Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/826 E. 2023/281 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/826
KARAR NO : 2023/281

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02.02.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/257 E., 2018/45 K.
DAVACI :
DAVALI : …
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı kooperatifin üyesi olduğunu, yapılan müstakil evler sonucu kura çekiminin yapıldığını ve üyelere dağıtıldığını, ancak evlerin konumları itibariyle çok ciddi parasal değer farklılıkları olduğunu ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkını saklı tutmak suretiyle 10.000,00-TL şerefiye bedelinin banka reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın 1 yıllık hak düşürücü süreden sonra açıldığını, davacıya ödenecek şerefiye bedelinden geçmiş borçları nedeniyle takas yapıldığını, davacının hala kooperatife borcu olduğunu, ayrıca 05.02.2013 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında alınan karar gereğince 20.02.2014 tarihinde şerefiye değerlendirme raporunun yönetim kuruluna sunulduğunu ve 15 gün askı süresi beklenerek kura çekimi yapıldığını, davacının 2 yıl sonra bu davayı açmasının haksız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davacı ile davalı kooperatif arasındaki uyuşmazlık Kooperatifler Yasasından kaynaklanmakta olup 5 yıllık süre içinde dava açılmış olmakla zamanaşımı def’inin reddi gerekmiştir.

Davacının şerefiye alacağı 23.166,30-TL’dir. Davacı tarafından yayınlanan şerefiye listesine itiraz edilmemiştir. Davalının, şerefiye bedelini ödememe gerekçesi, davacının kooperatife ödemesi gereken aidat ve gider borcunun, alacağından daha fazla olduğudur. Yapılan bilirkişi incelemesinde, davacının aidat borcu belirlenmiştir. Çoğunluk görüş, davacının borcunun şerefiye giderinden daha fazla olduğu yönündendir. Muhalif görüş ise mahkeme takdirine bırakılmakla birlikte sonuç olarak davacının bakiye alacağı bulunduğu şeklindedir. Düşüncelerin farklılığı sonucunu doğuran neden ise kooperatif kayıtlarında yer alan 30.11.2015 tarihli 10.000,00-TL tutarındaki ek tahakkukun davacıdan talep edilip edilemeyeceği, 10.000,00-TL ek tahakkukun 2. bir kayıt niteliğinde olup olmadığına dayalıdır. Genel Kurul kararları ve kayıtların yapılan incelemesinde varılan sonuç; kooperatifin 22.02.2015 tarihinde yapılan genel kurulunda mart ayı sonuna kadar her üyeden 10.000,00-TL alınacağı kararı bulunmasına rağmen, her üye için 30.11.2015 tarihinde 10.000,00-TL ek tahakkuk yapıldığı, bunun için bir genel kurul kararı olmadığı, ancak 24.01.2016 tarihli genel kurulun 7. gündem maddesinde kooperatif yönetimince 30.11.2015 tarihinde ek tahakkuk yapılmasına karar verildiği, Yönetim Kurulu’nun 26.01.2016 tarihli kararında da genel kurul kararı gereğince alınmasına karar verilen 10.000,00-TL ek ödentiyi ödemeyen üyelere gerekli bildirimin yapılmış olmasının karara bağlandığı görülmektedir. Bu durumda 24.01.2016 tarihli genel kurul kararı ve sonrasında alınan yönetim kurulu kararı ile üyelerin ödemesine karar verilen 10.000,00-TL’nin ödenmesi gerektiği aksi halde faiz uygulanacağı belirtilmiştir. Bu durumda davacı adına kayıtlarda görünen 30.11.2015 tarihli 10.000,00-TL tutarlı ek tahakkukunun önceden kaydedilmekle beraber 24.01.2016 tarihli genel kurul kararına dayalı olduğu, davacının genel kurul kararlarının iptali yoluna gitmediği için davalı kooperatif nezdinde alacak görünmesinin doğru olduğu, ayrıca kooperatif ortakları arasındaki eşitlik ilkesi gereğince de alınmasına karar verilen ödentinin davacı yönünden de uygulanması gerektiği anlaşılmakla, hem bilirkişi çoğunluk görüşünde hem de muhalif görüşte davacının 10.000,00-TL ödemesinin varlığının kabulü halinde bakiye şerefiye alacağı bulunmadığı görüşü dikkate alınarak, davacının davalı kooperatiften alacağı bulunmadığı anlaşılmış, davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Çekilen kura ile müvekkiline düşen 15 numaralı villanın, kooperatifin tam ortasında kaldığını, etrafının binalarla çevrili ve bahçe alanının yok denecek kadar olduğunu, şerefiye farkının da müvekkiline ödenmediğini, oysa üyelerin eşit miktarda aidat ödediğini;
Kendilerinin mahallinde bizzat heyet tarafından keşif yapılarak, görülerek rapor alınmasını talep etmelerine rağmen mahkemenin bu taleplerini hiç nazara almadığını, bilirkişilerin evrak üzerinde inceleme yapıp rapor tanzim ettiklerini, bilirkişilerin dosya üzerinde yaptıkları inceleme neticesinde de tam bir görüş birliğine varamadıklarını, ayrıca davalı tarafın bir karşı davası olmamasına rağmen bilirkişilerin sanki davalı tarafından aidat alacağı davası açılmış gibi aidat alacağının hesaplanması yoluna gittiklerini, yerel mahkemenin bilirkişi raporlarına da aykırı şekilde karar verdiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan nedenlere yönelik istinaf başvurusunun HMK m. 353/1,b,1 gereğince esastan reddine karar vermek gerekmiştir.

2-Dava, şerefiye bedeli alacağı istemine ilişkindir.
Davacıya genel kurul kararlarına uygun olarak 23.166,30-TL şerefiye bedeli tahakkuk ettirildiği, yönetim kurulu kararı uyarınca şerefiye bedellerinin üye borçlarına mahsup edilmesine yönelik verdiği karar üzerine bu mahsubun yapıldığı konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık mahsup miktarından kaynaklanmaktadır.
Davalı kooperatifçe, 22.02.2015 tarihli genel kurulda, 2015 yılı mart ayı sonuna kadar her üyeden 10.000,00-TL alınması kararlaştırılmış ise de bunun dışında, ayrıca bir genel kurul kararı bulunmaksızın 30.11.2015 tarihinde 10.000,00-TL ek bir tahakkuk daha yapılmıştır. Bilirkişi çoğunluğu tarafından, 24.01.2016 tarihli genel kurulun 7. gündem maddesinin bu ek tahakkuk ile ilgili olduğu benimsenmiş ve mahkemece bu görüşe göre karar verilmiş ise de bilirkişi raporunun azınlık görüşünde isabetli olarak belirtildiği gibi, işbu ek tahakkuk, önceden alınan bir genel kurul kararına dayanmamaktadır. Bu belirlemeye göre, adı geçen görüşte de belirtildiği şekilde, davacının toplam borcunun 20.650,00-TL olduğu, bunun, tahakkuk eden 23.266,30-TL şerefiye bedelinden mahsubu ile davacının dava tarhi itibariyle borçlu değil, 2.516,30-TL alacaklı olduğu anlaşılmaktadır. Mahkemece davanın işbu miktar üzerinden kısmen kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru olmamış, Dairemizce HMK m 353,1,b,2 uyarınca kararı düzelterek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
Ankara 4. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/257 E., 2018/45 K. sayılı dava dosyasında verdiği 02.02.2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“Davanın kısmen kabulü ile, 2.516,30-TL’nin dava tarihi olan 21.03.2016 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Fazlaya ilişkin istemin reddine.
Karar ve ilam harcı:
Alınması gereken 171,90-TL karar ve ilam harcından peşin alınan 170,78-TL’nin düşümü ile bakiye 1,12-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
Yargılama giderleri ve gider/delil avansı:
Davacı tarafından yapılan 170,78 harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davacı tarafça sarf edilen 161,50-TL posta masrafı ve 700,00-TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 861,50-TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre 216,75-TL’sinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.
Davalı tarafından sarf edilen 13,5-TL yargılama giderinin kabul-ret oranına göre 10,10-TL’sinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.
Kalan masrafların ilgili taraf üzerinde bırakılmasına. Gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.
Vekalet ücreti:
A.A.Ü.T. uyarınca 2.516,30-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya; 7.483,70-TL vekalet ücretinin de davacıdan alınarak davalıya verilmesine.”

III-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.02.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.02.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır