Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/712 E. 2023/1081 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. … BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/712
KARAR NO : 2023/1081

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : … 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/01/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/644 E.-2019/29 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin davalıya ait işyerlerinde bulunan alet ve ekipmanların periyodik bakım, servis hizmetleri ve arızalarını yapım işini üstlendiğini, YHT … gar işyerlerinde yapmış olduğu işlerle ilgili (12.12.2014 ile 12.06.2015) 6 aylık hak ediş bedeli için 14.07.2015 tarihli 37.605,00 TL bedelli fatura düzenlenerek davalı kuruma verildiğini, davalının 13.08.2015 tarihinde takip konusu fatura borcuna istinaden 7.754,37 TL ödeme yaptığını, bakiye 29.850,66 TL.’nin ödenmemesi nedeniyle yapılan şifahi görüşmelerde “söz konusu fatura bedelinin İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin 2006/720 E. sayılı iş kazası konulu dava sebebiyle teminat amaçlı olarak tutulduğu ve ödemesinin yapılamadığı”nın bildirildiğini, ihtar yazısına rağmen borcun ödenmemesi üzerine davalı aleyhine Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10833 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiş; 05.06.2017 tarihli dilekçesinde, 29.850,66 TL asıl alacak ve 120,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.970,88 TL yönünden itirazın iptalini talep ettiklerini açıklamıştır.
Davalı vekili; dava konusu alacağın zaman aşımına uğradığını, müvekkili ile davacı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, dava dışı … tarafından müvekkili idare ve davacı şirket aleyhinde İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin 2006/720 E. sayılı dosyası ile, davacının yüklenici firma olarak işi üstlendiği dönemde meydana gelen iş kazasına dayalı alacak davası açtığını, söz konusu tazminat davası neticesinde müvekkili idarenin ödemesi muhtemel bir tazminatın söz konusu olabileceğini, sözleşme ile eki genel ve teknik şartname hükümlerine göre davacının sorumluluğu söz konusu olacağından dava konusu fatura bedelinin ödenmediğini, davacının dava dışı işçiye ödeme yaptığına dair herhangi bir iddiası olmadığını savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmesi kapsamında davacının üstlendiği işi yerine getirdiği, bu kapsamda davacı tarafından düzenlenen takibe konu fatura kadar alacağı hakettiği konusunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Davalının fatura bedelini ödememe nedeni; fatura içeriğine konu işe dair olmayıp, davacının faturanın ödenmeyen bedeli kadar alacaklı olduğu davalı tarafça da kabul edilmekle birlikte, taraflar arasındaki sözleşme hükümlerinden doğan rücu hakları gereğince alacağın davalı uhdesinde tutulması gerektiğine dayalıdır.
Dava dışı işçi tarafından açılan ve İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin 2006/720 esas sayılı dosyasından yürütülen dava 07/03/2017 tarihinde karara bağlanmış ve toplam 64.300,31 TL maddi tazminatın alt ve üst işverenlerden müteselsilen tahsiline karar verilmiştir.
Dava dışı işçi …’in … da iş kazası geçirdiği İş Mahkemesi kararından anlaşılmaktadır. Davacının hakettiği ücretin ilerde doğabilecek rücua esas ödeme için davalı uhdesinde tutulması, ancak taraflar arasında imzalanan hizmet alım sözleşmesi kapsamındaki işin yapımı sırasında meydana gelebilecek ödemelerle ilgili olması halinde sözleşme hükümlerine uygun olacaktır. Taraflar arasında imzalanan 03/12/2014 tarihli hizmet alım sözleşmesi kapsamında yapılan ve davaya konu takip dayanağı faturada belirtilen iş ise … YHT Garı ile sınırlıdır. Neticede takip tarihi itibariyle varlığı ve miktarı kanıtlanan davacı alacağının ödenmemesi için davalının haklı bir gerekçesi bulunmadığı, alınan bilirkişi raporunda hesaplandığı üzere yapılan kısmi ödeme çıkarıldığında takipte istenen tutar kadar davacının ana alacağı bulunduğu ve ihtarname için tanınan süre sonrası oluşan 02/05/2015 temerrüd tarihinden takip tarihine kadar işlemiş faiz miktarının davacı talebinden daha fazla olması nedeniyle talepte bağlı kalınarak, işlemiş faizin 120,22 TL olduğu(davacı vekilinin 05/06/2017 tarihli dilekçesindeki talep gözetilerek), taraflar arasındaki iş ticari olduğundan uygulanacak faiz türünün avans faiz olduğu ve alacağın miktarı hususunda zaten uyuşmazlık bulunmadığından, inkar tazminatı koşullarının varolduğu, yine taleple bağlı kalınarak asıl alacak üzerinden inkar tazminatı hesaplanması gerektiği” belirtilerek, davanın kabulüne, davalının itirazının iptaline, takibin 29.850,66 TL asıl alacak, 120,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.970,88 TL üzerinden devamına asıl alacağın takipten itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine, 5.970,13 TL icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; cevap dilekçesindeki savunmalarını tekrar ederek, dava dışı işçi tarafından açılan tazminat davası neticesinde müvekkili idarenin ödemesi muhtemel bir tazminatın söz konusu olabileceğini, bu nedenle fatura bedelinin ödenmediğini, müvekkilinin hakediş ödemesini yaparken ödeme yapılacak şirketin idareye doğmuş ve doğması muhtemelen bir borcunun olmamasına dikkat ettiğini, davacının dava dışı işçiye ödeme yaptığına dair herhangi bir iddiası olmadığını, bu sebeple idarenin idarenin takas mahsup kapsamında fatura bedeli ödememesinde hukuka ayrı bir durum bulunmadığını, eksik ve hatalı değerlendirmeler barındıran ve itiraz ettikleri bilirkişi raporu esas alınarak karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Dava, taraflar arasındaki hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan ve faturaya dayanan bakiye alacağın tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Türk Borçlar Kanunu’nun 139. maddesi uyarınca, iki kişi karşılıklı olarak bir miktar parayı veya konuları itibari ile aynı türden malı birbirine borçlu oldukları takdirde, her iki borç muaccel ise iki tarafın her biri borcunu alacağı ile takas edebilir. Takastan bahsedilmek için, her şeyden önce iki ayrı kimsenin karşılıklı olarak birbirlerinden alacaklı olmaları gerekir.
Somut olayda davacı tarafından, davalıya hizmetin verildiği ve bakiye fatura bedelinin ödenmediği ileri sürülmüş; davalı tarafından ise dava dışı işçinin iş kazası nedeniyle doğabilecek alacağının tahsili ihtimaline binaen faturanın ödenmediği savunulmuştur. Davalı yanın bu savunması takas niteliğindedir. Zira birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız, karşılıklı iki alacak (borç) iddiası bulunmakta olup bu sebeple davacının alacağının bulunmadığı savunulmuştur.
Takas edilecek alacakların muaccel, dava edilebilir olması ve takas hakkının kanunla veya tarafların yapmış olduğu sözleşmeyle ortadan kaldırılmamış olması gerekir. Somut olayda takas hakkının ortadan kaldırılmasına ilişkin sözleşme hükmü bulunmamaktadır. Davalı yanın takasa konu ettiği alacağın, dava dışı işçi tarafından ….Ltd Şti (işbu dosyanın davacısı), ….Ltd Şti ile …’ye karşı açmış olduğu İstanbul 9. İş Mahkemesi’nin 2006/720 E., 2017/97 K. sayılı kararından kaynaklandığı, yapılan yargılama sonunda asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne karar verildiği, dava tarihinin 12.10.2006, karar tarihinin 07.03.2017 ve kesinleşme tarihinin 24.09.2019 olduğu görülmüştür.
Görüldüğü üzere, fatura alacağına yönelik olarak açılan işbu davanın dayanağı icra takip tarihi olan 17.05.2016 tarihi itibariyle davalının takasa konu edilecek muaccel ve kesinleşmiş bir alacağının bulunmadığı ve takas şartlarının oluşmadığı açıktır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, takas şartlarının oluşmaması nedeniyle davacının alacağını talep edebileceği gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, takasta birbirinden bütünüyle ayrı ve bağımsız karşılıklı iki alacak (borç) olabileceği hususu gözetilmeksizin dava dışı işçinin farklı bir iş yerinde ve işveren nezdinde çalıştığı gerekçesiyle aynı sonuca varılması doğru görülmemiştir.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını gerekçe yönünden düzelterek yukarıda açıklanan gerekçelerle davanın kabulüne dair istinaf yoluna başvuranın sıfatı da gözetilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin diğer istinaf sebeplerinin reddine,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 21.01.2019 tarih ve 2016/644E., 2019/29 K. sayılı kararını gerekçe yönünden DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“Davanın KABULÜNE,
Ankara 22. İcra Müdürlüğü’nün 2016/10833 esas sayılı dosyasında yürütülen takibe davalının yaptığı itirazın iptali ile takibin; 29.850,66 TL asıl alacak, 120,22 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 29.970,88 TL üzerinden devamına, asıl alacağa takipten itibaren değişen oranlı avans faizi yürütülmesine,
5.970,13 TL inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 2.047,25 TL nispi karar ve ilam harcından dava dosyasında peşin alınan harcın mahsubu ile kalan 1.697,90 TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydedilmesine,
Davacı tarafından yapılan 382,85 TL harç giderinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,
Davacı tarafça yapılan 93,60 TL dosya masrafı, tebligat ve posta gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 1.093,60 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
Dava sırasında kendisini vekille temsil ettiren davacı yararına (istinaf yoluna başvuranın sıfatı gözetilerek) takdir edilen 3.582,00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
HMK 333. maddesi gereğince mahkemece yatırılan avansın kullanılmayan kısmının kararın kesinleşmesine müteakip iadesine, iadesi yönünde başvurunun olmaması halinde arta kalan giderin iade edileceğinin davacıya meşruhatlı davetiye ile bildirilmesine,


III-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde, gider avansından harcanmayan kısmın gideri içerisinden alınarak iadesine,
IV-Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
14.06.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 14/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza