Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/537 E. 2023/275 K. 15.02.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/537
KARAR NO : 2023/275

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 31.10.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/423 E., 2017/932 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI : …
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı borçlu arasında serbest tüketicilerin tüketimine sunulan elektrik enerjisinin müvekkili şirketin dağıtım tesislerinden verilmesi hususunda sözleşme imzalandığını, işbu sözleşme çerçevesinde davalı borçlunun anlaştığı serbest tüketici konumundaki müşterilerine müvekkili şirketçe elektrik enerjisi sağlandığını ve davalı şirketin müşterilerinin kullanımları neticesinde tahakkuk ettirilen bedellerin davalı şirkete bildirildiğini, davalı şirkete … nolu 80.285,42-TL bedelli ve … nolu 80.285,42-TL bedelli iki adet faturanın tahakkuk ettirildiğin, fatura bedellerinin süresinde ödenmemesi üzerinde davalı şirket hakkında icra takibi yapıldığını, davalı tarafça 25.03.2016 tarihinde davaya konu faturalara istinaden 2 parça halinde toplam 94.129,69-TL ödemede bulunulduğunu, 12.04.2016 tarihinde de dosya borcunun tamamının ödendiğinden bahisle davalı şirket vekilinin icra takibine itirazda bulunduğunu, icra takibi sonrasında yapılan ödemenin gecikme zammına ve gecikme zammı KDV’sine, takip giderlerine vs. kalemlere mahsubunun gerektiğini, icra dosyasının ödeme tarihi olan 25.03.2016 tarihindeki ödeme sonrası takip toplamından geriye kalan miktarın 12.686,16-TL asıl alacak olduğunu, davaya konu icra dosyasında yapılan ödemenin takip tarihinden sonra ve yapılan itirazın haksız ve kötü niyetli, tahsilatı geciktirme amaçlı olduğunu beyan ederek borçlu şirketin Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3370 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın iptaline, itirazında haksız olan davalının icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, yetkili mahkemenin Ankara Ticaret Mahkemesi, yetkili icra dairesinin de Ankara İcra Dairesi olduğunu, başlatılan takibin geçerli ve yasaya uygun olmadığını, müvekkili şirketin faturaya dayalı borcun tamamının ödeme emrinin kendilerine tebliğinden 17 gün önce ödendiğini, icra takibine konu toplam tutarın 94.223,36-TL olduğunu, müvekkili tarafından 25.03.2016 tarihinde davacının banka hesabına toplam 95.407,27-TL yatırıldığını, dava öncesinde borcun tamamının ödenmesi halinde davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararının bulunmadığını, ödeme yapıldıktan sonra ödeme emrini tebliğ alan müvekkili tarafından da icra takibine itiraz edildiğini, müvekkili şirkete gönderilen ödeme emrinde asıl alacağın dayanağı olarak gösterilen belgelerin de ödeme emrine eklenmediğini, ödeme emrinde gecikme zammı hesaplanmasıyla ilgili herhangi bir açıklamanın yer almadığını, faturaların KDV dahil toplam tutarına faiz işletildiğini ve içinde KDV’yi de barındıran bu faiz tutarı için ayrıca ikinci defa olmak üzere tekrar KDV talep edildiğini beyan ederek öncelikle yetkili icra dairesinde başlatılan geçerli bir takip bulunmadığından dava şartı yokluğu nedeniyle ve yetki yönünden davanın reddine, davacının itirazın iptali davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddine, haksız davanın reddine, takip ve ödeme emrinin iptaline, kötü niyetli takip ve dava nedeniyle %20’den aşağı olmamak üzere karşı tarafın tazminata mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Davacı vekilince davalı şirket aleyhine açılan bu davada; davalı borçlunun Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3370 esas sayılı takip dosyasına davalı borçlunun itirazının iptali, takibin devamı ve %20 icra inkar tazminatı talep edilmiş olup; davalı vekilince ilk olarak Mahkememizin ve Konya İcra Müdürlüğünün yetkisine itiraz edilmiş ise de; taraflar arasında sözleşme ilişkisinin varlığı tarafların kabulündedir. BK. 89/1. maddeleri gereğince para alacaklarının tahsilinde alacaklının bulunduğu yer İcra Müdürlükleri ve Mahkemeler de yetkili olduğundan davalı vekilinin bu itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir. Davalı vekilince hukuki yarar yokluğundan davanın reddi de talep edilmiştir. Ancak takibe devam olunacak alacak miktarının belirlenmesi ve itiraz üzerine duran takibe devam edilmesi yargılamayı gerektirdiğinden davalı vekilinin bu itirazı da yerinde görülmemiştir.
Esastan yapılan değerlendirmede; Mahkemece toplanan deliller ve alınan hesap bilirkişi raporuna ve mahkeme hakimliğimizce yapılan hesaplama göre: davacının ödeme tarihi olan 25.03.2016 tarihinde toplam kesinleşen alacak miktarının 94.233,36-TL olduğu, Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin pek çok kararında belirtildiği gibi (Emsal karar 02.11.2010 T. 2010/12694 E, 2010/25531 K.) ödeme emrinin tebliğinden önce harç alınamayacağından ve vekalet ücretinin de 3/4 oranında hesaplanması gerektiğinden vekalet ücretinin 7.716,50-TL, 86,67-TL işlemiş faiz, 19,60-TL dosya masrafı ve 15,60-TL KDV olmak üzere toplam alacağın 102.071,73-TL olduğu, bu miktardan davalı borçlunun yatırdığı 94.129,69-TL düşüldüğünde davacının 7.942,04-TL alacağı kaldığı anlaşıldığından, davacının davasının kısmen kabulü ile davalı borçlunun Konya 12. İcra Müdürlüğü’nün 2016/3370 esas sayılı dosyasına yaptığı itirazın 7.942,04-TL asıl alacak üzerinden iptali ile takibin ödeme tarihi olan 25.03.2016 tarihinden itibaren aylık 1,40 oranında işleyecek gecikme zammı ve gecikme zammına %18 KDV’si ile devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen 7.942,04-TL asıl alacak üzerinden %20 oranında hesaplanan 1.588,40-TL icra inkar tazminatının davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine, davalı tarafın şartları bulunmayan tazminat talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Davalının ödeme tarihi olan 25.03.2016 tarihindeki durumu gösterir hesap tablosundan da anlaşılacağı üzere, kısmi ödeme sonrası 12.686,16-TL borcu kaldığını, yerel mahkeme tarafından alınan 05.02.2017 tarihli bilirkişi raporunda da 17.06.2016 dava tarihi itibariyle borç miktarının 13.217,07-TL olduğunun belirtildiğini ve mahkemeden bilirkişi raporu doğrultusunda davalarının kabulüne karar verilmesini talep ettiklerini, ancak yerel mahkemenin taleplerini ve bilirkişi raporunu dikkate almadan alacağın 7.942,04-TL’si üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verildiğini, tamamen kabulü gerektiğini beyan ederek kararın kaldırılarak davanın tümüyle kabulüne karar verilmesini talep etmiştir.
Dava, taraflar arasındaki dağıtım sistem kullanım sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre, davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Konya 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/423 E., 2017/932 K. sayılı dava dosyasında verdiği 31.10.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 179,90-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 31,40-TL harcın düşümü ile kalan 148,50-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.02.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 16.02.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır