Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/752 E. 2023/1083 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/752
KARAR NO : 2023/1083

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 9. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 30/01/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/270 E.-2019/65 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında Fuar Katılım Sözleşmesi imzalandığını, müvekkilince dava konusu fuarla ilgili tüm edimlerin yerine getirilmesi ertesinde fatura düzenlendiğini, davalı aleyhine faturaya dayalı olarak Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2017/18728 Esas sayılı dosyasından icra takibine başlandığını, davalının yetkiye ve borca itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, taraflar arasındaki sözleşmenin 36. maddesine göre İstanbul Çağlayan ve Ankara Mahkemeleri ile İcra Dairelerinin yetkili olduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile asıl alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin merkezi itibariyle Bakırköy Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğunu, icra takibinde de icra müdürlüğünün yetkisine itiraz ettiklerini, davacının dayanak göstermeye çalıştığı sözleşmenin yetkili kılınan mahkeme belirli olmadığından geçerli olmadığını, yine sözleşmedeki imzanın müvekkili şirket yetkililerine ait olmadığını, takip dayanağı faturanın müvekkiline tebliğ edilmediğini, müvekkili firmanın ticari defterlerinde davacı tarafın alacağının bulunmadığını, fuara çok az süre kala düzenlenen sözleşmede müvekkilinin taraf gösterildiğini ve yetkisi olmayan … tarafından imzalandığını, iş bu belgenin düzenlendiğini duyan müvekkili şirketin davacı tarafa mail yolu ile sözleşmeye katılmayacağını bildirmesine rağmen davacı tarafın müvekkilinden haksız olarak alacak talebinde bulunduğunu, davacı tarafın alacağının likit olmadığını savunarak, öncelikle yetki itirazlarının kabulüne, aksi halde davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Davalı, yetki itirazında bulunmuş ise de, taraflarca imzalanan sözleşmenin 34. maddesinde Ankara mahkemelerinin ve icra dairelerinin de yetkili olduğu anlaşılmakla, yetki itirazı reddedilmiştir.
…Taraflar arasında 15/06/2016 tarihinde fuar katılım sözleşmesi imzalandığı anlaşılmıştır. Dosyada yer alan Ticaret Bakanlığı’nın 19/11/2018 tarihli yazısı ekindeki belgeden davalı şirketin fuara katılım sağlamadığı görülmüştür. Davacı, geçerli sözleşme gereğince edimlerini yerine getirdiğini tüm delillerle ispat etmiştir. Dosyada yer alan e-maillerde davalının fuara katılım beyanında bulunmakla birlikte süresinde caymadığı gözlenmiştir. Yanlar arasındaki sözleşmenin 8. maddesinde: “…Fuar katılımcısı, Organizatöre kabul edilebilir mazeretini yazılı olarak bildirmek kaydı ile fuar açılış tarihinden 120 gün öncesine kadar fuara katılmaktan vazgeçebilir…” denilmiştir. Fuar katılım tarihleri 24-27/04/2017 tarihidir. Bu tarihlerden 120 gün öncesine kadar vazgeçme beyanı yazılı sunulmadır. E-maillerde vazgeçme beyanı 22/03/2017 tarihli olup süresinden sonradır. Yanlar arasındaki sözleşme hükümleri taraflar için bağlayıcı olup yasa gücündedir. Dolayısıyla süresinde yapılmayan vazgeçme beyanı nedeni ile davalı sözleşme hükümleri ile bağlı olup, sözleşmede belirlenen katılım ücretinden sorumlu tutulmalıdır.
İcra takibi 27/04/2017 tarihli faturaya dayandırılmıştır. Faturada döviz alış kuru olan 3.9093 TL üzerinden 7.080,00 EURO’nun TL karşılığı olan 27.677,85 TL ve 1.110,24 TL KDV toplamı olan 28.788,09 TL takibe esas alacak olarak alınmış olup, taleple bağlı kalınarak hesap tutarlı görülmüştür. Faiz yönünden açılan dava bulunmamaktadır.
Somut olayda, uyuşmazlık faturadan kaynaklanmakta olup, alacak ‘likit’ olduğundan, davacının icra inkâr tazminatı talebi yerinde görülmüştür.” denilerek, davanın kabulü ile davalının itirazının 28.788,09 TL asıl alacak üzerinden iptaline, asıl alacağa, takip tarihinden itibaren yıllık %9,75 ve değişen oranlarda avans faizi uygulanmasına, hükmolunan alacağın %20’si üzerinden hesap edilen 5.757,62 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki zamanaşımı defi dışındaki savunmalarını tekrar ederek, İlk derece Mahkemesince üçüncü şahıs …’nun her türlü yetki içeren sözleşme sahibi olduğu belirtilmiş ise de bu hususu kabul etmediklerini, adı geçene sadece şirketin faaliyette bulunması için gerekli olan (Elektrik, Su, Doğalgaz, Telefon abonelikleri gibi) konularda her türlü sözleşme yapma yetkisinin verildiğini, davacı tarafın alacak iddiası likit bir alacağa dayalı olmadığından inkâr tazminatı talebinin reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki Fuar Katılım Sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.966,51 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 492,00 TL’nin mahsubuyla kalan 1.474,51 TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafça yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,
4-Davalı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
14.06.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza