Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/519 E. 2023/1097 K. 14.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/519 – 2023/1097
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/519
KARAR NO : 2023/1097

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/470 E., 2018/954 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ
Davacı ve davalı vekilleri tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde/duruşmalı yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin “…” adresindeki otomobil servis istasyonu olarak hizmet veren ve davalı tarafından sigorta edilen işyerinde 26/03/2016-28/03/2016 tarihlerindeki tatil günlerinde hırsızlık meydana geldiğini ileri sürerek poliçe kapsamında şimdilik 5.000,-TL tazminatın 26/03/2016 tarihi itibariyle reeskont faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili davacının iş yerinde alarm sistemi bulundurmayarak tedbir almadığını, işyerinin her türlü riske açık olduğunu, bu sebeple hırsızlık olayının poliçe kapsamında teminat altına alınmadığını bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…Eldeki davada, dava edilen 5.000,00 TL asıl alacak yönünden ise poliçe kapsamına, ekspertiz raporuna, ceza soruşturmasına, bilirkişilerin kök ve bunu tamamlayan ek raporuna ve tüm dosya kapsamına göre; davacıya ait olup “İşyeri Sigorta Poliçesi” ile sigortalanan işyerinde 28/03/2016 tarihinde hırsızlık meydana geldiği, hırsızlık mahallinin gerçekleştiği sigortalı iş yerinde güvenlik kamera sisteminin bulunduğu, iki adet kameranın kırıldığı ve kameraların yönlerinin değiştirildiği; davacının, güvenlik kameraları kurduğu, asma kilit yaptırdığı ve güvenlik önlemlerini bu şekilde alması sebebiyle, rizikonun poliçe kapsamında olduğu belirlenmiştir. Bu nedenle, sigortacı, sigortalının gerçek zararını tazmine mecbur olup, bilirkişilerin kök ve bunu tamamlayan ek raporunda meydana gelen zararın toplam 17.526,07 TL olduğu anlaşılmış, davacının talebiyle bağlı kalınarak talep konusu edilen 5.000,00 TL’nin 01/05/2016 temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile birlikte davalıdan tahsiline…” şeklinde karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde:
– Hırsızlık konusu malların değerlerinin taraflarınca belirlenmesinin mümkün olmadığını, bu nedenle davanın belirsiz alacak davası şeklinde açıldığını,
– Belirsiz alacak davasında yargılama sırasında artırılan taleplere karşı zamanaşımı def’inin ileri sürülemeyeceğini,
– Davacının hak kazandığı 17.526,07 TL miktarın kabulü gerekirken ıslah ile arttırılan 12.526,07 TL miktar açısından red kararı verilmesinin isabetsiz olduğunu,
– Dosyanın 3 yıla yakın süre ile rapor beklediğini, rapor hususunda yapılan tekitlerin dikkate alınmadığını, bu durumun dahi sigorta sözleşmelerinde zamanaşımını kesen bir sebep olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davacı vekili tarafından dosyaya sunulan istinaf dilekçesine ek beyanında:
– Hırsızlığın bir suç olarak kabul edilmesi karşısında uzamış ceza zamanaşımı süresinin dikkate alınması gerektiğini ileri sürmüştür.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Davacıya 20/06/2016 günü 5.226,-TL ödeme yapıldığını, kararda bu hususun dikkate alınmadığını,
– Davanın davanın belirsiz alacak davası niteliğinde olmadığını zira hırsızlık olayının gerçekleştiği yerin işyeri olduğunu, her türlü emtianın ve demirbaşın kaydı bulunduğunu, davacı tarafından sigorta şirketinden 13.304,69 TL talep edildiğini, bu halde davacı tarafından zararın 13.304,96 TL olduğunun bilindiğini,
– Ekspertiz raporunda kaydı olmayan emtianın hesaplamaya dahil edildiğini, bu yönüyle hesaplamanın gerçeği yansıtmadığını, herhangi bir belgeye ve kayda dayanmayan emtia hasarı talebinin kabulünün mümkün olmadığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
1-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle davanın belirsiz alacak davası değil; kısmi dava niteliğinde olması dikkate alınarak zamanaşımı yönünden yapılan değerlendirmenin doğru olmasına göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin aşağıdaki bent dışında kalan diğer istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Davalı vekilince sunulan istinaf dilekçesinde davacıya yapılan 5.226,-TL ödemenin dikkate alınmadan karar verildiği belirtilmiş, bu hususta istinaf dilekçesine ek sunulan dekontta … Şirketi’nin 20/06/2016 tarihli ödemeyi 5212429150001 nolu hasar ödemesi açıklaması ile yaptığı, yapılan ödemenin dosya arasında bulunan hasar dosyası numarası ile aynı olduğu, ödemenin somut uyuşmazlığa dair yapılmış olduğu görülmüştür. Yapılan ödeme göz önünde bulundurulduğunda dava 5.000,-TL yönünden konusuz kaldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.2 düzenlemesi gereğince karar düzeltilerek yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
Öte yandan belirsiz alacak davaları davacının alacak tutarını tam ve kesin olarak belirlemesinin kendisinden beklenemeyeceği ya da bunun mümkün olmaması hallerinde açılır. Davacının hırsızlık konusu malların değerini bilemeyeceğine yönelik iddia yerinde değildir. Bu nedenle zamanaşımının dava ile bütün alacak için kesildiği kabul edilemez.
HÜKÜM :
I-Yukarıda (1) sayılı bentte açıklanan nedenlerle, HMK m. 353/1-b,1 gereğince; Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/470 E., 2018/954 K sayılı dava dosyasında verdiği 21.11.2018 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer sebeplere ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE
II-Yukarıda (2) sayılı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK m.353/1-b.2 gereğince Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/470 E., 2018/954 K sayılı dava dosyasında verdiği 21.11.2018 tarihli KARARININ KALDIRILMASINA VE DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE
Buna göre:
“1.-Davanın 5.000,-TL istem yönünden konusuz kalması nedeniyle KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA
2.-Davanın ıslahla artırılan 12.526,07 TL yönünden zamanaşımı nedeniyle REDDİNE
3.-492 sayılı Harçlar Kanunu gereğince, alınması gereken 341,55 TL karar ve ilâm harcının, peşin alınan 29,20 TL ile ıslah harcı olan 213,90 TL toplamı olan 243,10 TL harçtan mahsubu ile kalan 98,45 TL harcın, davalıdan alınarak Hazineye irat kaydına,
4.-Davacı tarafça yapılan; 4,30 TL ilk dava, 165,00 TL tebligat ve posta gideri, 2.000,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 2.169,30 TL yargılama giderinden davanın kabul ve red oranına göre takdiren 618,88 TL’si ile 29,20 TL başvurma, 243,10 TL peşin harç (ıslah dahil) toplamı 891,18 TL’nin davalıdan alınıp, davacıya verilmesine, artan kısmın davacı üzerinde bırakılmasına,
5.-HMK m.333/1 gereğince harcanmayan gider avansının hüküm kesinleştiğinde davacıya iadesine,
6.-Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığını,
7.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davacı yararına hesaplanan 5.000,-TL maktu vekâlet ücretinin davalıdan alınarak, davacıya verilmesine,
8.-Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca, davalı yararına hesaplanan 5.000,-TL maktu vekâlet ücretinin davacıdan alınarak, davalıya verilmesine,
.”
II-Peşin alınan istinaf karar harcının davalıya iadesine
III-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına
14.06.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.362/1-a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 14.06.2023)

Başkan Üye Üye Katip