Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/761 E. 2022/870 K. 26.05.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

.
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

.

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 4. Asliye … Mahkemesi
TARİHİ : 05.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :….

Davacı – birleşen davalarda davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili şirket ile davalı şirket arasında 11/03/2003 tarihinde davalıya ait … inşaatı işi ile ilgili…sözleşmesi imzaladıklarını, sözleşme kapsamındaki işleri müvekkilinin düzenli olarak yaptığını, sözleşme bedelinin 565.000 USD + KDV olarak kararlaştırıldığını, davalının ilk beş fatura bedelini düzenli ödediğini, 6. hakedişle ilgili faturanın ve 7. hakedişle ilgili faturaların ödenmediğini, sözleşmeye göre müvekkilinin fesih hakkı bulunduğunu, müvekkilinin noter ihtarnamesi ile 30/04/2004 tarihinden geçerli olmak üzere sözleşmeyi feshettiğini davalı tarafa ihtar ve tebliğ ettiğini, 3 adet faturadan dolayı oluşan alacakları için Ankara 13. İcra Müdürlüğü’nün 2004/7091 esas sayılı dosyasında icra takibi yaptıklarını, itiraz üzerine takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; sözleşme ile davalıya ait …. ….işlerinin davacıya verildiğini, müvekkili ile Alman … Bankası arasında 24/12/2002 tarihinde yapılan sözleşme gereği inşaatın 31/12/2004 tarihinde bitirilmesinin hedeflendiğini, ancak bitirilmemesinin sorumlusunun davacı şirket olduğunu, bilgi ve tecrübe sahibi teknik kadrosu yetersiz olup yazılı ve sözlü uyarıları dikkate almadıklarını, imalatları ve kullanılan malzemeleri kontrol etmedikleri için zarara uğradıklarını, yaptıkları tespitte yanlış hesaplama ve hak edişlere istinaden taşeronun yapmadığı işin bedeli olarak yaklaşık 35.000.000 USD + KDV + müteahhitlik kârının fazladan ödenmiş olduğunu, davacının yüklendiği görevi zamanında yapmayarak ve iş programını banka onayına sunmadığından bankanın krediyi kat ettiğini ve inşaatın durdurulmasına sebep olduğunu, finans kaynağı iptal olmakla beraber ayrıca bankanın vermiş olduğu krediyi tahsil amacıyla müvekkili aleyhine icra takibi yapıldığını, bundan dolayı faiz, icra masrafı ve avukatlık masrafı ödediklerini, personel maaşlarını ödemeyemedikleri için çoğunun istifa ederek kıdem, ihbar tazminatı yükü oluşturduğunu, otel işletmecisi … ile yapılan sözleşme gereği otelin 31/12/2004 tarihinde açılması gerekirken açılamadığını, işletme gelirlerinin davalıdan tahsilinin gerektiğini, davanın haksız olduğunu savunarak, reddine ve %40 kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 6. ATM’nin 2008/18 Esas sayılı dosyasında davacı vekili; taraflar arasında … … …Sözleşmesinin imzalandığını, davalının sözleşme kapsamında alacağının tahsili talebiyle 4. Asliye … Mahkemesinde itirazın iptali davası açtığını, sözleşme kapsamında davalıya 5 fatura bedeli olarak toplam 351.050 USD ödendiğini, otelin yapım işinin tamamlanabilmesi için dava dışı … … ile 35.000.000 USD’lik kredi sözleşmesi imzalanmış olup davalı ….’nin projenin danışmanlık ve banka ile koordinasyon görevini üstlendiğini, davalının koordinasyon görevini yerine getirmemesi nedeniyle bankanın hesabı kat ederek verilen kredinin iadesini istediği, bundan dolayı tüm projenin akim kaldığını, otel inşaatını yapan … … şirketinin sözleşme kapsamında alacağının tahsili amacıyla tahkime başvurduğunu, davalı sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediğinden müvekkilinin zarara uğradığını, bu zararın bir kısmı olan 2.198.271,53 USD’yi hakem heyetinde görülen davada ana yüklenici … şirketinden talep ettiklerini ileri sürerek, geriye kalan zarardan şimdilik 1.000.000,00 YTL’nin faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın taraflar arasında tanzim edilen 11/01/2003 tarihli Teknik Danışmanlık ve Kontrollük Sözleşmesine dayandığını, bunun hizmet akdi ve istisna akdi niteliğinde olduğunu, sözleşmenin 16. maddesine göre 2 takvim ayı içerisinde fatura ödemeleri gerçekleşmez ise ….’ye sözleşmeyi tek taraflı olarak tazminatsız fesih hakkı verildiğini, davacı fatura bedellerini ödemediği için sözleşmenin müvekkili tarafından haklı olarak feshedildiğini, sözleşmenin 16. maddesinin d. bendinde yazılan tazminatsız fesih hükmü uyarınca davacının tazminat talep hakkının bulunmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Birleşen Ankara 4. ATM’nin 2010/565 Esas sayılı dosyasında davacı şirket temsilcisi; temsilcisi olduğu şirket ile davalı arasında imzalanan sözleşmeye istinaden taraflar arasında 4. Asliye … Mahkemesi’nin 2004/497 esasında davalı tarafından müvekkili aleyhine dava açıldığını, müvekkili tarafından 6. ATM’nin 2008/18 esas sayılı dosyası ile davalı aleyhine fazlaya ilişkin talep hakları saklı kalmak üzere 1.000.000,00 YTL tazminat talebiyle açtığı davanın 4. Asliye … Mahkemesi dosyası ile birleştiğini, yapılan bilirkişi incelemesinde, 27/01/2009 tarihli raporda davalı ….’nin müvekkili şirketi 55.681.546,33 USD zarara uğrattığının tespit edildiğini, ek raporda ise 72.951.497 USD + 106.210,00 TL zarara uğratıldığının tespit edildiğini, bilirkişi raporunda belirlenen 55.681.543,33 USD zararın TL karşılığı olan 87.455.704,50 TL’si için Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6280 esasında takip yaptıklarını, davalının itiraz ettiğini, davalı aleyhine tazminat alacağının hüküm altına alınması ile tahsiline karar verilmesi talebiyle iş bu davayı açmak zorunda kaldıklarını, toplam alacak üzerinden harcı ödemeleri mümkün olmadığından şimdilik icra dosyasına yatırdıkları 437.296,06 TL harcın karşılığı olan 29.447.542,00 TL tutarında bu davayı açtıklarını, bilirkişi raporunda davalının sözleşmeye aykırı hareketi nedeniyle davacı tarafından davalıya ödenen 351.050 USD’nin iadesinin talep edilebileceğini, … … tarafından kredinin kat edilmesi nedeniyle kapak hesabına göre 7.393.174,31 USD asıl yüklenici … firmasına yapılan ödemelerde yer alan bir kısım iş ve hizmetler yapılmadığı halde ödeme nedeniyle 1.015.081 USD, davalının teras yalıtımının bozulması nedeniyle 280.000 USD, sismik demir kullanılmadığından 510.986,02 USD, 2005, 2006, 2007 yıllarında mahrum kaldığı kira ve gelir kaybından dolayı 46.131.255 USD zararlarının olduğunu ileri sürerek, şimdilik 29.447.542,00 TL alacağın avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; dava dilekçesinde davayı açanın davacı şirketin yetkilisi olup olmadığının belli olmadığını, davanın 5 yıllık zamanaşımına tabi olup 30/04/2004 tarihinde sözleşme feshedildiğinden 27/09/2010 tarihinde açılan davanın zaman aşımına uğradığını, davacının dayandığı bilirkişi raporlarının müvekkillinin delilleri toplanmadan hazırladığını, buna itiraz ettiklerini, kredinin kat edilmesinde müvekkilinin kusurunun olmadığını, davacının asıl yüklenici … şirketine fazla ödeme yapıldığı iddiasında olup bu konuda taraflar arasında hakemde görülen dava bulunduğunu, buna ilişkin davacı tarafından dosyaya bilgi verilmediğini, eser sözleşmesinin tarafı dava dışı yüklenici … şirketi olup müvekkili ….’nin bu sözleşmenin tarafı olmadığını, bu kapsamda meydana geldiği iddia edilen zarardan müvekkilinin sorumlu olmadığını, davacının dava ve iddiasının haksız olduğunu savunarak, reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce; “Asıl dava, taraflar arasında tanzim edilen denetim ve kontrolörlük sözleşmesine istinaden davacının yaptığı hizmet bedellerinin bir kısmının ödenmediği iddiasıyla faturaya dayalı olarak yapılan takibe vaki itirazın iptali davasıdır.
Ankara 6. ATM’nin 2008/18 esas sayılı dava, taraflar arasında tanzim edilen denetim ve kontrolörlük sözleşmesi kapsamında davalının yükümlülüklerini usulüne uygun yerine getirmediği iddiasıyla uğranılan zararın tahsili ve ödenen bedelin iadesi talebinden ibarettir.
Ankara 4. ATM’nin 2010/565 esas sayılı dosyasında dava, taraflar arasında tanzim edilen denetim ve kontrolörlük sözleşmesi kapsamında davalının yükümlülüklerini usulüne uygun yerine getirmediği iddiasıyla uğranılan zararın ve yoksun kalınan karın tahsili talebinden ibarettir.
Taraflar arasında yapılan sözleşme, ödemeler, ödeme belgeleri ve tarafların tüm delilleri celp edildikten sonra oluşturulan bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti 27/01/2009 tarihli raporunda özetle; taraflar arasında 11/01/2003 tarihli …. sözleşmesi imzalandığını, sözleşme kapsamında asıl dosya davacısı ….’nin saha denetimi, teknik danışmanlık ve kontrolörlük hizmeti verdiğini (madde 2), bu kapsamda işin Ulusal ve Uluslararası standartlara uygunluk, imalat ve işletme maliyetlerini azaltmak ve bakım giderlerinin minimum seviyede tutulmasını sağlamak (madde 3), inşaatın seyri ve teknik konularda davalı …’e bilgi ve belge vermek, onun adına toplantılara katılmak (madde 6), finansör banka tarafından talep edebilecek her türlü bilgi ve belgeye en kısa zamanda tanzim veya ilgili yerlerden tedarik edip bankanın bilgi ve görüşüne sunmak (madde 15) olduğunu, 16.maddede akde aykırılıkta bulunulması halinde sözleşmenin feshedilebileceğini, bu durumda tarafların uğradıkları zararları birbirinden talep edebileceklerini ve alınan teminatın irat kaydedileceğinin düzenlendiğini, davacı-karşı davalı ….’nin sözleşme kapsamındaki hizmetleri, yapı sahibinden bağımsız olarak ve bu edim sonucunun gerçekleştirilmesinde sorumlu olmaksızın yürütmek olup iş görmenin özenle yapılması ve yerine getirilmesinin zorunlu olduğunu, rizikonun yapı sahibine ait olduğunu, bu kapsamdaki sözleşmenin BK.386 anlamında bir işin görülmesi veya işin idaresine ilişkin olduğu ve vekalet sözleşmesinin konusuna girdiğinin düşünüldüğünü, vekil ….’nin mesleki, teknik ve denetim hizmetlerini üstlenmesi nedeniyle yapı sahibinin iradesine ve menfaatine uygun olarak iyi bir şekilde yerine getirmekle yükümlü olup bu hususun ….’nin sadakat borcunu oluşturduğunu, ….’nin yapının teknik denetimi ve yönetimi için gerekli olan veya olabilecek her şeyi yapmaya, özellikle iş sahibine zarar verecek her şeyden çekilmeye mecbur olduğunu, bu hizmetleri sırasında uygulanan projelerde tespit ettiği noksanlıkları, yapının gerçekleştirilmiş bölümlerinde ortaya çıkan yapı bozulukluklarına müdahale etmek ve yapı sahibine bildirmek, görülen hizmetlerin tümü hakkında ona bilgi vermekle yükümlü olduğunu, vekilinin ayrıca yukarıda belirtilen yükümlülüklerini sözleşmeye uygun olarak özenle yerine getirmek zorunda olduğunu, yapı işlerinin projelere uygun ve zamanında gerçekleşmesini sağlayacak orgazinasyonların kurulması, gerekli denetimin yapılması, bu hususlarla ilgili talimatların yapı işlerini gerçekleştiren müteahhide verilmesini özen borcu kapsamına girdiğini, noksanların ve yanlış uygulamaların sorumluları tarafından giderilmesini sağlamakla yükümlü olup bu konuda sadece talimat vermesinin yeterli olmadığını, yapının kesin maliyetinin yaklaşık maliyet tutarını aşmaması için gerekli önlemleri almak ve denetimleri sırasında aşırı ölçüde artma ihtimalinin bulunmasını tespit etmesi halinde durumu yapı sahibine bildirmekle görevli olduğunu, denetim ve yönetim yükümlülüklerini objektif özen borcuna aykırı biçimde yerine getirirse yapı sahibinin bu yüzden uğradığı zararı tazminle mükellef olduğunu belirtmişlerdir.
Bilirkişi heyeti raporunda devamla; esas dava yönünden davacının sözleşme kapsamında hak ettiği bedellerin kendisine ödenmediğine dair bilgi belgeler ve üç adet faturalara istinaden toplam 166.675 USD tutarında icra takibi yaptığını, itiraz üzerine takibin durduğunu, davalının faturaların davacının sözleşme yükümlerine aykırı davranışı nedeniyle ödemediğini beyan ettiğini, raporun aşağı bölümünde belirtildiği üzere davacının yükümlendiği görevlerini gereği gibi yerine getirmediği görüşüne vardıklarını, mahkeme aksi takdirde ise takip tarihi itibariyle 261.006,41 TL talep edilebileceğini belirtmişlerdir.
Birleşen dava yönünden ise taraflar arasında tanzim edilen sözleşmenin vekalet akdi niteliğinde olduğunu, davalının projenin gerçekleşmesi yönünde önemli bir adım olan bütçeyi bankaya göndermeden önce iş sahibi davacının yazılı onayının olmasının özen borcunun gereği olduğunu, davalının tüm veriler hazır olmadan ve davacının yazılı onayını almadan bankaya gönderdiği 27/01/2004 tarihli revize bütçe sonucu bankanın önce ödemeleri durdurduğu ve bilahare de krediyi kat ettiğini, bu durumun taraflar arasında imzalanan vekalet sözleşmesine göre sadakat ve özen borcuna aykırı davranılması sonucunda oluştuğunu belirtmişlerdir.
Fazla ödeme iddiası yönünden ise, mahkemenin verdiği yetki doğrultusunda mahallinde yapılan inceleme sonucunda; genel gider kapsamında yer alan ve bedeli (10.000 + 50.000 ) USD olarak kararlaştırılan büro ve deponun yapılmadığının görüldüğünü, davacının beyanlarında şantiye şefi maaşının 16 ay için toplam ödendiği halde şantiyede sadece 4,5 ay çalıştığını, 34.839 USD’nin davalının sözleşmeden doğan denetim yükümlülüğünü yerine getirmemesi sonucunda ana yükleniciye fazla ödendiğini, teknik müdürün 5 ay çalıştığı halde 18 ay çalışmış gibi para ödendiğini belirttiğini, davalının bu hususları denetlemesi hak edişten çıkarması veya yapılmayan iş ve hizmetlerin ana yüklenici tarafından yapılmasının sağlanması gerektiğini, bu hususun özen borcunu yerine getirmediğini gösterdiğini, teras yalıtım imalatında izolasyonların su sızdırmazlık testlerinin yapılması amacıyla teraslardaki 14 adet teras süzgecindeki betonların kırdırıldığını, bu nedenle teras yalıtım katmanlarının parçalanıp tahrip edildiğini, bu fahiş bir imalat hatası olup onaylanmasının kabul edilemeyeceğini, denetim ve kontrol sorumluluğu yerine getirilmediğinden ve özen borcuna aykırı davranıldığından davacının zarara uğramasına sebep olduğunu, bundan dolayı 280.000 USD + KDV zararın meydana geldiğini,
M-7 merdiven proje ve sistem detaylarının, davalı tarafından başlangıçta gerekli inceleme yapılmadan davacıya sunulması nedeniyle davalının sözleşmeden kaynaklanan sadakat ve özen borcuna aykırı davrandığını, Bims blok duvar imalatında, döşeme bağlantısı bölümünde tariflenen detayın uygulanmadığını, bu nedenle denetim görevini özenle yerine getirmediğini, mekanik tesisat, avan projelerinin eksik ve ayıplı olup sadakat ve özen borcunun yerine getirilmediğini, … firmasının işe geç başlamasında davalının sorumluğunun olduğunu, inşaatta depreme dayanaklı sismik demir kullanılmadığından Bayındırlık Bakanlığının çıkardığı yönetmelikte belirtilen kriterleri karşılamadığından imalatın sökülüp yeniden yapılmasının gerektiğini, bunun bedelinin 510.986,02 USD olup davalıdan istenebileceğini, davalının …’ın hak ediş hesabını yanlış yapmasından dolayı fazladan ödenen 90.080,02 USD’den davalının sorumlu olduğunu, netice olarak esas dava yönünden davacı ….’nin sözleşme kapsamındaki yükümlendiği görevlerini yerine getirmediği, mahkemece ücret alacağının istemekte haklı olduğu düşünüldüğü takdirde, takip tarihi itibariyle alacağın 261.006,41 TL olduğunu, birleşen dava yönünden ise davalının sözleşme kapsamındaki yükümlendiği görevlerini gereği gibi yerine getirmeyip, “Sadakat ve Özen” borcuna aykırı davranışta bulunması nedeniyle, davacı tarafından davalıya ödenen iş bedelinin iadesinin gerektiği, bunun 351.050 USD olduğunu, kredinin kat edilmesi nedeniyle dava tarihine kadar işlemiş faizden davalının sorumlu olup kapak hesabına göre 13/02/2008 tarihi itibariyle bu miktarın 7.393.174,31 USD olduğunu, ana yüklenici firmaya genel gider kapsamında yapılan ödemelerde yer alan ancak yapılmayan bir kısım iş ve hizmetler nedeniyle 1.015.081 USD zararın oluştuğunu, bundan davalının sorumlu olduğunu, teras yalıtım faaliyetlerinden dolayı terasın yeniden yapılması bedeli hariç zararın 280.000 USD olduğunu, sismik demir kullanılmamasından dolayı meydana gelen zararın 510.986,02 USD olduğunu, sadakat ve özen borcuna aykırı davranış nedeniyle binanın sözleşmede belirtilen 31/12/2004 tarihinde işletmeye açılamaması sonucu 2005, 2006, 2007 yıllarında mahrum kalınan kira kaybının 46.131.255 USD olduğunu belirtmişlerdir.
Tarafların itirazı üzerine bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış ek raporda özetle; esas dava yönünden davacının yükümlendiği görevlerini gereği gibi yerine getirmediği bu nedenle talebinin yerinde olmadığını, birleşen dava yönünden ise davalı sözleşme kapsamında yükümlendiği görevlerini gereği gibi yerine getirmeyip “Sadakat ve Özen” borcuna aykırı davranışta bulunduğunu, bu nedenle davalıya ödenen iş bedelinin davalıdan alınarak davacıya verilmesi gerektiğini, bunun tarafların mutabık olduğu 351.050 USD olduğunu, davalının “Sadakat ve Özen” borcuna aykırı davranışı sonucu … … tarafından sağlanan kredinin kat edilmesine neden olmasından dolayı davacı aleyhine başlatılan icra takibi nedeniyle dava tarihine kadar işlemiş temerrüt faizinden davalının sorumlu olduğu miktarın 7.393.174,31 USD ile vekalet ücreti ve masraf toplamı olan 76.922,24 TL olduğunu, dava dışı ana yüklenici … firmasına genel gider kapsamında yer alan ancak yapılmayan iş ve hizmetler nedeniyle ödenen bedellerin 1.015.081 USD olup bu zararın davalıdan talep edilebileceğini, teras yalıtımlarının denenmesi nedeniyle meydana gelen 280.000 USD + 29.288,00 TL’den davalının sorumlu olduğunu, sismik demir kullanılmadığından imar mevzuatına aykırılık nedeniyle yeniden yapılması gerektiğinden 561.486,02 USD zarardan davalının sorumlu olduğunu, binanın belirlenen tarihte işletmeye açılmaması sonucu 2005, 2006 ve 2007 yıllarında mahrum kalanın kira ve gelir kaybı toplamının dosyaya sunulan … A.Ş. tarafından düzenlenen fizibilite raporuna göre 63.350.716 USD olduğunu belirtmişlerdir.
Davalı şirket kayıtları İstanbul’da bulunduğundan mahal mahkemesine talimat yazılarak oluşturulacak bilirkişi heyetinden rapor aldırılması istenmiş, talimatla oluşturulan bilirkişi heyeti raporunda özetle; önceki bilirkişi raporlarında belirtildiği üzere taraflar arasında akdedilmiş olan ve “davacının sözleşme konusu işleri görmeyi, davalının da bunun karşılığında bedel ödemeyi” taahhüt ettiği sözleşme, hukuki niteliği itibariyle “vekalet sözleşmesi” (BK.mad.386 vb.) ya da (vekalet benzeri bir isimsiz iş görme sözleşmesi) olduğunu, vekalet sözleşmesinde vekil, sözleşme ile üstlendiği iş görme edimlerini, “Sadakat ve Özenle Görmek” borcu altında olduğunu, özen borcunun BK.390/f.2 uyarınca vekil sözleşme ile üstlendiği iş görme edimlerini özenle yerine getirmek yani özenle yapmak borcu altında olduğunu, aynı madde uyarınca vekil sözleşme ile üstlendiği işleri sadakatla yapmak borcu altında olup sözleşme süresince ve sözleşme konusu işlerin görülmesi esnasında müvekkile bilgi vermek, onu uyarmak veya dikkatini çekmek ve onu korumakla yükümlü olduğunu, dosyada bunların tespiti için teknik verilere ihtiyaç olduğunu, gerekli bilgi ve belgelerin temini ile elektrik, makina ve … mühendislerinden oluşacak bilirkişiler marifetiyle keşfen işlerin tespitinin yapılması gerektiğini belirten ön rapor vermişlerdir.
Mahkemece bu doğrultuda oluşturulan bilirkişi heyeti marifetiyle mahallinde keşif yapılarak bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti 27/03/2014 tarihli raporunda özetle; karşı davayı oluşturan uyuşmazlığın karşı davalının sözleşme uyarınca üstlendiği edimlerini gereği gibi ifa edip etmediği ve edimlerini sadakatli ve özenli bir şekilde ifa edip etmediği hususuna ilişkin olduğunu, mahallinde yapılan keşifte, otel ve konut inşaatlarının başlandığı ancak tamamlanmadığını, taraflar arasında yapılan saha denetimi, teknik danışmanlık ve kontrolörlük hizmetleri sözleşmesi kapsamında davalının projenin mevcut sistemlere uygunluğunun kontrol etmesi görevini yüklendiğini, sözleşmenin vekalet sözleşmesi mahiyetinde olduğunu, dava konusu teras yalıtım testleri konusunda mahallinde yapılan keşif sonucunda deneyde uygulanan yöntemin işin doğasına aykırı olduğunu, davalının görevini sadakat ve özen borcuna uygun ifa etmediğini, 07/07/2009 tarihli bilirkişi kurulu raporunda belirlenen yeniden yapılması gereken izolasyon işinin toplam tutarının 280.000 USD olup bu miktarın makul olduğunu, balo salonu üzerindeki teras kısmının izolasyonu dahil edildiğinde toplam bedelin 323.512 USD olduğunu, M-7 merdiven sistemleri detaylarını davalı başlangıçta gerekli inceleme yaparak davacıya sunmadığından görevini savsaklaması dolayısıyla sadakat ve özen borcuna aykırı davrandığını, 07/07/2009 tarihli rapordaki görüş ve kanaate katıldıklarını, Bims duvar blok imalatı konusunda teknik şartnamede belirtilen duvar-döşeme bağlantısı bölümünde tarihlenen detayın uygulanmadığından davalının bu imalatın yapımında denetim görevini özenle yerine getirmediği görüşüne varıldığını ve 27/01/2009 tarihli kök rapor ile 07/07/2009 tarihli ek rapordaki bilirkişi kurulu raporundaki görüşlere aynen katıldıklarını, sismik demir konusunda yapılan laboratuvar deneylerinde afet yönetmeliği şartlarına uygun olduğunun belirtildiği, mekanik ve elektrik tesisat avan projeleri konusunda yapılan incelemede özen eksikliği olduğu hususunda bir kanaatlerinin oluşmadığını, … firmasına yapılan ödemeler konusunda ise … yüksek mühendisi … imzalı 23/07/2004 tarihli raporun sözleşmedeki birim fiyatlarının esas alınmış olması ve hak edişin belirlenmesinde sözleşmedeki esaslar dikkate alınmış olması nedeniyle itibar olunabileceği kanaatine varıldığını, buna göre yapılan kesin hak edişin 869.759,25 USD olduğunu, İş.Y.Müh. … tarafından tespit edilen kesin hak edişin KDV dahil 420.906 USD olduğunu, …’a yapılan toplam ödemenin 632.887,31 USD olup bu durumda yapılan fazla ödemenin 211.981,31 USD olup bu hesaplamaya katıldıklarını ve bunun sözleşmenin ilgili hükümlerine göre görevini yerine getirmeyen davalının sebep olduğunu, … iş programı konusunda davalının iş programı konusunda sözleşmenin 3.3 maddesinde tariflenen şekilde “alan yüklenici tarafından hazırlanacak ve ….tarafından onaylanacak” bir iş programının hazırlanmasını sağlamadığı, dava dışı yüklenici şirket ile işveren arasında düzenlenen … sözleşmesinde işin süresinin 15 ay, karşı davacı iş veren ile karşı davalı …arasında düzenlenen sözleşmede ise işin süresinin 19 ay olarak kararlaştırıldığı, dava konusu inşaatta karşı davalının imalat süresi boyunca programsız çalıştığının anlaşıldığını, iş programı olmadan yapılan ve yapılacak olan işlerin doğru şekilde takip edilmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle sözleşmede kararlaştırılan…görevini taraflar arasında düzenlenen sözleşmenin ilgili maddelerinde kararlaştırılan hükümleri uygun olarak yapmadığı gibi tekniğin gerektirdiği, fen ve sanat kaidelerine de uygun davranmadığı görüş ve kanaatine vardıklarını belirtmişlerdir.
… … tarafından kredinin iptali yönünden ise projede herşey rayında giderken …’in haberi ve onayı olmadan …. tarafından … Banka sunulan fahiş ve mesnetsiz bir bütçe bankanın kafasının karışmasına sebep olduğu gibi, bankanın …’e olan güvenini sarstığı ve kredinin kesilmesine ve projenin akamete uğramasına sebep olduğunu, ortaya çıkan zarardan ….’nin sorumlu olduğu kanaatine vardıklarını, davacının munzam zararlar konusunda ise otel kompleksinin hedeflenen 31/12/2004 tarihinde açılmamasında davalı ….’nin sözleşmedeki yükümlülüklerini sadakat ve özen borcuna uygun bir şekilde yapmamasından kaynaklandığını, bu durumda davalı ….’nin 31/12/2004 tarihinden itibaren oluşan munzam zarardan sorumlu olması gerektiğini, yapılan hesaplama sonucunda 2005, 2006, 2007 yılları için mahrum kalınan kira ve gelir kaybının 63.350.716 USD olduğunu belirtmişlerdir. Netice olarak da asıl dava yönünden davacının sözleşme konusu iş görme edimini özenle ve sadakatle ifa etmediğinden talebin yerinde olmadığını, birleşen davada ise 351.050 USD ödenen bedelin iade talebinin haklı olduğunu, kredinin kat edilmesi sebebiyle 7.396.174,31 USD ile vekalet ücreti ve masraf için 76.922,24 TL zararın talep edilebileceğini, yapılmayan ancak ana yüklenici … firmasına bedeli ödenen 1.015.811 USD fazla ödemenin davalıdan talep edilebileceğini, teras yalıtım testinden dolayı 211.981,31 USD talep edilebileceğini, belirtmişlerdir.
Davacı 24/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile ek dava ile açtıkları 29.447.542,00 TL’lik dava değerini 87.455.704,50 TL’ye çıkartmış ve ıslah harcını yatırmıştır.
Davalı vekili 21/05/2014 tarihinde 15 günlük yasal sürede verdiği cevap dilekçesinde ıslah talebinin zamanaşımı nedeniyle reddinin gerektiğini ayrıca esas yönünden kabul etmediklerini beyan etmişlerdir.
Davacının birleşen mahkememizin 2010/565 esas sayılı dosyası ile ıslah dilekçesi ve tarafların itirazı üzerine ikinci bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmış bilirkişi heyeti 18/08/2014 tarihli ek raporunda özetle; tarafların itirazlarını gerekçeleri ile birlikte cevaplayarak eski rapordaki görüşlerinde değişiklik olmadığını belirtmişlerdir.
Raporlar arasında farklılık bulunması ve tarafların itirazı üzerine oluşturulan yeni bilirkişi heyetinden rapor aldırılmış, bilirkişi heyeti 14/12/2015 tarihli raporunda özetle; asıl dosya davacısı ….’nin sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirdiğini, davacı … ile ana yüklenici ve taşeronların parasal ve imalat denetleme görevinin …’te olduğunu, davacı …’in görevini yerine getirmediğini, sorumluluğunun onda olduğunu, bu nedenle takibe konu 261.006,41 TL alacağının talep etmekte haklı olduğunu, birleşen dosyalar yönünden davacı …’in taleplerinin yerinde olmadığını belirtmişlerdir.
İtiraz üzerine son bilirkişi heyetinden ek rapor aldırılmasına karar verilmiş, bilirkişilerin bir kısmının bilirkişilikten çekilmeleri üzerine yerlerine yeni bilirkişiler seçilmiş, bu bilirkişi heyeti tarafından tanzim edilerek dosyaya sunulan 14/03/2017 havale tarihli ek raporda özetle; mahkemece verilen yetkiye istinaden mahallinde inceleme yapıldığını, taraflar arasındaki sözleşme uyarınca davalının otel kompleksinin tüm yapım hizmetlerinin gerçekleştirilmesi için gereken saha denetimi, teknik danışmanlık ve kontrolörlük hizmetlerinin yürütülmesini yüklendiğini, bunun bir vekalet sözleşmesi olduğunu, (B.K.386 vd.) vekilin asli edim borcunu sözleşme ile üstlenmiş olduğu işi görmek, asli edim borcuna eklenmiş olan en temel yan borcu ise sözleşme konusu işin sadakat ve özenle görmek olduğunu, (BK.390/f.2) uyuşmazlığın davacı/vekil tarafından yükümlülüğün gereği gibi ifa edilip edilmediği, yani ” Özenle ve Sadakatle” ifa edilip edilmediği hususu ile ilgili olduğunu, karşı dava ve iddianın ise sadakatsiz ve özensiz ifa edildiği bu nedenle de uğranılan zararın tazmini ve ödenen ücretin geri verilmesi talebi olduğunu, bilirkişi kurullarının 27/03/2014 tarihli bilirkişi raporunda belirtilen davanın hukuki değerlendirmesine ilişkin hususlara aynen katıldıklarını, birleşen dosya davalısı ….’nin kredi bütçesi raporunun hazırlanması esnasında özensiz çalıştığı ve hazırladığı kredi bütçesinin hayali ve eksik bilgilere dayandığını, bu nedenle kredinin kesilmesine neden olduğunu, sadakat ve özen yükümlülüğünü gereği gibi yapmadığını, zamanında davacı …’i uyarması ve onun gerekli önlemleri almasını sağlaması gerektiğini, kredinin kesilmesinden önce yapılan uygulamalar nedeniyle bazı zararların ortaya çıktığını, sözleşme kapsamında davalı ….’nin (madde 3.12) yüklenici ve taşeronların yanlış ve eksik uygulamalarının davacı iş sahibine yazılı olarak bildirmesi gerektiğini, buna ilişkin herhangi bir belgenin bulunmadığını, bu nedenle hatalı ve eksik kalan işlerin düzeltilmesini ve tamamlanmasını sağlamakla davalı ….’nin yetkili ve sorumlu olduğunu, revize kredi bütçesinin hazırlanabilmesi için gerekli olan iç mimari proje planları teslim alınmadan ve …’e bilgi verilmeksizin eldeki eksik hatalı veri ve bilgilere dayalı olarak hazırlanmış olan ve meblağı diğer kuruluşlar ve bilirkişi kurulları tarafından yapılan benzer hesaplamalardaki önemli ölçüde yüksek çıkan revize kredi bütçesinin bankaya göndermek suretiyle taraflar arasındaki kredi ilişkisinin temelden sarsılıp sona ermesine yol açtığını, bu nedenle …’in uğradığı zararı tazmin etmekle sorumlu olduğunu, netice olarak davacı karşı davalı ….’nin taraflar arasındaki sözleşmenin gereği olan iş görme edimlerini “Sadakat ve Özen” ile yerine getirmiş olduğunun kabul edilemeyeceğini, bu nedenle … tarafından ödenmiş olan 351.050 USD’nin iadesinin gerektiğini, ana yüklenici … firmasına genel giderler kapsamında gerçekte yapılmayan işler ve çalıştırılmayan personel için fazladan ödenen 1.015.811 USD’yi …’e ödemesi gerektiğini, teras yatılım testleri nedeniyle oluşan zarardan dolayı 394.534,98 USD sadakat ve özen borcunun yerine getirilmediği için dava dışı … şirketine fazladan ödenen 211.981,31 USD’nin …’e ödemesi gerektiğini, kredinin kesilmesi sonucu dava dışı bankanın yaptığı icra takibi nedeniyle oluşan temerrüt faizi nedeniyle 7.393.174,31 USD ile vekalet ücreti ve masraflar için ise 72.158.712,92 TL zararın …’e ödenmesi gerektiğini, projenin belirlenen tarihte faaliyete geçmemesi nedeniyle 31/12/2016 tarihine kadar mahrum kalınan kar kaybının 312.481.281 USD olup davalı ….’nin sorumlu olduğunu belirtmişlerdir.
İtiraz üzerine heyete ek rapor aldırılmış bilirkişi heyeti 27/04/2018 tarihli ek bilirkişi raporunda özetle; eski görüşlerini tekrar etmişlerdir.
Birleşen 4 ATM’nin 2010/565 esas sayılı dosyasının dava dilekçesinin yapılan incelemesinde, davacının davalı aleyhine belli kalemlerden dolayı toplam 29.447.542,00 TL alacak davası açtığı, peşin harcın 17,50 TL maktu olarak alınmış olduğu, her ne kadar itirazın iptali davası olduğu iddiasıyla icra dosyasına yatırılan harcın mahsubunu yaptırmış ise de davanın alacak davası olarak açıldığı, bu nedenle eksik harcın tamamlattırılması için davacıya süre verilmiş verilen sürede eksik harç tamamlanmıştır.
Ankara 9. ATM’nin 2014/566 Esas-2017/903 Karar sayılı ilamını celp edilmiş yapılan incelemede … … tarafından… aleyhine açılan itirazın iptali davası olduğu, kredi borcundan dolayı yapılan takipte kefil olan davalı aleyhine itirazın iptali davası açıldığı, davanın kabulüne karar verildiği, birleşen 1. Asliye … Mahkemesinin 2014/63 Esas sayılı dosyasında ise davacının … … … Tic. A.Ş., davalı … …, davanın alacak ve menfi tespit davası olduğu, bu dava yönünden davanın reddine karar verildiği, davanın temyiz aşamasında olduğu anlaşılmıştır.
Ankara 6. ATM’nin 2014/1256 E-2015/258 K sayılı ilamı celp edilmiş yapılan incelemede; davacı …Ş. tarafından davalı … … (eski unvanı … … A.Ş. ) aleyhine hakem heyeti kararının iptali talep edildiği, mahkemece davanın reddine karar verildiği, kararın 15. HD’ne temyizen gittiği ve henüz dönmediği anlaşılmıştır.
Her ne kadar birleşen dosya davalı vekili birleşen dosyaya ve ıslah dilekçesine karşı zaman aşımı itirazında bulunmuş ise de davanın niteliği vekalet mahiyetinde olup BK.126/4 bendi kapsamında 5 yıllık zaman aşımına tabi olduğu, sözleşmenin 30/04/2004 tarihinde feshedildiği, icra takibinin 30/04/2009 tarihinde 5 yıllık zaman aşımı süresi dolmadan açıldığı, bu takiple birlikte takipte talep edilen toplam meblağın 2010/565 ve ıslah dilekçesinde talep edilen meblağın tamamını karşıladığı, BK.133/2 maddesi kapsamında icra takibi ile zaman aşımı kesilmiş olup yeni 5 yıllık zaman aşımı başlayacağı, bu durumda 30/04/2014 ıslah tarihine kadar yeni 5 yıllık sürenin devam ettiği anlaşıldığından davalının yerinde görülmeyen zaman aşımı itirazının reddine karar verilmiştir. Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; taraflar arasında 11/01/2003 tarihli … Saha Denetimi, Teknik Danışmanlık ve Kontrolörlük sözleşmesi imzalandığı sözleşme kapsamında davalı birleşen dosya davacısı … şirketine ait taşınmaz üzerinde inşa edilecek otel kompleksinin dava dışı ana yüklenici ve taşeronlar tarafından yapılacak … işinin denetim, teknik danışmanlık ve kontrol hizmetlerinin Bureau Veritas şirketi tarafından yükümlendiği, sözleşmede ayrıca dava dışı … Bankası ile yapılan kredi faaliyetlerinin de takibinin yüklenildiği, asıl dosya davacısı ….’nin hak ediş bedellerinin bir kısmı ödenmediği iddiasıyla faturaya dayalı olarak davalı aleyhine takip yaptığı ve sözleşmeye göre bedel 2 ay içinde ödenmediği için sözleşmenin feshederek davalıya ihtar ettiği davalının itirazı üzerine takibin durduğu ve davacının derdest itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Ankara 6. ATM’nin birleşen 2008/18 esas sayılı dosyasında davacı … şirketi tarafından davalı …. aleyhine aynı sözleşmeye dayalı olarak davalının sözleşme kapsamında yükümlülüklerini yerine getirmediği ve bundan dolayı zarara uğradığı iddiasıyla 1.000.000,00 TL’nin faizi ile birlikte tahsili ve davalıya ödenen 351.050 USD’nin faizi ile birlikte iadesi için dava açıldığı anlaşılmıştır.
Mahkememizin birleşen 2010/565 esas sayılı dosyasında ise, davacı … şirketinin davalı …şirketi aleyhine sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini yerine getirmediği iddiasıyla daha önce 6. ATM’nin dosyamızla birleşen 2008/18 esas sayılı dosyasında talep edilen kısmi tazminata ilaveten sözleşme kapsamında otel kompleksinin belirlenen sürede faaliyete geçilmemesi nedeniyle 2005, 2006 ve 2007 yıllarına ait mahrum kalınan gelir ve kira kaybı nedeniyle bilirkişi raporunda belirtilen 55.681.546,33 USD’nin karşılığı olan 87.455.704,50 TL için davalı aleyhine Ankara 12. İcra Müdürlüğünün 2009/6280 esas sayılı takip dosyası ile icra takibi yapıldığını, davalının itiraz ettiğini, harç ödeme güçlüğü nedeniyle şimdilik 29.447.542,00 TL tazminatın davalıdan tahsilini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacı 24/04/2014 tarihli ıslah dilekçesi ile de birleşen 2010/565 esas sayılı dosyasında açtıkları kısmi davadan geri kalan 58.000.000,00 TL yönünden davasını ıslah ederek dava değerini 87.445.704,50 TL’ye çıkarttıklarını belirtmiş ve harcını yatırdığı anlaşılmıştır.
Taraflar arasındaki sözleşme, keşif, bilirkişi raporları ve ek raporları ile tüm dosya kapsamından taraflar arasında yapılan sözleşmenin BK. 386 maddesi kapsamında vekalet sözleşmesi niteliğinde olduğu, sözleşme uyarınca davacı birleşen dosya davalısı ….’nin mesleki, teknik denetim ve yönetim hizmetlerini üstlendiği, bu yükümlülüklerini BK.390 maddesi kapsamında özen ve sadakatle yapma zorunda olduğu, vekilin denetim ve gözetim görevini gereği gibi yapmamasından dolayı dava dışı bankanın kredi hesabını kat ederek davalı birleşen dosya davacısı aleyhine icra takibi yaptığı, ayrıca ana yüklenici ve taşeronlara yapılmayan veya eksik yapılan işler ve çalıştırılmayan personel için fazladan ödemede bulunulduğu, yine Bayındırlık mevzuatına uygun sismik demir inşaatta kullanılmadığı ve teras sızdırmazlık deneylerinin teknik verilere aykırı yapılması nedeniyle iş sahibinin zarara uğramasına sebep olduğu, tüm bu fiilleri nedeniyle davacının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini özen ve sadakatle yerine getirmediği anlaşıldığından dava konusu fatura bedellerini davalıdan talep etme hakkı bulunmadığı bu nedenle esas davanın reddine, birleşen davalar yönünden ise, davalı sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini özen ve sadakatle yerine getirmediğinden davacının bu kapsamda uğradığı zararları davalıdan talep etmekte haklı olduğu, bu bağlamda davacının açtığı dava ve ıslah talebinin kabulüne, birbirini teyit eden bilirkişi raporlarında belirlenen bedelleri davalıdan faizi ile birlikte tahsili ile davacıya verilmesine karar vermek gerekmiştir.
Her ne kadar bilirkişi rapor ve ek raporlarında bazı kalemlerde yapılan hesaplamalarda bazı farklı rakamlar bulunmuş ise de; birleşen 2008/18 esas sayılı dosyada iadesi talep edilen 351.050 USD konusunda taraflar arasında ihtilaf bulunmadığı, tüm raporlarda bu kalemin aynı şekilde tespit edildiği, davacının diğer kalemler yönünden 1.000.000,00 TL talep ettiği ancak raporlarda bulunan meblağın bunu kat be kat aştığı, bu nedenle taleple bağlı kalınarak talep edilen miktar üzerinden karar verilmesi gerekmiştir. Birleşen 2010/565 esas sayılı dosya ile ıslahla talep edilen miktar yönünden de bilirkişi raporlarında farklı miktarlar tespit edilmiş olup davacı en az miktarı talep ettiğinden o miktar esas alınarak karar verilmesi gerekmiştir….” denilerek asıl davanın reddine, birleşen 2008/18 E. sayılı davanın kabulüne, 351.050 USD ve taleple bağlı kalınarak 1.000.000,00 TL.’nin faizleriyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, birleşen 2010/565 E. sayılı davanın kabulüne, 87.455.704,50 TL’nin 29.447.542,00 TL’sinin dava tarihi olan 06/09/2010 tarihinden itibaren geri kalana ıslah tarihi olan 30/04/2014 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran, davacı-birleşen davalarda … Hizmetleri Ltd.Şti. vekili istinaf dilekçesinde özetle;
Mahkemece delillerin gözardı edildiğini, mahkemece alınan ilk raporun hatalı olduğunu,
Ana yüklenici …’in (… İnş. A.Ş.) 20 klasör belgesinin hiç incelenmediğini,
… ile … arasındaki sözleşme ilişkisinin incelenmesi ve aralarında görülen davaların incelenmesi gerektiğini,
… ile …(… İnş. A.Ş.) arasındaki hakem heyeti dosyasının incelenmesi gerektiğini,
… Hizmetleri Ltd.Şti. açısından bu raporun hatalı olduğunu,
… ile … arasındaki sözleşme ilişkisinin incelenmesi ve aralarında görülen davaların incelenmesi gerektiğini,
… Hizmetleri Ltd.Şti. açısından bu dosyaların hiç incelenmediğini,
Birinci bilirkişi heyetinden 27.01.2009 tarihli rapor alındığını, aynı heyetten alınan 07.07.2009 tarihli ek raporda … delillerinin incelenmediğini, hakem dosyasının incelenmediğini, …’ın cevabının dosyaya henüz bu aşamada girmemiş olduğunu, …’ın 20.04.2010 tarihli cevabında “kredinin kat edilmesinin …’den kaynaklanmadığının” açıkça bildirildiğini, kredinin kat edilmesinde …’nin herhangi bir kusurunun olmadığını, bütçenin … kaynaklanan sebeplerle aşıldığını, …’ın cevabından; …’in krediyi proje dışı amaçlar için harcadığı, kredi sözleşmesi kapsamında bilgi ve belge verme yükümlülüğüne riayet etmediği, sözleşmenin bir kaç hükmünü ihlal ettiğinin anlaşıldığını,
Dizayn … tarafından bankaya sunulan 10.03.2004 tarihli raporda; askıya alınan ödemelerin ayrıca gözden geçirildiğini, çelişen hususların altının çizildiğini, rapordan; …’in krediyi kişisel amaçlar için kullandığı, gayriresmi ödemeler için kullandığı, … A.Ş.nin borçlarının da bu kredilerle ödendiği, hukukla bağdaşmayan ödemelerin olduğunun belirlendiğini,
Dizayn … tarafından yapılan incelemelere müteakip …’ın krediyi feshettiğini,
… tarafından proje yöneticisi atanmadığını, …’ın 30.01.2004 tarihli yazısında 17.03.2004 tarihli toplantıya ilişkin tutanakta ve bankanın 22.03.2004 tarihli yazısında, maliyet aşımları ile ilgili rahatsızlıkların dile getirildiğini, ancak …’in bankaya üstlendiği yükümlülüklerini yerine getirmediğini, …’ın …’in davranışları yüzünden projeye olan inancını zamanla kaybettiğini, …’in revize bütçesinin … tarafından kabul görmediğini ve yenisinin talep edildiğini,
… tarafından hazırlanan revize projenin gerçekçi olduğu ve gerçeği yansıttığını, …’in kredinin revize projenin hatalı olması sebebiyle feshedildiğini ileri sürmüş ise de; bu iddiasını hiçbir zaman kanıtlayamadığını, … tarafından bulunan proje maliyet bedeli 48.829.465,00 USD’nin …’un belirlediği 51.891.592,00 USD rakamına son derece yakın olduğunu, … raporu ile … tarafından hazırlanan bütçenin doğruyu yansıtmadığı iddiasının mesnetsiz olduğunun ispatlandığını,
Talimat mahkemesince aldırılan 27.03.2014 tarihli bilirkişi raporu ve 27.03.2014 tarihli teknik raporun ilk raporu ve …’in para ile satın alınmış olan Standart Ünlü raporunu aynen benimsediğini, 14.12.2015 tarihli bilirkişi raporunda …’nin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini yerine getirdiği, …’nin … bilgi ve belge göndermek için …’in onayını almasına gerek olmadığı, …’nin fatura alacağının ödenmesi gerektiği, …’in davası yönünden davanın yerinde olmadığı hususlarının açıklandığını,
Bilirkişilerden … ve …’ın … sahibi…’ın telefonla tehdit ettiğini bildirerek görevden çekilmelerinden sonra mahkemece yeni üç bilirkişi atandığını, 08.03.2017 tarihinde mahallinde inceleme yapılacağının aynı gün kendilerine bildirildiğini ve bilirkişi heyeti tarafından 6 gün içinde yeni 106 sayfalık raporun ibraz edildiğini, mahkemenin 27.01.2009 tarihli ilk heyetin raporuna itibar ederek hüküm kurduğunu, ancak itirazlarında belirttikleri gibi bu aşamada delillerin toplanmadığını, … …’tan gelen iki klasör belgenin incelenmediğini, … kredinin hangi sebeple kat edildiğinin sorulmadığını, … ile … arasındaki hakem önünde görülen ve …’in haksız olduğu iddia edilen davadan haberdar olunmadığını, Ankara 9. Asliye … Mahkemesi’nde görülen … aleyhine karara bağlanan 2014/566 Esas sayılı davanın henüz bu aşamada açılmamış olduğunu,
24.02.2002 tarihinde …’in önce … ile kredi sözleşmesini, … ile 11.01.2003 tarihinde ise kontrollük sözleşmesini, ikinci olarak da ana yüklenici … ile 21.01.2003 tarihinde … sözleşmesini imzaladığını, bilirkişi raporlarında …’nin hazırladığı tahmini bütçe çalışmasını …’in bilgisine sunmadan ve onayını almadan … göndermekle kusurlu olduğu, …’nin bu şekilde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği yönündeki açıklama ve kabullerinin doğru olmadığını, bu iddianın sözleşme hükümlerine (3.9 ve 6.maddesine/ikinci paragraf ve rapor tanzimi başlıklı 15.maddesine) aykırılık teşkil ettiğini,
Kredinin belli bir projenin (otel, otopark ve AVM) finansmanı için verildiğini, ödeme için dönem dönem belli şartlar konulduğunu, 5.3. maddede; “kiralama oranı şartı” yer aldığını, bankanın minimum kiralama oranını gerçekleştirmediğini …’e ısrarla hatırlattığını,
…’in kredinin 1/5’ini projede harcadığını kanıtlayamadığını, …’in 07.10.2003 tarihinde (sözleşmeden on ay sonra) yeni bir bütçe sunarak …’tan kredi artışı talebinde bulunduğunu, bankanın bu şekilde fizibilite raporunun hayali olduğunu anlaması gerektiğini, kredinin 35.000.000,00 USD’den 45.6 milyon USD’ye çıkarılmasını talep ettiğini, bankanın 03.12.2003 tarihli yazısında “…’e minimum ön kiralama oranı olan %30’luk orana ulaşılmadan AVM alanı için gerekli olan kredi miktarını ödemeyeceğini” bildirdiğini,
Bilirkişi raporunda bankanın 12.12.2003 tarihli yazısının tahrif edildiğini, bankanın “ilgili taraflara ödeme yapmak istediğini” belirttiğini, bu şekilde …’e tedarikçilere ödeme yapacağını haber verdiğini, bankanın ödemenin doğrudan doğruya …’e yapılmasının ancak belirli şartlarla kabul ettiğini bildirdiğini, (17.12.2003 tarihli) bu yazının bankanın …’e duyduğu itimatsızlığının güçlü ve köklü olduğunu gösterdiğini, bilirkişiler tarafından … ile bankanın ilişkilerinin … tarafından bozulduğunu ispat etmek için yazışmaların açıkça tahrif edildiğini,
…’ın iki ayrı müzekkere cevabında, kredinin kat edilmesinin …’den kaynaklanan sebeplerle olmadığını açıkça bildirdiğini, (20.04.2010 tarihli müzekkere cevabı gibi)
Ankara 9. Asliye … Mahkemesi’nin 2014/566 Esas sayılı davasında; …’in kredinin banka tarafından haksız surette feshedildiğini ileri sürmekte olup, mahkemenin 17.11.2017 tarihli kararı ile …’ın davasını kabul ettiğini, …’in davasını ise reddettiğini,
Kredinin kat edilmesinin … tarafından hazırlanan 27.01.2004 tarihli tahmini bütçe çalışması ile hiçbir ilgisinin bulunmadığının bankanın 20.04.2010 tarihli cevap ve eklerinde açıklandığını, …’ın …’nin tahmini bütçe çalışması kendisine 27.01.2004 tarihinde iletilmiş olmasına rağmen bundan 2,5 ay sonra 17.03.2004 tarihinde 11 kişinin katılımıyla gerçekleştirilen Wiesbaden’de yapılan toplantı tarihinde bile krediyi kat etmediğini, bu hususun …’in kredinin …’nin 27.01.2004 tarihli tahmini bütçe çalışması sebebiyle kat edildiği iddiasının gerçek dışı olduğunu gösterdiğini,
04.06.2004 tarihli ve 13.06.2004 tarihli … adına… tarafından … yazılan yazıların …’in bankaya karşı taahhütlerini yerine getirmediğinin itirafı niteliğinde olduğunu, …’ın geçersiz kabul ettiği ve itibar etmediği 27.01.2004 tarihli bütçe çalışmasının 4 ay sonra feshedilmesinin sebebini teşkil ettiği iddiasının kesinlikle mantık dışı olduğunu, …’in ne yeni bir revize bütçe temin ettiğini, ne de …’ın taleplerini karşılamak için maddi kaynak gösterdiğini, …’in tahsil ettiği 10.8 milyon USD’nin 2.4 milyon USD’sini nereye harcadığını ispat edemediğini, taahhütlerini yerine getirmediğini, çekilen kredi ile orantılı (10.8 milyon USD) inşaatta imalatın olmadığını, bankanın bu nedenlerle krediyi kat ettiğini, kusurun tamamen …’te olduğunu,
Hakem heyetinin …’in …’e (… …) fazla değil noksan ödeme yaptığına ve bu farkın … tahsiline karar verdiğini,
… İş Programı konusunda raporlarda … savunmasından söz edilmediğini, teras izolasyonlarının tamamı …’nin … ile sözleşme imzalamasından önce (25 yıl) yapılıp tamamlandığını, 19.09.2003 tarihli yazıda (… tarafından …’ye yazılan) izolasyonun tamamen sökülerek yenilenmesi gerektiğinin belirtildiğini, izolasyonların yeniden yapılması bedellerinin … tarafından karşılanmasının sebebini anlamadıklarını,
M7 merdiven konusunun hakem önünde karara bağlandığını,
Bims blok duvar imalatı konusunun da hakem önünde karara bağlandığını, yapılan imalatlarının proje müellifinin yazı ve çizimleri doğrultusunda yapıldığını,
Mekanik ve tesisat avan projeleri konusunun da hakem önünde görülen davanın konusu olduğunu,
… ve sismik demir konusundaki … iddialarının da doğru olmadığını, İTÜ öğretim üyelerinden… tarafından düzenlenen 27.03.2014 tarihli teknik raporda, inşaatta kullanılan demirlerin tamamının sismik demir olduğu ve teknik standartlara uygun olduğunun belirtildiğini,
Kazanç kaybının hesaplanması yönünden fizibilite raporunun müvekkilinin bilgisi dışında hazırlandığını, fizibilite raporunun denetlenebilir olmadığını, bilirkişilerin bu fizibilite raporunu benimsediğini, rapordaki hesaplamaların hayali olduğunun … … raporundaki açıklamalarla ortaya konduğunu,
Mahkeme kararının talep aşılmak suretiyle verildiğini, birleşen ilk davada talep edilen meblağın 1 milyon TL olduğunu, 351.050,00 USD’nin de bu 1 milyonun içinde olduğunu, birleşen ikinci davada talep edilen meblağın ilk davada talep edilen 1 milyon TL’sını da kapsadığını, esasen bu 1 milyonun içinde 351.050,00 USD’nin de mevcut olduğunu, söz konusu 351.050 USD’nin ve onun içine dahil olduğu 1 milyon TL’nin birleşen 2010/565 esas sayılı davada da bir defa daha hüküm altına alındığını,
27.01.2009 tarihli bilirkişi raporunda, toplam … zararının 55.681.546,33 USD olduğu belirtilmiştir ki bu meblağın içerisinde 1 milyon TL/neticeten 351.050,00 USD’nin de bulunduğunu,
Mahkeme kararının ve karara esas alınan bilirkişi raporunun vahim hatalarla dolu olduğunu, mahkemece HMK’nın 293.madde hükmü uyarınca Prof.Dr. …’nun 20.11.2012 tarihli hukuki mütaalası ile Prof.Dr. 23.09.2014 tarihli hukuki mütaalasının değerlendirilmesi gerektiğini,
Zamanaşımı yönünden yapılan incelemenin ise; bankanın …’e gönderdiği 30.01.2004 tarihli e-postada kredi ödemelerini durdurduğunu bildirdiğini, bankanın 04.06.2004 tarihinde krediyi kat ettiğini, bu nedenle zamanaşımının başlangıcının 30.01.2004 tarihi olduğunu, …’in Ankara 12. İcra Müdürlüğü’nün 2009/6280 sayılı dosyasında 30.04.2009 tarihinde 55.681.546,33 USD karşılığı 87.455.704,50 TL alacak talebiyle icra takibine giriştiğini, takibin itiraz üzerine durduğunu, itirazın iptali davasının açılmadığını, …’in 03.09.2010 tarihinde Ankara 4. Asliye … Mahkemesi’nde birleşen 2010/565 Esas sayılı davayı açtığını, bu davanın zamanaşımına uğradığını, 24.04.2014 tarihinde yapılan ıslah talebinin de zamanaşımına uğradığını, olaya uygulanması gereken 818 sayılı BK’nun 44. maddesi gereğince bilirkişi raporlarında …’in müterafik kusuru bulunup bulunmadığı hususuna hiç değinilmediğini, sunulan belgelerle …’in kusurunun ortaya konulduğunu, …’in krediyi başka yerden temin etme cihetine gitmediğini, … söz verdiği gibi öz kaynaklarına müracaat etmediğini, zararın artmasına bizatihi …’in yol açtığını,
Hizmet Genel Şartlarının 8. maddesi ile sorumluluk hallerinin sınırlandırıldığını, sorumluluk miktarının sınırlandırıldığını,
Hakem heyeti dosyası ile Ankara 9 Asliye … Mahkemesi’nin 2014/560 Esas sayılı dosyalarının getirtilerek dava dosyasının yeni teşkil edecek bilirkişi heyetine verilerek müvekkilinin itirazlarını karşılar yeni bir rapor alınması gerektiğini bildirerek, mahkeme kararının kaldırılarak …’nin davasının kabulüne ve …’in açtığı davaların reddine karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Asıl dava, 11.01.2003 tarihli … A.Ş. … … …Sözleşmesi kapsamında yerine getirilen hizmet nedeniyle ödenmeyen bir kısım fatura bedellerinin tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Birleşen Ankara 6. Asliye … Mahkemesi’nin 2008/18 Esas sayılı dava, 11.01.2003 tarihli denetim ve kontrollük sözleşmesi gereği davalının edimlerini usulüne uygun yerine getirmediği iddiası ile uğranılan zararın ve sözleşme kapsamında ödenen bedelin iadesi istemine ilişkindir.
Birleşen Ankara 4. Asliye … Mahkemesi’nin 2010/565 Esas sayılı dava ise 11.01.2003 tarihli denetim ve kontrollük sözleşmesi kapsamında davalının edimlerini usulüne uygun yerine getirmediği iddiası ile uğranılan zararın ve yoksun kalınan kârın tahsili istemine ilişkindir.
İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, asıl davada davacının sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini özen ve sadakatle yerine getirmediği bu nedenle dava konusu fatura bedellerini davalıdan talep hakkı bulunmadığı gerekçesiyle asıl davanın reddine, birleşen davalar yönünden ise davalı …’nin sözleşme kapsamındaki yükümlülüklerini özen ve sadakatle yerine getirmediği bu nedenle davacı …’in bu kapsamda uğradığı zararları davalıdan talep etmekte haklı olduğu gerekçesiyle birleşen davaların ise kabulüne karar verilmiştir.
Dosyanın tetkikinde;
Ankara 9. Asliye … Mahkemesi’nin 2014/566 E., 2017/903 K., sayılı dosyasında asıl davada, davacı … … A.G. tarafından davalı…’a karşı 29.04.2013 tarihinde İİK’nun 67. maddesi uyarınca taraflar arasında 24.12.2002 tarihinde imzalanan 35.000,00 USD’lik uzun vadeli kredi sözleşmesinden kaynaklandığı iddia edilen alacağın tahsiline yönelik başlatılan icra takibine itirazın iptali talep ve dava edilmiştir.
Asıl dosya ile birleşen Ankara 1. Asliye … Mahkemesi’nin 2014/63 E., 2014/52 K., sayılı dosyasında ise davacı … ve … A.Ş tarafından davalı … … aleyhine 23.01.2014 tarihli açılan davada, …A.Ş ile … … arasında imzalanan 35.000,00 USD’lik uzun vadeli kredi sözleşmesinin haksız feshi nedeniyle, kâr kaybının ve uğranılan zararların tahsili ile Ankara 22. … İcra Müdürlüğü’nün 2004/649 sayılı takip dosyası nedeniyle borçlu bulunmadığının tespiti dava edilmiştir.
Ankara 9. Asliye … Mahkemesince yapılan yargılama sonucunda asıl davada “her ne kadar projedeki imalat değişikliklerinin öngörülemediği iddia edilmiş ise de basiretli tacir olan davalı ve … yönünden bu hususun öngörülememesinin kabul edilebilir olmadığı, Banka’nın bütçe artışını onayladığı ispat edilmediği gibi proje değişikliklerinin de sözleşmeye aykırılık oluşturduğu, …’in, denetim firması … tarafından gönderilen tahmini bütçenin bilgisi dışında yollandığı ve kendi hazırladıkları bütçenin sunulacağına ilişkin gelişmeler Banka nezdinde bir güven sorunu oluşturduğu ve Banka’nın 04.06.2004 tarihli ihtarname ile hesabı kat ettiği, hesap kat edildikten sonra … yetkilisi… tarafından yazılan 13.06.2004 tarihli sözleşmenin feshine kendi kusurları ile sebebiyet verildiğinin ikrar edildiği, sözleşme hükümleri ile asıl borçlu dava dışı …’in %97,5 sahibi olmasına ve ana borçlu olarak sorumluluk üstlenmesine göre davalı…’ın garantör olarak sorumlu olduğu gerekçesi ile asıl davanın kısmen kabulü ile toplam 30.607.486,57 ABD doları üzerinden itirazın iptaline, takibin devamına ve icra inkar tazminatına karar verilmiş, birleşen davada ise davalı banka tarafından akdin haklı olarak feshedildiği bu nedenle davacının tazminat taleplerinin yerinde bulunmadığı, davacının Ankara 22. İcra Müdürlüğünün 2004/469 sayılı dosyasında menfi tespit talebinde bulunduğu, bilirkişi raporunda hesaplanan alacağın talep edilenden fazla olduğu, buna göre davacının menfi tespit talebinin de yerinde olmadığı gerekçesi ile davanın reddine…” karar verilmiştir.
Dairemizce Ankara 9. Asliye … Mahkemesi kararının UYAP’tan yapılan sorgulamasında; karara karşı asıl davada davacı vekili ile asıl davada davalı birleşen davada davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin 03.04.2019 tarih ve 2018/347 E., 2019/425 K. sayılı ilamı ile “…ilk derece mahkemesinin davalının garantör olduğuna dair saptamasının yerinde bulunduğu ve davalının asıl borçlunun ileri sürebileceği def’ileri ileri süremeyeceği, ayrıca müteselsil kefil olsa bile İİK 45. md yararlanamayacağı, bu bağlamdaki davalı… vekilinin istinaf itirazlarının yerinde olmadığı, asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekilinin asıl davada davacı bankanın ek bütçeyi onayladığına dair iddiasını ispat edemediği, davalı tarafından sunulan yeni bütçe ile … tarafından sunulan bütçe ile … … şirketinin yeni hazırladığı bütçe arasında farklılıkların olması bankada güven sorunu oluşturduğu, sözleşmede açıkça kullanılan kredinin tamamının bu proje için harcanacağının kararlaştırılmasına karşılık davalının bir kısım harcama belgelerini sunamamış olması ve projenin 31.12.2004 tarihinde tamamlanmasının kararlaştırılmış olmasına karşılık bu sürede tamamlanamayacağının ortaya çıkması karşısında davacı bankanın hesabı kat etmekte haklı olduğu gerekçesiyle asıl davada davalı… ve birleşen davada davacı … ve Tic. A.ş. vekilinin istinaf isteklerinin yerinde olmadığı, benimsenen bilirkişi raporu ile mahkemece resen yapılan düzeltmenin sözleşme ve ihtarname hükümlerine uygun bulunmasına göre asıl davada davacı vekilinin istinaf isteğinin de yerinde olmadığı gerekçesiyle, taraf vekillerinin istinaf isteklerinin esastan reddine…” karar verilmiştir.
Yine yapılan UYAP sorgulamasında, kararın asıl davada davacı vekili ve asıl davada davalı-birleşen davada davacı vekili tarafından temyiz edildiği ve temyiz incelemesi sonucunda Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 11.04.2011 tarih ve 2021/5272 E., 2021/3653 K. sayılı ilamı ile ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesinin kararının onanmasına karar verildiği görülmüştür.
Dairemizce, Ankara 6. Asliye … Mahkemesinin 2014/1256 E., 2015/258 K.sayılı dosyası (yeni esası 2018/624) mahkemesinden celbedilerek incelenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde, davacı … ve Tic. A.Ş tarafından davalı … İnş. aleyhine 21.02.2013 tarihinde hakem heyeti kararının iptali için dava açıldığı, mahkemece yapılan yargılama sonucunda 06.05.2015 tarihinde davanın reddine karar verildiği görülmüştür. Dosya içerisinde yer alan ve iptali istenen 21.02.2013 tarihli hakem heyeti dosyasında, davacısının … … A.Ş.(…) davalı-karşı davacısının … … … ve Tic. A.Ş. olduğu, hakem heyeti tarafından yapılan inceleme sonucunda, davalı-karşı davacının davacı- karşı davalıdan alacaklı olmayıp, kesin hesap sonucunun davacı-karşı davalının davalı-karşı davacıdan 1.447.935 ABD doları tutarında alacaklı olduğunu gösterdiğinin tespitine, karşı davanın reddine, … Proje raporunda varılan 1.673.781,40 ABD doları tutarındaki kesin hesap sonucunun Tahkim yargılamasında kesin hesap sonucu olarak ve zaten yine davacı-karşı davalı üzerine tespit edilmiş olan 1.447.935 ABD dolarlık rakam dikkate alındığında alacaklı aleyhine hak ve nesafete aykırı bir rakam teşkil ettiği gerekçesiyle davalı-karşı davacının davacı-karşı davalıya 1.447.935 ABD doları ödemesine, davacı-karşı davalının sabit olan 117.562,36 ABD doları tutarındaki alacağının davalı-karşı davacı tarafından davacı-karşı davalıya ödenmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Ankara 6. … Mahkemesi tarafından yukarıda özetlenen hakem kararının iptali davasının reddine karar verildikten sonra kararın davalı – karşı davacı … vekili tarafından temyiz edildiği, Yargıtay 15. Hukuk Dairesince 04.06.2018 tarih ve 2015/4403 E., 2018/2356 K.sayısı ile “hüküm verildikten sonra verilen kanun değişikliği ile 4686 sayılı Kanunun 15. md göre açılmış olan iptal davasının Bölge Adliye Mahkemesinde görülmesi zorunlu hale gelmiş olmakla mahkemece görevsizlik kararı verilmesi gerektiğinden hükmün sair yönleri incelenmeksizin” bozulması gerektiği belirtilerek karar bozulmuştur. Ankara 6. Asliye … Mahkemesince 12.12.2018 tarih, 2018/624E., 2018/783 K.sayılı ilam ile görevli mahkemenin Ankara Bölge Adliye Mahkemesi olduğu gerekçesiyle dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 15. Hukuk Dairesinin 24.06.2019 tarih, 2019/1467E., 2019/2961K.sayılı ilamı ile kararın onanmasına karar verilmiş ve karar düzeltme talebinin de reddine karar verildiği görülmüştür. Ankara 6. Asliye … Mahkemesince 20.09.2019 tarih, 2018/624 E., 2018/783 sayılı ek karar ile taraf vekillerine kararın tebliğ edilmesine rağmen HMK 20.md uyarınca iki hafta içerisinde dosyanın görevli mahkemeye gönderilmesi istenilmediği gerekçesiyle davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiş, ek kararın temyiz edilmesi üzerine kararın Yargıtay 15. Hukuk Dairesince 21.03.2020 tarih ve 2019/3613 E., 2020/217 K.sayılı ilamı ile onandığı anlaşılmıştır.
Yargılama sırasında davacı-birleşen davalarda davalı … vekilince tüm aşamalarda; Ankara 9. Asliye … Mahkemesinde görülen yukarıda özetlenen 2014/566 E., 2017/903 K., sayılı dosyasının mahkemece incelenmesi ve istinaf ve temyiz aşamasının beklenmesi, bu kapsamda tarafların kusur ve haklılık durumlarının incelenmesi gerektiği, ayrıca … ile dava dışı yüklenici şirket … İnş. (… İnş.) arasında görülen Tahkim yargılaması neticesinde verilen 21.02.2013 tarihli Hakem Kararının incelenmesi gerektiği, Tahkim yargılamasında davalı -karşı davacı …’in … İnşaata yönelik bir kısım taleplerinin bu davadaki müvekkiline yöneltilen taleplerle örtüştüğü ve bu taleplerin hakem kararı ile neticelendiği, bu nedenlerle hakem kararının ve iptali için açılan davanın mahkemece incelenmesi gerektiği, bu yöne ilişkin bilirkişi raporlarına yaptıkları itirazların karşılanmadığı, eksik inceleme ile karar verildiği ileri sürülmüş, bu itirazlar istinaf başvuru sebebi olarak da tekrar edilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi’nce 9. Asliye … Mahkemesi’nin 2014/566 E., 2017/903K. sayılı dosyası sonucu beklenmeden ve Ankara 6. … Mahkemesi’nin 2014/1256(2018/624 yeni esası)E. 2015/258K., sayılı dosyası incelenip, davacı – birleşen davalarda davalı … vekilinin görülmekte olan davada davalı -davacı … taleplerinin bir kısmının hakem heyeti kararı ile tartışılıp karara bağlandığı, bu nedenle itirazlarını karşılar bilirkişi raporu alınması gerektiği yönündeki itirazları karşılanmadan karar verilmiştir. İlk Derece Mahkemesince, … ile dava dışı … arasında görülen davanın ve hakem dosyasının sonuçlarının tartışılıp, davacı-davalı …’nin itirazlarının karşılanması ve görülmekte olan davaya etkisinin değerlendirilmesi için uyuşmazlık konusunda uzman bilirkişi heyetinden denetime uygun, açıklamalı, ayrıntılı yeni bir rapor alınması gerekmektedir. Eksik inceleme ile karar verilmiştir.
Kabule göre de; birleşen Ankara 6. Asliye … Mahkemesi’nin 2008/18 E., 2008/17 K., sayılı dosyasında davacının toplam talebi 1.000.000,00 TL, olmasına rağmen, mahkemece davacı lehine talepten fazlaya hükmedilmek suretiyle 1.000.000,00 TL dışında 351.050 USD’ ye karar verilmiş olması da doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, asıl davada davacı, birleşen davalarda davalı … vekilinin istinaf başvurularının kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yukarıda sayılan hususlarla ilgili delillerin toplanması ve değerlendirilmesi yönünden davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre, davacı-davalı … vekilinin diğer hususlara ilişkin istinaf itirazlarının incelenmesine gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı – birleşen davalarda davalı … Ltd. Şti. vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.6. gereğince, Ankara 4. Asliye … Mahkemesi’nin 2004/497 E., 2018/963 K. sayılı dava dosyasında verdiği 05.12.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
3-Davacı – birleşen davalarda davalı ,,, tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
26.05.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26.05.2022

….