Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/394 E. 2022/2013 K. 14.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/394
KARAR NO : 2022/2013

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 11/10/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2013/279E., 2018/805K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının … bünyesinde çalışan bir şirket olduğunu yine aynı holding bünyesinde çalışan ….şirketi ile müvekkili arasında 26/01/2011 tarihli … satış & bakım sözleşmesinin imzalandığını, davalı şirketin de 10/08/2011 tarihinde eğitim verilmesi hakkında müvekkilinden talepte bulunduğunu, bunun üzerine eğitimlerin verildiğini, … Bilgi İşlem müdürü tarafından gönderilen e-maillerde projenin sürdürülmesi konusunda bazı sorunların yaşandığını, yapılan masrafların davalı şirkete fatura edilmesi gerektiğinin bildirildiğini, yapılan işlere dair 28.517,56 TL bedelli fatura keşide ettiğini, davalının faturayı kabul ettiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile takibin devamını ve %40’dan aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; mahkemenin yetkisiz olduğunu, davanın zamanaşımına uğradığını, taraflar arasında akdi ve cari hesap ilişkisi bulunmadığını, düzenlenen faturanın yok hükmünde olduğunu, iade eldiğini savunarak, davanın reddi ile kötüniyet tazminatına hükmedilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “… davacı taraf ile dava dışı … …. AŞ arasında 30/12/2010 tarihinde … lisans sözleşmesi imzalandığı, … Şirketi ile davalı şirketin aynı holding olan … bünyesinde yer almaları nedeniyle dosyada mevcut e-postalar kapsamına göre davalı şirketin talebi üzerine test serverına kurulan … için eğitim programı planlamasının yapılarak 06/09/2011 ve 07/09/2011 tarihlerinde eğitim planlamalarının yapıldığı, e-posta mesajları kapsamına göre … için server kurulumunun yapıldığı ve eğitim programları hakkında yazışmaların sürdürüldüğü bu mesajlaşmalarda davalı şirket adına … yazılım geliştirme uzmanı bilgi işlem merkez departmanı çalışanı olmakla birlikte kendisinin davalı şirket yönetimi adına hareket ettiğini beyan ederek tüm süreci organize ettiği mesajlardan anlaşılan …’ın davacıya ait … yazılımı için görüşme talep ettiği ve bu görüşmenin davacı tarafından kabul edilmesi üzerine ilk görüşmelerin 06-07/09/2011 tarihlerinde tanıtım amaçlı yapıldığı, taraflar arasında dosyada mevcut yazılı bir sözleşme bulunmamakla birlikte sözleşme öncesi hazırlık olarak değerlendirilen bir aydan fazla süren ve eğitim çalışmaları yanı sıra öncelikle geçici ardından daimi server kurulumunu gerektiren bir ilişki bulunduğu, incelenen ticaret sicil kayıtlarına göre 2012 yılında davalı şirketin … isimli bir ortağının bulunup dosyadaki mail adreslerinde bu isminde muhatap olarak yer aldığı, mevcut mail ve yazışmalar kapsamı ile imzalı servis formları kapsamına göre eğitim çalışmalarının yapılarak kurulması muhtemel bir sözleşmeye yönelik hazırlık hizmeti verildiği, davacının bu hizmet yönünden bir emek ve mesai harcadığının açık olup, bu bedeli TMK 2.maddesi çerçevesinde davalı taraftan talep etmesinin hakkaniyete uygun olacağı, tanıtım günleri olan 06-07/09/2011 tarihleri yönünden istenilen ücretin talep edilmesinin uygun olmayacağı, bu günler yönünden hesaplanan bedelin alacak tutarından indirilmesi gerektiği anlaşılmakla son bilirkişi raporu doğrultusunda davanın kısmen kabulüne…” 26.347,06 TL yönünden itirazın iptaline karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: 24/11/2016 tarihli 6758 Sayılı Kanunun 19. Maddesinin 6. Fıkrasında “Kayyımlık görevi , Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu tarafından yürütülen şirketler, açtıkları davalarda harçtan muaftır.” hükmünün yer aldığını, madde hükmü gereği müvekkili şirketin harçtan muaf olup bu hususun yargılamada dikkate alınmasını talep etmelerine rağmen müvekkili şirket aleyhine harca hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davanın aktif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, davacı yanca dosyaya sunulan servis formlarında … A.Ş.’ye ait amblemin kullanıldığı ve dosyaya sunulan e-mail yazışmalarında “….com” ifadesinin bulunduğunun görüldüğünü, alacağı ve belge içeriklerini kabul etmemekle birlikte …’nın alacağını dayandırdığı belgelerde ayrı bir tüzel kişilik olan … A.Ş.’nin isim ve ambleminin kullanıldığı dikkate alındığında …’nın huzurdaki davayı açmada aktif husumet ehliyetinin bulunmadığını, alacak ve belge içeriklerini kabul edilmemekle birlikte davanın ayrı bir tüzel kişiliği bulunan … A.Ş. tarafından açılması gerektiği yolundaki itirazlarının yerel mahkemece dikkate alınmadan karar verildiğini, ayrıca yazışmaların yapıldığı …..com.tr adlı e-posta hesabının kime ait olduğunun araştırılmasının taraflarınca talep edildiğini ancak bu hususun araştırılmadığını, davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddinin gerektiğini, adı geçen dava dışı …’ın müvekkili şirketin yetkilisi olmadığını, başka bir ifade ile …’ın müvekkili şirket adına karar verme, taahhütte bulunma, sözleşme yapma, düzenleme, imzalama, borç altına girme yetkisinin bulunmadığını, dolayısıyla …’ın görüşmeleri sonucu müvekkili şirketin borçlandırılması veya sorumluluk altına girmesinin mümkün olmadığını, müvekkili şirket lehine herhangi bir işlem yapılmadığı açıkça anlaşılan servis formlarının müvekkili şirket aleyhine delil olarak kullanılmasının, müvekkil şirketin söz konusu formlarda yer alan ve davacı yanca tek taraflı belirlenen hizmet tutarları ile borçlandırılmasının kabulü mümkün olmadığı gibi işbu davanın müvekkili şirkete yöneltilmiş olmasının da hatalı olduğunu, davacı ile müvekkil şirket arasında akdedilmiş bir sözleşmenin bulunmadığını, ayrıca borcu ve sorumluluğu kabulü anlamına gelmemekle birlikte; müvekkili şirketle yapıldığı ileri sürülen görüşmelerin hiçbir aşamasında yapılan tanıtım ve eğitimler için ücret talep edileceği veya ücret talebi olması halinde talep edilecek ücretin tutarının bildirilmediğini, bu konuda karşılıklı hiçbir anlaşmanın da olmadığını, müvekkili aleyhine düzenlenen faturanın hangi birim fiyatın esas alınarak düzenlendiğinin dahi belli olmadığını, dosya içerisinde bulunan raporlar arasında açık çelişki bulunduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, tacirler arası hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için faturaya dayalı olarak başlatılan icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına; ve özellikle TBK m. 83 hükmüne göre, borcun, bizzat borçlu tarafından ifa edilmesinde alacaklının menfaati bulunmadıkça borçlu, borcunu şahsen ifa etmekle yükümlü olmadığından, hizmetin bizzat davacı şahıs firması tarafından yerine getirilip getirilmediğinin sonuca etkili bulunmamasına göre, davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 9. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/279E., 2018/805K. sayılı dava dosyasında verdiği 11/10/2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 1.799,77 TL nispi istinaf karar harcından peşin olarak alınan 449,04 TL’nin mahsubu ile kalan 1.350,73‬ TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
14/12/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15/12/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır