Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/697 E. 2022/1814 K. 16.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/697
KARAR NO : 2022/1814

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 14.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/637 E., 2018/813 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin 2005 yılında ev sahibi olabilmek için kooperatife üye olduğunu, kooperatifin müvekkilini ihraç etmesi üzerine Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/11 esas sayılı dosyasında dava açıldığını ve davanın kabulüne karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, müvekkilinin son olarak kooperatif tarafından Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/177 esas sayılı kararı nedeniyle ortaklıktan çıkarıldığını, yönetim kurulu üyelerinden birinin vefat ettiğini, ancak iki kişilik yönetim kurulu tarafından kararlar alınmaya devam edildiğini, 26.06.2016 tarihli genel kurulun sadece üç kişi ihraç etmek için oluşturulduğunu ve söz konusu genel kurul toplantısı için müvekkiline usulüne uygun çağrı yapılmadığını beyan ederek müvekkilinin hukuka aykırı ihraç kararının ve genel kurulun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacının Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 2011/177 esas sayılı dosyasındaki mahkumiyeti nedeniyle ana sözleşmenin 14/5. maddesi gereğince kooperatif ortaklığından ihraç edildiğini, ceza mahkemesi kararının Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nce onanarak kesinleştiğini, yönetim kurulu kararının oy birliği ile alındığını, alınan ihraç kararlarının kanuna ve ana sözleşmeye uygun olduğun belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Yapılan yargılama sonucunda toplanan delillerden davacı tarafından 26.06.2016 tarihli genel kurulda alınan kararların iptali amacı ile dava açılmışsa da davacının genel kurulda alınan kararlara karşı muhalefet şerhinin bulunmadığı, iptal davası açmak için alınan kararlara karşı muhalefet şerhinin genel kurul tutanağına yazılması gerektiği, bu yönden genel kurul kararlarının iptaline ilişkin dava yönünden dava şartının gerçekleşmediği anlaşılmakla,
Genel kurulda alınan kararların iptali talebinin ve,
Davacı aynı zamanda genel kurulda alınan ihraç kararının da iptalini talep etmiştir.
Davacı hakkında Ankara 25. ACM’nin kesinleşmiş 2011/177 esas, 2011/574 karar sayılı mahkumiyet kararı dikkate alınarak kooperatif tarafından Kooperatifler Kanunu’nun 16. ve ana sözleşmenin 14/5. maddesi gereğince davacının kooperatif üyeliğinden ihraç edilmesinin kanun ve ana sözleşmeye uygun olduğu, kanaatine varılmakla davacının ihraç kararının iptal talebinin de reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Bilirkişi raporunda genel kurulda alınan kararlara karşı muhalefet şerhi bulunmadığı, bu suretle dava şartının gerçekleşmediği yönünde bildirilen görüşe itibar etmenin mümkün olmadığını, 25.06.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağı incelendiğinde, hakkında verilen ihraç kararı başta olmak üzere maddelerin tamamına muhalefet şerhinin bulunduğunun görüleceğini, yerel mahkeme tarafından bu konuda herhangi bir inceleme olmaksızın doğrudan hatalı bilirkişi raporunun hükme esas alınmasının hukuka aykırı olduğunu;
İyi niyetli olmayan yönetimin ilk iş olarak arsa sahipleri ile münazaraya girdiğini, akabinde Kooperatifler Kanunu’na, ana sözleşmeye ve genel kurul kararlarına aykırı şekilde yeni üye kaydı yaparak üye sayısını 41’e çıkardığını, 23 kişinin üyelikten ihraç işlemini gerçekleştirdiğini;
Kooperatif genel kurul kararına göre peşin ödemede bulunarak giriş kattan daire aldığını, üyelik vasfının diğer üyelerden farklı olduğunu, diğer üyeler gibi aylık, yıllık bir aidat ödemesi muafiyeti bulunduğunu;
İhraç kararının yönelim kurulundaki üç kişinin oy birliği ile alınmadığını, genel kurul üyelerinin de ihraç tarihinde çoğunluk sağlamak üzere üyelik vasıfları olmayan üyelerden oluşturulduğunu, zira ihraç tarihinden önce kooperatif arsa sahipleri tarafından haksız şekilde, yönetim kurulunun da bilgisi sonucu 9 katlı binanın yıkıldığını, arsa sahiplerinin üçüncü kişilerle anlaşmaya vararak bu arsa üzerinde 17 katlı bir işyeri ve konut merkezi yaptıklarını, adı var ama amacı sonlanmış bir kooperatif haline geldiğini, bu safhada ihraç edilmesinin iyi niyet kuralları ile çeliştiğini;
Ankara 25. Asliye Ceza Mahkemesi’nin dosyası incelendiğinde, kendi imzası olmayan yönetim kurulu kararı ve yine imzası olmayan bir senet tanzimi sonucunda yönetim kurulu üyesi olması vasfı ile para cezasına çarptırıldığını;
Bugüne kadar ihraç ettiği hiç bir üyeye ödemede bulunmayan, hatta hiç bir ücret ödemeden üye olan yandaş üyeler bulunduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif genel kurul ve ihraç kararının iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/637 E., 2018/813 K. sayılı dava dosyasında verdiği 14.11.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
16.11.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 21.11.2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır