Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/365 E. 2022/1386 K. 28.09.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)

ESAS NO : 2019/365
KARAR NO : 2022/1386

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 30/05/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2015/219E., 2017/348K.
DAVACI :
VEKİLİ :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili, davalı borçlu hakkında icra takibine giriştiklerini, davalı şirketin personelinin günlük kahvaltı ve yemek ihtiyacını karşılamaları için 14/05/2013 tarihli sözleşme imzaladıklarını, müvekkilinin yaptığı işler karşılığında faturalar düzenlediğini, müvekkilinin toplamda 76.429,00 TL bedel karşılığında hizmet verdiğini, bu bedelin 56.429,00 TL lik kısmını davalının ödemediğini, davalıya ihtarname çektiklerini, davalının ödeme olgusunu tevsik edici herhangi bir belge ibraz etmediğini ileri sürerek, davalının itirazının iptali ile davalı aleyhine %20den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı… İnş Tic Aş vekili; davacı ile adi ortaklık arasında sözleşme imzalandığını, 14/05/2013 tarihli sözleşmede tarafın davalı müvekkili değil, … Adi Ortaklığı olduğunu, … Adi Ortaklığının… İnşaat ve Tic AŞ. ile … … Ltd.Şti. tarafından oluşturulmuş bir adi ortaklık olduğunu, 31/05/2013 tarihli faturanın müvekkili adını düzenlendiğini, bu faturanın müvekkili şirketin yetkilisi olmayan … tararfından imzalandığını, 31/8/2013 tarihli faturanın adi ortaklık tarafından iade edildiğini, davacıya ödemeler yaptığını, davacıya borcu bulunmadığını savunarak, davanın reddi ile davacı aleyhine kötüniyet tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesi’nce “…İtirazın iptali davasının davacı tarafından davalı … ortaklığa karşı açıldığı, icra takibinin de adi ortaklığa karşı yapıldığı, oysa ki davacının icra takibi ve davanın ancak adi ortakların tamamına karşı açılabileceğini, icra takibinin bu nedenle geçerli olmadığı, HMK’nun 124. maddesi gereğinin yapılarak bu hususun yargılama sırasında da düzeltilemeyeceği, ortada usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunmadığından itirazın iptali davası için aranan ve dava şartı olan usulüne uygun yapılmış icra takibi bulunması gerektiğine ilişkin şart oluşmadığından, taraf teşkili ve husumet ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, yargılamanın her aşamasında ileriye sürülebileceği gibi resen de dikkate alınabileceğinden, davanın esası incelenmeden, ön sorun olan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine…” karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: Adi ortaklık taraf gösterilerek dava açılmış ise bu durumda; adi ortaklığın taraf ehliyeti olmaması sebebiyle ortaklardan her birinin taraf olacağını, mahkemenin de bu hususu re’sen gözeterek karar tesis etmesi gerektiğini, adi ortaklığın taraf gösterilmesinden anlaşılacak hususun açılan davanın ortaklığın tüm üyelerine yöneltilmesi olduğunu, öncelikle eksikliğin giderilmek suretiyle kararı tesisi yoluna gidilmesi gerektiğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklanan alacağın tahsili için başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Adi ortaklık iki veya daha fazla kişinin emekleri veya mallarını ortak bir amaca erişmek üzere birleştirmeyi üstlendikleri bir sözleşmedir (TBK’nın 620/1 maddesi). TBK’nın 624. maddesine göre adi ortaklık sözleşmesinde aksi kararlaştırılmamış ise ortaklığın kararları bütün ortakların oybirliği ile alınır. Ortaklığa ait mal ve haklar elbirliği ile tüm ortaklara ait olur. TBK’nın 638. maddesi hükmünce ortaklar birlikte veya bir temsilci aracılığı ile, üçüncü bir kişiye karşı ortaklık ilişkisi çerçevesinde üstlendikleri borçlardan aksi kararlaştırılmamış ise müteselsilen sorumlu olurlar. Adi ortaklığın tüzel kişiliği olmadığı gibi adi ortaklık olarak takip ve dava ehliyeti bulunmamaktadır. Takip ve davanın adi ortakların tamamı yada yönetim ve temsil yetkisini haiz ortak tarafından yapılıp açılması gerekmektedir.
Davalı borçlu olarak gösterilen ortak girişimin ortakları aynı avukata ayrı ayrı vekâletname vererek davaya (ya da takibe) yanıt verip/itiraz edip husumeti kabul etmişse davanın ortak girişimi meydana getiren şirketlere karşı açıldığının kabul edilmesi gerekir (HGK 08.10.2003 tarih 2003/12-574-564 , 15 HD 20.01.2015 tarih, 2014/3097E, 2015/251K)

Somut olayda dosyanın incelenmesinden; icra takibinde borçlu olarak adi ortaklığın gösterildiği , Av. … ün ortaklığı oluşturan her iki şirket adına vekaletname sunarak takibe itiraz ettiği ve icra dosyasındaki taraf teşkilinin sağlandığı; iş bu davada ise yine davalı olarak adi ortaklığın taraf gösterildiği ve tebligatın da adi ortaklık adına çıkarıldığı ancak bu kez Av. … ün sadece… İnş Tic Aş adına vekaletname sunarak davaya bu davalı için cevap verdiği görülmüştür.
Bu durumda, mahkemece adi ortaklığı oluşturan ve adına ayrıca tebligat yapılmayan diğer ortağa dava dilekçesinin tebliği ile taraf teşkili sağlandıktan sonra işin esasının incelenip sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken, dava şartı olan bu husus üzerinde durulmadan yargılamaya devamla işin esası hakkında karar verilmesi doğru olmamıştır.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüyle taraf teşkilinin sağlanması için HMK’nın 353/(1)-a.4,6. maddesi uyarınca, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar vermek gerekmiştir.
Kabule göre ise; HMK’nın 115/1 maddesi “Mahkeme, dava şartlarının mevcut olup olmadığını, davanın her aşamasında kendiliğinden araştırır. Taraflar, dava şartı noksanlığını her zaman ileri sürebilirler.” hükmünü içermektedir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 20.12.2013 tarih, 4-2247 Esas, 1667 Karar sayılı ilamında da açıklandığı üzere, taraf teşkili yapılmadan, dava şartı noksanlığından, davanın usulden reddedilmesi gerekirken husumete ilişkin gerekçe yazılarak esastan ret kararı verilmesi de doğru olmamıştır.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile:
HMK m. 353/1,a.4 ve HMK m. 353/1,a.6 gereğince, Ankara 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/219E., 2017/348K. sayılı dava dosyasında verdiği 30/05/2017 tarihli kararın, ESASI İNCELENMEDEN KALDIRILMASINA ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE.
2-Peşin alınan istinaf karar harcının iadesine.
3-.Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin İlk Derece Mahkemesi tarafından hükümle birlikte değerlendirilmesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
28/09/2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda,
HMK m. 353/1,a ve 362/1,g gereğince KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 26/10/2022

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır