Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/620 E. 2023/882 K. 17.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/620 – 2023/882
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/620
KARAR NO : 2023/882

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/581E., 2018/1022K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; taraflar arasında 30703736-0-0 nolu 05.12.2012 tarihli Mağaza Paket Sigorta Poliçesi’nin düzenlendiğini, müvekkili şirkette 01.01.2013 tarihinde hırsızlık meydana geldiğini ve 450.000,00- 500.000,00- TL tutarında mal çalındığını; Altındağ 6. Noterliği’nin 18.02.2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesinin yollandığını ve zararın tazmininin istendiğini ancak zararın karşılanmadığını ileri sürerek, şimdilik 10.000,00- TL hırsızlık sigorta bedelinin ihtarnamenin tebliği tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini, talep ve dava etmiştir.
Davacı vekili 19/06/2018 tarihli dilekçesiyle talebini 439.065,17 TL artırarak toplamda 449.065,17 TL olarak ıslah etmiştir.
Davalı vekili; davanın kısmi dava veya belirsiz alacak davası olarak açıldığının belirli olmadığını, dava şartı yokluğundan davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, davacının, 31.12.2012’yi 01.01.2013 tarihine bağlayan gecede hırsızlık olduğunu ihbar ettiğini ve müvekkili şirket nezdinde …numaralı hasar dosyasının açıldığını, şüphelerin varlığı nedeni ile ayrıntılı araştırmaya geçildiğini; davacının, çalınan malların bedelinin 450.000,00-500.000,00- TL olduğunu belirttiğini, bu malların toplam ağırlığının 8.000 kg. edeceğini, bu kadar malzemenin en az 8 saatte ve kamyonla taşınması gerektiğini ve bununda devriye gezen güvenlik birimlerince görülmemesinin mümkün olmadığını ve dolayısıyla söz konusu hırsızlığın miktar itibariyle hayatın olağan akışına uygun olmadığını, malların taşınması sırasında duvar ve zeminde oluşması muhtemel izlerin de tespit edilmediğini, tüm bu hususların aslında çalındığı iddia edilen malların aslında sigortalı iş yerinde hiç bulunmadığı hususunu desteklediğini; davacı firmanın iddia ettiği malları iki firmadan aldığının tespit edildiğini, …. Şti’nin fatura tarihi itibariyle faaliyetinin bulunmadığını, satışa konu malzemelerin 30 metrekarelik yeri itibariyle burada bulunmasının mümkün olmadığını, …. Şti’nin ise kendi envanterine yeterli girişi olmayan malları davacıya satmış gözüktüğünü, bu şirketlerin defterlerinin incelenmesi gerektiğini, sigortalı iş yerinde mevcut olduğu belirtilen alarmın olay sırasında devreye girmediğini ve çalışır durumda bir alarm sistemini bulundurma yükümlülüğünün yerine gelmediğini; fatura basım tarihinden önce fatura kesildiğini, davanın … Bölgesine ihbarını istediklerini, davacı şirketin ortağı …’ın … Sigorta A.Ş. nezdinde … nolu hasar dosyalarının açıldığını, birinci hasarda 42.273,20 TL ve ikinci hasarda 138.102,80 TL hasar tazminatı aldığının tespit edildiğini, bu kez de ortağı olduğu iş yerinin soyulmasının hayatın olağan akışına uygun olmadığını savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Yapılan yargılama sonucunda toplanan tüm deliller, bilgi ve belgeler, hırsızlığa ilişkin soruşturma evrakı, ekspertiz raporu, tespit dosyası, bilirkişilerin kök ve ek raporları birlikte değerlendirildiğinde; davacı şirketin “…” adresinde bulunan iş yerini 05/12/2012 başlangıç tarihli, 05/12/2012-2013 vadeli, (…) numaralı “Mağaza Paket Sigorta Poliçesi” ile davalı sigorta şirketine sigortalattığı; hırsızlık teminatının 815.000.-TL olduğu; poliçede hırsızlık önlemlerinin, alarm sistemleri, harekete duyarlı) kamera sistemleri, site (Org.San.) güvenlik kontrol, demir kapı/kepenk olduğu; poliçede hırsızlık teminatına giren hususların: Hırsızlık Sigortası Genel Şartları ve işbu sigorta ve zeyilnamelerde kayıtlı hüküm ve özel şartlara tabi olmak kaydıyla, iş bu sigorta ile teminat kapsamına alınan riziko adresine; (A) Kırma, delme, yıkma, devirme ve zorlamayla girilerek, (…) yapılması halinde sigortalı kıymetlerde doğrudan meydana gelen maddi kayıp ve zararların teminat kapsamına alınmış olduğu belirlenmiştir.
Poliçe özel şartlarında: “Riziko adresinin mesai saatleri dışında kepenk veya demir parmaklıklarla kapatılmış olması veya çalışır durumda bir alarm sisteminin bulunması şarttır” denilmiştir. Ekspertiz raporunda: “…-işyerinde alarm ve kepenk/parmaklık bulunduğu, -kepenk kilitlerinin ve kapı kilidinin kırılmış olduğu, demir doğrama kapıda zorlama izleri olduğu…” şeklinde tespit yapılmıştır. Dolayısıyla her ne kadar davalı tarafından itiraz olarak ileri sürülmüş ve bilirkişinin de çalışır durumda alarm bulunmaması şartına dayalı olarak hasarın poliçe kapsamı dışında olduğuna yönelik görüş yazdığı görülmüş ise de ekspertiz tespiti ve dosya kapsamından sigortalı işyerinde kepenk/parmaklık bulunduğu sabit olduğundan, meydana gelen hasar poliçe kapsamında bulunmaktadır.
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Zamanaşımı Bürosu 2013/79408 Soruşturma dosyasında bulunan belgelerin tetkikinde, hırsızlık olayının faili veya faillerinin bulunamamış olduğu ve aranmasına devam edildiği tespit edilmiştir.
Dava dosyasında bulunan belgelerin tetkikinde, “…. Şti.”ne ait toplam 800 hissenin … ve … tarafından … ve …’e devredilmesinin Ankara 60.Noterliğinin 07/11/2012 tarih ve … yevmiye nolu devir sözleşmesi ile uygun görüldüğü, bu devir işlemi sonucunda toplam 800 hisse olan şirket hissesinin 760’ının …, 40 hissenin ise … adına 05/12/2012 tarihinde Türkiye Ticaret Sicil Gazetesi’nde tescil ve ilan edilmiş olduğu, bu devir işleminden sonra şirket müdürlüğüne …’ın atandığı, tespit edilmiştir. Adı geçenin daha önce iki kez … Sigorta A.Ş.’den ve bir kez de … Sigorta A.Ş.’den hasar dosyası açtırdığı ve tazminat aldığı, belgelendirilmiştir.
Yargılama süreci içinde davacı şirketin unvan değiştirdiği ve ticarî defterlerinin yanmış olması nedeniyle ikinci bilirkişilere sunulamadığı beyan edilmiştir.
Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK nun 1409.maddesinde, sigortacının sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesinden doğan zarardan veya bedelden sorumlu olduğu, sözleşmede öngörülen rizikolardan herhangi birinin veya bazılarının sigorta teminatı dışında kaldığını ispat yükünün sigortacıya ait olduğu düzenlenmiştir. Madde kapsamında sigorta şirketinin zarardan veya bedelden sorumlu olması için öncelikle sözleşmede öngörülen rizikonun gerçekleşmesi gerekir. Yargıtay içtihatları ile de kabul edildiği üzere, diğer mal sigorta türlerinde olduğu gibi, hırsızlık sigortasında da sigortalı rizikonun gerçekleştiğini ve uğradığı gerçek zararı kanıtlamak yükümlülüğündedir. Rizikonun gerçekleştiği tarihte iddia olunan miktarda malın işyerinde bulunduğunu ispat külfeti TMK’nin 6. maddesi gereğince davacıdadır.
Somut olayda gerçekleştiği iddia edilen riziko hırsızlıktır. Dosya kapsamından ve özellikle bilirkişilerin ayrıntılı düzenlenen kök ve ek raporlarından; hasar poliçe kapsamında bulunmakla birlikte, iş yerinde iki adet asma kilidin kırılmış olduğun, iş yerinin giriş kapısının göbek kilidi kanırtılmak suretiyle kırılarak açık olduğu, giriş kapısının sağında bulunan alarm kutusu içerisindeki kabloların kesilmiş vaziyette sarkık olduğu, alarm cihazının etkisiz hale getirilmiş olduğu ve ekspertiz raporunda hasar tarihi itibariyle 498.568,78 TL değerinde emtea bulunduğu ve yaklaşık 8.000 kg ağırlığında ve 52 m³ olabileceği ve 8.000 kg emteanın 8 saatte taşınabileceği, buna göre, 8 saatlik sürede kamyona sığdırılamayacağına ve bu miktarda emtanın taşınması sırasında duvarda ve zeminde mutlaka olması gerekirken çarpma ve çizik görülmediğine ilişkin tespit ile davacı şirketçe alınıp satılan malzemelerin büyük bir kısmının bilirkişilerce hesap detayı yapılan firmalarla yapılmış olduğu ve davacı şirketin Kasım ve Aralık 2012 aylarında satın aldığı ve sattığı mallara ilişkin ticarî faaliyetleri ile ilgili Form Ba ve Form Bs, KDV beyannamelerinin mevzuat hükümlerine uygun olduğu tespit edilmesine karşın, davacı şirketin sürekli aynı firmalarla alış veriş yapması, alış veriş yaptığı firmaların bazılarının hâkim ortağı olması, bir firmadan aldığı malı diğer firmalara bazen alış fiyatından daha ucuz fiyata satması, faturayı matbaadan aldığı tarihten önce 21 adet fatura kesmiş olduğu hususları bir arada değerlendirildiğinde davacının iyiniyet kurallarına açıkça aykırı hareket ettiği; kaldı ki, birinci bilirkişiler kurulunun defter tespitinde yer alan, davacı vekili tarafından 14/06/2014 tarihli beyan dilekçesi ile çalınan mallara ait sunulan 89 adet ürünün toplam tutarının 451.527,71 TL olduğunu; ancak, çalındığı belirtilen ve dökümü yapılan “… Elektrikli Vinç 600/1200 kg/70 adet/27.650,00 TL miktarlı” aynı cins malın tekrar dava dışı “…. Şti”ne tekrar fatura edildiğinin belirlendiğine; dava dışı “…. Şti”nin davacı şirkete satışını yaptığı makita 6281 DWPLE akülü matkap (50 adet), makita 6271 DWPLE akülü matkap (50 adet), makita 6337 DWPLE akülü matkap (40 adet), makita HR2470 elektromekanik kır (80 adet), makita 6281 DWPLE akülü matkap (40 adet) ve makita 6271 DWPLE akülü matkabı (40 adet) 1,5 ay içerisinde tekrar aldığına ilişkin tespit ile davacının stoklu ticarî mal miktarının 498.568,78 TL olması ve bu miktarın tamamına yakınının çalındığının belirtilmesi, söz konusu hırsızlık olayından dolayı kapalı olduğu ve iş yapamadığı belirtilen davacı şirket tarafından 2013 yılında dava dışı “…. Şti”ne toplamda 863.659,70 TL faturalı satış yapılması, dava dışı “…. Şti”nden 21/11/2012 tarihinde satın alınan 90 adet… Elektrikli Vinç 600/1200 markalı ticarî malın 82 adedinin çalındığı belirtilmesine rağmen aynı marka ürünün 70 adedinin dava dışı “…. Şti”ne fatura edilmesi; davacı şirketin ortağı olan …’ın … firmasının 650.135,75 TL tutarında dava dışı “…. Şti”ne satış yapması ve bu satışların içinde dava dışı “…. Şti”nin davacı şirkete satış yaptığı malların olması ve dava dışı “…. Şti”nin bu malların bir kısmını 1,5 ay gibi kısa bir süre sonra davacı şirketin sahibinin ikinci firmasından daha fazla para ödeyerek tekrar satın almasının ticarî hayatın olağan akışına uygun olmadığı degerlendirilmiş, bilirkişilerin tespitlerinde sözü geçen diğer pek çok konunun izahata muhtaç olduğu gözetildiğinde davacı sigortalının rizikonun gerçekleştiğini ispat ettiğinin kabulü mümkün olmamıştır. Hırsızlık Sigortası Genel Şartlar’ı C.2.5 maddesinde: “Sigortalı veya sigorta ettirenin kasıtlı davrandığı anlaşıldığı takdirde sigortacı, riziko gerçekleşmiş olsa bile sözleşmeden cayabilir, tazminatı ödemez ve prime hak kazanır.” denilmiştir. Şirket müdürü …’ın daha önce iki kez … Sigorta A.Ş.’den ve bir kez de … Sigorta A.Ş.’den hasar dosyası açtırdığı ve tazminat aldığı, belgelendirilmiş olup dosyadadır. Yargılama süreci içinde ticarî defterlerin yandığı ileri sürülerek ikinci bilirkişiler kuruluna tevdi edilmediği ve zayi belgesinin de sunulmadığı ifade olunmuştur. Tüm bu hususların yanı sıra dava tarihinde yürürlükte olan 6012 sayılı Türk Ticaret Yasası’nın 1445/(5) maddesinde: “Rizikonun gerçekleşmesinden sonra sigorta ettirenin ihmali belirlendiği ve değişikliklere ilişkin beyan yükümlülüğünün ihlal edildiği saptandığı takdirde, söz konusu ihlal tazminat miktarına veya bedele ya da rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre, tazminattan veya bedelden indirim yapılır. Sigorta ettirenin kastı hâlinde ise meydana gelen değişiklik ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacı sözleşmeyi feshedebilir; bu durumda sigorta tazminatı veya bedeli ödenmez. Bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder.” denilmektedir. Tüm anlatılanlar davacı şirketin doğru beyanda bulunmadığını göstermektedir. Doğru beyanda bulunmama özü itibariyle kastın varlığını gerektirir. Dolayısıyla, davalı sigorta şirketinin zararı tazmin yükümlülüğünün bulunmadığı kanaatine varılmış; şimdilik kaydıyla açılan 10.000,00 TL tutarlı davanın reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Davacı vekili 19/06/2018 tarihli dilekçesiyle talebini 439.065,17 TL artırarak toplamda 449.065,17 TL olarak ıslah etmiş, harcını ikmal etmiştir. Islah dilekçesi karşı yana tebliğ edilmiş, davalı vekili ıslaha karşı zamanaşımı def’ini ileri sürmüştür. Bu sebeple, davalı vekili tarafından ıslah talebine ilişkin ileri sürülen zamanaşımı def’inin irdelenmesi gerekmektedir.
Öncelikle 10.000,00 TL tutarlı olarak açılan davanın kısmi dava veya belirsiz alacak davası olup olmadığı belirlenmelidir. HMK’nın 107/(1) maddesinde: “Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.” denilmiştir. Bir tacirin defter ve envanter durumuna göre zararını belirlemesi ve bilebilecek durumda olması gerekir. Bu nedenle, ilk açılan 10.000,00 TL tutarlı davanın kısmi dava olduğu anlaşılmış, değerlendirme buna göre yapılmıştır.
Sigorta poliçesinin düzenlenme tarihi ve dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK’nun 1420. maddesinde zamanaşımı düzenlenmiştir. Bu maddede: “Sigorta sözleşmesinden doğan bütün istemler, alacağın muaccel olduğu tarihten başlayarak iki yıl ve 1482’nci madde hükmü saklı kalmak üzere, sigorta tazminatına ve sigorta bedeline ilişkin istemler her halde rizikonun gerçekleştiği tarihten altı ay geçmekle zamanaşımına uğrar. Diğer kanunlardaki hükümler saklıdır“ ifadelerine yer verilmiştir.Bu alacağın muacceliyet tarihi ise, TTK nun 1427/1. madde hükmü yollaması ile 1446. maddesi hükmü uyarınca yapılacak ihbar borcunun doğduğu tarihten itibaren olacaktır. 1446 . maddede , sigorta ettirenin rizikonun gerçekleştiğini öğrenince durumu gecikmeksizin sigortacıya bildireceği, 1427/2.fıkrada ise, sigorta tazminatı ve bedelinin, rizikonun gerçekleşmesine müteakip ve riziko ile ilgili belgelerin sigortacıya verilmesinden sonra sigortacının edimine ilişkin araştırmalar bitince ve herhalde 1446‘ncı maddeye göre yapılacak ihbardan 45 gün sonra muaccel olacağı belirtilmiştir. Bu durumda, davacı sigortalının, davalı sigorta şirketine ihbarın Altındağ 6. Noterliği’nin 18/02/2013 tarih ve … yevmiye sayılı ihtarnamesiyle yapıldığı ve davalının ise Beşiktaş 5. Noterliği’nin 04/03/2013 tarih ve… yevmiye sayılı yanıtında Beşiktaş 5. Noterliği’nin 13/02/2013 tarih ve 2511 yevmiye sayılı ihtarnameyle eksik evrakın bildirildiğini beyan etmiş olmakla, en geç 13/02/2013 tarihinde ihtarın yapıldığı kabul edilse dahi, Yasa gereğince 45 gün sonra yani 01/04/2013 tarihinde muaccel olan tazminat talebinin iki yıl sonra olan 01/04/2015 tarihinde zamanaşımına uğramasına rağmen davacı davasını 31/05/2013 tarihinde şimdilik kaydıyla 10.000,00 TL olarak açmış ve 19/06/2018 tarihinde yani 2 yıllık zamanaşımı süresinden sonra 19/06/2018 tarihinde davasını ıslah etmiştir. Davacı, ıslahın hırsızlık olayı nedeniyle ceza zamanaşımına tabi olduğunu ileri sürmüş ise de, davacının, davalı sigorta şirketine karşı davasını haksız fiil hükümlerine göre değil, sigorta sözleşmesi hükümlerine göre ileri sürmüştür. Uzamış ceza zamanaşımı hükümlerinin iş bu davada sigorta şirketine karşı uygulanması mümkün değildir. Yukarıda ifade edildiği üzere, sigorta ilişkisinden doğan her türlü talep hakkı iki yıllık zamanaşımı süresine tabidir. Zamanaşımı süresini değiştiren sözleşme hükümleri geçersizdir. Zamanaşımın başlangıç tarihi alacağın muaccel olduğu tarihtir. TTK 1420/2’de, diğer kanunlardaki hükümler saklı tutularak, zamanaşımı süresi ile ilgili olarak başka kanunlarda farklı bir düzenleme yapılabileceği öngörülmüştür. Nitekim, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunun 109. maddesinde TTK 1420‘den daha değişik bir düzenleme mevcuttur.Ancak söz konusu düzenleme somut uyuşmazlığa ilişkin değildir. Açıklanan nedenlerle ıslah ile artırılan dava yönünden zamanaşımı nedeniyle red kararı…” şeklinde karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Mahkemenin ret gerekçesinin müvekkili şirketin belki vergi hukuku manasında sorumluluğunu değiştirebilecek ticari alışverişler olduğunu, hırsızlık olayı ile bir ilgisinin olmadığını, davacının aynı firmalardan mal almasının ve daha sonra aynı firmalara mal satmasının hayatın olağan akışına uygun olduğunu, müvekkilinin çalıştığı şirketten almış olduğu ürünü daha ucuza bir fiyata yine aynı firmaya satmış olmasının ticari hayatın olağan akışına aykırı olmadığını, ülkedeki fiyat belirsizliği ve döviz dalgalanmasının gözetilmediğini, çalındığı iddia edilen ürünler ile riziko tarihinden sonra satışı yapılan ürünlerin aynı ürünler olmadığını, yapılan bu değerlendirmenin farazi olduğunu, … ayrı tüzel kişiliği olduğunu bu nedenle müvekkili şirketle bağdaştırılmasının doğru olmadığını, davalı şirket tarafından poliçe imzalandıktan ve riziko gerçekleştikten sonra şirket müdürü …’ın daha önce hırsızlık olayları nedeniyle başka sigorta şirketleri için hasar dosyası açılmasının ret gerekçesi yapılmasının yanlış olduğunu, çalınan ürünler küçük malzemeler olduğu için tümünün kayıt altına alınmasının zor olduğunu, ürün bedeli olarak bu nedenle tam tespit yapılamadığını, müvekkili şirket yetkilisinin başka kişilerle husumeti olduğunu, hırsızlık olayının sabit olduğunu, TTK 1445/5 maddesinin dava konusu rizikoda uygulanma imkanı olmadığını, davanın açıldığı tarihte kesin zararın tam ve net olarak tespiti yapılamadığından davanın kısmi dava değil, belirsiz alacak davası olduğunu, bu nedenle ıslah edilen kısım için zamanaşımı nedeni ile reddinin de hukuka aykırı olduğunu bildirerek, yerel mahkeme kararının kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, “Mağaza Paket Sigorta Poliçesinden” kapsamında hırsızlık nedeniyle oluşan zararın tazmini istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/581E., 2018/1022K. sayılı dava dosyasında verdiği 11.12.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak alınan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4–HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara re’sen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına
17.05.2013 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m.361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde Dairemize yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.05.2023

Başkan Üye Üye Katip