Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/867 E. 2022/1112 K. 29.06.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/867
KARAR NO : 2022/1112

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.01.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/248 E., 2019/37 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin müflis kooperatife ortak iken istifa ettiğini, istifasının yönetim kurulunun 18.09.2008 gün ve 2008/23 sayılı kararı ile kabul edildiğini, söz konusu alacağın bugüne kadar ödenmediğini, bu arada kooperatifin iflas etmesi üzerine iflas masasına müracaat edildiğini, ancak iflas tarihi itibariyle ortaklığının devam ettiği gerekçesiyle alacak talebinin reddedildiğini belirterek 16.875,00-TL tutarındaki çıkma payı alacağının faiziyle birlikte masaya kaydına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı yanın başvurusu üzerine yapılan inceleme sonucunda, davacının müflis kooperatifin ortağı olduğunun ve alacağa ilişkin sunduğu belgelerin 07.03.2005 ila 21.12.2006 tarihleri arasında tahakkuk eden üyelik aidatlarına ilişkin ödemeler olduğunun anlaşılması karşısında, davacının müflis kooperatife üyeliğinin iflas tarihi itibariyle devam etmesi nedeniyle, üyesi bulunduğu kooperatife alacak kaydı yazdıramayacağı gerekçesi ile alacak talebinin reddine karar verildiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Davacı, kooperatif yönetim kurulunun 18.02.2005 tarih ve 038 sayılı kararıyla kooperatif ortaklığına alınmış ve kendisine 84 ortaklık numarası verilmiştir. Davacı, 02.04.207 tarihli dilekçesiyle 84 numaralı ortaklığından istifa etmiş, davacının istifası yönetim kurulunun 18.09.2008 tarih ve 2008/23 sayılı kararıyla kabul edilerek iade ödemenin kooperatifin mali yapısı dikkate alınarak yapılması kararlaştırılmış, ortaklar defterine ulaşılamamakla birlikte 2007 yılı sonrası ortak sayısındaki azalma eğilimi nazara alındığında davacının yerine yeni bir ortak alınmadığı kanaatine ulaşılmıştır. Bu durumda davacının ortaklık ilişkisi 18.09.2008 tarihi itibarıyla sona ermiştir.
Kooperatif yönetim kurulunun18.09.2008 tarihli kararı ile ortaklıktan istifası kabul edilen davacının çıkma payı alacağının 31.12.2008 tarihli bilançoya göre hesaplanacağı açıktır. Davalı kooperatifin defter ve kayıtları ile davacının dosyaya sunduğu ödeme belgeleri nazara alınarak yapılan hesaplama neticesinde 15.285,00-TL aidat ödemesinin bulunduğu belirlenmiştir. Her ne kadar davacı 13.000,00-TL daha ödemesi olduğunu ileri sürmüş ise de; bu husus ispatlanamamıştır. Hal böyle olunca, bilirkişi tarafından tespit edilen 1.013,92-TL genel gider katılım payının düşümü sonrası davacının 14.271,08-TL çıkma payı alacağı isteyebileceği kanaatine varılmıştır.
Öte yandan, dava konusu yapılan alacağın muaccel olduğu tarihin de belirlenmesi gerekmektedir. 31.12.2008 tarihli bilanço ve gelir/gider cetveli 2008 yılına ait 15.02.2009 tarihli genel kurulda görüşülerek kabul edilmiştir. Alacağın bilançonun onaylamasından itibaren bir ay içinde ödenmesi gerekeceğinden, temerrüdün16.03.2009 tarihinde gerçekleştiği belirlenmiştir. Bu genel kurulda, kooperatifin ödeme güçlüğü içerisinde olduğu gerekçe gösterilerek, istifa eden ortaklara yapılacak ödemelerle ilgili üç yıllık erteleme kararı alındığı, alınan bu kararın 1163 sayılı Yasa’nın 17/2. maddesine uygun bir erteleme kararı olduğu anlaşılmıştır. Bu durumda, 16.03.2009 tarihinde muaccel olmakla birlikte, üç yıllık erteleme kararı göz önüne alındığında davacının alacağına kavuşabileceği, onu talep edebileceği tarih 16.03.2012’dir.
Yukarıda da açıklandığı üzere davacının masaya kaydını isteyebileceği 14.271,08-TL çıkma payı alacağı vardır. Bu alacak 16.03.2009 tarihinde muaccel olduğundan, davacı bu tarihten, iflasın açıldığı 02.05.2013 tarihine kadar işlemiş faiz talep edebilecektir. Davacının alacağın muaccel olduğu tarih ile iflasın açıldığı tarihe kadar 5.306,50-TL işlemiş faiz talep edebileceği hesaplanmıştır.
Toplanan delillerin değerlendirilmesinden; davacının çıkma payı alacağına ilişkin talebinin kısmen kabulüne, 14.271,08-TL çıkma payı alacağı, bu alacağın muaccel olduğu tarihten iflasın açıldığı tarihe kadar işlemiş faiz olan 5.306,50-TL olmak üzere toplam 19.577,58-TL davacı alacağının davalı/müflis kooperatifin iflas masasına kayıt ve kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Karara gerekçe yapılan bilirkişi raporlarının denetime elverişli, doyurucu ve itirazlarını karşılar nitelikte olmadığını, yargılama sırasında zamanaşımı iddiasında bulunulmuş ise de itirazlarının dikkate alınmadığını, bilirkişilerce de tespit edildiği üzere alacağın muacceliyet tarihinin 16.03.2009 olduğunu, 5 yıllık zaman aşımından sonra dava konusu talebin ileri sürüldüğünü, davacının davasını şüpheden uzak bir şekilde ispatlayamadığını; ayrıca davacının 10.000,00-TL ödeme yaptığının bilirkişi raporunda yer aldığını, buna ilişkin ödemenin nasıl ve ne zaman gerçekleştiğine dair bir delil ortaya konulmadığı belirtilmiş ise de raporda ve kararda bu yönde bir hüküm kurulmadığını, hesaplanan faizin hatalı olduğunu, zira temerrüt şartlarının oluşmadığını beyan ederek kararın kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif üyeliğinden istifa nedeniyle oluşan çıkma payı alacağının iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, davalı tarafça usulüne uygun şekilde yapılmış bir zaman aşımı savunmasının bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/248 E., 2019/37 K. sayılı dava dosyasında verdiği 22.01.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
29.06.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 30.06.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …