Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/390 E. 2021/542 K. 31.03.2021 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
….

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN VEKİLİ : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 29.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : …
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, müvekkili nezdinde sigortalanan …. yer alan……04.2017 tarihinde su baskını yaşandığını, ikaz sisteminin çalışmaması nedeniyle baskının önlenemediğini, sigortalı iş yerlerinde ağır hasarlar meydana geldiğini, davalı şirketin güvenlik cihazlarının montajını kendisinin yaptığını ve su baskını erken uyarı sisteminin arızalı olması nedeniyle meydana gelen hasardan davalı şirketin sorumlu olduğunu, bağımsız ekspertiz kuruluşları tarafından hasara dair rapor tanzim edildiğini, sigortalının uğramış olduğu hasar bedelinin söz konusu raporlarda 54.034,50 TL olarak tespit edildiğini ve bu miktarın 20.07.2017 tarihinde müvekkili şirketçe ödendiğini, olayda alarm sistemi ve su algılama ikaz sensörlerinin arızalı olması ve arızanın davalı şirkete yapılan ihbarlara rağmen giderilmemesi nedeniyle hasardan davalı şirketin sorumlu olduğunu, sözleşme hükümleri gereğince davalı şirket çalışanlarının arıza ihbarlarına 48 saat içinde müdahale etmeleri gerekirken etmediklerini, erken uyarı sistemi devreye girseydi olayın meydana gelmeyeceğini, sözleşmeye aykırı davranan borçlunun, alacaklının zararını karşılamakla sorumlu olduğunu ileri sürerek, davanın kabulü ile fazlaya ve munzam zarara dair dava ve talep haklarının saklı kalması kaydıyla şimdilik 54.034,50 TL’lik rücuen sigorta tazminatı alacağının, davalıdan alınıp temerrüt tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davaya konu sistemin izleme hizmetini yerine getiremeyecek bir aksaklık çıktığında da alarm izeme merkezlerine uyarı vermekte olduğunu, bu sayede yine müşteriye ulaşarak bilgi verilerek talep edilmesi halinde kolluk kuvvetleri yönlendirmesinin yapıldığını, müvekkili şirketin sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirdiğini, iddia edilen hasar olayına ilişkin herhangi bir kusurunun bulunmadığını, sisteme gelen uyarılar üzerine müvekkili şirketin müşteriyi bilgilendirdiğini, müşterinin ise desteğe gerek yok dediğini, söz konusu arızanın voltaj değişikliği sebebiyle olduğunu, sözleşmede elektrik kesilmesi, voltaj değişiklikleri gibi harici şartların etkisi veya kullanma kılavuzuna aykırı olarak kullanılması sonucunda arıza meydana gelmesi durumunda bu arızaların garanti kapsamına dahil olmayacağını, sigortalının üstüne düşen yükümlülükleri yerine getirmeyerek kusurlu olduğunu, rücu hakkının zarara sebep olan kimseye karşı kullanabileceği, dolayısıyla müvekkili şirkete karşı kullanılamayacağını, aktüeryal hesaplama yapılmaksızın çıkarılan tazminat miktarının usule aykırı olduğunu, doğabilecek zararların rücu edilmesi ihtimaline binaen davanın … A.Ş.ye ihbar edilmesi gerektiğini savunarak, itirazlarının kabulü ile davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesi’nce “… davacı nezdinde sigortalanan dava dışı …. Bölgesinde yer alan … pompa istasyonunda 10.04.2017 tarihinde su baskını yaşandığı, davalı ile dava dışı …. arasında …. Sözleşmesinin imzalandığı, su baskınının yaşandığı anda pompa odasını zemin tahliye betonunda kurulu olan su algılayıcılarının su baskınını su henüz zemine yayıldığı anda algılaması, tespit etmesi ve sistemde bir alarm durumu oluşturmasının gerektiği, fakat kurulumu ve işletilmesi davalı firmanın sorumluluğunda olan alarm ikaz sisteminin bir parçası olan su baskını erken uyarı sisteminin 10.04.2017 tarihinde meydana gelen su baskınının ilk başlangıcında devreye girmediği ve oluşan su baskınını davaya konu hasara sebebiyet verdiği, davalının dava dışı …. arasında yaptığı sözleşmenin 8. Maddesine göre arızaya 48 saat içerisinde müdahale etmesinin gerektiği, davalı tarafça 07.04.2017 tarihinde sistemin arızalı olduğuna dair kayıt açıldığı, buna göre 09.04.2017 gününe kadar arızaya müdahale etmesi gerekirken etmeyerek sorunu gidermediği, bu nedenle de 10.04.2017 tarihinde sistemin kurulu olduğu yerde su baskınının meydana geldiği, alınan bilirkişi raporundan da anlaşılacağı üzere sistem çalışır durumda olsaydı, su baskını anında henüz taşan su zemine yeni yayılırken zeminde bulunan su sensörlerini zemindeki suyu algılayarak alarm durumu oluşturulacağı bunun üzerine de…. görevlileri tarafından derhal pompalar durdurularak su baskının önleneceği ve dava konunu hasarın meydana gelmeyeceği, bu nedenle hasarın meydana gelmesinde davalı firmanın asli ve tek kusurlu olduğu, yine alınan bilirkişi raporuna göre, sigortalı iş yerinde meydana gelen hasar miktarının 54.034,50 TL olduğu, davacının bu miktarı dava dışı sigortalısına ödediği, davacının bu miktarı kusurlu olan davalı firmadan ödeme tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte talep edebileceği, fakat davacının temerrüt tarihinden itibaren faiz talebinde bulunduğu anlaşılmakla, taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne…” şeklinde hüküm kurulmuştur.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle: meydana gelen ve sigortalı yetkililerine bildirilen arızaya ilişkin kaydın 06:24’de müvekkilince açıldığını, dava dışı sigortalı abone ile görüşülüp teknik servis müdahalesi ile arıza giderimi için 13.04.2017 saat 15:00 için randevu planlaması yapılarak müşteri onayı alındığını, 10.04.2017 tarihinde 10:50 saatlerinde sigortalının müvekkilini arayarak lokasyonda su baskını olduğunu ilettiğini ve ekibin daha erken gelmesini talep ettiğini, mahkemenin müvekkilini %100 kusurlu kabul etmesinin doğru olmadığını, sigortalının müvekkilinin bildirimi üzerine iş yerine gidip gerekli kontrolleri yapmadığı için kusurlu olduğunu, sigortalının iş yeri sahibi olarak kendisinden beklenen özeni göstermediğini bildirerek, yerel mahkeme kararının müvekkili lehine kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, iş yeri paket sigorta poliçesine dayalı rücuen tazminat istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre; davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1- HMK’nın 353/1.b.1. maddesi gereğince, Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin ….. sayılı dava dosyasında verdiği 29.11.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.691,10-TL istinaf karar harcından peşin olarak alınan 1.648,00-TL’nin düşümü ile kalan 2.043,10-TL’nin davalıdan alınarak Hazineye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
31.03.2021 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya yetmiş sekiz bin altı yüz otuz (78.630,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

Başkan Vekili…. Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır