Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/582 E. 2023/935 K. 24.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/582 – 2023/935
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/582
KARAR NO : 2023/935
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA 14. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/05/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/1557 E.-2018/336 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili Bankanın ticari kredi müşterisi dava dışı …. Şti.’ne 20.05.2011 tarihli Genel Kredi Sözleşmesi imzalanmak ve ipotek teminat alınmak suretiyle 1.500.000,-TL. limit tahsis edilerek kredi kullandırıldığını, bu kredinin teminatı olarak … İlçesindeki muhtelif taşınmazlar üzerine ipotek konulduğunu,
Kredinin kullandırılması aşamasında teminat alınacak gayrimenkullerin teminat değerinin tespiti amacıyla ekspertiz yapması talep edilen davalı tarafından düzenlenen 28.05.2011, 20.06.2011 ve 23.08.2011 tarihli raporlarla taşınmazların değerinin toplam 1.384.000,- TL. olarak tespit edildiğini, müvekkilince bu değerler gözetilerek dava dışı şirkete tahsis edilen kredi limiti çerçevesinde kredi kullandırıldığını,
Dava dışı kredi borçlusu tarafından borcun ödenmemesi üzerine aleyhine ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla icra takibine başlandığını, kredi alacağının Tasfiye Olunacak Alacaklar(TOA) hesabına aktarıldığını, icra takibinde taşınmazların değerinin 533.500,- TL. olarak takdir edildiğini, kıymet takdirine itirazları üzerine Karadeniz Ereğli İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/77 E. sayılı dosyasında taşınmazların değerinin 710.000,- TL. olarak tespit edildiğini, taşınmazların 14.05.2017 tarihinde 398.560,- TL. bedelle müvekkili Bankaca alacağa mahsuben satın alındığını, kredi alacaklarının bakiyesinin tamamen tahsil edilmesinin mümkün olmadığını,
Davalının yasal düzenlemelerden ve sözleşmeden doğan özen yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve hatalı rapor düzenlediğini, bu nedenle müvekkili Bankanın zarara uğradığını,
Taşınmaz ipoteği ile ilgili müvekkili Bankanın genel olarak marj uygulamasında kredi tutarının %25 fazlası taşınmazların teminata alındığını, müvekkilince yetkili değerleme kuruluşu olan davalıya yaptırılan gayrimenkul değerlemesine güvenilerek kredi kullandırımı yaptırıldığını, davalıya keşide edilen 21.05.2015 ihtarname tarihi itibariyle müvekkili Bankanın vekalet ücreti hariç 824.488,80 TL. bakiye alacağı bulunduğunu, fazla tahsis edilen limit ve bundan kaynaklanan zararın, Gayrimenkulün Hatalı Tespit Edilen Yüksek Değerine Göre Kullandırılan Kredi- Gayrimenkulün Gerçek Değerine Göre Kullandırılacak Kredi formülüne göre hesaplandığını, buna göre zararlarının 539.200,- TL. ve bu tutarın kredi alacaklarının Tasfiye Olunacak Alacaklar Hesabına aktarıldığı 03.08.2012 tarihinden itibaren işleyen ve işleyecek faizi olduğunu, davalının müvekkili Banka ile imzaladığı 07.12.2009 tarihli Ekspertiz Hizmet Sözleşmesi hükümlerine göre müvekkili Bankanın zararından sorumlu olduğunu ileri sürerek,
Fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 539.200,- TL.’nin 03.08.2012 tarihinden itibaren avans faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; hak düşürücü süre, zamanaşımı, yetki, görev, işbölümü, derdestlik ve husumet itirazında bulunduklarını,
Müvekkili şirket tarafından hazırlanan raporların hatalı olduğu iddialarını kabul etmediklerini, müvekkili şirket tarafından hazırlanan raporlardaki değerin İcra Müdürlüğü ve İcra Hukuk Mahkemesinde belirlenen değerlerle ya da taşınmazların ihale tarihindeki değerlerle karşılaştırılmasının mümkün olmadığını, ele alınması gereken tarihin müvekkili tarafından tanzim edilen raporların tarihleri olduğunu, BDDK tarafından çıkarılan “Bankalara Değerleme Hizmeti Verecek Kuruluşların Yetkilendirilmesi ve Faaliyetleri Hakkında Yönetmelik” m. 4 uyarınca, değerleme hizmetinin bankaların, kredileri ve diğer alacaklarına ilişkin aldıkları teminatların belli bir tarihteki kesin değerinin değil, belli bir tarihteki muhtemel değerinin belirlenmesine yarayacağını,
Kabul anlamına gelmemek üzere, taşınmazlara yanlış değer takdir edildiği varsayımında dahi müvekkili şirkete başvuru koşullarının oluşmadığını, davacı tarafça borçlu, ipotek borçlusu ve varsa kefillere karşı icra takipleri yapılmasına, mevcut ayni ve şahsi teminatlara başvurulmasına rağmen kredi alacağının tamamiyle tahsil edilememiş olması gerektiğini, davacı tarafın icra takip işlemlerinin sonucunda alınmış bir aciz belgesinden söz etmediğini,
Yine kabul anlamına gelmemek üzere, bahsi geçen taşınmazlara müvekkili şirket tarafından yanlış değer takdir edildiği varsayımında dahi yanlış takdir edilen değer ile uğranıldığı iddia edilen zarar arasında illiyet bağı da bulunmadığını, somut olayda kredi borçlusunun davacı bankaca kredi tahsis edilen tarihler ve müvekkili şirketçe değerleme raporlarının tanzim edildiği tarihler itibariyle ödeme gücüne sahip olmadığının ortada olduğunu, davacı bankanın kredi kullandırıp kullandırmama ve borçlunun ödeme gücüne ilişkin kendi hatalı değerlendirmesinin, yanlış değer biçme ile uğranıldığı iddia edilen zarar arasındaki illiyet bağını keseceğini, davacının sözü edilen kusurunun illiyet bağını kesecek ağırlıkta olmadığı varsayımında dahi, davacının kusurunun ağırlığından ötürü bu kez, Türk Borçlar Kanunu’nun 114. maddesinin 2. fıkrasının yaptığı atıf sonucu aynı Kanun’un 52. maddesinin 1. fıkrası uyarınca tazminatın ya kaldırılması ya da indirilmesi gerektiğini,
Kabul anlamına gelmemek üzere, bahsi geçen taşınmazlara müvekkili tarafından yanlış kıymet takdir edildiği varsayımında dahi, yanlış değer biçme sebebiyle uğranıldığı iddia edilen zararın hesabında fazla tahsis edilen limitin belirlenmesi ve ilgili taşınmazların değerinin düşülmesi, bu belirlenen miktardan düşülmesi gerektiğini, yine banka tarafından krediye ilişkin olarak yapılan sair tüm tahsilatların da göz önünde bulundurulması gerektiğini,
Davanın, muhtelif poliçelerle müvekkili şirketi mesleki sorumluluk sigorta poliçesi yapmak suretiyle sigortalayan… Sigorta Şirketi’ne ihbarını talep ettiklerini,
Savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…Mahkememizce Karadeniz Ereğli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucu inşaat mühendisi bilirkişi tarafından düzenlenen 19/06/2016 tarihli raporda, sözleşme konusu taşınmazların 20/06/2011 tarihi itibarıyla değerleri toplam olarak 554.000,00 TL olarak tespit edilmiştir.
Tarafların itirazı üzerine önceki bilirkişinin de içerisinde yer aldığı üç kişilik bilirkişiden rapor alınması için yazılan talimat sonrasında düzenlenen 14/04/2017 havale tarihli gayrimenkul değerleme uzmanı ve emlak bilirkişinden oluşan heyet tarafından düzenlenen raporda, dava konusu taşınmazların 2011 yılı itibarıyla emsal karşılaştırma yöntemine göre değerinin 1.505.000,00 TL, maliyet yöntemine göre değerinin 980.000,00 TL olduğu belirtilmiş, önceki raporu düzenleyen bilirkişi … ayrık olarak düzenlediği 16/05/2017 tarihli raporunda, arsa payları dikkate alınarak yapılan değerlendirme sonucunda, taşınmazların istenilen tarihteki değerlerinin toplam 1.377.192,78 TL olduğunu bildirmiştir.
Bilirkişi raporu taraflara tebliğ edilmiş, taraf itirazları ve daha önce sunulan raporlardaki farklı değerlendirmeler nedeniyle, Karadeniz Ereğli Nöbetçi Asliye Hukuk Mahkemesine yazılan talimat sonucu, gayrimenkul değerleme uzmanı bilirkişilerden oluşturulan heyet ile birlikte yapılan keşif sonrasında düzenlenen 02/11/2017 tarihli raporda, gayrimenkullerin 2011 yılı için takdir edilen değerleri toplamının 1.465.000,00 TL olduğu açıklanmıştır.
Mahkememizce görevlendirilen bankacılık konusunda uzman bilirkişi tarafından düzenlenen 18/10/2016 tarihli raporda, davalı firma tarafından yapılan ekspertiz toplamının 1.384.000,00 TL, Karadeniz Ereğli 1. İcra Müdürlüğünün 2012/803 sayılı dosya ekspertiz toplamının 533.500,00 TL, Karadeniz Ereğli 1. İcra Hukuk Mahkemesinin 2013/77 sayılı dosya ekspertiz toplamının 710.000,00 TL, mahkeme dosya ekspertiz raporunun toplam 554.000,00 TL olduğu, davalı firma tarafından hazırlanan 3 ayrı ekspertiz raporunun hatalı hesaplandığı, miktarların fazla tespit edildiği, davalının davacı bankaya verdiği zarardan sorumlu bulunduğu, buna göre davacı bankanın hatalı ekspertiz raporu sonucu verdiği krediden davalı firmaya düşen kısmın hesaplanması gerektiği, banka tarafından hatalı ekspertiz sebebiyle 539.200,00 TL fazla kredi kullandırıldığı, davacı bankanın uğradığı zararın 302.562,96 TL olduğu belirtilmiş, 23/03/2018 tarihli ek raporda ise, 02/11/2017 tarihli bilirkişi raporu ile davacı bankanın davaya konu ettiği raporların karşılaştırılması sonrasında, davalı tarafından 2011 yılı içerisinde yapılan ekspertiz incelemelerinin bankayı toplamda zarara uğratacak bir kredi fazlalığına sebep olmadığı, dolayısıyla davalı şirketin sorumluluğunun bulunmadığı belirtilmiştir.
Toplanan deliller ve dosya içeriği birlikte değerlendirildiğinde, davalı şirket tarafından düzenlenen ekspertiz raporları ile tespit edilen bedeller ve 14/04/2017, 17/05/2017, 02/11/2017 tarihli bilirkişi raporlarında belirlenen bedeller arasında fahiş derecede fark bulunmadığı, bu sebeple davacı bankanın dava dışı şirkete verilecek kredi miktarını olumsuz olarak etkilemediği, davalının kusurundan kaynaklanan bir zararın ortaya çıkmadığı” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek,
19.06.2016 tarihli 1. bilirkişi raporu ile taşınmazların kıymeti 554.000,-TL olarak takdir edildiğini, bunun üzerine düzenlenen mali bilirkişi raporunda itirazları bulunmakla beraber hatalı ekspertiz neticesinde yüksek tahsis edilen kredi limiti sebebi ile müvekkili Banka’nın uğradığı zarara ilişkin tespitte bulunulduğunu,
Duruşmaya iştirak eden ihbar olunan … tarafından hatalı ekspertiz tarihinden sonraki dönemde dava konusu taşınmazların bulunduğu bölgede gayrimenkul piyasasının etkilenmiş olduğu iddiasıyla kıymet takdir raporuna itiraz edildiğini, itiraz üzerine düzenlenen 2017 tarihli 2. bilirkişi raporu ile; emlak bilirkişisi ve gayrimenkul değerleme uzmanından oluşan heyet tarafından emsal karşılaştırma yöntemine göre 1.505.000 TL, bir kısım taşınmazlara maliyet yöntemi, diğer kısım taşınmazlara emsal karşılaştırma yöntemi uygulanarak 1.775.000 TL, inşaat mühendisi bilirkişi tarafından önceki raporunu tekrarla bir kısım taşınmaza maliyet yöntemi diğer kısım taşınmaza emsal karşılaştırma yöntemi uygulanarak 1.377.192,78 TL değer takdir edildiğini,
Söz konusu rapora itirazlarında da bildirdikleri gibi; bir kısım taşınmaza maliyet yöntemi uygulanmasının gerekçesi olarak “İmar Müdürlüğü’nden şifahen alınan bilgi” gösterildiğini, raporda söz konusu yöntemin seçilmesinin maddi gerekçeye dayandırılamadığını, ayrıca toplam 12 adet taşınmazın değerlemesini içeren bir bilirkişi raporunda 6 adet taşınmaz için farklı, diğer 6 adet taşınmaz için farklı bir hesaplama yöntemi kullanılmasının raporun kendi içinde tutarsız olmasına sebep olduğunu, öte yandan oluşturulan bilirkişi heyetinin de kendi içinde bir birlik sağlayamadığını ve iki farklı rapor ile 4 farklı değerin mahkemeye sunulduğunu,
İlk derece Mahkemesince düzenlettirilen 3. raporda ise yine aynı rapor içinde bir kısım taşınmaza maliyet yöntemi ile kalanına emsal karşılaştırma yöntemi uygulanıp sonuçların toplanması neticesinde dava konusu taşınmazlar için toplam 1.465.000 TL değer takdir edildiğini, 2. rapora karşı sundukları itirazları 3. raporda da dikkate alınmadığı gibi, yine aynı rapor içinde farklı yöntemlerin uygulanması sonucu çıkan rakamlar toplanarak toplam değere ulaşıldığını, neden farklı yöntemlerin uygulandığına ilişkin maddi gerekçeler sunulmadığını, ayrıca raporlarda taşınmazların önce 2017 değerlerinin tespit edildiği, daha sonra bu değerin neye göre yapıldığı gerekçelendirilmeden 2011 yılına uyarlanmış olduğunu,
İlk derece Mahkemesince düzenletirilen üç rapor da, hem birbirinden hem de ilgili mercilerce daha önce düzenlettirilen raporlardan farklı olup, kendi içlerinde çelişkiler taşıdığını,
Her ikisi de davalıya yaptırılan ekspertiz raporları arasında %30’luk bir fark olduğunu, bahse konu farkın gerekçesi olarak …’in işten çıkarmaları ve ekonomik koşulların kötüye gitmesi gösterilerek, 2012 yılında 2011 yılı değerlerine göre gayrimenkul piyasasında %30-40 oranında düşüş olduğunun açıklandığını, müvekkili Banka’nın sahip olduğu geniş ekspertiz havuzunda yapılan araştırma neticesinde, anılan ilçedeki gayrimenkullere ilişkin 2011 ve 2012 yıllarında yapılan ekspertiz raporlarından, piyasanın %30-40 oranında etkilendiğine ilişkin veriye ulaşılmadığını, aksine artış eğiliminde olduğunun tespit edildiğini,
Dava konusu ekspertiz raporlarında maliyet yönteminin uygulandığını, dava konusu hatalı ekspertiz raporu ile tespit edilen değerlerin hatalı olup olmadığının tespitinin ancak emsal karşılaştırma yöntemi uygulanarak yapılabileceğini, bilirkişilerce taşınmazların değerlerinin hatalı ekspertiz raporundaki değerlere yaklaştırılabilmesi için özellikle maliyet yönteminin uygulandığını,
Tarafsızlığından şüpheye düşürecek tespitlerin yer aldığı çelişkili bilirkişi raporlarına dayanılarak tesis edilen hüküm, sabit hale gelmiş bir vakıaya dayanmadığından gerekçesi yönünden sakatlık teşkil ettiğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, tarafsız bilirkişilerce yeniden bilirkişi raporu düzenlenmesi ile davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, taraflar arasındaki ekspertiz hizmet alım sözleşmesine dayalı olarak, hatalı ekspertiz raporları sebebiyle uğranılan zararın tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve gerekçeli, tarafların ve mahkemenin denetimine elverişli, oluşa ve dosya içeriğine uygun olarak düzenlenmiş olmakla Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporu uyarınca karar verilmiş bulunmasına ve özellikle … parsel sayılı taşınmazdaki altı adet bağımsız bölüm yönünden gerekçeleri açıklanarak hem maliyet, hem de emsal karşılaştırma yöntemine göre hesaplama yapılmış olmasına, her iki hesap yöntemine göre yapılan hesaplamanın sonucu değiştirecek nitelikte olmamasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179.90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 135,50 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin Dairemizce yerine getirilmesine,
24.05.2023 tarihinde, HMK’nın 361/(1). maddesi uyarınca, kararın tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek dilekçe ile Yargıtay nezdinde temyizi kabil olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 24/05/2023

Başkan
e-imza
Üye
e-imza
Üye
e-imza
Katip
e-imza