Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/757 E. 2023/486 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/757 – 2023/486
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/757
KARAR NO : 2023/486

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 19.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/1223 E., 2018/1017 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :
Davalı … vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili sigorta şirketine işyeri paket poliçesi ile sigortalı olan ….Ltd. Şti. adlı iş yerinde 29.05.2015 tarihinde hasar meydana geldiğini, sigortalı işyerinin bulunduğu mıntıkanın çanak olarak tabir edilen en düşük kot seviyesinde olmasının çevrede yoğun yağışlarla oluşan yüksek debinin bu alanda toplanmasına sebebiyet verdiğini, bu durum ile birlikte sigortalının bulunduğu binaya ait kanalizasyon kanallarından birinin bina müteahhidi tarafından atık malzeme ile doldurularak kapatılmış olmasının suyun sağlıklı bir şekilde ark edilmesine mani olan etkenlerden biri olduğunu, müvekkili şirket tarafından yaptırılan ekspertiz raporuna göre, sigortalı iş yerinde 23.230,11-TL miktarlı hasar meydana geldiğini, bu bedelin 31.07.2015 tarihinde müvekkili tarafından sigortalıya ödendiğini, meydana gelen hasardan davalı… ve müteahhit firma olan davalı … A.Ş.’nin sorumlu olduğunu, bu nedenle ödenen hasarın ödeme tarihi olan 31.07.2015 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsili gerektiğini, bunun için Kayseri 4. İcra Müdürlüğü’nün 2016/7139 esas sayılı dosyası ile davalılar hakkında takip başlatıldığını, davalıların kötü niyetli olarak takibe ve borca itirazları üzerine takibin durduğunu belirterek davalıların haksız itirazlarının iptali ile takibin devamına ve %20 icra inkar tazminatının davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … vekili, öncelikle hizmet kusuru ile ilgili davaların idari yargıda açılması gerektiğini, bu nedenle davanın usulden reddi gerektiğini, müvekkili idare ile davacı arasında hiç bir ticari ilişkinin söz konusu bulunmadığını, bu nedenle ticaret mahkemesinin görevli olmadığını, binanın kanalizasyon kanalının bina müteahhidi tarafından atık malzeme ile doldurularak kapatılmış olmasından meydana gelen zarardan dolayı müteahhit firmanın ağır kusurlu olduğunu, müvekkilinin bir kusurunun söz konusu olmadığını, bu nedenle meydana gelen zarardan sorumlu tutulamayacağını, binanın projesinin ve yapı kullanma izin belgelerinin, iş yeri açma ve çalıştırma ruhsatlarının olup olmadığının, zararın meydana gelmesinde kim ya da kimlerin kusurlu olduğunun tespit edilmesi gerektiğini beyan ederek müvekkili hakkında açılan davanın reddine, haksız ve kötü niyetli takip nedeni ile %20 kötü niyet tazminatının davacıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı … A.Ş. vekili, söz konusu yapının müteahhidinin müvekkili firma olmadığını, bu nedenle müvekkiline husumet yöneltilemeyeceğini, müvekkilinin söz konusu hasarın meydana gelmesiyle ilgili herhangi bir kastı veya ihmalinin söz konusu olmadığını, 2012 yılında yapının teslim edildiğini, kat maliklerinin tapuda belli iken müteahhit firmanın sorumluluğuna gidilmesi ve müteahhit firma adıyla alakası olmadığı halde müvekkili şirkete müracaat edilmesinin yasaya aykırı ve kötü niyetli olduğunu, kafeterya ve restaurant olarak kullanılan zemin katın ruhsat ve projelerinin celp edilip incelenmesi gerektiğini, müvekkili şirketin borçlu olup olmadığı konusunun araştırılıp alacak miktarı ortaya çıkmadan takip yapılmasının davacının kötü niyetli olduğunu ortaya koyduğunu belirterek haksız ve hukuki mesnetten yoksun davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Somut olayda sigortalı işyerinin bulunduğu mıntıkanın çanak olarak tabir edilen en düşük kod seviyesinde olduğu, çevrede yoğun yağışlarla oluşan yüksek debinin bu alanda toplanması 30/05/2015 tarihli … raporundan şiddetli yağışlardan dolayı kanalizasyon hattının dolu çalıştığı ve fazla olan giderin kanal kapaklarından yani bacalarda taşmalar meydana geldiğinin görüldüğünü yani dışarı tahliye edildiği görülmekktedir. Bunun sonucu olarak taşan bir kısmının sigortalı taşınmazın düşük kotundaki pis su giderinden tahliyeye zorlanmasından kaynaklı olarak sigortalı işyerinde su basması oluşmuştur. Benimsenen bilirkişi raporunda davalı…’nin alt yapı ana gider tesisatının kritik kesit alanının yeterli olmadığı anlaşıldığından hasarın meydana gelmesinde %70 oranında kusurlu olduğu, sigortalı işyerinin müteahhidinin ise bodrum kat seviyesinde bina pis su tahliye tesisatında yeterli mukavemete sahip tesisat yapmadığı, giderlerden birini atık inşaat malzemeleri ile doldurarak kapatmış olduğu, ayrıca… kanalizasyon ana hattı ile bina gider bağlantısı arasında olması gereken kontrollü geçis sağlayan çekvalf sistemi konulmadığından dolayı hasarın meydana gelmesinde %70 oranında kusurlu olduğu, çekvalf sistemi takılmasının binanın müteahhidinin sorumluluğunda olan bir husus olması nedeniyle sigortalının kusurunun olmadığı anlaşılmıştır. Yine benimsenen bilirkişi kurulunun raporuna göre hasar dolayısı ile inşaat (dekorasyon) hasarı nedeniyle 10.462,50 TL, elektrikli ve elektronik malzemelerin hasarlanması nedeniyle 4.669,36 TL ve iş yeri demir başları ve tüketim malzemeleri nedeniyle 7.294,02 TL olmak üzere sigortalının işyerinde meydana gelen toplam hasar tutarı 22.425,88 TL’dir. Davalı… bu hasar tutarının %70 kusur oranına denk gelen 15.698,11 TL’nden sorumludur.

Binanın veya diğer yapı eserlerinin maliki, bunların yapımındaki bozukluklardan veya bakımındaki eksikliklerden doğan zararı gidermekle yükümlüdür. Bu maddedeki sorumluluk, objektif özen yükümlülüğüne aykırılıktan doğan “ağırlaştırılmış” bir kusursuz sorumluluk halidir. Bu gibi hallerde, zarar ile özen eksikliği arasında uygun illiyet bağının varlığı sorumluluk için yeterlidir. Uygun illiyet bağı mücbir sebep, zarar görenin veya üçüncü kişinin ağır kusuru sonucu kesilirse, sorumluluktan söz edilemez.
Davalı…’ye ait atık su kanalizasyon borusu da madde de açıklanan “imal olunan şey” kavramına dahil olup, davalı bu boruların kötü yapılmasından veya muhafazasından kaynaklanan zarardan kusursuz sorumludur.
Öte yandan yukarıda da değinildiği üzere İSKİ’nin kuruluşu hakkındaki 2560 sayılı kanunun ek 5. maddesinde bu kanunun diğer Büyükşehir Belediyelerinde de uygulanacağı açıklanmış olup, 2560 sayılı İSKİ Kanunu 25. maddesinde ” Yağmur sularının uzaklaştırılması ile ilgili tesislerin yapılması veye bu tip tesislerin işletilmesi, gerekli harcamalar ilgili belediyelerce karşılanmak şartıyla İSKİ tarafından yerine getirilir. Bu tesislerin yapılması veya işletilmesine ilişkin harcamalar tarifeye dahil edilmez.” hükmüne göre, ilgili Belediyeyle birlikte İSKİ’nin de yağmur sularının uzaklaştırılmasında sorumluluğa sahip olup, bu hüküm İSKİ’nin sorumluluğunu ortadan kaldırmamaktadır.

29.05.2015 tarihinde meydana gelen yağış nedeniyle dava dışı sigortalının işyerinde meydana gelen hasarın davalı…’nin %70 orunındaki kusurundan kaynaklandığı, geri kalan %30 kusurun sigortalı iş yerinin bulunduğu binanın müteahhidine ait olduğu, meydana gelen hasarın 22.425,88 TL miktarında olduğu, davalı…’nin %70 orunındaki kusuruna isabet eden 15.696,11 TL’sinden ve davacının sigortalısına ödeme tarihi olan 31/07/2015 tarihinden takip tarihin 20/05/2016 tarihine kadar olan işlemiş 1.138,00 olmak üzere toplam 16.836,11 TL hasar tazminatını davacının davalı kurumdan rücuen talep etmekte haklı olduğu anlaşılmaktadır. Toplanan deliller karşısında davacının davalı … hakkındaki davanın kısman kabulüne ve kısmen reddine karar verilmelidir. Celp edilen 08/03/2013 tarihli yapı kullanma izin belgesinde ve mimari projede hasarın meydana geldiği binanın yapı müteahhidinin dava dışı … olduğu yazmakta olduğu, davalı … A.Ş.nin bu binanın müteahhidi olduğuna dair kayıt bulunmadığı, bu davalının savunmalarında yapı müteahhidi olmadığını bildirdiği, aksi yönde delil bulunmadığı, aksinin davacı tarafça bu savunmanın aksini ispat edici delil sunulmamış, bu davalının yapı müteahhidi olduğu ispatlanamamıştır. Bu nedenle davalı … A.Ş. hakkındaki davanın reddine,
Öte yandan, meydana gelen zarar miktarı da taraflar arasında tartışmalı olup önceden belirlenebilir değildir. Ancak yargılama sırasında yapılacak teknik incelemeyle belirlenebilecektir. Bu durumda likit olmayan bir alacağın söz konusu olması halinde icra takibine yapılan itirazın kötü niyetli olarak değerlendirilerek, bu nedenle icra inkar tazminatına hükmedilmesi ve yine davacının takipte kötü niyetli olduğu ispatlanmadığından davalıların kötüniyet tazminatı istemlerinin reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı … vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Binanın kanalizasyon kanalı bina müteahhidi tarafından atık malzeme ile doldurularak kapatılmış olduğundan meydana gelen zararın doğmasında mütehhidin, bodrum katta yer alan işyerinde geri tepmeyi önleyici tedbir almadığından da sigortalının ağır kusurlu olduğunu, bu hususun 30.05.2015 tarihli raporla tespit edildiğini;
Binanın mimari projesinin ilgili belediyeden celp edilerek bodrum katın mimari projedeki amacına uygun olarak kullanılıp kullanılmadığının, işyeri olarak kullanılmaya ve ürün depolamaya uygun olup olmadığı hususlarının tespit edilmesi gerektiğini, şayet uygun kullanım yoksa sigortalının eylemi nedeniyle zarar bakımından illiyet bağının kesilmiş olacağını;
Sigortalı işyerinin olay tarihinde “İşyeri Açma ve Çalışma Ruhsatı” bulunmuyor ise müvekkili idarenin bilgisi haricinde yürütülen bir faaliyetle ilgili emtianın uğradığı zarardan, müvekkili idarenin sorumlu tutulamayacağını;
Olaydan evvel bodrum katta bulunan eşya ve ürünlerin paletlerin (yükseltme ızgaralarının) üzerine yerleştirilmiş olup olmadığının ve bodrum kata dolduğu iddia edilen suyun ne kadar yükseldiğinin, bodrum katta yer alan işyerinin olaydan evvel içeriden ve dışardan yeterli yalıtıma sahip olup olmadığının, duvar ve zeminlerin su basıncına mukavemetli olup olmadığının, yalıtım varsa olay öncesinde yalıtımda deformasyon bulunup bulunmadığının da tespit edilmesi gerektiğini,
Sigortalının tek taraflı beyanına itibar edilerek düzenlenen dahili su ekspertiz raporunun denetime muhtaç olduğunu, bu sebeple delillerin toplanmasının, meydana geldiği iddia edilen zararın davacı tarafça sunulan delillere ve özellikle de hasar dosyasına göre değil bilirkişi tarafından bizzat tek tek inceleme yapılmak suretiyle belirlenmesini ve ekspertiz raporundan bağımsız rapor alınmasını talep ettiklerini beyan ederek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, TTK m 1472 uyarınca, işyeri paket sigorta poliçesi kapsamında davacı tarafından sigortalıya ödenen hasar bedelinin rücuen tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı … vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1223 E., 2018/1017 K. sayılı dava dosyasında verdiği 19.12.2018 tarihli kararına yönelik davalı … vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 1.150,07-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 287,51-TL harcın düşümü ile kalan 862,56-TL harcın davalı …’nden alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı … tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.03.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 17.03.2023

Başkan Üye Üye Katip