Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/338 E. 2023/2023 K. 20.12.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)
(D Ü Z E L T E R E K Y E N İ D E N
E S A S H A K K I N D A K A R A R)

ESAS NO : 2019/338
KARAR NO : 2023/2023

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 09.07.2018
ESAS-KARAR NUMARASI : 2008/268 E., 2018/514 K.

DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI

Davalı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin davalı kooperatifin 2 numaralı üyesi ve ikinci başkanı iken 26.08.2007 günü kooperatif ortaklığından istifa ettiğini, istifasının kooperatif yönetimince kabul edildiğini ve müvekkili yerine yeni ortak alındığını, bu nedenle ödemiş olduğu 6.890,-TL aidatın ve 10.12.2007 vade tarihli 6.000,-TL bedelli, 20.12.2007 vade tarihli 8.250,-TL bedelli bonoların iade edilmesini talep ettiği halde davalının ödeme ve iadeyi yapmadığını belirterek, üyelik aidatı olarak ödediği 6.890,00 TL’nin temerrüt tarihinden itibaren reeskont faizi ile müvekkiline ödenmesini, yine ileride ödenmesi gereken aidatların teminatı olarak verdiği söz konusu iki adet bononun öncelikle iadesi, bunun mümkün olmaması halinde bonolardan dolayı borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı kooperatif süresi içerisinde cevap dilekçesi vermemiş, daha sonraki beyanında davacının kooperatifin kurucularından olduğu, kooperatifte kuruluşta ve devamında görev yaptıkları sürenin hesap tetkik komisyonunca incelenmesi sonucunda, Sanayi ve Ticaret Bakanlığı Kontrolörünce saptanan usulsüzlükler nedeniyle Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunulduğunu ve 2009/23276 sayılı dosyası ile soruşturma başlatıldığını belirterek, ceza yargılaması sonucunun beklenmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…davacının istifa ettiği 25.08.2007 tarihine kadar davalı kooperatifin kurucu ortağı ve yönetim kurulu üyesi olduğu, genel kurul kararı ile kararlaştırılan huzur hakkı alacaklarının kendisine ödendiği davalı kooperatifçe ispat edilemediği ve davacı tarafından aidat borcuna mahsup edildiği ileri sürüldüğü, davalı kooperatifin 2008 yılı yevmiye defteri kayıtlarına göre verdiği iki adet senet bedelleri ile birlikte davacının 21.144,33 TL ödeme kaydının bulunduğu, davalı kooperatif tarafından bu bedelin ve senetlerin davacıya ödendiğine dair herhangi bir dekont veya davacının imzasını taşıyan belge de sunulmadığından, kooperatif kayıtlarına göre senetler dışında nakit olarak yapılan ödeme kaydı 6.890,00 TL’den genel gideri payı 1.467,50 TL’nin mahsubu sonucu çıkma payı alacağı 5.426,83 TL nin iadesi gerektiği ve iki adet senet nedeniyle de kooperatife borçlu olmadığının tespiti gerektiği…” gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 5.426,83 TL’nin 10.02.2008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, alacağa ilişkin fazla istemin reddine; 28.08.2007 keşide ve 20.12.2007 vade tarihli 8.250,-TL bedelli, keşidecisi …, lehtarı … Kooperatifi olan, yine 28.08.2007 keşide ve 10.12.2007 vade tarihli 6.000,-TL bedelli, keşidecisi …, lehtarı … Kooperatifi olan iki adet bonodan dolayı davacının, davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine karar verilmiştir.
Davalı vekili istinaf dilekçesinde:
– Davacının kooperatifin kurucu ortaklarından biri ve aynı zamanda yönetim kurulu üyesi olduğunu, istifasından bir gün önce 25.08.2007 günü yapılan Olağan Genel Kurul’a katıldığını ancak burada yönetim kurulu üyesi olarak seçilmediğini ve istifasından sonra çıkma payı alacağının 10.02.2008 günlü genel kurulda onaylanacak bilançodan sonraki bir ay içerisinde ödenmesi gerektiğini; bir diğer deyişle çıkma payı alacağının muacceliyet tarihinin 10.03.2008 olduğunu, ilk derece mahkemesinin faiz başlangıcı olarak belirttiği tarihin hatalı olduğunu,
– Davacı yerine yeni ortak alınmasının muacceliyet tarihini değiştirmeyeceğini,
– Bonoların uygulamada vade aracı olarak kullanıldığını, keşide tarihinde ortak olan davacının vade ile aidat borcunu ödemesinde sorun olmadığını, bonoların hangi ayların aidatı olduğu kesinleştirilmeden ve ne için verildiği tespit edilmeden menfi tespite karar verilmesinin hatalı olduğunu ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
I-Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, diğer hususlara (asıl alacağa ve bonolara) yönelik istinaf sebeplerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
II-Davacının istifasının 25.08.2007 günü olduğu ve çıkma payı alacağının 10.02.2008 günlü genel kurulda oylamaya sunulduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda çıkma payı alacağı genel kurulun yapıldığı tarihten bir ay sonra, 10.03.2008 günü muaccel olur. Faizin bu tarihten başlatılması gerekirken hatalı değerlendirme ile karar verilmesi doğru görülmemiş; davalı vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvuru nedeninin kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında karar verilmesi gerekmiştir (HMK m.353/1-b.2).
HÜKÜM :
1-Yukarıda (I) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan hususlara ilişkin sair istinaf sebeplerinin reddine
2-Yukarıda (II) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, HMK m.353/1-b.2 gereğince Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2008/268 E., 2018/514 K sayılı dava dosyasında verdiği 09/07/2018 tarihli KARARINI DÜZELTEREK YENİDEN ESAS HAKKINDA KARAR VERİLMESİNE
Buna göre:
“Davacının davasının kısmen kabulü ile,
a)5.426,83 TL’nin 10.032008 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, fazla istemin reddine,
b)28.08.2007 keşide, 20.12.2007 vade tarihli 8.250,-TL bedelli, keşidecisi …, lehtarı … Kooperatifi olan, yine 28.08.2007 keşide, 10.12.2007 vade tarihli 6.000,-TL bedelli, keşidecisi …, lehtarı … Kooperatifi olan iki adet bonodan dolayı davacının, davalı kooperatife borçlu olmadığının tespitine,
Alınması gerekli 1.344,12 TL harçtan mahkememiz veznesine peşin yatırılan 285,40 TL’nin mahsubu ile kalan 1.058,72 TL harcın davalıdan alınarak Hazine’ye gelir yazılmasına,
Davacı tarafından yapılan aşağıda dökümü yazılı 1.394,50 yargılama giderinin kabul ve ret oranlarına göre takdiren % 93,08 ’i olan 1.298,93 TL ile 14,00 TL başvurma ve 285,40 TL peşin harç toplamının davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı tarafından yapılan yargılama gideri olmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
Davacı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup kabul edilen miktar üzerinden hesaplanan 17.900,-TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine,
Davalı davada kendisini vekille temsil ettirmiş olup, reddedilen miktar üzerinden hesaplanan 1.463,17 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,”
3-Peşin alınan istinaf harçlarının iadesine
4-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına
20.12.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.362/1-a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 20.12.2023)

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır