Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/676 E. 2022/1714 K. 09.11.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/676
KARAR NO : 2022/1714
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 22.10.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/294 E., 2018/814 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : .

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalının davacı kooperatifin ortağı olduğunu, kooperatifin, 2013 yılı Mart ayı dahil ödemediği aidat borçları ve işlemiş faizleri sebebiyle davalı aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5609 esas sayılı dosyası ile icra takibi yaptığını, icra takibinde istenen asıl alacak miktarının 22.100,00-TL, işlemiş faiz miktarının ise 13.195,00-TL olduğunu, ancak gerek genel kurul kararları ve TBK’nun 120/2. maddesi uyarınca aidat alacaklarına işlemesi gereken faiz oranının yıllık %18 olduğunu, bu yasal düzenleme ve genel kurulun sonradan aldığı genel kurul kararları gereğince yıllık %18’den takip tarihine kadar asıl alacak (aidat) miktarına işlemesi gereken faizin 3.958,50-TL olduğunu, davalı borçlunun yasal süresi içinde takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, maddi imkansızlıklar yaşayan borçlu kooperatifin gerekli masrafları tedarik edip, yasal süresi içinde itirazın iptali davası açamadığını beyan ederek davanın kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, 2006-2007 yıllarında olan genel kurulda alınan karar ve ilgili yasa hükümleri gereğince, davacı kooparatife peşin ödeme yapması nedeni ile kooparatife herhangi bir aidat ve bunun gibi bir borcunun kalmadığını, kooparatifın bu ödemeler sonucunda üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirip daireyi tarafına teslim etmek zorunda oldukları halde daireyi teslim etmediğini, kooparatifin inşaatı tamamlamayıp kendisini ve diğer üyeleri mağdur ettiğini, kooparatifle ilgili tüm borçlarını 2006-2007 yıllarında senet karşılığında peşin ödediğini ve tapusunu aldığını, tarafından istenilen borç ve faizin de haksız olduğunu, alacağın zaman aşımına uğradığını, faiz oranı ve faiz başlangıç tarihine ilişkin itirazlarının da dikkate alınması gerektiğini beyan ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece Mahkemesi’nce “…Somut olayda; davalı, davacı kooperatifin ortağıdır. 2013 yılı Mart ayı dahil ödemediği aidat borçları ve işlemiş faizleri sebebiyle davalı aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5609 Esas sayılı dosyasıyla icra takibi başlatmıştır. Somut olayda olduğu üzere, kooperatif üyesinin kooperatife karşı olan parasal yükümlülükleri ile ilgili davalar, 6098 sayılı TBK’nun 147/4. maddesi uyarınca beş yıllık zamanaşımı süresine tabi olup, mahkemece takip konusu edilen aidat alacağının dönemi ve takip tarihi ve takip edilen alacakla ilgili olarak en son yapılan işlem tarihi dikkate alındığında TBK’nun 147/4. maddesindeki 5 yıllık zamanaşımı süresi geçmiştir. Bu nedenle davanın reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Zamanaşımını kesen sebeplerden birinin icra takibinin yapılması olduğunu, alacağın dayanağı olan aidat alacaklarının 17.04.2013 tarihinde Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2013/5609 esas sayılı takip dosyası ile icra takibine konu edildiğini, işbu davanın ise 16.04.2018 tarihinde açıldığını, bu sebeple icra takibinin açılış tarihi ile işbu davanın açılış tarihi arasında 5 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığını, buna rağmen davanın zamanaşımı sebebiyle reddinin açıkça yasaya aykırı olduğunu, bilirkişi incelemesi dahil tüm delillerin toplanması ve davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, kooperatif aidat borcunun tahsili istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, zaman aşımı itirazının yasal süresinde yapılıp icra takibi devam etmediğinden zaman aşımının kesilmesinin söz konusu olmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/294 E., 2018/814 K. sayılı dava dosyasında verdiği 22.10.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 36,30-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.

3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
09.11.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.11.2022
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır