Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/586 E. 2023/403 K. 01.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2019/586
KARAR NO : 2023/403
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 13.03.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/338 E., 2018/141 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALILAR :
VEKİLİ :

Davalılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili şirketin, dava dışı … ile 04.11.2016-04.11.2017 tarihlî … numaralı E… Sigorta Poliçesinin düzenlendiğini, sigortalı …’in 13.02.2016 tarihinde ikamet ettiği … adresindeki evini banyodaki su ve rögar giderinde meydana gelen taşmadan dolayı kirli su bastığını, poliçe kapsamında maddi zararının karşılanmasını talep ettiği 15.02.2016 tarihli yazılı beyanı üzerine, hasarın meydana geldiği konutta …. Şti. tarafından yapılan ekspertiz raporu ışığında, toplam tazminat miktarı olarak hesaplanan 4.824,00-TL’nin sigortalıya ödendiğini, bu ödemenin zarar sorumluları olan davalılar tarafından tazmini gerektiğini, bu nedenle davalılar aleyhine Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nün 2016/24225 E. sayılı dosyası ile takip yapıldığını, davalıların takibe itiraz ettiklerini ve takibin durdurulduğunu, sigortalısının zararını aralarındaki sigorta sözleşmesi kapsamında karşılayan müvekkilinin TTK’nın 1472. maddesi kapsamında sahip olduğu dava hakkına halef olduğunu beyan ederek haksız itirazın iptaline ve takibin devamı ile davalılar tarafından takibe karşı haksız ve kötü niyetli itiraz sebebi ile alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, davaya dayanak olan icra takibinin Ankara 26. İcra Müdürlüğü’nde açıldığını, bu nedenle davanın da Ankara ticaret mahkemelerinde açılması gerektiğini, davacı şirket tarafından aldırılan ekspertiz raporunun delil niteliğinin bulunmadığını, bir an için kabul edilse bile raporun objektif kriterler taşımadığını, hükme esas alınacak nitelikte olmadığını, raporda binada tek kişinin bulunduğunun, binanın yönetiminin oluşmadığının ve rögarın tıkanması nedeniyle pis suların daire içerisine aktığının belirtildiğini, binanın yeni olması ve henüz yönetiminin oluşmamış olması ile rögarın tıkanması arasında hiç bir şekilde korelasyon kurulamayacağını, ekspertiz raporunda hasarın nedeninin somut olgularla delillendirilmediğini, bu nedenle hasarın nasıl oluştuğunun tespitinin yapılması, hasara neyin sebebiyet verdiği hususlarının araştırılması ve tamiri yapan firma ve çalışanlarının tanık olarak dinlenmesi gerektiğini, müvekkillerinin yaklaşık on senedir müteahhitlik yaptıklarını, davaya konu hasara ilişkin dairenin bulunduğu inşaat dahil bugüne kadar hiçbir inşaatta kendilerinden kaynaklı bir hata veya kusurun olmadığını, rögar ve kanalların da tamamen mevzuata ve binanın özelliğine göre yapıldığını, söz konusu zararlardan müvekkilinin kusurlu olmadığını, bu nedenlerle öncelikle mahkemenin yetkisizlik kararı vermesi gerektiğini beyan ederek haksız davanın reddine, davacının talep edilen alacağının %20’sinden az olmamak üzere tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Dava konusu taşınmazda keşfen inceleme yapılmış ve bilirkişi raporu alınmıştır. 29.01.2018 tarihli bilirkişi raporunda; sigorta şirketi nezdindeki eksperin hasara yönelik tespitlerinin ve miktarının piyasa rayici ile uyumlu olduğu, dava dışı sigortalının evinde meydana gelen olayın, pis su gideri eğiminin ve kotun iyi ayarlanmamasından kaynaklandığı, binanın yapımının ayıplı olduğu, davacı sigortacının poliçe kapsamında ödediği bedeli rücu etmesinde haklı olduğu belirtilmiştir.
Bu açıklamalara göre; her ne kadar tanık beyanında bez nedeniyle tıkanma olduğu açıklanmışsa da, teknik bilirkişi tarafından sigortalıya ait dairenin ve bulunduğu binanın inşası sırasında pis su gideri eğiminin kusurlu imal edilmesi nedeniyle su babkını yaşandığı tespit edildiğinden, davalıların kusurlu oldukları, davacı sigortanın ödediği bedeli istemekte haklı olduğu kanaatiyle davanın kabulüne…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalılar vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemece yetki itirazları reddedilerek, yetkisiz mahkeme tarafından hukuka aykırı karar verildiğini;
Davacının, yerel mahkemede davasına dayanak olarak bizzat kendisi tarafından alınan ekspertiz raporunu gösterdiğini, şahısların kendi oluşturdukları delillere, objektif olamayacakları için itibar edilemeyeceğini, ancak bir an olsun bu ekspertiz raporunun delil niteliğinde olduğu varsayılsa bile objektif kriterler taşımadığı ve oluşan zararın nedenini mantık dairesinde açıklamadığı için hükme esas alınamayacağını; raporda hiçbir teknik inceleme ve hesaplama yapılmadan tamamen öznel bir çıkarımla evin kotu ile bağlı olduğu rögarın kotu arasında az bir kot farkı olması nedeniyle pis suların geri geldiği ve hasarın bu sebeple olduğunun belirtildiğini, böyle bir durum söz konusu ise teknik bilirkişinin olması gereken normal eğim/kot farkının ve davaya konu olan ev ile rögar arasında mevcut olan kot farkının ne olduğu hususunu bilimsel verilerle rapora yansıtması gerektiğini, oysa raporda hiçbir teknik veri ve hesaplamaya yer verilmediğini; dosya kapsamında bulunan belgelerden bahsedilirken Altındağ Belediyesi’nden gelen onaylı plan ve projelerden hiç bahsedilmediğini, gerçekten hatalı bir kot farkı söz konusu olsaydı söz konusu plan ve projelerin onaydan geçmeyeceğini;
Olay günü yapılan müdahaleye bizzat şahit olan tanıklarınca bir bez parçasının çıkarıldığı ve daha sonra tıkanıklığın giderildiği, dolayısıyla söz konusu tıkanıklığa bu bez parçasının sebep olduğu beyan edilmişse de yerel mahkemece tanığa itibar edilmediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
1-Dava, TTK m 1472 uyarınca dava dışı sigortalıya ödenen tazminatın davalılardan rücuen tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Yargıtay İBK’nın 22.03.1944 tarih ve 37 E., 9 K. sayılı kararında, “…Sigortacının, sigortacılık mutlak bir ticari muameledir diye kanuni halefiyetine istinaden açacağı rücu davası için dava ikamesi icap eder, denecek olursa, menşei, mahiyeti ve illeti aynı olan ve haksız fiil faili için tecezzisi mümkün bulunmayan bir borç için, iki ayrı kaza merciinde birden dava açılmış olabileceği kabul edilmiş olur. Bu ise kanuna ve hukuka uygun düşmez.
Bu itibarla, sigortacının, sigorta poliçesinden münbais olmayıp, kanundan aldığı selahiyete istinaden ve haksız fiil sebebiyle alacaklı yerine kaim olarak hareket ettiği davada hukuk mahkemesine başvurulması gerekir.” denilmiştir.
Buna göre, TTK’nın 1472. maddesine dayalı rücuen tazminat davaları, sigorta şirketince halefiyet hakkına dayalı olarak açılmış olup, sigorta poliçesinden doğmadığından, mutlak ticari dava olduğu söylenemez. Bu davalarda davacı … şirketinin halefi olduğu sigortalı ile zarar sorumlusu arasındaki hukuki ilişkinin niteliğine göre, görevli mahkemenin belirlenmesi gerekir. Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 29.11.2016 tarih ve 13158 E., 9204 K. Yargıtay 17. Hukuk Dairesi’nin 11.02.2016 tarih ve 1084 E., 1497 K., aynı dairenin 20.09.2016 tarih ve 6280 E., 7990 K., 20. Hukuk Dairesi’nin 10.02.2016 tarih ve 2015/15593 E., 2016/1517 K. sayılı ilamları da aynı yöndedir.
Davacı … şirketinin haklarına halef olduğu sigortalı … gerçek kişi olup, sigorta poliçesi ile konutu sigortalanmıştır. Sigorta Poliçesinin başlığı “… Sigorta Poliçesi”dir.
Mahkemece öncelikle, dava dışı sigortalı …’in maliki olduğu dairenin, davalı yüklenicilerden mi yoksa arsa sahibinden mi satın alındığının araştırılıp, sonucuna göre görevli mahkemenin tespit edilerek bu konuda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru bulunmamış, HMK’nın 353/(1)-a.3. ve 355. maddesi uyarınca esası incelenmeden kararın kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmiştir.
2-Kararın kaldırılması nedenine göre davalılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Yukarıda (1) nolu bentte belirtilen nedenlerle, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/338 E., 2018/141 K. sayılı dava dosyasında verdiği 13.03.2018 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
Yukarıda (2) nolu bentte belirtilen nedenlerle davalılar vekilinin istinaf itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının istek halinde iadesine.
3-Davalılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
01.03.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 03.03.2023
Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır