Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/694 E. 2023/271 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R) ESAS NO : 2019/694
KARAR NO : 2023/271
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/11/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2011/515E., 2018/773K.
DAVACI : … – …
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi. GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davacının kooperatif ortağı olduğunu, 21/01/2001 tarihli genel kurula müvekkilinin katıldığını ancak daha sonraki hiçbir genel kurula çağırılmadığını, müvekkilinden sadece 2003 yılında alt yapı gideri olarak 1.500,00TL talep edildiğini ve bu paranın ödendiğini,2005 yılında fiilen oturulabilir şekilde teslimi yapılması gereken dairenin halen teslim edilmediğini ileri sürerek, dairenin fiilen teslimini, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kira bedeli olarak 1.000,00TL’nin tahsilini, dairenin oturabilir hale gelmesi için gerekli olan bedelin tespitini,dairenin müvekkili tarafından davalı kooperatif adına yaptırılması halinde bedelinin davalı kooperatiften tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taleplerin zamanaşımına uğradığını, aynı davanın daha önce de açıldığını, derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi gerektiğini, davacının ortaklık belgesi uyarınca kooperatife aidat ödeme yükümlülüğünü kabul ettiğini, aidat borcunu ödemediğini, ortaklığını sattığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davacının kooperatif ortağı olduğu ve ferdileşmeye geçilerek …nolu dairenin tapusunun davacı adına tescil edildiği konusunda ihtilaf bulunmamaktadır.
İhtilaf dairenin anahtarının davacıya teslim edilmemesinin haklı sebebe dayanıp dayanmadığı, dairenin eksiklerinin davalı tarafından tamamlanmaması halinde masrafların ne olacağı noktasındadır.
Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesinin 05.11.2008 tarih 2006/ 347 E- 2008/ 549 Kr sayılı Kararı: : Davacı … tarafından davalı kooperatif aleyhine açılan menfi tespit davasında davacının kooperatif ortaklığını … den devraldığı, peşin satış ile üye olduğu, 16.1.2005 tarihli Olağanüstü Genel Kurul kararı ile peşin satış ile üye olanlardan reeskont faizi istenmesi ve bu karara istinaden davacıdan 43.640 TL talep edilmesinin iyi niyet kurallarına uygun olmadığı gibi genel hukuk ilkelerine de aykırılık olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, davacının kooperatife borçlu olmadığına karar verilmiş, karar Yargıtay tarafından 13.07.2010 tarihinde onanmış, 11.12.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Ankara 10.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/ 153 Esas sayılı dosyası ile iş bu dava dosyasının konusu aynı ise de, ilgili dava takipsiz bırakıldığından açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup derdest sayılmayacağından HMK 114/1. Maddesindeki dava şartlarının tamam olduğuna karar verilmiş, derdestlik itirazı ve zamanaşımı itirazı reddedilmiştir.
Davacı tarafından açılan menfi tespit davasında 05.11.2008 tarihinde verilen borçlu olmadığının tespiti kararına rağmen 3 nolu bağımsız bölümün eksik imalatları tamamlanmamış, daire fiilen davacıya teslim edilmemiştir.
Mahallinde icra edilen keşif ve HMK nın 266.maddesi gereğince alınan bilirkişi raporunda, ferdileşmenin yapıldığı 19/08/2005 tarihinden itibaren davacının dava konusu bağımsız bölümü teslim alamamış olmasından dolayı yoksun kaldığı kira bedelinin davacıya ödenmesi gerektiği, bağımsız bölümün eksik kalan işlerinin dosya kapsamında projenin yer almamasından dolayı hesaplama yapılamadığını, dava konusu bağımsız bölümün davalı adına davacı tarafından yaptırılması ve tazminat kararının mahkemenin takdirinde olduğu belirtilmiştir.
Davalı vekili Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinde kooperatif yöneticileri hakkında zimmet suçundan açılan davanın bekletici mesele yapılmasını talep etmiş ise de, menfi tespit davasının kesinleşmiş olması karşısında davalının bu talebi mahkememizce kabul edilmemiştir.
Davacı vekili 15/11/2016 tarihli celsede, talebinin bir kısmını atiye bırakarak sadece 3 nolu dairenin mevcut hali ile teslimine karar verilmesini istemiştir.
Dava konusu taşınmaz davacıya ait ise de, davalı anahtarını teslim etmeyerek , fiili kullanıma izin vermeyerek muaraza çıkarmıştır. Dolayısıyla usulünce yapılmış bir teslim bulunmamaktadır.
Netice olarak, davacının maliki olduğu ancak borcu olduğu gerekçesi ile teslim edilmeyen dairenin, kesinleşen mahkeme kararı ile borcunun olmaması nedeniyle eksiksiz teslimi gerekir ise de, davacı eksik imalat talebinden bu aşamada vazgeçtiği sadece dairenin mevcut hali ile teslimini istediğinden, talebin kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: davacı yanca açılan Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/153 E. Sayılı dava dosyası kesinleşmeden huzurdaki davanın açıldığını, derdestlik itirazının reddinin doğru olmadığını, Ankara 6. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/431 esas sayılı dosyasının henüz karara çıkmadığını, müvekkilinin ticari defterleri incelenmeden, gerekli evrak celp edilmeden karar verildiğini, davacı yanca fiilen teslim talep edildiğini, anılan dairenin tapusunun davacı adına olduğunu, davacının hukuki yararının bulunmadığını,davacının atiye terk ettiği hususlar yönünden taraflarının muvafakati alınmadığı gibi, atiye bırakılan talepler yönünden davanın açılmamış sayılmasına karar verilmemesinin ve bu yönden taraflarına vekalet ücreti hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, kooperatif üyeliğine bağlı olarak fiilen daire teslimi istemine ilişkindir.
1-6100 sayılı HMK’nın 114/1-ı maddesinde aynı davanın, daha önceden açılmış ve hâlen görülmekte (derdest) olmaması dava şartları arasında düzenlenmiştir. Derdestlik; daha önceden açılmış ve halen görülmekte olan bir davanın yeniden aynı ya da başka bir mahkemede açılması durumunda, ikinci davanın açıldığı mahkemede nazara alınan ve bu davanın daha önceden de açılmış ve hâlen görülmekte olması sebebiyle usûlden reddine karar verilmesini sağlamaya yönelik bir dava şartıdır. Derdestliğin şartları; aynı davanın aynı mahkemede ya da başka mahkemelerde iki kere açılmış olması, birinci davanın görülmekte (derdest) olması, birinci dava ile ikinci davanın aynı olması şeklinde sıralanabilir.

Somut olayda; davacı tarafından Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/153 E. Sayılı dosyasında dava açılmış, takipsiz bırakılması sonucu davanın açılmamış sayılmasına karar verilmiştir. 06/10/2011 tarihli karar 09/01/2012 tarihinde kesinleşmiştir. İş bu dava, anılan karar kesinleşmeden 29/12/2011 tarihinde açılmış ise de iki davadaki taleplerin aynı olmadığı görülmüştür. Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2011/153 E. Sayılı dosyasında, dairedeki eksik imalatın tespiti istenmiş, iş bu davada ise fiilen teslim, kira kaybına ilişkin tazminat ve eksik işlere ilişkin tespit ve tahsil talebinde bulunulmuştur. Bu durumda derdestlik dava şartına aykırılığın olmadığı anlaşılmıştır.
Yukarıdaki açıklamalara; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK) 150. maddesi şöyledir:
“(1) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflar, duruşmaya gelmedikleri veya gelip de davayı takip etmeyeceklerini bildirdikleri takdirde dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilir. (2) Usulüne uygun şekilde davet edilmiş olan taraflardan biri duruşmaya gelir, diğeri gelmezse, gelen tarafın talebi üzerine, yargılamaya gelmeyen tarafın yokluğunda devam edilir veya dosya işlemden kaldırılır. Geçerli bir özrü olmaksızın duruşmaya gelmeyen taraf, yokluğunda yapılan işlemlere itiraz edemez. (3) Duruşma gününün belli edilmesi için tarafların başvurması gereken hâllerde gün tespit ettirilmemişse, son işlem tarihinden başlayarak bir ay geçmekle dosya işlemden kaldırılır. (4) Dosyası işlemden kaldırılmış olan dava, işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde taraflardan birinin dilekçe ile başvurusu üzerine yenilenebilir. Yenileme dilekçesi, duruşma gün, saat ve yeri ile birlikte taraflara tebliğ edilir. Dosyanın işlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak bir ay geçtikten sonra yenileme talebinde bulunulursa, yeniden harç alınır, bu harç yenileyen tarafça ödenir ve karşı tarafa yüklenemez. Bu şekilde harç verilerek yenilenen dava, eski davanın devamı sayılır. (5) İşlemden kaldırıldığı tarihten başlayarak üç ay içinde yenilenmeyen davalar, sürenin dolduğu gün itibarıyla açılmamış sayılır ve mahkemece kendiliğinden karar verilerek kayıt kapatılır. (6) İşlemden kaldırılmasına karar verilmiş ve sonradan yenilenmiş olan dava, ilk yenilenmeden sonra bir defadan fazla takipsiz bırakılamaz. Aksi hâlde dava açılmamış sayılır. (7) Hangi sebeple olursa olsun açılmamış sayılan davadaki talep dahi vaki olmamış sayılır.”
Somut olayda; davacı yan 15/11/2016 tarihli duruşmada, fiilen teslim dışındaki taleplerini atiye bıraktığını (takip etmediğini) beyan etmiştir. Davalı vekili de aynı duruşmada bu beyana karşı beyanda bulunarak, takipsiz bırakmaya bir diyeceğinin bulunmadığını belirtmiştir. Buna göre mahkemece, takipsiz bırakılan talepler yönünden dava yukarıdaki yasal düzenleme gereği süresi içinde yenileme yapılmadığından davanın açılmamış sayılmasına karar verilmesi gerekirken, taleplerle ilgili karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi ile davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi hatalı olmuştur.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin anılan hususlara ilişkin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek davanın kabulüne dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- Yukarıda I nolu bentte açıklanan nedenlerle; Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/515E., 2018/773K. sayılı dava dosyasında verdiği 30/11/2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Yukarıda II nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne: HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2011/515E., 2018/773K. sayılı dava dosyasında verdiği 30/11/2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Davacı dairenin fiilen teslimi dışındaki taleplerini atiye terk ettiğinden, dairenin oturulabilir hale gelmesi için gereken masraf tespiti ve tahsili ile kira alacağı yönünden DAVANIN AÇILMAMIŞ SAYILMASINA,
2- Fiilen teslim talebinin kabulü ile; …nolu bağımsız bölümünün fiilen davacının kullanımına tahsis edilecek şekilde teslimine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL TL karar ve ilam harcının 18,40TL’sinin peşin harçtan mahsubu ile eksik olan 161.50 TL nin davalıdan tahsili ile Hazineye gelir kaydına,
4-Davacı kendini vekille temsil ettiğinden AAÜT gereğince 9.200,00TL vekalet ücretinin davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine,
5-Davacı tarafından yatırılan 18,40 TL peşin harç ve 177,50 TL keşif harcı ile 1.003,50TL yargılama giderinin kabul oranına göre takdiren 500,00 TL sinin (toplam 695,90 TL nin) davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, bakiyenin davacı üzerinde bırakılmasına,
6- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama gideri 24,38 TL posta giderinin yarısı 19,00 TL ile, 121,30 TL istinaf başvuru harcının (toplam 140,30 TL ) davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
7-Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştiğinde resen iadesine
8- Karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca 9.200,00-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
9- Karar kesinleştiğinde artan gider avansının yatırana iadesine”

3- Peşin alınan istinaf karar harcının davalıya iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
15/02/2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/02/2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır