Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/579 E. 2022/2017 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/579
KARAR NO : 2022/2017

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06/12/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/758E., 2018/921K.
DAVACI : …
VEKİLİ
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ
Davacı vekili davalının, müvekkili kooperatifin ortağı olduğunu ve ödenmemiş aidat alacaklarının tahsili için Kayseri 7. İcra Dairesinin 2014/19523 sayılı dosyasından giriştikleri takibe itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptaline, takibin devamına ve davalının icra inkar tazminatı ile mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili alacak istemlerinin zamanaşımına uğradığını,
Kooperatifin “…” ve “…” olmak üzere iki grup inşaat yaptığını, bunların arsalarının, yüklenicilerinin, sözleşmelerinin, ödemelerinin, kura çekimlerinin farklı olduğunu,
Müvekkilinin tâbi bulunduğu … kısmı için 1999 yılında bir kesin hesap yapıldığını ve belirlenen 22.000,-Alman Markı tutarı bonolar karşılığında ödeyerek tapusunu devraldığını,
2000 yılı ile 2012 yılı arasında müvekkilinden hiçbir parasal talep olmadığını, müvekkiline genel kurul ile ilgili bir bildirimin de gelmediğini,
Diğer grup olan … grubunun bu şekilde bir ödeme yapmadığını, farklı yüklenici ile yaşadıkları sorun nedeniyle ödemeyi başkasına yaptıklarını ileri sürerek davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince:
Davacının 30.06.2010-31.10.2014 tarihleri arasındaki kooperatif ortaklık alacaklarını takip konusu yaptığı, icra takibine 11.11.2014 günü başlandığı ve takiple zamanaşımın kesildiği, yasal beş yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı,
Davacının 11.320,-TL asıl alacak ve 6.176,25 TL gecikme faizi alacağını:
– 30.06.2010- 31.05.2011 tarihleri arasında aylık 100,-TL asıl alacak (11 ay) ve aylık %1.5 faiz oranı,
– 31.05.2011-30.06.2011 tarihleri arasında 1 aylık 5.250,-TL asıl alacak ve aylık %1.5 faiz oranı,
– 30.06.2011-30.04.2012 tarihleri arasında aylık 250,-TL asıl alacak (11 ay) ve aylık %1.5 faiz oranı,
– 30.04.2012-30.04.2013 tarihleri arasında aylık 100,-TL asıl alacak (12 ay) ve aylık %1.5 faiz oranı,
– 30.04.2013-30.04.2014 tarihleri arasında aylık 60,-TL asıl alacak (1 ay) ve aylık %1.5 faiz oranı,
-30.04.2014-31.10.2014 tarihleri arasında aylık 50 TL asıl alacak (6 ay) ve aylık %1.5 faiz oranı şeklinde açıkladığı,
Davalının iddialarının aksine bilirkişi kurulu tarafından kooperatif kayıtları üzerinde yapılan incelemede ve genel kurul kararlarında hiçbir zaman için kooperatifte iki ayrı grup ve bunlara ilişkin ayrı aidat belirlenmediği ve ayrı ayrı ödemeler istenmediği,
Davalının ortaklığı devam ettiğinden, bağımsız bölüm tapusunu alsa dahi genel giderlere katılma payını ödemek zorunda olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Zamanaşımı savunmalarının dikkate alınmadığını,
– Müvekkiline süreç içinde herhangi bir borç bildiriminde bulunulmadığını,
– Kâr payı dağıtımı ve genel kurula katılım gibi ortaklık haklarından yararlandırılmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
Davalı vekili daha sonra sunduğu 26.07.2022 günlü dilekçesi ile 7410 sayılı Yasa’nın 2 ve 31’inci maddeleri ile Kooperatifler Kanunu’na eklenen Geçici 11’inci madde uyarınca takibin tedbiren durdurulmasını istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE
Dava, kooperatif aidat alacağının tahsili için girişilen icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davalı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
Daha önce takip tedbiren durdurulmuş ise de dosyanın esasının incelenmesinde yasal düzenlemenin kesin hesaba ilişkin olduğu, somut olayda istenen aidatın genel giderlerden ibaret bulunduğu anlaşılmakla tedbirin de kaldırılmasına karar verilmiştir.
HÜKÜM
1-Kayseri 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2017/758E., 2018/921K. sayılı dava dosyasında verdiği 06/12/2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2- Dairemizce 05.102.2022 günü verilen Kayseri 7. İcra Dairesinin 2014/19523 sayılı dosyası ile başlatılan takibin durdurulmasına ilişkin ihtiyati tedbirin kaldırılmasına, bununla ilgili olarak kararın bir örneğinin anılan icra dairesine gönderilmesine,
3- Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.195,16 TL’den peşin olarak alınan 298,79‬ TL’nin mahsubuyla kalan 896,37‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
4- Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
5- HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
14/12/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16/12/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır