Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/750 E. 2023/1135 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2013/314E., 2018/989K.
DAVACI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı tarafından işletilen çeşitli hava meydanlarındaki … işlerinin piyasadan hizmet alımı şeklinde yerine getirildiğini, Ankara … Havalimanındaki … hizmetlerinin 21.01.2000 – 31.03.2001 tarihleri arasında davalı … Şirketi tarafından, 01.04.2001 – 30.06.2002 tarihleri arasında diğer davalı … … … A.Ş. tarafından yerine getirildiğini, bu hizmetler yerine getirilir iken çalıştırılan …ve … tarafından işçilik alacaklarının tahsili için açılan davalar sonucu kesinleşen mahkeme kararındaki alacakların başlatılan icra takipleri sonucu davacı tarafından ödendiğini, taraflar arasındaki … hizmetlerinin yerine getirilmesine ilişkin işin özel şartnamesinin 7.10. maddesi uyarınca çalıştırılan personele ilişkin mali yükümlülüklerin yükleniciler tarafından karşılanacağına ilişkin düzenleme bulunduğunu ileri sürerek, dava dışı çalışanlara ödedikleri 18.426,30 TL’nin ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …Ş. vekili; davacı tarafından işçilik alacakları nedeni ile ödeme yapıldığı söylenen kişilerin kendilerine ait işin tamamlandığı 31.03.2001 tarihinden sonra da davacı yanında çalışmaya devam ettiklerini, bu nedenle kendilerinin yapılan ödemelerden sorumlu olmadıklarını, davacının alacak iddiasının zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Daha önce düzenlenen iki asıl rapor ve bu raporlara yönelik ek rapor da değerlendirilmek sureti ile hazırlanan 30/10/2018 tarihli bilirkişi raporunun gerekçeleri itibarı ile somut olaya uygun ve denetime açık olması nedeni ile hüküm kurmaya elverişli olduğu kabul edilmiştir. Bu raporda da belirtildiği gibi, davacı her ne kadar mahkeme ilamlarına dayanılarak her iki çalışan için yapılan ödemelere konu çalışma döneminin davalı iki şirket yanında gerçekleştiğini söylemiş ise de, ödeme yapılmasına konu olan ve …’e ait 01/05/1991- 19/01/2000 tarihleri arasındaki çalışmanın dava dışı … Ltd. Şti. yanında, 20/01/2000 – 31/03/2001 tarihleri arasındaki çalışmanın davalı …Ş. ve 01/04/2001- 12/06/2002 tarihleri arasındaki çalışmanın ise davalı … A.Ş. yanında gerçekleştiği, dava dışı …’nin ise 12/08/2000 – 31/03/2001 tarihleri arasındaki çalışmanın davalı …Ş. ve 01/04/2001- 31/03/2002 tarihleri arasındaki çalışmanın ise diğer davalı … A.Ş. yanında gerçekleştiği tespit edilmiştir.
Davacının … Hava alanındaki … hizmeti alımını konu alan sözleşme ve eki diğer düzenlemelere göre, davalı şirketlerin çalışanlarının işçilik alacaklarından sorumlu oldukları belirtilmiş olup, davacının dava dışı çalışanlar için yaptığı ödemelerin her bir davalının çalışmasının gerçekleştiği döneme karşılık gelen miktarı nedeni ile davalılar ayrı ayrı sorumlu olup, yapılan hesaplama sonucu ödemenin 5.336,80 TL’sinden çalışmanın bir bölümünün gerçekleştiği ve hakkında dava açılmayan dava dışı … Ltd. Şti’nin, 1.275,21 TL’sinden davalı … … A.Ş.’nin, 5.202,27 TL’sinden davalı … … Sistemleri A.Ş.’nin, kalan 6.612,01 TL’sinden ise davacının sorumlu olduğu, davacının kendisinde geçen çalışma nedeni ile sorumluluğunda olan miktar ve hakkında dava açılmayan … …. Ltd. Şti.’nin sorumlu olduğu miktarların davalılardan talep edilmesinin mümkün olmadığı, davacının her bir davalının sorumluluğunda olan miktar yönünden ödeme yaptığı tarihten itibaren değişen oranlı avans faizi talep etmesinin mümkün olduğu kabul edilmiştir.
Davalı taraf davacı alacağının zamanaşımına uğradığını ileri sürmüş ise de, davacı alacağının sözleşme ilişkisinden kaynaklandığı, davacı tarafından ödemelerin 10/08/2011 ve 07/11/2012 tarihlerinde yapılmış olması nedeni ile BK’nun 146. maddesinde ön görülen 10 yıllık zamanaşımı süresi dava tarihi itibarı ile dolmadığı için davalı şirketin zamanaşımı itirazının yerinde olmadığı kabul edilip, davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bilirkişi raporlarındaki çelişkilerin giderilmediğini, davacının rücu edebileceği miktarın eksik hesaplandığını, davalıların ½ oranında sorumlu tutulmalarının yanlış olduğunu, son işveren olan davalı … A.Ş.’nin işçilik alacaklarının tümünden sorumlu tutulması gerektiğini bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında ödenen işçilik alacaklarının davalılardan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
1-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden diğer hususlara yönelik istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Mahkemece hükme esas alınan 30.10.2018 tarihli bilirkişi raporunda özetle, “işçilere ödenen kıdem tazminatı ve fer’ilerinden davalı şirketlerin ihale süreleriyle sınırlı olarak sorumlu olacakları, ihbar tazminatından ise iş sözleşmesini fesih eden son işveren olan davalı … …. A.Ş’nin sorumlu olacağını, davacı … ile davalı ….. A.Ş arasındaki 17.01.2000 tarihli Sözleşme ve eki İdari Şartnamede ve özel şartnamede davalı şirketin işçilik hak ve alacaklarından sorumlu olacağına dair düzenleme olmadığı, bu nedenle davalı ….. A.Ş ‘nin kendi ihale dönemine isabet eden tazminatın yarısından sorumlu olması gerektiği” belirtilmiştir. Mahkemece bu rapor doğrultusunda davalı ….. A.Ş yönünden kendi dönemine isabet eden tazminatın yarısı olan 1.275,21 TL’den sorumluluğuna karar verilmiştir.
Dava konusu olayda davacı ile davalı arasında asıl işveren alt işveren ilişkisi mevcut olup, davalı alt işveren asıl işverenle birlikte işçilere karşı müteselsilen sorumludur.
Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 2021/5991E., 2023/14 K., sayılı 16.01.2023 tarihli ilamında, “Hizmet alım sözleşmeleri; ihale şartları ile belirlenen işin sözleşmede kararlaştırılan bedel ile yapılmasının üstlenildiği sözleşmelerdir. Bu sözleşme türünde yüklenicinin edimi, hizmetin kendi işçisi ile yerine getirilmesi, işverenin edimi ise sözleşme bedelinin ödenmesidir. Sözleşme kapsamında yapılması gereken iş yüklenici işçisi tarafından yerine getirilecektir. İş aktinin yüklenici ile işçi arasında yapıldığı hususu ihtilaflı değildir. SGK kayıtları da bu hususu doğrulamaktadır. Hizmet alımı tip sözleşmelerinde işverenin, yüklenici tarafından çalıştırılan işçinin ücretinin ödenmesi, sosyal haklarının takibi gibi denetim dışında işçiye karşı bir sorumluluğu yoktur. Sözleşme uyarınca işçilerin ücretlerinden hizmet veren yüklenici sorumludur. Bu husus sözleşmede açıkça belirtilmiş olmasa dahi bu husus işçilerin yüklenici tarafından çalıştırılıyor olmasının doğal sonucudur. Buna göre, sözleşmede açıkça düzenleme olsun veya olmasın hizmet alım sözleşmelerinde yüklenicilerin çalıştırdığı işçilere ilişkin işçilik alacaklarından sorumlu olduklarının kabulü gerekirken mahkemece işçi alacaklarından sorumluluğa ilişkin sözleşmede hüküm bulunduğundan hareketle davalı yüklenicinin sorumluluğuna gidilmiş olması doğru olmamış, kararın bu nedenle bozulması gerekmiş ise de; karar sonucu itibariyle doğru olduğundan ve yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılamayı gerektirmediğinden hükmün HUMK’nın 438/son maddesi gereğince gerekçesi değiştirilerek onanması gerekmiştir.” denilmiş olup, emsal kararda da belirtildiği üzere sözleşmede açık hüküm olmasa da işçilik alacaklarından yüklenicinin kendi dönemi ile sınırlı olarak tamamından sorumlu olması işçilerin yüklenici tarafından çalıştırılıyor olmasının doğal sonucu olması nedeniyle, davalı … .. A.Ş yönünden kendi dönemi ile sınırlı olarak kıdem tazminatı ve fer’ilerinin tamamından sorumlu olması gerekir. Yarı yarıya sorumlu tutulması doğru olmamıştır.

Buna göre Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararı düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddine,
II-Yukarıda (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/314E., 2018/989K. sayılı dava dosyasında verdiği 03.12.2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“Davanın kısmen kabulüne,
A-)2.550,42 TL’nin davalı …… alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağının 567,30 TL’sine ödeme tarihi olan 10.08.2011 tarihinden itibaren, kalan 1.983,12 TL’sine ödeme tarihi olan 07.11.2012 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
B-)5.202,27 TL’nin davalı …’den alınıp davacıya ödenmesine,
Davacı alacağının 1.566,35 TL’sine ödeme tarihi olan 10.08.2011 tarihinden itibaren, kalan 3.635,92 TL’sine ödeme tarihi olan 07.11.2012 tarihinden itibaren değişen oranlı avans faizi uygulanmasına,
Davacının davalılar ile ilgili fazla isteminin reddine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 529,59 TL’den peşin olarak yatırılan 314,70 TL’nin düşümü ile kalan 214,89 TL’nin davalılardan tahsili ile Hazine’ye gelir kaydına (… …. 70,91 TL’sinden, davalı … 143,98 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla)
Davacı tarafından yatırılan 24,30 TL başvurma harcı, 314,70 TL peşin harç olmak üzere toplam 339,00 TL’ nin davalılardan tahsili ile davacıya verilmesine (… … … TL’sinden, davalı …’nin 227,13 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla)
Davacı lehine hüküm tarihindeki AAÜT’ si uyarınca hesaplanan;
2.550,42 TL vekalet ücretinin … …. alınıp davacıya ödenmesine,
5.202,27 TL’sinin davalı …’ den alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafından yapılan tebligat ve posta gideri 321,00 TL, bilirkişi ücreti 1.500,00 TL ve 121.30 TL. istinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.942,30 TL yargılama giderinden davanın kabul oranına göre takdiren 815,77 TL’sinin davalılardan alınarak davacıya ÖDENMESİNE. (… … …. 269,20 TL’sinden, davalı …’nin 546.57 TL’sinden sorumlu olmak kaydıyla),
Davalı … … lehine AAÜT’si uyarınca hesaplanan 2.180,00,- TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak adı geçen davalıya VERİLMESİNE,
Karar kesinleştiğinde kullanılmayan gider avansı kalması halinde bildirilecek hesap numarası olur ise hesaba, hesap numarası bildirilmez ise gider avansından karşılanmak koşulu ile posta havalesi ile yatıran tarafa İADESİNE,”
III-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine,
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
21.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …