Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/682 E. 2023/966 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/682
KARAR NO : 2023/966

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç.Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 06/11/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/751 E.-2018/688 K.
DAVACI :
VEKİLİ : Av. …-(E-Tebligat)
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …-(E-Tebligat)

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili kooperatifin 19.06.2012 tarihinde iflasına karar verildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 30. ve 33. maddeleri uyarınca kooperatif ortaklarının iflas etmiş olan kooperatif borçlarından sorumlu olduklarını, müvekkilince davalının ortaklık borcunun tahsili için aleyhine icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkilinin 23.06.2009 tarihinde davacı kooperatife sabit ve peşin bedelli olarak üye olduğunu, müvekkili aleyhine aidat ve şerefiye borcunun tahsili istemiyle Ankara 1. İcra Müdürlüğü’nün 2009/10972 E. sayılı dosyasıyla icra takibi başlatıldığını, müvekkilinin itirazı üzerine davacı tarafından Sincan Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2010/91 E. sayılı dosyasıyla itirazın iptali davası açıldığını, davanın kabulüne dair karara karşı müvekkilince temyiz yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 23. Hukuk Dairesinin 09.04.2012 tarih ve 2012/286 E., 2012/2703 K. sayılı kararıyla kararın bozulduğunu, bozma üzerine Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 08.05.2014 tarih ve 2012/181 E., 2014/169 K. sayılı kararıyla, müvekkilinin icra takibi başladıktan sonra yaptığı 31.400,00 TL’lik toplam ödeme nazara alındığında, bu alacağa ilişkin icra takibine konu edilen tüm miktarın ödendiği ve borcunun kalmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verildiğini,
Bu arada, müvekkili tarafından borçlusu davacı kooperatif olan iki adet bononun ödenmemesi üzerine davacı kooperatif aleyhine Ankara 27. İcra Müdürlüğü’nün 2009/9201 E. ve 2009/9069 E. sayılı dosyalarıyla icra takibi başlatıldığını, davacı kooperatifçe müvekkilinin alacağının ödenmediğini, müvekkilinin bonoya dayalı alacaklarının ve Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2012/181 E. sayılı dosyasında müvekkili lehine hükmedilen alacakların iflas masasına kaydedildiğini ancak müvekkilinin alacaklarını tahsil edemediğini,
Müvekkilinin davacıya borcu bulunmadığı gibi davacıdan alacaklı olduğunu,
Tip ana sözleşmenin 20. maddesi uyarınca, başka şekilde bir düzenleme yapılmadığı sürece ortakların sorumluluğunun, koymayı taahhüt ettikleri sermaye ile sınırlı olduğunu, sermaye borçlarını ödeyen ortakların gerek şirkete ve gerekse şirketin alacaklılarına karşı herhangi bir sorumlulukları bulunmadığından, müvekkilinin de iflas idaresine karşı kişisel malvarlığı ile sorumluluğu bulunmadığını,
İİK’nın 67/2. maddesi koşulları bulunmadığından icra inkâr tazminatına hükmedilemeyeceğini, icra takibinin haksız ve kötüniyetli olduğunu,
Savunarak, davanın reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Davacı kooperatif ile davalı arasında görülen Mahkememizin 2012/181 E ve 2014/169 K sayılı dava dosyasında yapılan yargılama sonucunda verilen ve kesinleşen 08/05/2016 tarihli karar ile davalı üyenin davacı kooperatife borcunun bulunmadığı tespit edilmiştir.
Kooperatif kayıtları üzerinde yaptırılan inceleme sonucu ve kesinleşen ilam da gözetilerek alınan 17/09/2018 tarihli bilirkişi ek raporunda; davalının peşin bedel ödemek suretiyle ortaklık sıfatını kazandığı, kendisine A blok 40 nolu dairenin isabet ettiği, bu ortaklığa ait 80.570,00 TL ödeme bulunduğu, davacının 30/08/2009 tarihine kadar ki dönem için bir borcunun bulunmadığı ancak, bu tarihten sonra doğan yönetim giderlerinden sorumlu olduğu, bu miktarın 2.130,91 TL olarak hesaplandığı belirtilmiştir.
Her ne kadar taraf vekillerince bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunulmuşsa da, bilirkişi tarafından kesinleşen mahkeme ilamı, davacı kayıtları ve alınan genel kurul kararları, davalının ortaklığının niteliği, ödeme belgeleri uyarınca yapılan hesaplama uygun bulunduğundan yeniden inceleme yapılması düşünülmemiştir.
Buna göre; davacı kooperatifte peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığı bulunan davalının, kesinleşen ilam da gözetilerek, 30/08/2009 tarihine kadar ki dönem için bir borcunun bulunmadığı, bu tarihten sonra doğan yönetim giderlerinden sorumlu olduğu, bu miktarın 2.130,91 TL olduğu” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 2.130,91 TL üzerinden iptali ile takibin devamına, fazlaya dair istemin reddine, hükmedilen alacak üzerinden hesaplanacak %20 icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; bilirkişi kök ve ek raporunda hesap yanlışları bulunduğunu, davalı vekilince kooperatife 110.000,00 TL. ödendiğinin ikrar edildiğini, kooperatif kayıtlarına göre ise davalının toplam ödemesinin 80.570,00 TL olduğunu, bilirkişi tarafından davalının 166.000,00 TL bedel üzerinden ortak olduğu, 5.000,00 TL tapu masrafı, 21,196,00 TL şerefiye bedeli ve 2.760,87 TL yönetim gideri ile birlikte toplam ödenmesi gereken tutarın 194.956,87 TL olduğunun tespit edildiğini, ancak bilirkişi tarafından kooperatif kayıtlarında görünen 80.570,00 TL’lik ödemenin üzerine, 30.08.2009 tarihine kadar borcu olmadığına dair yazıdan yola çıkılarak sanki 110.000,00 TL daha ödeme yapılmış gibi hesaplama yapılarak davalının toplam ödemesinin 190.570,00 TL olarak gösterildiğini, davalının ödeme tutarına ilişkin ikrarının dikkate alınmadığını,
İlk derece Mahkemesince davalının peşin üye olduğu yönünde değerlendirme yapıldığını, bu tespitin kabul edilemeyeceğini, davalının peşin bedelli üye olduğuna dair bir belge ve bilgi olmadığını,
Bilirkişinin 2011 yılı sonrasına dair parasal yükümlülükleri, gecikme tazminatı, faiz vs.yi hesaplamasına dahil etmediğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve talepleri gibi karar verilmesine veya kararın bozularak yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılmak üzere dosyanın yerel mahkemeye iadesine karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine, davalının peşin bedelli üye olduğu tespitine dayalı Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 08.05.2014 tarih ve 2012/181 E., 2014/169 K. sayılı kararının davacı kooperatif iflas idaresi vekilince temyiz edilmemiş olmasına, icra takibinin dayanağı “A Blok Üye Borç Miktarları” başlıklı hesap tablosunda takip konusu alacağın 2011 yılı sonu itibariyle hesaplanmış olmasına ve gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan ek bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca müflis davacı şirket iflas idaresi vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca müflis davacı şirket iflas idaresi vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 135,50 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
31.05.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 31/05/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza