Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/5 E. 2022/710 K. 27.04.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
….
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 01/10/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili, birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davacılar vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Asıl davada davacılar vekili; 25.06.2016 tarihinde yapılan olağan genel kurulunda usulüne uygun çağrı yapılmadığını, genel kurula katılan bir çok ortağın üye olmadığını, sahte üyelikler düzenlendiğini, karar nisabının bulunmadığını, bunun yanında 6 numaralı kararın özellikle iptalini istediklerini, aidat kararının haksız olduğunu, eşitlik ilkesine aykırı karar alındığını ileri sürerek, genel kurulda alınan tüm kararların yoklukla malul olduğunun tespitini, bu olmadığı takdirde 6 nolu kararın iptalini talep ve dava etmiştir.
Asıl davada davalı vekili; çağrı usulsüzlüğü iddiasının haksız olduğunu,davacı …’ın hangi maddeye itiraz şerhi koyduğunun belli olmadığını, davanın süresinde açılmadığını savunmuştur.
Birleşen 2016/1288 Esas sayılı dosyada davacı vekili; kooperatifin web sitesinden inşaatın yap-sat a dönüştürüldüğünü ve dairenin bulunduğu katlara göre değişik fiyatlar belirlenen dairelerden almak için davacıların sözleşme yaptıklarını, bu sözleşmeleri yaparken birçok müvekkile başka hiçbir ödeme yapmayacakları yolunda güvenceler verildiğini, ancak formalite icabı denilerek kooperatife üye olduklarına ilişkin belgeler imzalattıklarını, kooperatiften daire alan başkaca birçok şahsa ise aynı parayı yatırmalarına rağmen böyle bir belge imzalatılmadığını ve kooperatife üye de yapılmadığını ileri sürerek, 25.06.2016 tarihli genel kurulda alınan tüm kararların yok hükmünde olduğunun tespitini, bu talepleri yerinde görülmediği takdirde kararların iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2016/1288 Esas dosyada davalı vekili; talebin ne olduğunun net olarak açıklanmadığını, yokluk ve iptal talebinin aynı dava dilekçesinde ve aynı gerekçelerle istenmesinin usule aykırı olduğunu, davacıların usulüne uygun muhalefet şerhlerinin bulunmadığını, hangi maddelere ve hangi gerekçelerle muhalefet edildiğinin belirtilmediğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Birleşen 2016/1306 Esas sayılı dosyada davacı vekili; Yönetim Kurulu’nun 10.05.2016 tarih ve 170 sayılı kararıyla müvekkili davacının aidat borcunu ödemediği gerekçesiyle kooperatif üyeliğinden ihraç edildiğini, kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, bu kararın 25.06.2016 tarihli genel kurulda görüşüldüğünü ileri sürerek, ihraca ilişkin yönetim ve genel kurul kararının iptalini talep ve dava etmiştir.
Birleşen 2016/1306 Esas dosyada davalı vekili; davanın kooperatif üyeliğinden çıkarmanın iptali ve genel kurul kararının iptali şeklinde birlikte açıldığını, her iki talebin hukuki gerekçelerinin ve usulünün farklı olduğunu, ayrı ayrı dava açılması gerektiğini, üyelikten çıkarma işleminin usulüne uygun olduğunu savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “… Asıl ve birleşen tüm davalarda dava edilen 25/06/2016 tarihli genel kurul toplantısının, alınan kararların yoklukla malul olduğunun tespiti ya da iptali talepleri yönünden yapılan inceleme ve değerlendirmelere göre, davacıların davalı kooperatifin ortaklarından oldukları, genel kurul toplantı tarihi ve dava tarihlerine binaen davaların yasal 1 aylık süre içinde açıldıkları ( Genel Kurul kararlarının butlanı/ iptali talepleri açısından), kaldı ki yoklukla butlan iddiası ve talebi de bulunduğundan 1 aylık sürenin de aranmayacağı anlaşılmıştır.
Birleşen 2016/1306 esas sayılı dava yönünden davacının üyelikten ihracına dair kararın iptaline ilişkin davanın da, ihraç karar tarihi ve dava tarihine göre yasal 3 aylık süre içinde açıldığı görülmüştür.
Genel kurul toplantı tutanağının içeriği, hazirun cetvelindeki kayıtlı üye sayısı, katılanların sayısı, tebligat belgeleri birlikte incelendiğinde çağrıda usulsüzlük iddialarının yerinde olmadığı anlaşılmıştır. Ayrıca çağrıda usulsüzlük durumu olsa bile bu durum tek başına genel kurul kararlarının sakatlığına yol açmaz ve iptali sonucunu doğurmaz. Sadece bu sebeple genel kurula katılamamış üyeye, katılamadığı genel kurul toplantısı kararları aleyhine iptal davası açabilmesi hakkı verir. Kararların iptali için ayrıca bu kararların yasaya, ana sözleşmeye, objektif iyi niyet ve dürüstlük kurallarına aykırılığının da tespiti ve ispatı gerekir.
Kararların butlanı yani yoklukla malul olduklarının tespitine dair iddia ve talepler bakımından yapılan incelemede, ayrıntılı açıklama ve tespitleri asıl ve ek raporda bilirkişilerce de belirtildiği gibi, 37 üyenin 01/01/2016 tarihli dilekçeleri ile (Dava edilen genel kurul toplantı tarihi olan 25/06/2016 Tarihinden kısa bir süre önce) davalı kooperatife üyelik için başvurdukları belirtilmişse de, 2016 yılı boyunca kooperatife herhangi bir ödeme yapmadıklarının tespit edildiği, dinlenen tanıkların yeminli beyanları da birlikte dikkate alındığında, bu kişilerin gerçek üyelik için başvurmadıkları, sadece yapılacak (yani daha sonra yapılmış ve dava edilen 25/06/2016 tarihli genel kurul toplantısı) genel kurul toplantısında oy kullanmalarının sağlanması amacıyla üyelik başvurusu yaparak üye kaydedildikleri kanaatini oluşturmuştur. Bu nedenle de işbu üyelerin kullandıkları oylar geçerli sayılmamıştır. Dava edilen genel kurul kararlarının alınması için yapılan oylamalarda ağırlıklı olarak 66 ile 69 kabul oyuna karşılık 43 ret oyuyla yani oy çokluğuyla kararların alındığı görülmüştür. Söz konusu geçersiz sayılan oyların sayısı dikkate alındığında ve mahsup edildiğinde genel kurul kararlarının nisap yönünden geçerliliğini doğrudan etkilediği ve bu şekilde açıkça yasaya aykırı şekilde kararların alındığı anlaşılmıştır. Bu nedenlerle de sözkonusu kararların yokluk (Mutlak butlanla batıl sayılma) yaptırımına tabi olduğu kabul edilmiştir. Sonuç olarak işbu 2016/1279 esas sayılı asıl davanın, birleşen mahkememizin 2016/1288 esas sayılı davanın ve birleşen Mahkememizin 2016/1306 esas sayılı davanın ayrı ayrı kabulü ile,dava konusu olan davalı kooperatifin 25/06/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan gündemin 3 , 4, 5, 6 Ve 7 nolu kararlarının yoklukla malul olduklarının tespitine (Butlanına) karar verilmiştir.
Birleşen 2016/1306 esas sayılı davada davacı … hakkında verilmiş 10/05/2016 tarihli ve 170 sayılı ihraç kararının iptali de talep edilmiş olmakla işbu talebi yönünden yapılan incelemede; davalı kooperatif davacı üyesine ihraç kararından önce 31/03/2016 tarihli 1. İhtarnamesini göndermiştir. Bu ihtarda hesaplanan ve istenen borç miktarı belirtilirken 2016 yılı Mart ayına ait 2.000 TL ‘lik borç da dahil edilerek istenmiştir. Oysa ihtarnamenin tarihi Mart 2016 dır. Ana sözleşmenin 14/2 maddesine göre: üyenin parasal yükümlülüklerini 30 gün geciktirmeleri üzerine yönetim kurulunca Noter aracılığıyla yapılacak ihtarı takip eden 10 gün içinde ödemesi istenebilir. Somut 1. İhtar yönünden uygulandığında Mart 2016 ayının 2.000 TL’lik aidat borcu için en erken ancak bu aya ait son ödeme tarihinden itibaren 30 günlük sürenin dolmasından sonraki tarih olan Mayıs 2016 da ihtarname çekilmesi ya da Mart 2016 tarihli 1.ihtarnamede Mart 2016 ayının aidatının toplam istenen borç hesabına katılmaması, eklenmemesi ve istenmemesi gerekirdi. Oysa davalı kooperatif ana sözleşmenin 14/2 maddesinde aykırı şekilde 30 günlük süre henüz dolmadan Mart 2016 aidatını yine 2016 yılı Mart ayında (31/03/2016) tarihli) çektiği ihtarname ile borcu olarak hesaba katmış ve ödemesini istemiştir. Aynı şekilde 2. İhtarnameyi de göndermiş ve daha sonra da dava edilen işbu ihraç kararını almıştır. Davacı davalı kooperatife Kayseri 7. Noterliğinin 26/05/2016 tarihli ve … yevmiye nolu cevabı ihtarnamesini göndermiş ve hakkındaki işbu ihraç kararının genel kurulda görüşülmesini istemiştir.Bu ihtar ve talebi davalı kooperatife ulaşmışsa da ulaştığı tarihten sonra yapılan ilk genel kurul toplantısında bu konu ve talebi gündeme alınıp görüşülmemiş ve herhangi bir karar da alınmamıştır. Bunun üzerine davacı 29/07/2016 tarihli, birleşen 2016/1306 Esas sayılı, işbu ihraç kararının iptali talepli davasını açmıştır. Davacı … hakkında verilmiş 10/05/2016 tarihli ve 170 sayılı ihraç kararına dayanak yapılan 1. Ve 2. ihtarnamelerin yukarıda belirtildiği ve tespit edildiği üzere ana sözleşmenin 14/2 ile Kooperatifler yasasının 27.Maddelerine açıkça aykırı olarak düzenlendiğinden ihraç kararına dayanak olamayacağı bu nedenle de alınan dava konusu ihraç kararının ana sözleşme ile Kooperatifler yasası hükümlerine açıkça aykırı olduğu…” gerekçesiyle asıl ve birleşen davaların ayrı ayrı kabulü ile, 25/06/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3 , 4, 5, 6 ve 7 nolu kararlarının yoklukla malul olduklarının tespitine, 10/05/2016 tarih ve 170 sayılı yönetim kurulu kararının iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Asıl ve birleşen davalarda davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: bu dava için aranan muhalefet şerhi koşulunun yerine getirilmediğini, kararların butlan yaptırımına tabi olmasını gerektirecek koşulların bulunmadığını beyan ederek yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını talep etmiştir.
Birleşen 2016/1288 E sayılı davada davacılar vekili istinaf dilekçesinde özetle: Karar davacıların lehine olsa da, davacıların peşin ve sabit ödemeli üyeler olduğunun kararda belirtilmemiş olmasının usule aykırı olduğunu, zira bu hususta bilirkişilerce mütalaa verildiğini, davanın açılmasındaki ve genel kurul kararlarının iptalinin istenmesindeki asıl etkenlerden birisinin de zaten bu husus olduğunu beyan ederek, yerel mahkemenin vermiş olduğu gerekçeli karardaki eksik hususların giderilerek yeniden karar verilmesini talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine ve özellikle davacıların üyeliklerinin niteliği ile ilgili tespitlerin başka bir dava ve uyuşmazlık konusu olmasına göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca, birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davacılar vekilinin tüm, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer hususlara ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II- Asıl ve birleşen davalar, kooperatif genel kurul ve yönetim kurulu kararlarının iptaline ilişkindir.
Dava konusu edilen 25.06.2016 tarihli genel kurul toplantı tutanağına göre; kayıtlı 185 ortak olduğu, 130 ortağa … vasıtasıyla 53 ortağa ise imza karşılığı elden tebliğ yapılarak çağrı prosedürünün bitirildiği, 88 ortağın asaleten 30 ortağın vekaleten katılımı ile toplantının yapıldığı sabittir.
İlk derece mahkemesince bir kısım ortağın gerçek üyeliklerinin olmadığı ve bu hususun nisapları etkilediği gerekçeleriyle genel kurulda alınan kararların yok hükmünde olduğuna karar verilmiş ise de; toplantıya katılan bir kısım üyelerin hukukunu etkiler şekilde yokluklarında üye olmadıklarına yönelik tespit yapılması hukuka aykırı olup, bu husus ayrı bir dava ve uyuşmazlık konusudur. Bu kapsamda; mahkemenin iptal gerekçesi yerinde bulunmamıştır.
Kararların geçerliliği ile ilgili olarak dosya kapsamında alınan bilirkişi raporu ile tespitler yapılmış olmakla; gündemin 7. gündem maddesi dışındaki maddelerle ilgili hukuka aykırı bir husus bulunmadığı belirtilerek, 7. maddede kesin maliyet belirlenmeden bir kısım üyelerin ödemelerine istinaden üyeliklerinin sonlandırılması kararı alındığı, kararın Kooperatifler Kanunu 23. maddesindeki eşitlik ilkesine ve esas sözleşmenin 61 vd. maddelerine aykırı olduğu zira, sözleşmenin 61 vd. maddelerine göre belirlenmiş bir kesin maliyetin ödenmesi halinde dahi 63.madesinde%10 risk payı ödeyerek ayrılma hali dışında kooperatiften ayrılınamayacağı, üyeliğin tasfiye haline kadar devam edeceği, genel gidere dayalı aidat ödeme yükümlülüğü söz konusu olacağı, aksine alınmış genel kurul kararının emredici hükümlere aykırılık teşkil ettiği isabetli olarak tespit edilmiştir.
Emredici hükümlere aykırı olması nedeniyle dava konusu genel kurulun sadece 7. maddesinin iptali gerektiğinden, Dairemizce, asıl ve birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davalı vekilinin istinaf isteminin kabulü ile HMK’nın 356/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını asıl ve birleşen 2016/1288 E sayılı dosya yönünden düzelterek, davaların kısmen kabulüne, fazlaya ilişkin istemin reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davacılar vekilinin tüm, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin aşağıdaki bent dışındaki diğer hususlara ilişkin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II- Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile HMK m. 353/1,b,2 gereğince, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/1279E., 2018/761K. sayılı dava dosyasında verdiği 01/10/2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE.
Buna göre:
“1-Asıl ve birleşen 2016/1288 esas sayılı davanın kısmen kabulü ile kısmen reddine; Davalı Kooperatifin 25/06/2016 tarihli genel kurul toplantısında alınan gündemin 7 nolu kararının batıl olduğunun tespitine, diğer maddelere ilişkin taleplerin reddine,
2-Birleşen 2016/1306 esas sayılı davanın kabulü ile, davacı (müteveffa) … hakkında davalı kooperatif yönetim kurulunca verilmiş 10/05/2016 tarih ve 170 sayılı ortaklıktan ihracına ilişkin kararın iptaline,
3-Davacılardan peşin olarak alınan karar ve ilam harcı yeterli olduğundan yeniden harç alınmasına yer olmadığına,
4-Asıl ve birleşen davalar yönünden davacı tarafça yapılan 66,30-TL müzekkere gideri, 405,00-TL tebligat gideri, 1.100,00-TL bilirkişi ücreti ve 175,00-TL tanıklık ücreti olmak üzere toplam 1.746,30-TL yargılama giderinin kabul oranına göre takdiren yarısı olan 873,15 TL sinin davalıdan alınarak üç dava bulunması nedeniyle 1 dava yönünden 1/3 hesap edilerek davacılara verilmesine, bakiyenin davacılar üzerinde bırakılmasına,
5-Asıl ve birleşen davalarda davacılar tarafından peşin olarak yatırılmış başvuru ve peşin harçlarının toplamı olan 530,00 TL harcın yarısı 265,00 TL nin davalıdan alınarak üç dava bulunması nedeniyle 1 dava yönünden 1/3 hesap edilerek davacılara verilmesine, bakiyenin davacılar üzerinde bırakılmasına,
Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yapılan 500,00 TL masrafın 250,00 TL sinin ve istinaf aşamasında yatırılan 98,10 TL başvuru harç masrafının asıl ve birleşen 2016/1288 E sayılı dosya davacılarından alınarak davalıya verilmesine, bakiyenin davalı üzerinde bırakılmasına,
6-Asıl davada davacılar lehine 2.180,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
7-Birleşen mahkememizin 2016/1288 esas sayılı davada davacılar lehine 2.180,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacılara verilmesine,
8-Birleşen mahkememizin 2016/1306 esas sayılı davada davacı lehine 2.180,00TL maktu vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
9-Asıl ve birleşen 2016/1288 E sayılı dosyalar için davalı lehine 5.100,00TL maktu vekalet ücretinin davacılardan alınarak davalıya verilmesine,
10-Asıl ve birleşen davalarda taraflarca yatırılan gider avansından kullanılmayan kısmın talepleri halinde ve karar kesinleştiğinde ilgili taraflarına iadesine, “

II-a-Asıl ve birleşen davada davalı tarafından yatırılan istinaf karar harcının iadesine,
b-Harçlar Kanunu gereği alınması gereken 80,70 TL istinaf karar harcından birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davacılar tarafından yatırılan 35,90 TL nin mahsubu ile bakiye 44,80 TL nin birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davacılardan tahsili ile Hazineye irat kaydına,
III- Birleşen 2016/1288 E sayılı dosyada davacılar tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, avansın kullanılmayan kısmının karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
IV-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
27/04/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 27/05/2022