Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/382 E. 2022/404 K. 09.03.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)
….
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 04.12.2018
ESAS-KARAR NUMARASI :……
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalının müvekkili kooperatif aleyhine Kahramankazan İcra Müdürlüğünün 2017/368 E. sayılı dosyası ile icra takibi başlattığını, takibin kesinleştiğini, davalının 30.04.2014 yılında yapılan genel kurul toplantısında davacı kooperatifin … Kuruluna seçildiğini, aynı genel kurulda 11. gündem maddesi ile yönetim ve … kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesine karar verildiğini, takip eden 15.05.2015 ve 16.10.2016 tarihli genel kurullarda da … Kuruluna seçildiğini, bu genel kurullarda yönetim ve … kuruluna huzur hakkı ödenmesine dair bir karar alınmadığını, 07.07.2017 tarihli genel kurulda davalının … kurulu üyeliğinin sona erdiğini, davalının alacağını 11.06.2014 tarihli yönetim kurulu kararına dayandırdığının anlaşıldığını, anılan kararda yönetim kurulunun davalının asgari ücretle müdür olarak görevlendirilmesine karar verildiğini, ancak kararın hukuki imkânsızlık nedeniyle uygulanmadığını, davalıya fiilen de iş verilmediğini, 1163 sayılı Kooperatifler Kanununun Ek 3. maddesi uyarınca kooperatifte denetçi olarak görev alan davalının kooperatifte ücretli çalıştırılmasının kanunen mümkün olmadığını, ayrıca yönetim kurulunun Kooperatifler Kanununun 59/son maddesi uyarınca davalıya ücret ödemesinin de mümkün olmadığını, kaldı ki davalının bu güne kadar talebinin olmadığını, denetçi olduğu 2014, 2015 ve 2016 yılları genel kurullarında alacağından hiç bahsetmediğini, alacağını içermeyen kooperatif kayıtlarının doğru olduğuna dair genel kurula rapor sunduğunu ileri sürerek, müvekkili kooperatifin davalıya borçlu olmadığının tespitine, haksız takip yapan davalı aleyhine %20’den az olmamak üzere kötüniyet tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, kooperatif yönetim kurulunun 11.06.2014 tarihli kararıyla üye olmayan müvekkilini asgari ücret ile kooperatifin işlerinin sağlıklı bir şekilde yürütülmesi amacıyla Müdür olarak görevlendirdiğini, müvekkilinin her türlü toplantı ve üyeler ile ilişkiler dahası her türlü resmi daire ile ilişkiler, hukuki ve diğer çalışmalarda filen bulunduğunu, görevini layıkıyla yerine getirdiğini, müvekkilinin müteaddit taleplerine karşılık bir defa …’ın kendisine elden 2.000,00 TL. verdiğini, yönetim kurulunun 16.09.2014 tarihli toplantısında ise kooperatifin üyelerinden alınacak olan üye aidatlarının makbuz karşılığı Müdür …’e ödenmesine ve harcamaların çift imza ile yapılmasına karar verildiğini ancak … ve …’in müdürü bypas ederek üyelerden elden kendileri aidat adı altında para toplamaya devam ettiklerini, yönetim kurulu üyelerinin toplantılarını genellikle müvekkiline ait ofiste yaptıklarını ve her seferinde talep edilen maaş ödemesinin ertelendiğini, yönetim kurulunun aleyhe olan … raporunun genel kurula sunulmaması için büyük gayret gösterdiğini, daha sonra sunulan genel kurul toplantısında müvekkilinin görevine son verildiğini, müvekkilinin kooperatif üyesi olmadığını, dışarıdan görevlendirilerek hiç bir ücret almadan genel kurullara … raporu hazırladığını, bazen yönetimin aleyhine olan raporların saklandığını ve okutulmadığını, kooperatif yönetim kurulunun 11.08.2017 tarihli yazıları ile müdürlükten kaynaklanan alacağının en kısa zamanda ödeneceğini bildirdiklerini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “Tüm dosya kapsamına göre; davalının, davacı kooperatifte denetçi olduğu, aynı zamanda yönetim işleri için kooperatife müdür olarak atandığı, her ne kadar TTK, KK ve kooperatif anasözleşmesi kapsamında aynı kişinin bu iki görevi yerine getirmesi mümkün değil ise de, davalının denetçi olarak ücret almadığının sabit olduğu, kooperatif yönetimince davalının müdürlük görevinin sonlandırılmasına dair yazılan yazıda ücretinin ödeneceğinin açık olarak belirtilmesi ile kısmi ödeme yapılmasından müdürlük işlerinin davalı tarafından yapıldığının anlaşıldığı ve bu somut tespitler karşısında kooperatifin bu dava ile ileri sürdüğü itirazlarının hakkın kötüye kullanımı niteliğinde olduğu, Anayasa’nın 18. maddesi uyarınca davalının ücret talebinin haklı olduğu …” gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde, dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, İlk derece Mahkemesinin 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’na aykırı olarak davacının kooperatifte denetçi olduğunu, aynı zamanda da yönetim işleri için kooperatife müdür olarak atandığını belirttiğini, aynı Kanunun “Bağdaşmayan Görevler” başlıklı Ek 3. maddesinin tarafları ve mahkemeyi bağlayıcı nitelikte olduğunu, bu yasal düzenleme karşısında 01.06.2014 tarihi itibarı ile kooperatifte denetçi olarak görev alan davalının kooperatifte ücretli çalıştırılmasının mümkün olmadığını, davacının alacak talebine dayanak aldığı 11.06.2014 tarihli yönetim kurulu kararının hukuken yok hükmünde olduğunu, davalının hiç bir zaman müdür sıfatıyla çalıştırılmadığını, davalı için SGK bildiriminde bulunulmadığını, atamanın ve yetkilerin ticaret sicil bildirilmediğini ve sicil gazetesinde ilan yapılmadığını, müdür sıfatıyla yapmış olduğu tek bir işlemin bile dosyaya sunulmadığını, bizzat davalı tarafından hazırlanan ve genel kurullarda kabul edilen … raporlarında müdür olarak çalıştığına ve kooperatiften alacaklı olduğuna dair bir kayıt bulunmadığını, kanunen çalışması mümkün olmayan bir görevde çalıştığını ileri süren ve fiilen de anılı görevde çalışması mümkün olmayan davalının müvekkil kooperatiften ücret talep etmesinin kötü niyetli olduğunu, mahkemenin de davalının bu kötüniyetini koruduğunu, davalının denetçi olarak atandığı 01.06.2014 tarihli genel kurulda tasfiye yönetim ve … kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesine karar verildiğini, genel kuruldan 10 gün sonra hiç gereği yokken, sadece davalıya ödeme yapılması için davalının müdür olarak atanmasının genel kurul iradesine de aykırı olduğunu, davalının takip eden genel kurullarda müdür olarak atandığını ve alacak talebini kooperatif ortaklarından gizlediğini, yönetim kurulunun genel kuruldan almadığı yetkiyi kullanamayacağını ve kanuna aykırı usulsüz işlemlerle kooperatif ortaklarına zarar verici işlemde bulunamayacağını, aksi halde bu durumun kendilerini bağlayacağını, davalının müdür atanmasına ilişkin hiç bir prosedürün yerine getirilmemiş olması ve takip eden dönemlerde denetçilik görevine devam etmiş olmasının tercihini … kurulu üyeliğinden yana koyduğunu ortaya koyduğunu, mahkeme kararının davalıyı sebepsiz zenginleştirdiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, ücret alacağı için başlatılan icra takibine konu borçtan dolayı borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
Dosya kapsamından; davacı kooperatifin 01.06.2014 tarihli genel kurulunda …… yönetim kurulu, davalının ise … kurulu üyesi olarak seçildiği, yönetim ve … kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesine karar verildiği,
Bu genel kurulda seçilen yönetim kurulu üyelerince, 11.06.2014 tarihli kararla, kooperatifin işlerinin sağlıklı ve hızlı bir şekilde yürütülmesi için davalının müdür olarak atanmasına ve asgari ücretle çalıştırılmasına karar verildiği,
Takip eden 16.05.2015 ve 16.10.2016 tarihli genel kurullarda da yine aynı kişilerin yönetim kurulu üyesi, davalının ise denetçi olarak seçildiği, davalının bu genel kurullara denetçi sıfatıyla rapor sunduğu,
07.07.2017 tarihli genel kurulda ise davalının denetçi olarak seçilmediği,
Anlaşılmıştır.
1163 sayılı Kooperatifler Kanununun 55. maddesi, “Yönetim Kurulu, kanun ve anasözleşme hükümleri içinde kooperatifin faaliyetini yöneten ve onu temsil eden icra organıdır.” hükmünü,
58. maddesi, “Anasözleşme, Genel Kurula veya Yönetim Kuruluna, kooperatifin yönetimini ve temsilini kısmen veya tamamen kooperatif ortağı bulunmaları şart olmıyan bir veya birkaç müdüre veya Yönetim Kurulu üyesine tevdi etmek yetkisini verebilir.” hükmünü,
65. maddesi, “Denetçiler, genel kurul namına kooperatifin bütün işlem ve hesaplarını tetkik eder.” hükmünü içermektedir.
Ana sözleşmenin 43/5. maddesi uyarınca yönetim kurulu üyesi aynı zamanda denetçi olamaz. Yine 53/3. maddesi uyarınca … kurulu üyesi aynı zamanda yönetim kurulu üyesi ve kooperatif personeli olamaz.
Somut olayda, kooperatifi idare ve temsil etmek üzere 01.06.2016 tarihli genel kurulda yönetim kurulu üyesi olarak seçilen… genel kurul adına kooperatifin (dolayısıyla kendilerinin) iş ve işlemlerini denetlemek üzere denetçi olarak seçilen davalı …’e kooperatifin yönetimini ve temsilini tevdi etmişler ve (genel kurulda yönetim ve … kurulu üyelerine huzur hakkı ödenmemesine ilişkin karar alınmasına karşın) asgari ücret ödenmesine karar vermişlerdir. Davalının müdür atanmasına ilişkin yönetim kurulu kararının ticaret siciline tescil ettirilmediği görülmüş olup; kooperatif üyelerinin, yönetim kurulunun davalının müdür atanması ile ilgili yönetim kurulu kararından haberdar olmadıkları, aynı kişilerin sonraki genel kurullarda yönetim kurulu üyesi ve denetçi olarak seçilmelerinden anlaşılmaktadır.
TBK’nın 27/1. maddesi, “Kanunun emredici hükümlerine, ahlaka, kamu düzenine, kişilik haklarına aykırı veya konusu imkânsız olan sözleşmeler kesin olarak hükümsüzdür.” hükmünü içermektedir.
Yönetim kurulunun kendilerinin iş ve işlemlerini denetlemek üzere genel kurulca denetçi olarak seçilen davalıyı, genel kurul iradesine, Kooperatifler Kanunu ve ana sözleşme hükümlerine aykırı olarak müdür atamalarına ilişkin yönetim kurulu kararının yok hükmünde olduğu; yönetim kurulunun -savunmasına göre bir anlamda kendisinin- iş ve işlemlerini denetlemekle görevli olan, denetçilik görevinden ayrılmayan, genel kurullara … raporu sunduğu anlaşılan davalının, müdürlük ücretini istemekte haklı olmadığı, daha sonra alınan davalıya müdürlük ücreti ödenmesine ilişkin yönetim kurulu kararının, yukarıda isimleri belirtilen yönetim kurulu üyelerinden ikisinin imzasının bulunması karşısında kooperatifçe davalının müdürlük ücretinin benimsendiği olarak kabul edilemeyeceği değerlendirilmiştir.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde yanılgılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru olmamış; Dairemizce davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararını düzelterek, yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
I-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile, HMK’nın 353/(1)-b.2. maddesi uyarınca, Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04.12.2018 tarih ve 2017/620 E., 2018/783 sayılı KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE,
Buna göre;
“1-Davanın KABULÜNE, davacı kooperatifin Kahramankazan İcra Müdürlüğünün 2017/368 E. sayılı dosyasında takibe konu borçtan dolayı davalıya borçlu olmadığının TESPİTİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 1.707,75 TL. karar ve ilam harcından peşin alınan 341,55 TL.’nin düşümü ile kalan 1.366,20 TL.’nin davalıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Karar tarihinde yürürlükte olan AAÜT uyarınca 5.100,00 TL. vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
4-Davacı tarafça yapılan 377,55 TL. ilk masraf, 43,50 TL. posta gideri, 153,00 TL. tebligat gideri, 1.000,00 TL bilirkişi ücreti, 121,30 TL. İstinaf yoluna başvurma harcı olmak üzere toplam 1.695,35 TL. yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
5-Taraflarca yatırılan gider avansından harcanmayan kısmın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden alınarak yatırana iadesine,”
II-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde yatırana iadesine,
III-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
09.03.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK362/(1)-a maddesi uyarınca miktar veya değeri yüz yedi bin doksan (107.090,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10.03.2022

…..