Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.
T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
ESAS NO : 2019/389
KARAR NO : 2023/1072
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I
BAŞKAN :
ÜYE :
ÜYE :
KATİP :
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 02.11.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/567 E., 2018/809 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili davalının 09.10.1999 tarihinden bu yana kooperatif ortağı olduğunu, ortağın sağlık sorunları nedeni ile kendisine vasi atandığını, dilekçede davalı olarak belirtilen kişinin ortağın eşi ve vasisi olduğunu, davalının kooperatife olan aidat, imalat, genel gider farkı ve şerefiye farkından kaynaklanan alacaklarının Ankara 29. İcra Dairesinin 2015/2342 sayılı dosyası ile icra takibine konu edildiğini, borçlu vasisinin önce takibe taraf olmayacağı gerekçesiyle itiraz ettiğini, vasi adına düzenlenen ödeme emrine ise yasal süresi içinde hiçbir borcunun olmadığı gerekçesiyle itiraz ettiğini, davalının kooperatif toplantılarına katıldığını ancak hiçbir sorumluluk almadığını, her alınan karara muhalif olduğunu, borçlarını da ödemediğinden kooperatifin tasfiye sürecini engellediğini, hiçbir borçlarının olmadığı yönündeki beyanların kötü niyetli olduğunu ileri sürerek itirazın iptaline, en az yüzde yirmi oranında icra inkar tazminatına hükmediimesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili dava dilekçesinde ileri sürülen hususların yasal dayanaktan yoksun olduğunu, müvekkilinin aidatlarını düzenli olarak düzenli ödemekteyken hayati önem taşıyan hastalığı nedeni kooperatife ödemesi gereken kalemleri belirli bir dönem ödeyemediğini, buna rağmen kooperatifçe icra takibi yapılmadan önce 14.02.2014 tarihinde 1.000,-TL ve yine biriken borcuna karşılık …’ın alacaklı olduğu … tarafından davacı kooperatifin borçlu olduğunu gösterir senedi …’a ciro edilerek verildiğini, 20.06.2014 tarihli 49.136,50 TL’lik ve 25.06.2014 tarihli 5.863,50 TL’lik olmak üzere toplam 55.000,-TL tutarında senetlerin kooperatife verildiğini, bu senetlerin alındığına ilişkin kooperatif tarafından 05.05.2014 gün ve 50 numaralı tahsilat makbuzu düzenlendiğini, 08.08.2014 tarihinde 250,-TL, 13.10.2014 tarihinde … numaralı makbuzla 500,-TL ve 21.09.2015 tarihinde 116 numaralı makbuzla 905,-TL olmak üzere toplam 57.555,-TL’nin kooperatife ödendiğini, bu durumda kooperatifin 57.969,65 TL faizli alacak iddiası karşısında 57.555,00 TL ödenmesi ile icra takibinden yıllar önce ödendiğinden kooperatifin alacağı görünen tutarda faiz de dahil edildiğinden hukuken ödenmiş bedele faiz uygulanmasına yasal olanak bulunmadığını, kooperatifin alacağının içerisindeki işletilen faizlerin çıkartılması ile davalı …’tan kooperatifin hakkı olmayan fazla tutarı tahsil ettiğini, bu itibarla da davacıya bir borcunun bulunmadığını, bu nedenle davanın reddine kötü niyete dayalı dava sebebi ile asgari yüzde yirmi oranında tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…eldeki dava kooperatif üyeliğinde ödenmeyen aidat ve diğer giderlerin tahsiline yönelik girişilen icra takibine itirazın iptali taleplidir. 1163 sayılı Kooperatifler Kanunun 1. Maddesi uyarınca kooperatifler karşılıklı yardımlaşma dayanışma kuruluşu olup kooperatifin; ortaklarının belli ekonomik menfaatlerine koymak zorunda olduğu ve yine aynı yasanın 23. Maddesi uyarınca ortaklığın hak ve vecibelerinde eşit durumda oldukları hükme bağlanmıştır. Bu hüküm uyarınca tüm kooperatif ortakları kooperatifin amacının gerçekleşmesi için gereken aidat ve genel gider paylarını ödemek zorundadırlar. Kooperatifler kanunun 42/5 maddesi uyarınca; kanun ve ana sözleşme ile genel kurula tanınmış olan konular hakkında karar vermek olarak belirtilen şekilde genel kurulun devir ve terk edemeyeceği yetkilerin tahdidi olmadığı anlaşılmaktadır. Eldeki davada kooperatif ana sözleşmesinin 23/6 maddesine göre; ortaklardan tahsil edilecek taksit miktar ve ödeme şartları ile gecikme halinde uygulanacak esasların tespiti gibi hususlar genel kurulun devir edemeyeceği yetkiler arasında sayılmıştır. Buna göre alınan genel kurul kararlarına itiraz edilmediği ve iptal yoluna gidilmediği sürece tüm ortakların uyma yükümlüğü bulunmakta olup kooperatif ortağı olan davalının da alınan genel kurul kararları gereği aidat bedellerini, gecikme cezalarını ödeme yükümlüğü vardır. İncelenen kooperatif kayıtları, bu hususta alınan uzman bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; kooperatif ortağı olan davalının kooperatif genel kurullarında alınan ve itiraza uğramayıp kesinleşen kararlar doğrultusunda aidat, genel gider, şerefiye ve bunun gibi giderleri ödemekle yükümlü olduğu, incelenen icra dosyası ve hükme esas alınan bilirkişi raporu doğrultusunda icra takip tarihi olan 28/01/2015 tarihi itibariyle davalının toplam 41.456,00 TL asıl alacak, 3.984,30 TL gecikme cezası olmak üzere toplam 45.440,30 TL’lik meblağda davacı tarafa borçlu bulunduğu anlaşılmakla davanın kısmen kabulüne karar vermek gerekmiştir. Bununla birlikte icra takibinde itirazında haksız bulunan davalı aleyhine icra inkar tazminatına…” şeklinde karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Müteveffa davalının kooperatife olan borçlarından dolayı borcu itfa amacıyla cevap dilekçesinde listelenen ödemeleri yaptığını ve birtakım senetleri ciro ettiğini, 49.136,50 TL’lik senedin kooperatif yönetimince kooperatifin borçlu olduğu …’a ciro edildiğini, sözü geçen senedin halen … elinde bulunduğunu,
– Müteveffanın 15 yıl boyunca ALS isimli hastalıkla mücadele ettiğini, bu esnada borçlarıyla ilgili … ile görüştüğünde senetlerin kooperatiften olan alacağına karşılık kendisinde bulunduğunu ve borcu ne zaman isterse ödeyebileceği cevabını aldığını,
– Hamil durumundaki …’ın bu senetleri takibe koymadığını, bu nedenle kooperatifin de rücu hakkının bulunmadığını,
– Senet metninden anlaşılmayan makbuza bağlı bu şahsi def’in TTK uyarınca kooperatif yönetimine ileri sürülebileceğini, neticeten davalının kooperatife bir borcu bulunmadığını,
– İlk derece mahkemesince … dinlenilmeden karar verildiğini,
– Takibin mükerrer bir alacak için yapıldığını ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m. 353/1-b,1 gereğince; Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2016/567 E., 2018/809 K sayılı dava dosyasında verdiği 02.11.2018 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 3.104,03 TL’den peşin olarak yatırılan 777,-TL’nin düşümü ile kalan 2.327,03 TL’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine
5-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına
07.06.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.362/1-a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 08.06.2023)
Başkan … Üye … Üye … Katip …