Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/709 E. 2023/804 K. 03.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/709
KARAR NO : 2023/804

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 26.04.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/261 E., 2018/327 K.

DAVACI :
VEKİLİ : Av. …-E tebligat
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkili … AŞ’nin rüzgâr enerjisi ile elektrik ürettiğini ve davalı … ile çeşitli 27.03.2015 günlü … RES Katkı Payı Anlaşması imzaladıklarını,
Davalı tarafından müvekkiline santral için RES katkı payı olarak 28.01.2016 gün ve 8.508.140,47 TL bedelli faturanın gönderildiğini, müvekkili tarafından bu faturaya itiraz edilmekle birlikte bedelin (belirtilmeyen bir tarihte) ihtirazi kayıtla ödendiğini,
Davalının faturanın açık olduğunu bildirerek fatura dayanağını belirtmediğini oysa itiraz edilmiş faturanın hangi hukuki ilişkiye dayalı olarak düzenlendiğini ispat yükünün davalı üzerinde bulunduğunu,
Ancak Rüzgar Katkı Payı Anlaşması’nın tip sözleşme olması, genel işlem koşulları ve dürüstlük kuralına aykırı hükümler içermesi ve sözleşme hükümlerinin müvekkil tarafından ifasının imkansız olması nedeniyle sözleşmeye hakimin müdahalesinin gerektiğini
Davalının hakim durumda olduğunu ve bu sektörde çalışmak isteyenlere birtakım kuralları dayattığını,
Bu durumun Türk Ticaret Kanunu’nun 55’inci maddesinin 1 sayılı fıkrasının f bendine göre hukuka aykırı sayıldığını,
Türk Borçlar Kanunu’nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun’un 2’nci maddesinde geriye yürümezlik ilkesinin istisnalarının gösterildiğini ve genel işlem koşullarına ilişkin 25’inci maddenin hakim tarafından değerlendirilmesi gerektiğini,
Normal koşullarda müvekkilinin ürettiği elektrik enerjisini her yıl Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu (EPDK) tarafından çıkartılan tebliğ doğrultusunda “Ortalama Elektrik Toptan Satış Fiyatı” üzerinden yapılan hesaplama sonucunda piyasaya arz ettiğini, Rüzgar Katkı Payının ise bu tutar üzerinden değil TÜFE üzerinden yapılan bir hesaplama sonucu ödemek durumunda kalacağını, davalının dayattığı bu hesap tarzının dürüstlüğe aykırı olduğunu ve sözleşmenin ifasını müvekkili bakımından aşırı derecede güçleştirdiğini,
Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği’nin 9’uncu maddesinde belirtilen ve Rüzgar Katkı Payı Anlaşmasına aynen aktarılan hükümde hesaplamanın TÜFE üzerinden yapılması gerektiği ancak bunun tecrübe kurallarına ve piyasa koşullarına uymadığını,
Elektrik enerjisini üreten şirketlerin bunu doğrudan son kullanıcıya satmadığını, davalı gibi dağıtım şirketlerine sattığını, fiyat güncellemelerinin yukarıda belirtilen ortalama satış fiyatından yapılması gerekirken TÜFE üzerinden yapılmasının dürüstlük kuralı ile bağdaşmayacağını,
İleri sürerek Rüzgar Katkı Payı Anlaşmasının dürüstlük kuralına aykırı maddelerinin hükümsüzlüğüne, ifasının imkansız olması nedeniyle sözleşmenin uyarlanmasına; eğer bunlar mümkün değilse çekişmenin giderilmesine ve fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.262.309,1 (?) belirlenebildiği anda tam bedelin uygulanacak en yüksek avans faizi ile istirdadına karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili davanın idari yargı yerinde görülmesi gerektiğini,
İstenebilecek tutarın hesaplanmasının mümkün olduğunu ve buna rağmen belirsiz alacak davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığını,
Davacının aynı iddialarla açtığı üç ayrı dava daha bulunduğunu,
Davacı şirket ile müvekkili arasında RES Katkı Payı Anlaşmaları akdedildiğini; davacı şirketin … RES, …RES, … RES ve … RES olmak üzere dört ayrı tesis için lisans alarak faaliyetlerine başladığını,
Belirtilen anlaşma gereğince Yönetmelik ve ekleri olan Taahhütname, Teklif Mektubu Formu ile Anlaşma hükümlerinin birlikte değerlendirilmesi sonucunda RES katkı payı faturasının hesaplandığını,
Davacı yanca RES yarışmalarına teklif verilmesi sırasında müvekkiline verilen Teklif Mektubu Formundaki üretilen kilowatsaat (kWh) başına RES Katkı Payı teklifi verilmesiyle ilgili bütün belgelerin ve mevzuatın tamamen okunduğu, incelendiği ve bütün koşullarıyla kabul edildiğinin bildirildiğini,
Davacının … RES için yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kilowatsaat başına 4,62 kuruş teklifi ile yıllık net elektrik enerjisi üretimlerinin çarpılmasıyla bulunacak Toplam RES Katkı Payı tutarını, teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranında güncelleştirerek takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar, tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca …’a ödemeyi kabul ve taahhüt ettiklerini,
Faturanın yalnızca Anlaşma ve Yönetmeliğin 9’uncu maddesi dikkate alınarak değil, Yönetmeliğin eki Teklif
Mektubu da dikkate alınarak hesaplandığını ve ilgili tüm şirketlere aynı şekilde gönderildiğini,
Tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten başlamak üzere 20 yıl boyunca …’a ödenecek bedelin değer kaybına uğramaması adına da yarışma sırasında verilen teklif bedelinin her yıl TÜFE oranında güncellenerek artırılmasının öngörüldüğünü; davacı yanca bunun taahhüt edildiğini, aksi tutumun RES Katkı Payı tutarının yıllar içinde değer kaybetmesine yol açacağını,
Davacının “tesisin ilk geçici kabulünün yapılmasıyla rüzgar katkı payı borcunun muaccel hale geleceğini” belirtmesine rağmen muaccel olmayan bir borcun ifası sebebiyle müvekkiline fatura düzenlendiğini iddia ettiğini oysa Yönetmeliğin 9’uncu maddesi ile RES Katkı Payı Anlaşmasının 10’uncu maddesinde yer alan “ödeme yükümlülüğünün üretim tesisinin ilk geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren başlayacağı” ilkesine rağmen katkı payı borcunun neden muaccel hale gelmediğini açıklayamadığını,
Dava konusu … RES tesisi için ilk geçici kabulün 11.04.2015 günü yapıldığını ve bu tarih itibariyle katkı payı borçlarının da muaccel hale geldiğini, davacının anılan iddiasının yersiz olduğunu,
Genel işlem koşullarının tacirler arası sözleşmelerde uygulanamayacağını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…Taraflar arasında yönetmelik hükümlerine göre yapılan yarışma sonrasında 27/03/2015 tarihli … RES katkı payı anlaşması kurulduğu, uyuşmazlığın sözleşme ve eklerinden kaynaklanması nedeniyle davalının yargı yolu itirazının yerinde olmadığı, davalı tarafa sunulan teklif mektuplarında [“]… RES projesinde yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kwh başına 4,62 kuruş teklifimiz ile … tarafından yıllık net elektrik enerjisi üretimimizin çarpılması ile bulunacak toplam RES katkı payı tutarını, teklif yılından ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık TÜFE oranında güncelleştirerek takip eden yılın ocak ayı sonuna kadar tüm tesisinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren 20 yıl boyunca …’a ödemeyi kabul ve taahhüt ederiz[”] şeklinde taahhüt[te] de bulunulduğu, taraflar arasındaki 27/03/2015 tarihli sözleşmenin 3. Maddesinde RES katkı payının nasıl hesaplanacağı açıklanmış ise de başlangıç birim fiyatının hangi tarihteki fiyat olacağı hususunda açıklama bulunmadığı, belirtilen formülde TÜFE’ye esas başlangıç yılının hangi tarih olacağının belirlenmediği, sözleşmenin 10. Maddesinde ödeme yükümlülüğünün tesisin ilk ünitesinin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren başlayacağının kararlaştırıldığı, teklif mektubu formu ve RES katkı payı anlaşmasının birlikte incelenmesinde teklif mektubunun verildiği yıl, TÜFE fiyatlarının esas alınarak hesaplama yapılması gerektiği, davacının en yüksek fiyatı vererek yarışmayı kazanarak sözleşme imzaladığı, taahhütnamedeki belirlenen formüle göre hesaplama yapılmasının yarışma mantığına uygun olduğu, dava konusu faturada yer alan TÜFE başlangıç ve oranının 22/10/2010 tarihli yarışma yönetmeliği ve bu yarışma yönetmeliğinin eki niteliğindeki teklif mektubu formu, RES katkı payı anlaşması hükümlerine uygun olduğu, taraflar arasındaki sözleşmenin genel işlem koşullarına aykırı bir yönünün bulunmadığı, bilirkişi raporundaki bir kısım hususların ve davacı tarafça sunulan mütalaadaki görüşlerin dosya kapsamına uygun olmadığı, davacının davasında haksız olduğu kanaatine varıldığından davanın reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Uyuşmazlığın davalı yanca müvekkili şirkete tebliğ edilen faturadaki RES katkı payının hesap yönteminden kaynaklandığını, Rüzgâr Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Lisans Başvurularına İlişkin Yarışma Yönetmeliği 9’uncu maddesinde belirlenen ve RES Katkı Payı Anlaşmasına aynen aktarılan hüküm doğrultusunda RES katkı payı hesaplamasının TÜFE değişken değerine göre yapıldığını, ancak söz konusu santralde üretilen elektrik enerjisinin doğrudan son kullanıcıya değil … gibi elektrik iletim şirketlerine satıldığını,
– Davalının 22.10.2010 günlü Yönetmeliğin eki Teklif Mektubu Formunda yer alan “…RES projesinde yıllık üretilecek net elektrik enerjisi için kilowatsaat (kWh) başına 4,62 kuruş teklifimiz ile … tarafından, yıllık net elektrik enerjisi üretimimizin çarpılmasıyla bulunacak Toplam RES Katkı Payı tutarını, teklif yılından itibaren ödemeye esas üretim yılına kadar TÜİK tarafından Ocak ayında açıklanan yıllık TÜFE oranında güncelleştirerek takip eden yılın Ocak ayı sonuna kadar, tüm tesisin geçici kabulünün yapıldığı tarihten itibaren yirmi yıl süre boyunca …’a ödemeyi kabul ve taahhüt ederiz.” ibaresini esas alarak katkı payı hesabı yaptığını; bu durumda TÜFE güncellemesinin kullanılmasına ek olarak söz konusu ibare nedeniyle Anlaşmanın imzalanmış olduğu 30.12.2011 tarihinden itibaren kümülatif olarak eskalasyon yapıldığını, oysa tesisin geçici kabulün yapıldığı 2015 yılından itibaren elektrik üretimine başladığını,
– Alınan her iki bilirkişi raporunda uyuşmazlığın Yönetmeliğin eki olan Teklif Mektubu Formu, Taahhütname ve RES Katkı Payı Anlaşmasının birlikte değil, sadece RES Katkı Payı Anlaşmasının Hükümlerinin esas alınarak çözümlenmesi gerektiği sonucuna varıldığını;
– Mahkemenin dosya kapsamındaki delillere aykırı karar oluşturduğunu; kararın keyfi olduğunu, davalarının reddini gerektiren bir delilin bulunmadığını; bu durumun yargıya başvuran kimseler açısından öngörülemez olduğunu ve “hukuk devleti olma ilkesi” ile bağdaşmadığını,
– Sundukları uzman görüşünün lehlerine olduğunu, mahkemenin bu görüşe uymama gerekçesini göstermesinin gerektiğini,
– Emsal davaların ilk derece mahkemelerince kabul edildiğini,
– Yerel mahkemenin Yönetmeliğin eki olan teklif mektubu formu ve 27.03.2015 günü imzalanan RES Katkı Payı Anlaşmasını birlikte değerlendirdiğini ancak sonraki tarihli sözleşmenin 1’inci maddesinde ödeme zamanı ve şeklinin tanımlandığını, 3’üncü maddesinde ise hesaplama formülünün belirlendiğini; bedelin hesaplamasına ilişkin ayrı hüküm içeren teklif mektubunun sözleşmeye davet niteliğinde olduğunu ve sözleşme hükümleri gibi bağlayıcı kabul edilemeyeceğini,
– Yargıtay kararları ile sabit olduğu üzere davalı şirketin enerji piyasasında hâkim durumda bulunduğunu, bu durumdan faydalanarak müvekkiline müzakere şansı tanınmaksızın dayattığı genel işlem koşullarının dürüstlük kuralına aykırı hükümler içerdiğini, hesaplama yöntemi nedeniyle zaman ilerledikçe ifası imkansız hale gelen Anlaşmanın içeriğine hakimin müdahalesinin gerektiğini,
– Hakimin muarazayı tespit etmesine rağmen bunu gidermemesinin hukuka aykırı olduğunu ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşmasının uyarlanması, bunun mümkün olmaması halinde taraflar arasındaki RES Katkı Payı bedeli ile ilgili muarazanın giderilmesi, her iki durumda da fazla ödenen tutarın istirdatı istemine ilişkindir.
Taraflar arasındaki RES Katkı Payı Anlaşmasının 3. maddesi,
“Şirketin bağlantı hakkı kazandığı RES projesinde üretilecek her bir kWh elektrik enerjisi üzerinden 0,07 kr/kWh olarak belirlenen yarışma sonucuna esas RES Katkı Payı tutarı aşağıdaki yöntem ile … tarafından hesaplanacaktır.
Toplam Res Katkı Payı Tutarı=kr x E x TÜFE
Kr=Şirket tarafından …’a kilowatsaat (kWh) başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş,
E=Bir önceki yılda gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi Üretimi (kWh)
TÜFE=Türkiye İstatistik Kurumu tarafından ocak ayında açıklanan yıllık tüketici fiyat endeksi.” şeklinde düzenlenmiştir.
Dosyanın incelenmesinde taraflar arasında 20.11.2011 ve 27.03.2015 tarihli iki ayrı RES Katkı Payı Anlaşması imzalandığı, davalı yanca RES Katkı Payına ilişkin olarak düzenlenen dava konusu 28.01.2016 gün ve 8.508.140,47 TL tutarındaki faturanın davacıya gönderildiği ve davacının bu tutarı çekince ile ödediği,
Faturanın teklif mektubuna uygun olarak (yani şirket tarafından kilowatsaat başına ödenmesi taahhüt edilen kuruş x bir önceki yıl gerçekleşen yıllık net elektrik enerjisi tüketimi x santralin hizmete alındığı yıldan itibaren, faturanın düzenlendiği yıla kadar Türkiye İstatistik Kurumu tarafından açıklanan TÜFE değerlerinin çarpımı suretiyle) bulunduğu, davaya konu ihtilafın bu nedenle doğduğu anlaşılmıştır.
Davacının teklif mektubunu sunmasından sonra taraflar arasında 20.11.2011 ve 27.03.2015 tarihli iki ayrı RES Katkı Payı anlaşması imzalanmış olup sözleşmede RES katkı payının hesabı, teklif mektubundaki hesaplamadan farklı olarak düzenlenmiştir. Taraflarca imzalanan sözleşmede RES katkı payının hesap şekli ile ilgili formül, Rüzgar Enerjisine Dayalı Üretim Tesisi Kurmak Üzere Yapılan Başvurulara ilişkin Yarışma Yönetmeliğinin 9’uncu maddesine uygun şekilde kaleme alınmıştır. Davalı tarafça RES katkı payının hesabı ile ilgili teklif mektubundaki ibarelerin aynen sözleşmeye geçirilmesi mümkün iken farklı bir hesap şeklini içeren sözleşme imzalanmıştır. Her ikisi de tacir olan tarafların serbest iradeleriyle imzalamış oldukları anlaşma hükümleri ile bağlı oldukları açıktır. Taraflar arasındaki anlaşmada, davacının sunduğu teklif mektubuna sadece 3’üncü maddede, toplam RES Katkı Payı tutarının hesaplanması ile ilgili kr* E* TÜFE formülünde, kr değerinin açıklanması sırasında yer verilmiştir. Taraflar arasındaki sözleşme hükmü açık olup, herhangi bir şekilde yoruma ihtiyaç göstermemektedir. Bu bakımdan davacının uyarlama ve hükümsüzlük talepleri kabul edilmemiştir.
Buna göre ilk derece mahkemesince alınan 31.07.2017 günlü raporda yazılı olduğu üzere sadece o yılın TÜFE endeksine göre güncelleme yapılması yönündeki görüş benimsenmek suretiyle davacıya ait tesislerin geçici kabullerinin kısmi olarak 28.01.2015,11.04.2015, 16.05.2015 ve 01.10.2015 tarihlerinde yapılarak ünitelerin peyder pey işletmeye alındığı ve davacı tesislerinde 2015 yılı içinde 105.294.119,5 kWh enerji üretilerek davalı … sistemine verildiği;
Sözleşme yer alan birim fiyatın 4,62 TL ve geçici kabul tarihi başlangıcı olan 2015 yılı için DİE tarafından açıklanan TÜFE oranının %8,17 olduğu,
Bu değerlere göre sözleşmenin 3’üncü maddesindeki formül uygulandığında;
RES Katkı Payı Tutarının: 105.294.119,5 x 0,0462 x (1+0,0817) = 5.262.025,19 TL
Fatura KDV tutarı: 5.262.025,19 x 0,18 = 947.164,53 TL ve bu çerçevede
Toplam Fatura Tutarı: 6.209.189,72 TL olarak hesaplandığı ancak
Davalı şirketçe 8.508.140,47 TL üzerinden fatura düzenlendiği, bunun da ihtirazi kayıtla 12.02.2016 günü ödendiği sabit olduğundan davacının fazladan ödediği tutarın tahsilinin gerektiği belirtilmiştir.
Her ne kadar raporda 8.508.140,47 – 6.262.025,19 = 2.246.115,28 TL olarak hesaplanmışsa da fatura tutarı 6.209.189,72 TL olduğundan bu hesabın doğru sonucu 2.298.950,75 TL’dir ve bu tutar davacının talebini aşmaktadır (HMK m.26). Bu durumda taleple bağlı kalınarak ‘nin ödeme tarihi olan 12.02.2016 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile istenebileceği anlaşılmakla davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın açıklanan şekilde kabulüne karar verilmesi gerekmiştir (HMK m.353/1-b.2).
HÜKÜM :
1-HMK m.353/1-b.2 gereğince Ankara 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/261 E., 2018/327 K sayılı dava dosyasında verdiği 26.04.2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE
Buna göre:
“1-Davacının uyarlama ve hükümsüzlük taleplerinin reddine.
2-Alacak talebinin kabulü ile 2.262.309,10 TL’nin 12.02.2016 tarihinden itibaren hesaplanacak avans faizi ile davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Karar ve ilam harcı:
Alınması gereken 154.538,33 TL harçtan, 38.634,59 TL harcın düşümü ile kalan 115.903,74 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
Yargılama giderleri ve gider avansı:
Davacı tarafça sarf edilen 38.634,59 TL peşin harç, 2.454,38 TL posta, davetiye ve bilirkişi gideri toplamı 41.088,97 TL’nin davalıdan alınıp davacıya verilmesine.
Davalı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına.
Gider/delil avansının kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak ilgili tarafa iadesine.
Vekalet ücreti:
A.A.Ü.T. uyarınca 212.115,45 TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine.”

II-Peşin olarak alınan istinaf karar harcının davalıya iadesine,
III-Avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara re’sen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
03.05.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 03.05.2023 )

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır