hakların kullanılması nedeniyle ortağı cezalandırıcı niteliktedir. Neticesinde, ortaklar arasındaki eşitlik ilkesini de zedelemektedir. Bu nedenle mutlak butlanla batıldır. Herhangi bir (dava) şartı aranmadan, bu davanın açılabileceğinin kabulüyle, niza konusu kararın iptaline ve davanın kabulüne” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacının kişisel husumeti nedeniyle müvekkili kooperatif hakkında davalar açtığını, suç duyurularında bulunduğunu, iptali istenen 7. maddenin kişiye yönelik bir karar olmadığını, davacının üyelik borçlarını yerine getirmemek için bu davayı açtığını, mahkemece davanın reddedilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığını, kararın kaldırılması gerektiğini belirterek istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
UYUŞMAZLIK :
Uyuşmazlık; davalı kooperatifin 15.04.2018 tarihli genel kurulunun (7) nolu gündem maddesinde alınan kararın Anayasa, usul ve yasalara aykırı olup olmadığı ve iptalinin gerekip gerekmediği hususlarında toplanmıştır.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, davalı kooperatifin 15.04.2018 tarihli genel kurulunun (7) nolu gündem maddesinde alınan kararın Anayasa, usul ve yasalara aykırı olduğu iddiasıyla iptali istemine ilişkindir.
Dosya ve ticaret sicili kayıtlarından; davalı kooperatifin 02.07.2022 tarihli genel kurul kararına dayalı olarak ticaret sicilinden terkin edildiği, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 23.11.2022 tarih ve 2022/1009 E., 2022/1123 K. sayılı kararıyla ihyasına karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
İptali istenen genel kurul kararında; kooperatif ve kooperatif yöneticileri hakkında adli makamlara suç duyurusunda bulunan ve iddialarında haksız bulunan ortaklar aleyhine tazminat davası açmak, bu sebeple avukata ödenen vekalet ücretinin tahsili için gerekli işlemleri yapmak üzere yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verilmiş; İlk derece Mahkemesince, bu kararın davacı ortağın hak arama özgürlüğünü ortadan kaldırıcı ve bu haklarını kullanması nedeniyle ortağı cezalandırıcı nitelikte olduğu gerekçesiyle iptaline karar verilmiştir. İlk derece Mahkemesinin bu yorumu, bu defa davalı kooperatifin hak arama özgürlüğünü sınırlayıcı sonuçların doğmasına yol açacak niteliktedir.
Bu kararın alındığı genel kurul tarihinde davalı kooperatif tasfiye halindedir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 81/6. ve ana sözleşmenin 87/1. maddeleri uyarınca, tasfiye kurulu üyeleri, tasfiye işlemlerinin biran önce bitirilmesi için çalışmakla yükümlüdür.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, dava konusu genel kurul kararının tasfiye amacına yönelik olmadığı, tasfiye işlemlerinin açılacak davalar ve icra takipleri nedeniyle belirsiz bir süre uzamasına yol açacak nitelikte olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile dava konusu genel kurulun 7. maddesinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle aynı sonuca ulaşılması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını gerekçe yönünden düzelterek, istinaf yoluna başvuranın sıfatı da gözetilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin REDDİNE,
II-Yukarıda (2) nolu bentte anlatılan nedenlerle,. davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 13.02.2019 tarih ve 2018/335 E., 2019/9 5K. sayılı KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın kabulüne, davalı kooperatifin 15/04/2018 tarihli genel kurulda alınan 7 nolu kararın iptaline,
2-Alınması gereken 44,40 TL karar ve ilam harcından peşin alınan 35,90 TL harcın mahsubu ile bakiye 8,50 TL karar ve ilam harcının davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
Davacı tarafından yatırılan 35,90 TL peşin harç, 35,90 TL başvuru harcı, 5,20 TL vekalet harcı olmak üzere toplam 77,00 TL harcın davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
3-Davacının yargılamada yapmış olduğu 750,00 TL bilirkişi ücreti, 90,50 TL posta ve tebligat ücreti olmak üzere toplam 840,50 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, artan gider avansının karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
4-Davacı kendisini vekille temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesap edilen 2.725,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,”
III-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatırana iadesine,
IV-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına,
29/03/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarcınca, tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30/03/2023

Başkan …

Üye …

Üye …

Katip …