Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/650 E. 2023/1134 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.03.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : ….
DAVACI :…
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili şirket ile davalı idare arasında 11.01.2012-28.01.2012, 29.01.2012-15.02.2012, 16.02.2012-06.03.2012 ve 20.09.2012-31.12.2012 tarihlerini kapsayan dört adet hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, söz konusu hizmet alım sözleşmelerinin sona ermesi ile davalı tarafından hizmet alımlarında uygulanacak usul ve esaslar hakkında düzenlenen 808 No’lu Genel Emirden dolayı teminat mektubunun iade edilmemesi tehdidi ile söz konusu hizmet alım sözleşmesi dolayısıyla bünyesinde çalıştırdığı 24 işçiye, 01.01.2012 ve 31.12.2012 tarihlerini kapsayan 2012 yılına ait kıdem tazminatı ödemesi yapmak zorunda kaldığını, ancak mülga 1475 Sayılı Kanun ve yürürlükte olan 4857 Sayılı Kanun hükümlerine göre kıdem tazminatı şartlarının gerçekleşmediğini, alt işverende çalışan işçilerin aslında davalı bünyesinde çalışan fakat dönemsel olarak ihaleyi kazanan alt işverenin sorumluluğu altına giren işçiler olduğunu, işçilerin davalıya ait iş yerinde çalışmalarına devam ettiklerini, iş akdi devam ederken kıdem tazminatının ödenemeyeceğini, ayrıca işçinin kıdem tazminatı alabilmesi için en az bir yıl çalışması gerektiğini, ödeme yapılan işçilerin müvekkili şirket bünyesinde bir yılı dolduran çalışmalarının bulunmadığını, 6552 Sayılı İş Kanunu ve Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması ile Bazı Alacakların Yeniden Yapılandırılmasına Dair Kanun’un 8. maddesi uyarınca çalışan işçilerin kıdem tazminatı ve diğer ücret alacaklarından asıl iş verenin sorumlu olacağına dair hüküm getirildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 28.593,36 TL’nin ödeme tarihlerinden itibaren başlayacak yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının müvekkiline rücu hakkının bulunmadığını, davacı şirket ile imzalanmış olan ihale sözleşmeleri ve teknik şartnameler gereği tüm işçilik alacaklarından yüklenici şirketin sorumlu olduğunu, ihale sürelerinin bitmesi ile işçilerin iş akitlerinin sonlandırıldığını, bu durumda iş akdinin sonlanması ile ilgili olan hakların şartları varsa doğacağını, 808 No’lu Genel Emir’de kıdem tazminatının ödenmesi şartlarını değiştiren ya da yeniden düzenleyen bir hüküm bulunmadığını, davaya dayanak yapılan 6552 Sayılı Kanun ile getirilen düzenlemenin amacının sadece kıdem tazminatının asıl iş veren olan kamu kuruluşu tarafından biran önce ödenmesini temin etmek olduğunu, sorumluluğu alt işverenden alıp asıl işverene yüklemediğini, kaldı ki davaya konu iş akitlerinin 6552 Sayılı Kanun’un yürürlüğe girmesinden önce feshedilmesi ve kıdem tazminatı ödemelerinin de kanunun yürürlüğü öncesinde gerçekleşmesi nedeniyle somut uyuşmazlığa bu kanun hükümlerinin uygulanmasının mümkün olmadığını, davacı tarafından daha önce aynı taleplerle açılan davaların reddedildiğini ve Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleştiğini savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Davalı kurum üzerinde kalması gereken bir kıdem tazminatı bulunmadığı, işçilerin iş yerini devreden ve devralan alt işverenler nezdinde geçen hizmet süresinin bir yılın altında kalması halinde bile kıdem tazminatı ödemesinden her alt işverenin somut olayımızda davacı şirketin kendi dönemindeki hizmet süresi ve işçiye ödediği son giydirilmiş brüt ücret üzerinden hesaplanan kıdem tazminatından sorumluluğunun bulunduğu, davacı şirketin yaptığı kıdem tazminatı ödemelerinin işçilerin kendi dönemindeki hizmet süresine ilişkin olduğu, yapılan bu ödemeler ile davacı şirketin gerek kanundan gerekse sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüğünü yerine getirdiği, kıdem tazminatı ödemesi yapılan işçilerin iş sözleşmelerinin devir nedeniyle devam ettiği kabul edilse dahi davacı şirket tarafından yapılan ödemelerin işçiler açısından avans niteliği taşıyacağı, bu sebeple iş sözleşmelerinin devir nedeniyle devam etmesinin kıdem tazminatı ödemesine engel teşkil etmeyeceği, 808 Numaralı Genel Emir’in 5. Maddesi’nde de bu esaslara uygun düzenlemelerin yer aldığı, 6552 Sayılı Yasa ile İş Kanunu’na eklenen fıkralar yönünden ise, yapılan düzenlemenin yürürlülük tarihinin fesih tarihinden sonraya denk gelmesi ve anılan yasada söz konusu düzenlemelerin geriye doğru yürürlüğe gireceği yönünde bir ibare de yer almadığından söz konusu yasa değişikliğinin somut olaya uygulanma imkanının olmadığı, alt iş veren olan davacı şirketin hizmet alım sözleşmelerine istinaden davalı idare nezdinde çalıştırdığı işçilere kendi döneminde geçen çalışma sürelerine ilişkin olarak ödenen kıdem tazminatı ödemelerini taraflar arasında düzenlenen hizmet alım sözleşmeleri ile bu sözleşmelerin eki niteliğinde olan teknik şartnameler ve “Diğer Hususlar” başlıklı düzenleme hükümleri uyarınca davalı kuruma rücu edemeyeceği kanaatina ulaşılarak davanın reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, teminat mektubununu iade edilmemesi tehdidi ile ödeme yapıldığını, işçilerin kıdem tazminatı almaya hak kazanmadıklarını, halen davalı idare bünyesinde çalıştıklarını, kıdem tazminatından davalı idarenin sorumlu olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında ödenen işçilik alacaklarının davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/31E., 2017/261K. sayılı dava dosyasında verdiği 28.03.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
21.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …