Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/827 E. 2022/827 K. 18.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/827 – 2022/827
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2019/827
KARAR NO : 2022/827

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/12/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/572E., 2018/973K.
DAVACI :
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, Ankara 31. İcra Müdürlüğü tarafından gönderilen 08.08.2018 tarih 2018/1233 esas sayılı üçüncü haciz ihbarnamesinin, 09.08.2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, 22.02.2018 tarih 2018/1233 esas sayılı birinci haciz ihbarnamesinin 27.02.2018 tarihinde davacıya tebliğ edildiğini, …’nın borçlu olarak yer almadığı, borçlu olarak …Ltd. Şti.’nin belirtildiği ve ilgililer adına genel müdürlük birimleri ve şubeler nezdinde yapılan sorgulama sonucunda 28.02.2018 tarihinde … referans numarası ile cevap verildiğini, 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz eden üçüncü kişiye 2. haciz ihbarnamesi, ikinci haciz ihbarnamesine süresi içerisinde itiraz eden 3. kişiye de 3. haciz ihbarnamesi (ödeme bildirimi) gönderilemeyeceğini, mevcut olayda operasyon merkezine tebliğ edilen 1. haciz ihbarnamesine süresi içerisinde cevap verildiğini, 2. haciz ihbarnamesinin ise genel müdürlüklerine tebliğ edilmediğini, ancak buna rağmen icra müdürlüğünce talebe binaen 3. haciz ihbarnamesi (ödeme bildirimi) gönderildiğinin anlaşıldığını belirterek öncelikle tedbiren takibin durdurulmasına, 2004 sayılı İİK’nun 89. maddesi gereği takip alacaklısının (davalının) davacı bankadan talep edebileceği bir hakkın olmadığının tespit edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalıya usulüne uygun dava dilekçesi tebliğ edilmiş, cevap vermemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…Ankara 31. İcra Müdürlüğünün 2018/1233 esas sayılı takip dosyası kapsamında davacı 3. kişiye İİK 89/3 maddesi uyarınca 3. haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinden itibaren yasal 15 günlük sürede iş bu davanın açıldığı yargılama aşamasında davacı 3. kişinin Ankara 15. İcra Hukuk Mahkemesi’nin 2018/691 esas 2018/891 karar sayılı dosyasında yapmış olduğu şikayet başvurusu sonucunda 89/3 haciz ihbarnamelerinin iptaline karar verilmiş olmakla İİK 89/3. maddesine dayalı olarak açılan iş bu menfi tespit davasının konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
İşbu davanın açılmasına sebebiyet vermediklerini, Ankara 15. İcra Mahkemesi’nin 2018/676 E. 2018/731 K. sayılı dosyasında mahkeme tarafından vekalet ücretine haklı olarak hükmedilmediğini, icra müdürlüğünün evrakı hazırlarken yaptığı yanlışlık sebebiyle açılan davada yerel mahkeme tarafından aleyhlerine vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuken yanlış bir karar olduğunu beyan ederek yerel mahkemece verilen kararın kaldırılarak esas hakkında yeniden hüküm kurularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, İİK’nun 89/3. maddesi uyarınca menfi tespit istemine ilişkindir.
6102 sayılı TTK’nın 4. maddesinde, bu hükümde sayılan mutlak ticari davaların yanısıra “Her iki tarafın da ticari işletmesi ile ilgili hususlardan doğan hukuk davaları ticari dava sayılır.” hükmü ile nispi ticari davaya ilişkin de düzenleme yapılmış olup, buna göre tarafların her ikisinin de tacir olması ve uyuşmazlık konusu işin tarafların ticari işletmesi ile ilgili olması gerekir.
İİK’nın 89/3. maddesinin, üçüncü cümlesi, “..İkinci ihbarnameye süresi içinde itiraz etmeyen ve zimmetinde sayılan borcu icra dairesine ödemeyen veya yedinde sayılan malı icra dairesine teslim etmeyen üçüncü şahsa onbeş gün içinde parayı icra dairesine ödemesi veya yedinde sayılan malı teslim etmesi yahut bu süre içinde menfi tespit davası açması, aksi takdirde zimmetinde sayılan borcu ödemeye veya yedinde sayılan malı teslime zorlanacağı bildirilir. Bu bildirimi alan üçüncü şahıs, icra takibinin yapıldığı veya yerleşim yerinin bulunduğu yer mahkemesinde süresi içinde menfi tespit davası açtığına dair belgeyi bildirimin yapıldığı tarihten itibaren yirmi gün içinde ilgili icra dairesine teslim ettiği takdirde, hakkında yürütülen cebri icra işlemleri menfi tespit davası sonunda verilen kararın kesinleşmesine kadar durur…” hükmünü içermektedir. Bu hükümde belirtilen mahkemenin hangi mahkeme olduğu konusunda bir açıklık bulunmamakla birlikte İİK’nın 235/1. maddesindeki gibi kayıt kabul ve 154/3. maddesindeki gibi iflas davaları için Ticaret Mahkemelerinin görevli olduğu yolundaki açık bir düzenleme bulunmadığından bu mahkemenin Asliye Hukuk Mahkemesi olduğunun kabulü gerekir. Yargıtay 19. Hukuk Dairesinin 12.04.2016 tarih ve 3568 E., 6425 K. ve 17.12.2015 tarih ve 7065 E., 17162 K., sayılı ilamları da bu yöndedir.
Somut olayda, taraflar arasında doğrudan bir ticari ilişki bulunmadığı gibi uyuşmazlık davalı alacaklı tarafından başlatılan icra takibinde, borçluya borçlu olduğu gerekçesiyle çıkarılan haciz ihbarnamelerine itiraz edilmemesi nedeniyle yedinde sayılan borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istenmektedir.
01.10.2011 tarihinden sonra açılan menfi tespit davaları için görevli mahkeme, HMK’nın 2. maddesi uyarınca Asliye Hukuk Mahkemesidir. (Prof. Dr. Baki Kuru, İcra ve İflas Hukuku El Kitabı, Ankara 2013, sh:476)
6100 sayılı HMK’nın 1. maddesindeki göreve ilişkin kuralların kamu düzenine ilişkin olduğu hükmü ile HMK’nın 353/(1)-a.3 maddesinin mahkemenin görevli olmamasının mutlak kararın kaldırılması nedeni olduğuna ilişkin hükmü karşısında, görev hususu somut olayda olduğu gibi, açıkça istinaf istemine konu edilmese dahi istinaf mahkemesince re’sen gözetilmelidir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, İİK’nın 89/3. maddesine dayalı olarak açılan davada, Asliye Hukuk Mahkemesinin görevli olduğu gözetilerek, HMK’nın 114/(1)-c ve 115/(2). maddeleri uyarınca mahkemenin görevine ilişkin dava şartı noksanlığı bulunduğu gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken, uyuşmazlığın esası incelenerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamıştır.
Buna göre dairemizce, HMK’nın 353/(1)-a.3. maddesi uyarınca, HMK’nin 114(1).c ve 115/2. maddeleri uyarınca görev yönünden usulden red kararı verilmesi ve HMK’nin 20. maddesinde belirtilen görevsizlik veya yetkisizlik kararı üzerine yapılacak işlemlerin yerine getirilmesi için esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/572 E., 2018/973 K. sayılı dava dosyasında verdiği 31.12.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Kaldırma nedenine göre davalı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
18.05.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27.05.2022

Başkan Üye Üye Katip