Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/392 E. 2023/833 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/392
KARAR NO : 2023/833
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç.Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 24/10/2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/11 E.-2018/848 K.
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Taraf vekillerince, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkili ile davalı arasında hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davalı şirketin bazı yasal sorumluluklardan kurtulmak amacıyla müvekkiline bazı çalışanlarını müvekkilinin çalışanıymış gibi göstermeyi ve bu kişilerin ücret ve SGK primlerinin yine davalı şirket tarafından ödenmesini teklif ettiğini, müvekkilinin de ticari menfaatlerinin zarar görmesinden çekinerek ve anlaşmanın feshi korkusu ile bu teklifi kabul etmek zorunda kaldığını, müvekkilinin davalı şirketle yapmış olduğu anlaşmaya güvenerek davalı şirketin çalışanlarından olup müvekkili yanında sigortalı olarak görünen…’ın İş Mahkemesi kararından kaynaklanan alacağını, yapılan icra takibinde vekiline ödediğini, daha önceleri de yapmış olduğu üzere davalı şirketten bu ödemeyi istediğini, davalının bu ödemeyi yapmaması üzerine aleyhine icra takibi başlatıldığını, davalının itirazı üzerine icra takibinin durduğunu, İş Mahkemesine sunulan bilirkişi raporunda da temizlik işiyle ilgisi olmayan 2. el araç satış uzmanı dava dışı…’ın işvereninin davalı şirket olduğunun tespit edildiğini ileri sürerek, davalının itirazının iptaline, %20’den az olmamak üzere icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davanın zaman aşımına uğradığını, iş bu dava öncesi davacının müvekkiline herhangi bir ihbarda veya bildirimde bulunmadığını, kendi bünyesinde çalışan işçisi için müvekkilinden ödeme talebinde bulunulmasının mümkün olmadığını, İş Mahkemesi kararında davacının işçilerine karşı hak ve alacaklar yönünden 4857 sayılı yasanın 2-VI bendi gereğince bizzat sorumlu olacağının karar bağlandığını, kesin hükmün herkesi bağlayacağını, diğer yandan işçi tarafından açılan davada yapılan hukuki değerlendirmeler ile müvekkili ile davacı arasındaki hukuki ilişki için yapılacak hukuki değerlendirmelerin farklı olacağını, müvekkili ile davacı arasındaki sözleşmeler ile davacının müvekkili için personel temin borcunu üstlendiğini, sözleşmenin 2. ve 6. maddeleri gereğince davacının çalıştıracağı elemanlarının SSK primleri, vergi iadeleri, İş Kanunu, SSK Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu, Vergi Kanunu ve sair mevzuattan doğan hukuki mali ve cezai yükümlülüklerinden sorumlu olduğunu, basiretli bir tacir olan davacının korku içinde veya çekinerek sözleşme imzaladığı iddiasının kabul edilemeyeceğini savunarak, davanın öncelikle zaman aşımı, kesin hüküm nedeniyle, aksi halde esastan reddine, %20’den az olmamak üzere tazminata karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…somut olayda mahkememizce benimsenen ve hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda, dava dışı işçi…’ın 13/03/2003-18/10/2007 tarihleri arasında davacının iş yerine kayıtlı olarak çalıştığı, taraflar arasında aktedilen 2006 yılına ait sözleşmenin 6. maddesinde sorumluluğun davacıya at olduğunun kararlaştırıldığı, diğer dönemlere ilişkin olarak benzer mahiyette sözleşmeler bulunmadığı, adı geçen sözleşmede 01/05/2006 sonrasında davacının sorumluluğu düzenlendiğinden önceki dönem olan 2 yıl, 8 ay, 23 günlük süredeki borçtan aksine sözleşme olmamakla tarafların yarı yarıya sorumlu olacağı, buna göre davalının 6.280,23 TL asıl alacak ve 4,64 TL faiz olmak üzere toplam 6.284,87 TL.den sorumlu olduğu hesap edilmiş ve açıklanmıştır.
Toplanan tüm deliller, dosya kapsamı, dosya kapsamına uygun düzenlenen bilirkişi kurulu raporu ve itiraz üzerine alınan ek rapor içerikleri, tanık anlatımları da dikkate alındığında, davacının davalı şirket ile yaptığı anlaşma sonucu dava dışı…’ın davacının çalışanı olmasına rağmen davalı … A.Ş.’ nin 2. el araç satış uzmanı olarak çalıştırıldığı, dava dışı… tarafından … A.Ş.’ de çalışmasına rağmen, davacının çalışanı olarak Kayseri 2. İş Mahkemesi’nin 2007/912 Esas 2010/21 Karar sayılı dosyasında da davacı olarak…’ n … ve SGK Başkanlığı aleyhine dava açtığı ve açtığı bu davanın davalısı … yönünden kabulüne karar verildiği, bu kararda hüküm altına alınan bedelin Kayseri 7. İcra Müdürlüğü’nün 2010/8454 Esas sayılı dosyasında tahsil edildiği, davacının bu icra takibi sonucu ödediği bedelin, bu şahsın davalı yedinde çalıştığından bahisle bu kişiden rücuen tahsili istemi ile takip yaptığı, gelen tüm kayıt ve belgeler, İş Mahkemesi dosyası ve icra dosyası içeriklerine göre, davacı asıl işveren, alt işverenin işçilerine karşı o işyeriyle ilgili olarak İş Kanunu’ndan kaynaklanan yükümlülükler nedeniyle, alt işverenle birlikte müteselsilen sorumlu oldukları, müteselsil borçlulardan her birinin alacaklıya yapılan ifadan birbirlerine karşı genel olarak eşit paylarla sorumlu oldukları, davacının dava dışı işçi…’ın hak ettiği bedelleri ödemekle, bu bedelleri, davalı şirketten rücuen tahsil etmekte haklı olduğu” gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, davalının itirazının 6.280,23 TL asıl alacak ve 4,64 TL işlemiş faiz olmak üzere toplam 6.284,87 TL üzerinden iptaline, itirazın iptaline karar verilen alacağın %20’si oranında icra inkâr tazminatına, asıl alacağa takip tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine, fazlaya ilişkin istemin ve koşulları bulunmadığından davalının kötü niyet tazminatı isteminin reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesi kararının gerekçesinde müteselsil sorumluluktan söz edildiğini, ancak dava dilekçesi ve diğer dilekçelerinde izah ettikleri gibi müteselsil sorumluluk durumunun söz konusu olmadığını, … isimli kişinin davalı çalışanı olduğunun dosya kapsamındaki tüm belge ve dökümanlarla sabit olduğunu, hal böyle iken alt iş veren üst işveren ilişkisinden bahsedilemeyeceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde; … tarafından davacıya karşı İş Mahkemesinde açılan davada, müvekkiline hiç bir bildirimde bulunulmadığını, davanın ihbar edilmediğini, İş Mahkemesi karar tarihinden 4 yıl gibi uzunca bir süre geçtikten sonra davacı tarafından müvekkili aleyhine takip ve dava yoluna gidilmesinin iyiniyetli olmadığını, geç ödemeye müvekkili sebebiyet vermediğinden davacının işçiye ödediği faiz miktarından sorumlu tutulmaması gerektiğini, … isimli kişinin sigorta giriş bildirgesi, sigorta belgeleri ve bordroları incelendiğinde bu kişinin … firmasının çalışanı olduğu, 2003 yılı ve sonrası kayıtlardan işçinin prim ödemelerinin ve maaşının tamamen davacı tarafından ödendiğinin görüleceğini, müvekkilinin 2003-2006 yılları arasında da diğer dönemlerdeki gibi davacı ile sözleşme yaptığını ve davacı şirketten hizmet satın aldığını, davacının ödediği bedelden dolayı müvekkiline rücu edemeyeceğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesini istemiştir.

DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
I-Dava, dava dışı işçiye ödenen işçilik alacaklarının, aralarında hizmet alım sözleşmesi bulunan davalının işçisi olduğu iddiasıyla rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
II-Davalı vekilinin istinaf itirazlarına gelince;
Dosya kapsamından;
Taraflar arasındaki 31.05.2006-01.06.2007 tarihleri arasında geçerli olacağı kararlaştırılan Hizmet Sözleşmesinin; 1. maddesine göre, davacının sözleşme ile Ek 1 listesinde belirtilen işleri üstlenmeyi ve üstlendiği sözleşme konusu işleri yerine getirmeyi, davalı şirkette Ek 2 listesinde belirtilen adette eleman görevlendirmeyi üstlendiği, Ek 1’de Sözleşmeli Personelin Ek 2 listesinde isim ve hizmet şekli belirtilen tüm elemanları kapsayacağının belirtildiği, “Görevler” başlıklı bölümde (a) bendinde “Sözleşmeli Personeller, … A.Ş. tarafından imzalatılacak olan yıllık hedefler, görev tarifi, şirket genel prensipleri, disiplin kaideleri, hizmet ve ek hizmet sözleşme hükümlerine uygun olarak hareket edeceklerdir.” düzenlemesinin bulunduğu, Ek 2 Sözleşmeli Personel ve Hizmet Bedeli Listesinde isimleri sayılan 36 kişi arasında dava dışı…’a 8. sırada, 2. El Satış Destek Elemanı sıfatıyla yer verildiği,
Sözleşmenin 6. maddesinde, davacı “FİRMA tarafından … A.Ş.’de çalıştırılacak elemanların ücretleri, Sosyal Sigorta Primleri, Vergi İadesi ve diğer kanuni mükellefiyetleri FİRMA tarafından karşılanacaktır. Ayrıca İş Kanunu, SSK Kanunu, İşsizlik Sigortası Kanunu, Vergi Kanunları ve sair mevzuattan doğan hukuki, mali ve cezai yükümlülüklerin yerine getirilmesinde bütün sorumluluk FİRMA’ya aittir.” hükmünün kabul edildiği,
Davalı tarafından, taraflar arasındaki dava dışı…’ın çalışma sürelerini içine alacak şekilde, 05.08.2003 tarihinden sonraki birer yıllık dönemlere ait, 6. madde hükümlerinin aynı şekilde kabul edildiği hizmet alım sözleşmelerinin sunulduğu,
Anlaşılmıştır.
Bilirkişi kurulunca, SGK Hizmet Dökümü Cetvellerine göre dava dışı işçi…’ın 13.03.2003-31.07.2003 tarihleri arasında davalıya ait SGK işyeri numaralı dosyada çalıştığı, 07.08.2003-18.10.2007 tarihleri arasında davacının SGK işyeri numaralı dosyada çalıştığı, sözleşmede 01.05.2006 sonrasında davacının sorumluluğu belirlenmekle, önceki dönem olan 2 yıl 8 ay 23 günlük (983 günlük) süredeki borçtan aksine sözleşme olmamakla tarafların yarı yarıya sorumlu olacağı görüşüyle, davacı tarafından dava dışı işçi vekiline ödenen 19.307,10 TL.’nin 6.280,23 TL.’sinden davalının sorumlu olacağı hesaplanmıştır.
Taraflar arasında 05.08.2003 tarihinden sonraki dönemlere ilişkin hizmet alım sözleşmeleri bulunduğu, sözleşmelerin 6. maddesinde, ekli listede isimleri bulunan çalışanların işçilik alacaklarından davacının sorumlu olduğuna ilişkin hükümlerin kabul edildiği, dava dışı işçi…’ın isminin de bu listelerde yer aldığı, tacir olan davacının imzaladığı sözleşme hükümleri ile bağlı olduğu, tarafların dava dışı işçi yönünden sorumluluklarının tartışıldığı İş Mahkemesi kararlarındaki gerekçelerin iş bu dava yönünden bağlayıcı olmadığı, tarafların sorumluluklarının aralarındaki hizmet alım sözleşmesi hükümlerine göre belirlenmesi gerektiği ve davacının sözleşme hükümlerine göre dava dışı işçi…’a ödediği işçilik alacaklarını davalıya rücu edemeyeceği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek davanın reddine dair yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
I-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle; HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
II-Yukarıda (II) nolu bentte açıklanan nedenlerle; davalı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 24.10.2018 tarih ve 2016/11E., 2018/848 K. sayılı kararını DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. karar ve ilam harcının peşin alınan 233,36 TL.’den düşümü ile kalan 53,46 TL.’nin davacıya iadesine,
3-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT uyarınca 9.200,00 TL. maktu vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
5-Davalı tarafından yapılan 98,10 TL. istinaf yoluna başvurma harcı, 32,00 TL tebligat gideri, 250,00 TL bilirkişi ücreti olmak üzere toplam 380,10 TL. yargılama giderinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
6-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak iadesine,”
III-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 135,50 TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
IV-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
V-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
10.05.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 107.090,00 TL.(238.730,00) kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza