Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/785 E. 2023/553 K. 29.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/785 – 2023/553
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
ESAS NO : 2019/785
KARAR NO : 2023/553

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31/03/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/1141E., 2017/239K.
DAVACI
VEKİLİ :
DAVALI

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, taraflar arasında hizmet alım sözleşmesi bulunduğunu, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarından davalı yüklenicinin sorumlu olduğunu, davacı tarafından ödenen bedelin rücuen tahsili gerektiğini ileri sürerek, 11.307,79 TL nin kayıt ve kabulünü talep etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili; davanın reddini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…dava dışı … tarafından içinde davalının da olduğu şirketlerden çalıştığı dönemlere ilişkin alacağı için İzmir 5. İş Mahkemesine dava açtığı, 21.12.2011 tarih ve 2011/70 nolu dosyadaki alacağını, İzmir 8. İcra Müdürlüğünün 2012/509 esas nolu dosyasında takibe koyduğu, davacının da üst işveren olarak 08.05.2012 tarihinde bu miktarı ödediği, davacının davalılar ile yapılan sözleşmede işten çıkarma neticesindeki yasal sorumluluğun şirketlere ait olduğundan ödediği miktar için İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesine rücu davası açtığı, yargılama sırasında davalı şirketin iflas etmesi üzerine tefrik kararı verilerek dosyanın iflas kararının verildiği Ankara’ya görevsizlikle gönderildiği, sonuç olarak dava dışı işçinin davacı idarenin değil, yüklenici davalı şirket ile tefrik edilen şirketlerin işçisi olması sebebiyle davacının İcra Müdürlüğüne ödediği paranın rücuen tahsili için bu davanın açıldığı, iflas nedeniyle alacak davasının kayıt kabule dönüştüğü sabit olup uyuşmazlık; davacının rücu hakkının olup olmadığı, varsa miktarının ne kadar olacağı hususlarında toplandığı, dosya kapsamına uygun ve yeterli bilirkişi raporuna göre; davaya konu her bir taşeron firmanın işçiyi çalıştırdığı dönem ile sınırlı sorumlu olduğu, davalı şirkette 837 gün hizmet akdi ile çalıştığı, yıllık ücretli izin alacağı ve ihbar tazminatından son işverenin sorumlu olduğu düşünüldüğünde ve işçinin bilinen son ücreti dikkate alındığında davacının müflis şirketten 3.423,26-TL alacaklı olduğu, 08.05.2012 tarihinden itibaren yasal faizle iflas masasına yazılması gerektiği anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Davanın tam kabulüne karar verilmesi gerekirken kısmen kabulüne karar verildiğini, davaya konu rücu alacağının tamamı yönünden hüküm kurulması gerektiğini beyan ederek, yerel mahkeme kararının aleyhlerine olan hususlar yönünden kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, rücu alacağının kayıt kabulü istemine ilişkindir.
1-Dava ilk olarak 19.07.2013 tarihinde İzmir 14. Asliye Hukuk Mahkemesi nezdinde açılmış olup; iş bu mahkemenin 2014/296 E 2014/247K sayılı 09.07.2014 tarihli kararı ile Ankara Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili ve görevli olduğundan bahisle karar verilmiş,karar 09.09.2014 tarihinde kesinleşmiştir.
Mahkemelerin görevi kamu düzenine ilişkin ve aynı zamanda dava şartı olması nedeniyle bir dava açıldığında mahkeme, görevli olup olmadığını davanın her aşamasında kendiliğinden (re’sen) inceler ve görevsiz olduğu kanısına varırsa, tarafların ileri sürüp sürmediğine bakmaksızın görevsizlik kararı verir.
Mahkemelerce görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yapılacak işlemler ise görevsizlik kararının verildiği tarih itibariyle yürürlükte olan şekliyle HMK’nın 20. maddesinde düzenlenmiş ve anılan maddede;”(1) Görevsizlik veya yetkisizlik kararı verilmesi hâlinde, taraflardan birinin, bu karar verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli ya da yetkili mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir. Aksi takdirde, bu mahkemece davanın açılmamış sayılmasına karar verilir. (2) Dosya kendisine gönderilen mahkeme, kendiliğinden taraflara davetiye gönderir.” hükmüne yer verilmiştir.
Anılan yasal düzenleme uyarınca görevsizlik kararı veren mahkeme, görevsizlik kararında dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesine karar vermekle yetinir; dava dosyasını kendiliğinden görevli mahkemeye gönderemez. Dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilebilmesi ve o mahkemede davaya devam edilebilmesi için taraflardan birinin görevsizlik kararının kesinleşmesinden itibaren iki hafta içerisinde görevsizlik kararı veren mahkemeye başvurarak, dava dosyasının görevli mahkemeye gönderilmesini talep etmesi gerekir.
HMK’nın 20/1. maddesinde iki haftalık başvuru süresinin görevsizlik kararı verildiği anda kesin ise bu tarihten, süresi içinde kanun yoluna başvurulmayarak kesinleşmiş ise kararın kesinleştiği tarihten; kanun yoluna başvurulmuşsa bu başvurunun reddi kararının tebliğ tarihinden itibaren başlayacağı hüküm altına alınmıştır.
Somut olayda ise; kararın kesinleşme tarihi 09.09.2014 olup, davacı vekili tarafından dosyanın görevli ve yetkili mahkemeye gönderilmesi talebi ise iki haftalık sürenin dolduğu 23.09.2014 den sonra verilen 30.09.2014 Uyap havale tarihli dilekçe ile talep edilmiştir. Sürenin sona erdiği günün resmi tatil günü olmadığı anlaşılmaktadır.
Buna göre; ilk derece mahkemesince, süresinde gönderme isteminde bulunulmadığı gözetilerek davanın açılmamış sayılması ile ilgili işlem yapılması gerekirken esasa girilerek karar verilmesi doğru olmadığından, resen dikkate alınması gereken bu hususla ilgili olarak Dairemizce İlk Derece Mahkemesi kararı HMK m. 353/1,b,2 ve 355 gereğince düzeltilerek, davanın açılmamış sayılmasına ilişkin yeniden esas hakkında karar vermek gerekmiştir.
2-Kararın niteliğine göre davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle;
HMK m. HMK m. 353/1,b,2 ve 355 gereğince, Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/1141E., 2017/239K. sayılı dava dosyasında verdiği 31/03/2017 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
” 1-Davanın AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2-Davacı kurum harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına,
3-Yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına,
4-Taraflarca yatırılan gider avansından arta kalan miktar var ise karar kesinleştikten sonra İADESİNE,
5-Davalı kendisini vekil ile temsil ettirdiğinden karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya VERİLMESİNE,

II-Yukarıda (2) nolu bente açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine yer olmadığına,
III-Davacı harçtan muaf olduğundan harç konusunda karar verilmesine yer olmadığına,
IV- Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
V- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
29/03/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 29/03/2023

Başkan Üye Üye Katip