Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/399 E. 2023/1041 K. 07.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/399
KARAR NO : 2023/1041

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 04/12/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2017/742 E.-2018/781 K.
DAVACI :
VEKİLİ : Av. …-(e-tebligat)
DAVALI : … -…
VEKİLİ : Av. …-(e-tebligat)

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili kooperatifin 19.06.2012 tarihinde iflasına karar verildiğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 30 ve 33. maddeleri uyarınca kooperatif ortaklarının iflas etmiş olan kooperatif borçlarından sorumlu olduklarını, davalının ortaklık borcunun tahsili için aleyhine Ankara Batı İcra Müdürlüğü’nün 2017/580 E. sayılı dosyası ile icra takibine başlandığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, takip konusu alacağın %20’sinden az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; müvekkili davacı kooperatife iş yapmış olup, müflisten alacağı bulunduğunu, 09.11.2012 tarihli başvurusu üzerine iflas idaresinin 09.04.2013 tarihli kararı ile alacağının kaydına karar verildiğini, müflis kooperatif tarafından bitirilen bloklardan üyelere daireleri teslim edilmesine karşın müvekkiline dairesinin teslim edilmediğini, genel kurul toplanmadığından icra takibi ile talep edilen aidat bedellerinin neye göre talep edildiğinin bilinmediğini, aylık % 2 gecikme tazminatı oranının fahiş olduğunu, kabul anlamına gelmemek üzere davacının aidat talep etme hakkının zaman aşımına uğradığını savunarak, davanın öncelikle zaman aşımı nedeniyle, aksi halde esastan reddine, %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Her ne kadar davacı vekili tarafından bilirkişi raporuna yönelik itirazda bulunulmuşsa da, bilirkişi tarafından davacı kayıtları ve alınan genel kurul kararları, davalının ortaklığının niteliği ve ödeme belgeleri uyarınca yapılan hesaplama uygun bulunduğundan yeniden inceleme yapılması düşünülmemiştir.
Mahkememizce iddia, savunma, benimsenen 08/10/2018 tarihli bilirkişi raporu ile tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiği; davacı kooperatifte normal ortalığı bulunan davalının, kooperatif genel kurullarında alınan kararlar ve eşitleme kararı uyarınca ödemesi gereken miktarlardan yapmış olduğu ödemelerin mahsubu sonrasında davacı kooperatife 83.525,00 TL borcunun bulunduğu, eşitlemeye dair genel kurul kararının iptal edildiğine ilişkin bir iddia ve delil de bulunmadığı, dolayısıyla bilirkişi raporundaki bu hesaba göre alacak borç değerlendirmesi yapılması gerektiği….
Dava konusu alacağın likit nitelikte olduğu gözetilerek, İİK’nun 67/2 maddesi gereğince davalı borçlunun itirazında haksızlığına karar verilen tutar üzerinden icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 83.525,00 TL yönünden iptaline, takibin devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacağın % 20’si oranında icra inkâr tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; davacı kooperatifin davacı ile aynı konumda olan ve kooperatife borcu olan bazı üyelerine bağımsız bölümleri teslim edildiği halde müvekkilinin dairesinin teslim edilmediğini, icra takibi ile müvekkilinden talep edilen meblağın Kooperatifler Kanununun 23. maddesine aykırılık teşkil ettiğini,
Kooperatifler Kanununun 23. maddesindeki eşitlik ilkesi uyarınca ortağın borcunun güncelleme yapılarak değil, gerçek değeri üzerinden hesaplanması gerektiğini, eşitlemeye ilişkin genel kurul kararının kooperatife ortak kaydı ile ilgili olup, dairelerin maliyet belirlemesine ilişkin olduğunu, şayet bu hesaplama yöntemi esas alınacak ise eşitlemenin müvekkilinin ödeme yaptığı tarihler ve miktarlar gözetilerek bilirkişi eliyle hesaplanması gerektiğini, eşitlik ilkesine aykırı bu kararın müvekkilinin üyelik statüsüne ilişkin kazanılmış haklarını bertaraf eder nitelikte olduğundan yok hükmünde olduğunu,
İcra takibinde, takibin dayanağı hesap tablosundaki 2011 yılı sonu kalan toplam borç başlığı altında yazılan miktarın talep edildiğini, icra takibinin ise 11.01.2017 tarihli olduğunu, gerek icra dosyasına gerekse davaya cevaplarında zaman aşımı def’inde bulunduklarını, İlk derece Mahkemesince TBK’nın 147/4. maddesi uyarınca alacağın 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğundan bahisle zaman aşımı definin reddine karar verildiğini, aidat alacaklarının genel kurullarda kararlaştırılan ödeme süresi sonunda muaccel olacağından zaman aşımının anılan tarihten itibaren işlemeye başlayacağını,
İcra takibinde aylık % 2 gecikme faizi talep edildiğini, İlk derece Mahkemesince takibin devamına karar verildiğini, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 120. maddesi uyarınca faiz oranının yasal faiz oranının yüzde yüz fazlasını aşamayacağını, takipten sonra talep edilebilecek faiz oranı ile ilgili itirazların giderilmediğini,
Mahkemece hüküm altına alınan tutar bilirkişinin alternatif hesaplama yoluna göre belirlediği miktar olup kooperatif tarafından dairelerin maliyet bedelinin 166.000,00 TL olarak belirlenmiş olmasına dayalı olarak yapılan hesaplama ile tespit edildiğini, müvekkilince belirlenebilecek bir miktar olmadığını, buna rağmen İlk derece Mahkemesince müvekkili aleyhine icra inkâr tazminatına hükmedildiğini, müvekkili lehine ise kötü niyet tazminatına hükmedilmediğini,
Belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine ve müvekkili lehine kötü niyet tazminatına karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, aidat alacağının tahsili için başlatılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından;
19.06.2012 tarihinde davacı kooperatifin iflasına karar verildiği,
İkinci alacaklılar toplanmasının 24.05.2013 tarihinde yapıldığı,
Davacı tarafından davalının 2011 yılı sonu itibariyle kalan borcunu 93.395,00 TL. olarak belirleyen “A Blok Üye Borç Miktarları” başlıklı;

2008 sonu Toplam ödemesi
(A)
2009 Eşitleme tablosuna göre daire bedeli (B)
2009 yılı Eşitleme tablosuna göre kalan borcu (C)
2010 Dönemi ödenecek aidat toplamı (D)
2011 Dönemi ödenecek aidat toplamı (E)
Ödenmesi gereken toplam tutar
F=A+C+D+E
2012 sonu toplam ödemesi
(G)
2011 sonu kalan toplam borcu
H=F-G
113.973,00
173.670,00
59.697,00
33.000,00
5.200,00
211.870,00
118.475,00
93.395,00
bu tabloya dayalı olarak 11.01.2017 tarihinde icra takibine başlandığı,
İlk derece Mahkemesince alınan bilirkişi raporunda, davalıdan talep edilen borcun genel kurullarca belirtilen aidat, tapu, mantolama ve şerefiye bedeli olduğu, 2011 yılı için istenen aidat tutarının Ocak 2011-Nisan 2011(Dahil) dönemine ilişkin olduğu tespiti yapılmıştır.
Tapu iptali ve tescile, üyelik tespitine, tahsis hakkına dayalı davalarda olduğu üzere üyelik sıfatının devamına ve üyeliğe sıkı sıkıya bağlı talepler ile ilgili olan, diğer anlatımla üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgisi bulunmayan uyuşmazlıklarda üyelik devam ettiği sürece zamanaşımı süresi işlemez. Somut olayda ise talep üyenin parasal yükümlülükleri ile ilgili olup, TBK’nın 147/4. maddesi uyarınca beş yıllık zaman aşımı süresine tâbidir.
İflasın açıldığı zaman görülmekte olan (Derdest) olan davalarla ilgili olan, İİK’nın 194/2. maddesindeki “Dava durduğu müddetçe zamanaşımı ve hakkı düşüren müddetler işlemez.” hükmünün görülmekte olan (derdest) bir dava bulunmadığından somut olayda uygulama yeri bulunmamaktadır.
Buna göre İlk derece Mahkemesince, takip hukukundan doğan iş bu itirazın iptali davasının icra takibi ile sıkı sıkıya bağlı olduğu gözetilerek, takip konusu alacağın tamamının zaman aşımına uğradığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken, 08.05.2018 tarihli duruşmanın 2 nolu bendinde, TBK’nın 147/4 maddesi gereği zaman aşımı süresi beş yıl olduğundan davalı yanın zaman aşımına yönelik itirazının reddine karar verilmesi ve uyuşmazlığın esasının incelenmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, davacının icra takibinde haksız olduğu sabit ise de kötüniyetli olduğu anlaşılamadığından İİK’nın 67/2. maddesi uyarınca, davalının kötüniyet tazminatının reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK.’nın 353/(1)-b.2 maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesinin 04.12.2018 tarih ve 2017/742 E., 2018/781 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın zaman aşımı nedeniyle reddine, davalının kötüniyet tazminatı talebinin reddine,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL.’nin peşin alınan 1.127,98 TL’den mahsubuyla kalan 948,08 TL.’nin davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜt uyarınca 14.943,20 TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafça yatırılan 121.30 TL. istinaf yoluna başvurma harcının davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,”
II-Davalı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
III-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
07.06.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 07/06/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza