Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/772 E. 2023/1084 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/772 – 2023/1084
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ

(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/772
KARAR NO : 2023/1084
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ESKİŞEHİR ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/427 E.-2019/114 K.
DAVACILAR :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacılar vekili; müvekkillerinin ortağı olduğu davalı kooperatifin 24.07.2013 tarihli genel kurulunda müvekkillerinin alınan kararlara muhalefet şerhi koyduklarını, müvekkillerince davalı kooperatifin 02.03.2012 tarihli genel kurul kararlarının iptali talebiyle dava açıldığını, Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/153 E. sayılı dosyasında mahkemece kararların tamamının dava sonuçlanıncaya kadar icrasının geri bırakılması yönünden ihtiyati tedbir kararı verildiğini, yapılan yargılama sonucunda 29.01.2013 tarih ve 2012/55 K. sayılı kararla 2, 4, 5 ve 6 numaralı kararların iptaline, 3, 7, 8, 9, 10 ve 11 numaralı kararların yoklukla malul oldukların tespitine karar verildiğini, mahkemece toplantıya 8 üye katıldığının kabul edilmesi nedeniyle diğer kişilerin üye olmadıklarının tespitine karar verildiğini, ihtiyati tedbir kararının etkisinin ayrıca karar verilmemesi nedeniyle HMK 397/2. maddesi uyarınca nihai kararın kesinleşmesine kadar devam ettiğini, kararın Yargıtay’da olup henüz kesinleşmediğini, 6102 sayılı TTK’nın 410. maddesi uyarınca genel kurulu toplantıya çağırma yetkisinin yönetim kuruluna ait olduğunu, dava konusu genel kurula çağrı yapan yönetim kurulu üyelerinin tamamının yetkileri tedbiren durdurulduğundan alınan kararların iptal edilmesi gerektiğini, davalı kooperatif yönetim kurulunun usulsüz üye kaydettiğini ve bu şekilde toplantıda alınan kararları etkilediğini, dava konusu genel kurula 16 kişi katıldığını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 8/3. maddesinin, “Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir. Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez.” şeklinde olduğunu, dava konusu genel kurula katılan …’ün üye kaydedilmesinin mümkün olmadığını, ortak sayısının artırılması yönünde bir genel kurul kararı olmadığını, TTK’nın 361. maddesi uyarınca alınan tüm kararların iptalinin gerektiğini, kaldı ki bu işlemin iyiniyet kurallarına da aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin pay oranlarının düştüğünü, genel kurula sunulan bilançonun taşıması gereken zorunlu bilgileri içermediğini, genel kurul çağrı kağıdına bilanço, gelir gider tablosu ile yönetim ve denetim kurulu raporlarının eklenmediğini, genel kurula sunulan yönetim kurulu faaliyet raporunda Kooperatifler Ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul Ve Esaslarına İlişkin Tebliğde belirtilen konulara yer vermediğini, yine denetim raporunun da Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğe aykırı olarak eksik düzenlendiğini, pay sahiplerinin yanlış bilgilendirme sonucu oy kullandıklarını ileri sürerek, 24.07.2013 tarihli genel kurulda alınan kararların iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın 6102 sayılı Kanunun 445. maddesinde belirtilen süreden sonra açıldığını, 02.03.2012 tarihli genel kurul ile ilgili Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2012/153 E, 2012/55 K. sayılı kararının Yargıtayca bozulmasına karar verildiğini, yönetimin yetkisiz olduğu kabul edilse dahi yönetim kurulunun mutad işlemleri yapabileceğini, bu nedenle genel kurulun çağrı ve yetki açısından hukuka ve mevzuata uygun olduğunu, davacılarca ortaklığa kabul ile ilgili kararlar aleyhine genel kurula başvurmadan iş bu davanın açılamayacağını, üye alımı konusunda yetkinin yönetim kuruluna ait olduğunu, ana sözleşmede asgari ortak sayısı belirlenmiş ise de üye sayısının üst sınırının gösterilmediğini, yapının yapılacağı arsanın nitelikleri oranında konut sayısı ile doğru orantılı biçimde arttırılabileceğinin düşünüldüğünü, kooperatifin üzerinde dubleks daireler yapacağı arsada projelerde konut sayısının 20 olarak belirlendiğini, usulsüz üye alımının söz konusu olmadığını, davacıların kötüniyetli olarak iş bu davayı ve benzer davaları açtıklarını, davacılarca aynı sebeplerle açılan Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/250 E., 2012/157 K. sayılı (Bozmadan sonraki 2013/393 E.) kararının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 2013/835 E., 2013/2794 K. sayılı kararı ile bozulduğunu, davacıların aynı sebeple yaptıkları şikayet üzerine Eskişehir Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/15434 Soruşturma No, 2011/14444 Karar No’lu kararı ile kovuşturmaya yer olmadığına karar verildiğini, genel kurul yapıldığı sırada Bakanlık Temsilcilerinin de hazır bulunduğunu ve usule aykırılık tespit edilmediğini toplantıya çağrı usullerinde ve üyelere gönderilen belgeler konusunda herhangi bir eksiklik bulunmadığının bakanlık temsilcilerinin tespitleri ile de sabit olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir. .

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “… davalı kooperatifin 7 ortak ile kurulduğu, ortak sayısı ile ilgili olarak kooperatif ana sözleşmesinde ve genel kurul toplantılarında herhangi bir sınırlama getirilmediği, 08.04.2000 tarihli genel kurulda konut sayısının 20 ile sınırlandırıldığı, mahkememizin 2017/289 E. sayılı dosyasındaki keşif ve bilirkişi incelemesine göre kooperatif arsasına en az 20 konut yapılabileceğinin belirlendiği, bu duruma göre ortak sayısı ile kooperatif arsasının uyumlu olduğu, yönetim kurulu üyelerinin genel kurula çağrı yapmasında herhangi bir usulsüzlük bulunmadığı, mali tabloların çağrı kağıdıyla gönderilmesinin zorunluluğunun bulunmadığı, 7 ortaklı kurulan kooperatife daha sonra yapılan üye kabullerinin yasa ve ana sözleşmeye uygun olduğu, yine bu kabullerde yasanın öngördüğü çoğunluğun mevcut olduğu, bu kapsamda dava konusu genel kurula katılan 12’si asil 4’ü vekaleten olmak üzere toplam 16 üyenin kooperatifin yasal ortağı olduğu, bu sayı itibarıyla toplantıda alınan kararların toplantı ve karar nisabına uygun olduğu, davanın haksız olduğu” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacılar vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesince tahkikat usulüne uygun olarak sonlandırılmamış olup, hukuki dinlenilme haklarının ihlâl edildiğini, 30.01.2019 tarihli celsede HMK’nın 184 ve 186. maddeleri uygulanmaksızın karar verildiğini,
Karara dayanak gösterilen Eskişehir Asliye Ticaret Mahkemesinin 2017/289 E., 2017/435 K. sayılı kararı ile davanın reddine karar verildiğini, Yargıtay tarafından bu kararın onanmasına karar verilmişse de karara karşı karar düzeltme yoluna başvurulduğunu,
Davalı kooperatifin genel kurullarında ortak sayısının artırılması yönünde bir karar alınmadığını, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 8/3. maddesinin “Yapı kooperatiflerinde konut, işyeri ve ortak sayısı genel kurulca belirlenir. Yönetim Kurulu, genel kurulca kararlaştırılan sayının üzerinde ortak kaydedemez.” şeklinde olduğunu, bu yetkinin devredilemeyeceğini, buna rağmen üye olmayan ve genel kurula katılma yetkisi olmayan kişilerin genel kurula katıldıklarını ve oy kullandıklarını, dava konusu genel kurul kararlarının söz konusu kişilerin oyu alınmış olup tamamının iptaline karar verilmesi gerektiğini, davalı kooperatifin yönetim kurulu tarafından sırf çoğunluğu sağlamak ve istedikleri kararları almak için üye kaydı yapıldığının sabit olduğunu, bu durumun iyiniyet kurallarına aykırı olduğunu, bu nedenle müvekkillerinin pay oranının düştüğünü, genel kurula sunulan bilançonun TTK uyarınca taşıması gereken zorunlu bilgileri içermediğini, genel kurul çağrı kağıdı ekinde bilanço ve gelir gider cetvellerinin eklenmediğini, yönetim kurulu faaliyet raporunun Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Yönetim Kurulu Üyelerinin Genel
Kurul Toplantılarına Sunacakları Yönetim Kurulu Yıllık Çalışma Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğe aykırı olarak gerekli bilgileri içermediğini, yine denetim raporunun da Kooperatifler ve Üst Kuruluşları Denetim Kurulu Üyelerinin Genel Kurul Toplantılarına Sunacakları Denetim Kurulu Raporunun Usul ve Esaslarına İlişkin Tebliğe aykırı olarak eksik düzenlendiğini, pay sahiplerinin yanlış bilgilendirme sonucu oy kullandıklarını,
Bilirkişi raporuna itirazlarının İlk derece Mahkemesince değerlendirilmediğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, genel kurul kararlarının iptali istemine ilişkindir.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 99. maddesi, “Bu kanunda düzenlenen hususlardan doğan hukuk davaları, tarafların tacir olup olmadıklarına bakılmaksızın ticari dava sayılır.
Bu davalarda basit muhakeme usulü uygulanır.” hükmünü,
6100 sayılı HMK’nın Basit Yargılama Usulü ile ilgili Altıncı Kısmının “Hüküm” başlıklı 321/(1). maddesi, “(1) Tahkikatın tamamlanmasından sonra, mahkeme tarafların son beyanlarını alır ve yargılamanın sona erdiğini bildirerek kararını tefhim eder. Taraflara beyanda bulunabilmeleri için ayrıca süre verilmez.” hükmünü içermektedir.
İlk derece Mahkemesince bu düzenlemelere uygun olarak karar verilmiş olduğu anlaşılmış olup, yazılı yargılama usulü ile ilgili HMK’nın 184 ve 186. maddelerinin somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır. Davacılar vekilinin bu yöne ilişkin istinaf itirazları yerinde görülmemiştir.
Öte yandan UYAP kapsamından; benzer iddialarla açılan 06.06.2011 tarihli genel kurul ile ilgili davanın reddine dair kararın onanması üzerine davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 27.01.2020 tarih ve 2019/1527 E.,2020/437 K. sayılı kararıyla reddine karar verildiği; yine 02.03.2012 tarihli genel kurul ile ilgili davanın reddine dair kararın onanması üzerine davacılar vekilinin karar düzeltme itirazlarının aynı Dairenin 11.03.2021 tarih ve 2021/497 E., 2021/780 K. sayılı kararıyla reddine karar verilmiş olduğu anlaşılmıştır.
Bu açıklamalara ve dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacılar vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacılar vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 135,50 TL.’nin davacılardan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
14.06.2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza