Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/934 E. 2023/948 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2019/934
KARAR NO : 2023/948
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 07/02/2019
ASIL DAVADA
ESAS-KARAR NUMARASI : 2012/387E., 2019/88K.
Birleşen Ankara 17.ATM 2013/333 E 2013/280K
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADA DAVACI: … – …
VEKİLİ :
ASIL VE BİRLEŞEN DAVADADAVALI : …
VEKİLİ :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacı vekili, kooperatif üyesi olan davacının kendisine düşen bağımsız bölümün zemin ve birinci katının betonarme betonu, elektrik ve su tesisatını, tesviye betonu, sıvasını, iç merdiven omurgasını, PVC kapı ve penceresini ve bina arkası istinat duvarını yaptırarak 46.374,00 TL harcadığını, davalı kooperatifin 27.06.2010 tarihinde yapılan olağan genel kurul toplantısının 8.maddesinde kooperatif taahhüdünde olup da üyeler tarafından yaptırılan işlerin bedellerinin ödeneceği yönünde karar alınmasına rağmen davacıya ödeme yapılmadığını ileri sürerek, masrafların ihtar tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir.
Birleşen davada davacı vekili, bağımsız konutunun bina arkası istinat duvarının yıkıldığını, duvarın yıkılmasında davalı kooperatifin kusurlu olduğunun Milas 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/125 D.İş sayılı dosyasında tespit edildiğini, istinat duvarının 20.060,00 TL miktara yapıldığını, davacının bu bedeli ödemek zorunda kaldığını ileri sürerek, 20.060,00 TL’nin tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili, davacının 27.06.2012 tarihli genel kurul kararı doğrultusunda ihtarname ekinde gönderilen fatura tutarı 46.374,00 TL nin ödenmesi talebinin kooperatifin yönetim kurulu tarafından incelendiğini, herhangi bir ödeme yapılmayacağının davacıya bildirildiği, faturanın 2012 yılında düzenlendiğini, ödeme şartlarının bulunmadığını, inşaatta kullanıldığı belirtilen malzemelerin sevk irsaliyesinin olmadığını,ibraz edilecek faturaların en geç 01.06.2008 tarihini taşıması gerektiğini, tanzim tarihi 18.05.2012 olan faturanın 4 yıl sonrasına ilişkin olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Birleşen davada davalı vekili, istinat duvarının davacı tarafından yıktırıldığını, bunun davacı tarafından kooperatife gönderilen ihtarnamede belirtildiğini, davacının talebi üzerine duvar yıktırılmadan önce duvarla ilgili teknik inceleme yaptırıldığını, sonucun tutanağa bağlandığını ve duvarda göçme tehlikesinin bulunmadığının tespit edildiğini, tespit edilen hususların noter ihtarnamesi ile davacıya bildirildiğini, davacının duvarı yıkarken de yaparken de kooperatiften izin alınmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… davalı kooperatif tarafından alınan 01/06/2008 ve 27/06/2010 genel kurul kararları kapsamına göre davalı kooperatifin inşa tahhüdünde bulunmasına karşın yerine getirmediği bir kısım eksiklerin üyeler tarafından karşılanmasına belli şartlar dahilinde izin verildiği, buna ilişkin uygulamanın 01/07/2010 tarihinde başlatılmasına ilişkin karar alındığı, davacının bu kararlar çerçevesinde kendisine düşen taşınmazlarında eksik bırakılan işleri tamamlattığı, akabinde Milas Belediye Başkanlığı’na başvurarak inşaatını tamamladığını belirtmek sureti ile 13/06/2008 tarihli dilekçesi ile iskan ruhsatı talebinde bulunduğu, belediye başkanlığı tarafından yapı ruhsatının 08/08/2008 tarihinde düzenlendiğinin sabit olduğu, bu durumda davacının anılan genel kurul kararları çerçevesinde inşaatını tamamlayarak ruhsatını aldığının sabit olduğu, davalı kooperatifin genel kurulu tarafından, davacı bu harcamaları yaptıktan sonra 30/06/2012 tarihli karar ile bu uygulama kaldırılmış ise de bu kararın davacı açısından oluşan şartları değiştirir nitelikte kabul edilemeyeceği, zira davacı yönünden şartların oluşmuş bulunduğu, söz konusu genel kurul kararları uyarınca yönetim kurulu tarafından inceleme yapılmak sureti ile usulünce onaylanmasına yönelik işlemlerin yapılması gerektiği, davacı dayanağı fatura tarihinin 18/05/2012 olmasının, yapılan işlerin yerinde ve ilgili şirket kayıtlarında denetimi ile mevcut bulunması dikkate alındığında sonradan faturalandırılmış olmasının mümkün olup davacı yönünden sonucu değiştirmeyeceği, yapılan imalatların hiç yapılmadığı anlamına varılamayacağı, bu davanın konusunun davacının aidatlarını ödememesine ilişkin olmadığı gibi buna yönelikte davalı tarafça usulünce bir delil sunulamadığı, bu çerçeveden olarak davalı kooperatif tarafından davacıya 2008 yılı birim fiyatları uyarınca bilirkişi heyeti tarafından inşaatın tamamlama tarihi olan 16/06/2008 tarihi itibariyle hesaplanan tutarın ödenmesi gerektiği, davacının sunduğu fatura kapsamında talep edilen istinat duvarı bedelinin asıl dava kapsamında ileri sürüldüğü, bu duvarın davacı tarafından yaptırıldığı sabit ise de yine kusurlu bir biçimde yaptırılması nedeniyle göçme tehlikesi yaratmasının davacının sorumluluğunda bulunduğu, bu halde yıktırılarak yeniden yaptırılmasına yönelik bedellere davacının katlanması gerektiği, bunların davalı kooperatiften talep edilemeyeceği vicdani kanaatine varılarak asıl davada davanın kısmen kabulüne, birleşen davada davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl davada davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davacının talebine esas faturalandırmanın gerçeğe uygun olmadığını, 2008 yılında yapılan için 2012 de faturalandırılamayacağını, davacıya ödeme yapılması şartlarının bulunmadığını, gerekçe ile kararın çelişkili olduğunu, hükmedilen miktarın hesabının afaki olduğunu, raporlar arasında çelişki bulunduğunu, davacının tip projeye aykırı olarak üç katlı büyük villa yaptığını, diğer binalardan farklı olduğunu, 2011 yılı genel kurulunda bir önceki genel kurul kararının iptal edildiğini beyan ederek, asıl dava yönünden kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacının iki bağımsız bölümü olduğunu ve davalı tarafından inşaatın yapılmadığını, alınan genel kurul kararı gereği yapılan masrafların ödenmesi gerektiğini, raporların eksik ve hatalı olduğunu, faturaların dikkate alınmadığını, hesaplamanın hatalı olduğunu, istinat duvarı yıkımının zorunlu olduğunu, bu bedelin de tahsili gerektiğini beyan ederek, kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, kooperatifin yapması gereken ancak davacı tarafından yaptırılan imalat bedelinin; birleşen dava, istinat duvarının yeniden yapılması bedelinin tahsili istemine ilişkindir.
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, varılan sonucun usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; asıl ve birleşen davada davacı vekilinin tüm istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2- 1163 sayılı Kanunun 1. maddesinde açıklandığı üzere kooperatifler, ortaklarının belirli ekonomik menfaatlerini ve ihtiyaçlarını karşılıklı yardım, dayanışma ve kefalet suretiyle sağlayıp korumak amacıyla gerçek ve tüzel kişiler tarafından kurulan ve tüzel kişiliği haiz ortaklıklardır.
Konut Yapı Kooperatiflerinin kural olarak; ortaklarının ihtiyaç durumuna göre yapılacak inşaatı planlaması, genel kurula sunulan bilanço gelir gider cetvelleriyle belirlenen giderlere göre Kooperatifler Kanununun 21. maddesindeki ödemeleri (aidat) ortaklarından tahsil etmesi (peşin bedelli ortaklardan sadece genel gider ve alt yapı gideri tahsil etmesi), ana sözleşmenin 59/2. maddesi uyarınca tamamlanan bazı konutların ortaklara teslimi ve tapu devrinin söz konusu olması halinde, tapu teslim tarihi itibariyle varsa tapusunu devralacak ortağın Kanunun 21. maddesindeki ödemelere yönelik borcu olup olmadığının belirlenmesi, bu borcunu ödeyen ortaklarına tapu devrini yapması, tapusunu devralan ortaklarla devralmayan ortaklar arasındaki nispi eşitliği tapusunu devralan ortaklardan fazla miktarda aidat tahsil edilmesi suretiyle sağlanabileceğinin gözetilmesi, tapusunu devralan ve devralmayan tüm ortaklardan (peşin bedelli ortaklar hariç) inşaat finansman gideri tahsil etmeye devam etmesi, tüm inşaatların tamamlanması halinde ana sözleşmenin 61 ve devamı maddelerinde düzenlenen kesin hesap prosedürünü tamamlaması, inşaatların tamamlanması sebebiyle tasfiyenin sonuçlanıp sicilden terkin tarihine kadar tüm ortaklarından genel gider, alt yapı gideri ve tasfiye gideri tahsil etmeye devam etmesi gerekir.
Somut olayda; dosya kapsamından anlaşıldığı üzere kooperatif tarafından imalatlar tamamlanmamıştır. Üyelerin yaptırdığı imalatın/işlerin karşılanması için ise 01.06.2008 tarihinde yapılan 2007 yılı olağan genel kurulunun 13. maddesinde, kooperatifin yapmayı üstlendiği ancak üyeler tarafından yaptırılan işlerin ilgili üye tarafından beyan edilmesinden sonra yönetim kurulu tarafından inceleme yapılacağı, işlerin onaylanmasını takiben de o yılın bayındırlık fiyatları dikkate alınarak ait olduğu yıla göre uygun şekilde hazırlanan faturaların ibrazını takiben harcamaların onaylanarak üye hesabına alacak kaydedilmesi ve uygulamanın 2010 olağan genel kurulundan sonra başlatılması oybirliğiyle kabul edilmiştir. 27.06.2010 tarihinde yapılan 2009 yılı olağan genel kurul toplantısının 8. maddesinde ise bu uygulamanın 01.07.2010 tarihinden itibaren başlatılması ile yönetim kurulunun yetkilendirilmesi karara bağlanmıştır. 30.06.2012 tarihinde yapılan 2011 hesap yılı olağan genel kurulunun 9. maddesinde yukarıda anılan uygulamanın piyasadan uygun olmayan fatura teminleri nedeni ile istismar edilmeye çalışıldığı, üyelerin haksız kazanç sağlamak için dava açtıkları gerekçesi ile bu kararın iptali oybirliğiyle kabul edilmiştir.
Davacının asıl davaya dayanak olarak sunduğu …. Şti tarafından düzenlen 46.374,00 TL bedelli faturanın 18.05.2012 tarihli olduğu görülmüştür.
Yukarıdan anılan genel kurul kararından anlaşıldığı üzere üyeler tarafından yaptırılacak işlerin bedelinin kooperatif tarafından kabul edilmesi ve üye lehine alacak kaydı için belirli şartlar öngörülmüştür. Yapılan uygulama Kooperatifler Kanunu’nun ve yapı kooperatifinin amacına işleyişine baştan itibaren aykırı olmakla birlikte, davacının da anılan genel kurulda belirtildiği şekilde faturayı düzenlemediği, yönetim kurulunun da imalatı kabul etmemiş olduğu sabittir. Dosya kapsamında alınan bilirkişi raporlarında davacının inşa ettirmiş olduğu villanın projeden ve diğer üyelerin sahip olduğu yapılardan farklı olduğu tespit edilmiştir.
Sonuç olarak, davacı tarafından 01.06.2008 tarihli genel kurul kararı uygulaması gereği talepte bulunulduğu gözetilerek; genel kurul kararına göre konutlardaki imalat inşaat eksikliğinin 01.06.2008 tarihinden önce üye tarafından giderilmiş olması, imalatın 01.07.2010 tarihinden önce yönetim tarafından incelenerek kabul edilmesi, kabul edilen imalat ve inşaat bedelinin bayındırlık birim fiyatları esas alınarak hesaplanması ve yönetimce işleri onaylaması gerekir. Davacının 2012 yılında düzenlenen fatura ile belirlenen prosedürü gerçekleştirmeden talepte bulunduğu sabittir. Yapılan uygulamanın baştan itibaren Kooperatifler Hukuku’na ve yapı kooperatiflerinin amacına aykırı olması da gözetilerek asıl davanın da reddi gerekirken yazılı gerekçelerle kabulüne karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Bu durumda Dairemizce asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/(1)-b.2 .maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının asıl dava yönünden düzeltilmesi ile davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/387E., 2019/88K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/02/2019 tarihli kararına yönelik asıl ve birleşen davada davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; asıl davada davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/387E., 2019/88K. sayılı dava dosyasında verdiği 07/02/2019 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Asıl davanın REDDİNE,
Alınması gereken 179,90 TL karar ve ilam harcının peşin olarak alınan 688,70 TL. harç ile ıslah harcı olarak yatırılan 355,00 TL. harcın toplamı olan 1.043,70 TL.’den mahsubu ile kalan 863,8‬0 TL.’nin davacıya iadesine.
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan 230,00 TL posta ve 121,30 TL istinaf yoluna başvuru yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatırana iadesine,”
2-Birleşen davanın REDDİNE,
Alınması gereken 44,40 TL. karar ve ilam harcının peşin alınan 342,60 TL.’den mahsubu ile kalan 298,20 TL. ‘nin davacıya iadesine,
Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 2.797,25 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığına,
Taraflarca yatırılan ve kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde yatıran tarafa iadesine,”
3-a)Peşin alınan istinaf karar harcının ve fazladan alınan 121,30 TL başvuru harcının asıl davada davalı vekiline iadesine.
b)Harçlar Kanunu uyarınca asıl ve birleşen dava için alınması gereken 179,90 ‘ar TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL.’nin düşümü ile bakiye 315,40 TL’nin asıl ve birleşen davada davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına
4-Asıl ve birleşen davada davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
24/05/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır