Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/946 E. 2023/534 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/946
KARAR NO : 2023/534

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 24.01.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/556 E., 2019/67 K.
DAVACI : … A.Ş.
VEKİLİ : Av. … – (E-tebligat)
DAVALI : … – …
VEKİLİ : Av. … – (E-tebligat)
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili tarafından ticari işyeri sigortası ile sigortalanan… adresinde kurulu bulunan …’a ait işyerininin, hemen bitişiğinde, 18.05.2016 tarihinde yangın çıktığını, çıkan yangında sigortalının işyerinde hasar meydana geldiğini, müvekkilinin sigortalıya 44.570,92-TL hasar bedeli ödeyerek haklarına halef olduğunu, bina malikinin BK’nun 69. maddesi uyarınca hasardan sorumlu olduğunu beyan ederek 44.570,92-TL’nin avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın görevsiz mahkemede açıldığını, asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğunu, söz konusu yerin müvekkili tarafından kiraya verildiğini, kiracının davranışından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını, itfaiye raporunda yangının çıkış sebebinin belli olmadığını, ödendiği iddia edilen miktarın fahiş olduğunu beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Davalı vekili cevap dilekçesi ve bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde müvekkilinin işyerini kiraya verdiğini, yangının nerden çıktığının ve kimin kusuruyla meydana geldiğinin belli olmadığını ileri sürmüşse de, illiyet bağını kesen sebeplerden biri mevcut olmadığından davacı taraf ispat yükünü yerine getirmiştir.
Davacının sigortalısına ödediği tazminat miktarı inşaat ve makina mühendisinden oluşan bilirkişi heyetinden alınan raporla denetlenmiş ve 2016 yılı piyasa fiyatlarıyla uyumlu olduğu tespit edilmiş, davalı vekilinin zararın fahiş olduğu yönündeki iddiası yerinde görülmemiştir.

TBK’nın 52/1. maddesi gereğince; zarar gören, zararı doğuran fiile razı olmuş veya zararın doğmasında ya da artmasında etkili olmuş yahut tazminat yüklümlüsünün durumunu ağırlaştırmış ise hakim, tazminatı indirebilir veya tamamen kaldırabilir. Davalının sigortalısının zararın doğması veya artmasında etkili olduğuna dair iddia ve delil ileri sürülmemiştir. Bu nedenle tazminat indirimini gerektiren bir husu söz konusu değildir.
Davacı vekili davalının kiracısı olduğunu ileri sürdüğü … Aş.aleyhine açığı davadan feragat etmişse de, ticaret sicilinde bu unvanlarda şirketlerin bulunmadığı anlaşıldığından, bu feragatin müteselsil borçlulardan biri hakkında yapılan feragat olarak nitelendirilmesi mümkün değildir.
Açıklanan nedenlerle davacının sigortacısına ödediği tazminatın ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğunu;
Bahse konu edilen yerlerin müvekkili tarafından kiraya verildiğini, kiracıların tutum ve davranışlarından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını; Kiracıların, işyeri anahtarlarını teslim aldıktan sonra anahtarları değiştirdiklerini, bu durumda müvekkilinin söz konusu işyerine giremeyeceğini, kaldı ki kiracılar tarafından bildirim yapılmadan müvekkilinin durumdan haberdar olmasının mümkün olmadığını;
Ekspertiz raporunun “muhtemel” gibi bir ifadeyle ihtimallere bağlandığını, bu rapor esas alınarak müvekkilinin sorumlu tutulduğunu, konu hakkında ispat yükü davacıda olmasına rağmen bunu yerine getirmediğini;
Ödendiği iddia edilen ve bilirkişilerce belirlenen miktardaki zararın çok yüksek ve fahiş olduğunu, bilirkişi raporunda herhangi bir somut hesaplama ya da parametre ortaya konulmadığını, yalnızca davacı iddiaları ve davacı tarafça sunulan belgelerin dikkate alındığını, raporun gerçeği yansıtmadığını;
Kabul anlamına gelmemekle birlikte, söz konusu olayın meydana geldiği taşınmazın tamamının müvekkiline ait olmadığını, dava açılırken bu hususun belirtilmediğini ve diğer maliklere dava açılmadığı gibi işbu davanın ihbar da edilmediğini; davacının başlangıçta kiracılara da davayı yönelttiğini, ancak ticaret unvanlarını yanlış bildirdiğinden gerekli tebligatların kiracılara yapılamadığını, taraflarınca kiracıların doğru unvanlarının dosyaya bildirildiğini, buna rağmen davacının husumeti doğru şirketlere yönelteceği yerde bunlar hakkında davadan feragat ettiğini bildirdiğini, feragatin müvekkilini de etkilemesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, TTK m 1472 uyarınca, işyeri sigorta poliçesi kapsamında sigortalıya yapılan ödemenin, olay nedeni ile sorumlu olduğu belirtilen davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/556 E., 2019/67 K. sayılı dava dosyasında verdiği 24.01.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 3.044,64-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 761,16-TL harcın düşümü ile kalan 2.283,48-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
22.03.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23.03.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …