Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/323 E. 2023/839 K. 10.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (E S A S I İ N C E L E M E D E N
K A R A R I N K A L D I R I L M A S I)
ESAS NO : 2019/323
KARAR NO : 2023/839
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç.Dr. … …
KATİP : … …
İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : KAYSERİ 1. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/12/2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2016/1547 E.-2017/1024 K.
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin ödemesi gereken miktarı peşin olarak ödeyerek davalı kooperatife ortak olduğunu, Kayseri 3. Noterliğince 02.06.2001 tarih ve … yevmiye no ile çekilen kur’a sonucu kendisine … numaralı dairenin isabet ettiğini, bu daireyi bedelini vererek 25.06.2001 tarihli sözleşme ile o tarihte kooperatif başkanı olan şahsa kurada isabet eden … nolu daire ile takas ettiğini, müvekkiline bu güne kadar kur’a sonucu isabet eden dairenin veya takas ettiği dairenin ya da herhangi bir dairenin tahsis edilmediğini, müvekkiline en son gelen 30.04.2005 tarihli genel kurul çağrısında müvekkilinin borcu olmadığının bildirildiğini ileri sürerek, müvekkilinin takas yolu ile aldığı … nolu dairenin veya kur’a sonucu kendisine isabet eden … nolu dairenin, bunların mümkün olmaması halinde bu dairelere eş-muadil bir dairenin tahsisine ve müvekkilinin davalı kooperatife borcu olmadığının tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacının müvekkili kooperatifin 124 nolu arsa karşılığı olarak kayıtlı üyeliğini…’dan devraldığını, bu üyelik karşılığı ne…’ın, ne de davacının müvekkili kooperatife arsa devri ya da aidat ödemesi yapmadığını, müvekkili kooperatifte peşin ödemeli üyelik sistemi olmadığını, davacının bir hak talep edebilmesi için bu üyelik karşılığı edimleri yerine getirmesi gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “Dosyaya sunulan tüm deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, davacının davalı kooperatife 0124 numara ile üye olduğu, 02.06.2001 tarihindeki kura ile … nolu dairenin ilk olarak eski kooperatif başkanı olan dava dışı… a kura neticesinde çıktığı, davacı ile…’ın aralarındaki sözleşme ile dairelerin takas edildiği anlaşılmıştır. Davalı kooperatifin 17/06/2007 tarihli genel kurul toplantısında alınan kararlardan 9. Maddesinde ve 29/06/2008 tarihli genel kurulun 6. Maddesinde belirtildiği üzere… ve diğer arsa sahiplerinden arsa karşılığı daire alanlar ile daire almaya hak sahibi edilenlerin arsa borçlarını kooperatif üzerine tescillerini yaptırmaları, aksi takdirde sözleşmelerin iptal edileceği bu konudaki her türlü işlemi yapmaya genel kurulun yetkili kılındığı, genel kurulda da arsalarını teslim etmeyen yani arsa edim borçlarını ifa etmeyen üyelerin 1 ay içerisinde bu borçlarını ifa etmeleri, aksi takdirde ana sözleşme hükümleri çerçevesinde yasal işlem yapılacağı konusunda yönetim kuruluna yetki verilmesine karar verildiği anlaşılmıştır.
Davacının üyeliğini devraldığı…’ın kooperatife arsa devri karşılığı üye olduğu, bunun devri karşılığında üyeliğe dair hak ve yetkilere sahip olduğu, …’ın bu üyeliğini ve kurada çıkan dairesini tüm hak ve yükümlülükleri ile birlikte davacıya trampa yolu ile devrettiği, dolayısıyla…’ın ve…’dan trampa yolu ile devralan davacının gerek üyeliği gerekse dairesi açısından arsa edim borcunun yerine getirilmesi gerektiği, çünkü kooperatif kayıtlarında da…’ın arsa karşılığı kooperatife üye olduğunun kayıtlı olduğu, trampayı yapanların kooperatife karşı borçlarının arsa devri olduğundan sonuç itibarı ile tarafların kooperatife karşı borçlarının değişmeyeceği, …’ın üyelik esnasında ya da üyeliğin devralınması ve trampadan sonra arsa devir borcunu yerine getirmediği, bu konuda davacı tarafça her hangi bir tapu devir işlemi bilgisi ve belgesi de sunulamadığı, ayrıca davacının dava dışı …’na ait üyeliği devraldıktan sonra herhangi bir aidat ödemesi yapmadığı, oysa tüm yargılama boyunca sunulan delil ve belgelere göre davacının kooperatife herhangi bir aidat ödemesi veya arsa karşılığı üyelikten doğan ve birbirlerine intikal eden arsa edim borcunu yerine getirdiklerine dair her hangi bir delil ve belge sunulamamıştır. Davacı vekilinin sunduğu üye olduğu 22/09/1998 tarihli tahsilat makbuzundaki bedelden başka bir ödemesinin bulunmadığı bu tarihten sonraki kooperatif aidatlarını ödemediği, ayrıca 05/11/1998 tarihli kartvizit arkasına yazılmış 13.500 DM bedelin ödendiğine ilişkin belgenin hisse devir bedeli olarak dava dışı…’a ödendiğinin kabulü gerektiği kanaatine varılmıştır. Davacının davalı kooperatife de peşin ödemeli ortak olarak üye olmadığı tespit edilmiştir.
Davacının gerek kendisince gerekse devraldığı önceki kişiler tarafından kooperatife karşı arsa edim borcunun yerine getirilmediği anlaşıldığından ve davacının kooperatife üyeliği de devam ettiğinden ayrıca davasında kooperatife borçlu olmadığının tespitini de talep ettiğinden dava tarihi itibarı ile davacının davalı kooperatife üyelikten kaynaklı aidat v.s. Borçlarının bulunup bulunmadığı da hesaplattırılmış bu konuda bilirkişilerce sunulan 16/08/2017 tarihli raporda da ayrıntılı olarak açıklandığı ve hesaplandığı üzere davalı kooperatifin genel kurul kararları, ana sözleşme hükümleri ve yapılan devirler ile devredenlerin durumları da gözetildiğinde davacı üyenin davalı kooperatife üyeliğinden kaynaklı olarak dava tarihi itibarı ile 66.244,00 TL aidat borcunun da bulunduğu anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı tarafça iş bu davasında davalı kooperatife borcunun bulunmadığının tespitini ve kurada çıkan dairenin kendisine ait olduğunun tespitini talep ve dava etmiş ise de yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere ve bilirkişilerin davalı kooperatifin tüm defter, kayıt ve belgeleri, ana sözleşmesi hükümleri, genel kurul kararları ile tüm dosya kapsamı da incelenmek sureti ile hesapladıkları üzere davacının davalı kooperatife dava tarihi itibarı ile üyelikten kaynaklı olarak 66.244,00 TL borçlu olduğu anlaşıldığından davacının menfi tespit talebinin reddine karar verilmiştir. Davacı tarafça aynı davasında … nolu dairenin de kendisine ait olduğunun tespitine karar verilmesini de talep etmiş ise de bu konudaki emsal Yargıtay kararlarında da açıkça belirtildiği üzere kooperatif üyesinin üyelikten kaynaklı olarak kooperatiften daire tahsisi, tespiti ya da adına tapusunun tescilini talep edebilmesi için kooperatife karşı üyelikten doğan tüm yükümlülüklerini yani borçlarını eksiksiz olarak yerine getirmiş olması ve ödemesi gerektiği, oysa yukarıda da belirtildiği gibi bilirkişilerce de tespit edilip hesaplandığı üzere davacının dava tarihi itibarı ile davalı kooperatife üyelikten kaynaklı 66.244,00 TL borçlu olduğu anlaşıldığından bu konudaki talebinin de sübut bulmadığından reddine karar vermek gerekmiş” denilerek, davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; İlk derece Mahkemesince yeterli araştırma ve inceleme yapılmadan hüküm kurulduğunu, müvekkilinin 05.11.1998 tarihinde o tarihte kooperatif başkanı olan…’a bu sıfatla ödediği 13.500 DM’nin…’a hisse devri için verilmiş gözüktüğünü ve müvekkilinin kooperatife hiçbir para ödemediğini belirten bilirkişi raporunun hükme esas alındığını, adı geçenin kooperatif başkanı adına basılı kartına istinaden ve imzalı beyanı ile bu parayı verdiğini, … bu parayı kooperatif kayıt ve hesaplarına geçirmemiş ise müvekkilinin hiç bir kusuru ve ihmali olmadığını, müvekkilinin okuma yazması olmadığını, … tarafından verilen belgede kooperatif hisse devrinden söz edildiğini, daire takasından bahsedilmediğini, müvekkilinin 124 nolu üyeliği…’dan değil, … adına kayıtlı ortalığı devraldığını, müvekkilinin… ile takas işlemini 25.06.2001 tarihinde yaptığını, 13.500 DM’yi ise 05.11.1998 tarihinde …’na ait ortaklığı devraldıktan hemen sonra ödediğini, durum bu şekilde olmasa idi müvekkilinin 02.06.2001 tarihli kur’aya katılmamasının gerektiğini, en azından bu dairenin aidiyetinin müvekkiline ait olduğuna karar verilmesi gerektiğini belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılarak-bozulmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, daire tahsisi ve borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir.
1-Davacının daire tahsisi istemi yönünden;
Dosya kapsamından;
Dava dilekçesi ekinde sunulan, dava dışı…’ın devreden, davacının devralan sıfatıyla imzaladıkları tarihsiz sözleşmede; “120 m² 124 nolu dairemi …’a devretmek istiyorum, Dairemin karşılığı olan paramı elden aldım. Bu dairede hiç bir hakkım kalmamıştır.” dendiği,
Kayseri 3. Noterliğinin 02.06.2001 tarihli … yevmiye numaralı kur’a zaptı incelendiğinde 124 numaralı üyeliğin davacıya ait olduğu ve davacıya … numaralı dairenin isabet ettiği,
25.06.2001 tarihli yine dava dışı… ve davacı tarafından imzalanan sözleşmede ise “… nolu 120 m²’lik hissemi … adına devretmek istiyorum. Dairem karşılığı olan paramı elden aldım. Bu dairem üzerinde hiç bir hukuki hakkım kalmadığını beyan ederim.” dendiği
Görülmüştür.
Yine davacı tarafından 22.09.1998 tarihli 35.000.000 (Eski) TL. yatırıldığına dair 22.09.1998 tarihli makbuz ve…’ın imzasını taşıyan, “13.500 DM aldım. Yapmış olduğum hisse devrinde hiç bir borcu kalmamıştır.” yazılı 05.11.1998 tarihli…’a ait kart sunulmuştur.
Davalı kooperatif vekilince, davacının 124 no’lu arsa karşılığı olarak kayıtlı üyeliği…’dan devraldığı savunulmuştur.
İlk derece Mahkemesince hükme esas alınan bilirkişi kurulu raporunda; davalı kooperatife ait üye kayıt defterinde davacının arsa karşılığı üye olduğu, nitekim üye aidatı tahsilatı kısmında “arsa sahibidir” açıklamasının yazıldığı, Kayseri 3. Noterliğinin 02.06.2001 tarihli … yevmiye numaralı kur’a zaptı incelendiğinde 124 numaralı üyeliğin davacıya ait olduğu (bu üyelik ilk önce dava dışı … adına kayıtlıdır. … kooperatiften ayrılmış ve davacıya geçmiştir) bu üyelik karşılığında … numaralı dairenin isabet ettiği, aynı kura zaptında … numaralı dairenin ise dava dışı…’a isabet ettiği, 25.06.2001 tarihli davacı ve dava dışı… arasında yapılmış adi yazılı sözleşmeler incelendiğinde davacıya isabet eden zemin kat 02 numaralı daire ile dava dışı…’a isabet eden … numaralı dairenin takas edildiğinin anlaşıldığı, davacının ve dava dışı…’ın davalı kooperatifteki üyeliklerinin arsa karşılığı olduğu, her ikisinin de kooperatife geçen arsasının bulunmadığı, davacının kur’a çektiği B-6 Bloğun şimdiye kadar yapılmadığı, davacının üyelik devri sonucu dava dışı…’ın kooperatiften 120 m² daire alma hakkını edindiği, davacının 124 nolu üyeliğini arsa karşılığı olarak kooperatif eski yöneticisi…’dan devraldığı tespit ve görüşü bildirilmiştir.
Bilirkişi raporu kendi içinde çelişkili olup ve davacıya ait olduğu uyuşmazlık dışı olmayan 124 nolu üyeliğin öncesinde kime ait olduğu yolunda net belirlemeler içermemektedir. Raporun ilk bölümünde 124 nolu üyeliğin dava dışı …’na ait olduğu ve adı geçenin ortaklıktan ayrılması üzerine davacıya geçtiği bildirildiği halde, sonuç bölümünde bu belirleme ile çelişecek şekilde davacının 124 nolu üyeliği arsa karşılığı olarak kooperatif eski yöneticisi…’dan devraldığı görüşü belirtilmiştir. Nitekim yine bilirkişi kurulunca davacının ve dava dışı…’ın 25.06.2001 tarihli kur’ada kendilerine isabet eden daireleri takas ettikleri de tespit edilmiştir. Davalı tarafça da 124 nolu üyeliğin…’dan devralındığı savunulmuştur.
Davacının bilirkişi raporuna itirazları bilirkişilerce ek raporda da cevaplandırılmamış, çelişki giderilmemiş, davacının dava dışı…’a üye olurken kooperatif başkanı sıfatıyla 13.500 DM. ödediğine ve takasın ise kura çekiminden sonra yapıldığına ilişkin itirazları değerlendirilmemiştir.
Öte yandan Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 15.04.2011 tarih ve 2011/16-10 E., 2011/179 K. sayılı kararında belirtildiği üzere, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmüne göre kooperatif ortakları hak ve yükümlülüklerde eşittirler. Diğer üyelerin konutları tamamlanıp teslim edilmiş ise davacının da dairesinin bitirilip teslimini istemek hakkıdır. Kooperatifin aidat alacağının bulunması, 1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 16 ve 27. maddesi uyarınca ihraç prosedürü uygulamadıkça, kooperatifin kuruluş amacı olan konut teslimi yükümlüğünü ortadan kaldırmaz. Buna göre, İlk derece Mahkemesinin kabulünün aksine, davacının daire tahsisi hakkının bulunduğunun tespiti halinde yani diğer üyelerin konutları teslim edilmiş ise, kooperatife borcunun bulunması bu hakkı kullanmasına engel olmayacaktır. Kooperatif ortağının kooperatife borcu olması, tahsis hakkını kullanmasına engel olmamakta, tapu iptali tescil talep edememesi sonucunu doğurmaktadır.
Bu durumda İlk derece Mahkemesince, davacıya ait 124 nolu üyeliğin öncesinde arsa karşılığı hisse olup olmadığı, ne şekilde ve hangi ortaklar yoluyla davacıya geçtiği, …’nın 24.07.1997 tarihinde istifasından sonra…’a mı, davacıya mı geçtiği, davacının ne sebeple arsa sahibi üye olarak kayıtlara yazıldığı kesin ve şüpheden uzak bir şekilde belirlenmelidir.
2-Davacının borçlu olmadığının tespiti istemi yönünden;
1163 sayılı Kooperatifler Kanunu’nun 23. maddesi hükmü uyarınca, ortaklar hak ve yükümlülüklerde eşit konumdadırlar. Yönetim kurulu bu ilkenin dışına çıkmak istediği takdirde, bu hususu, genel kurul gündemine alarak, genel kurulun tartışmasına açıkça sunması gerekmekte veya genel kurulun yapılan uygulamayı açıkça ya da zımnen benimsemesi icap etmektedir. Bu nedenle, sabit ve peşin bedel ödemek suretiyle ortaklığa alınmadaki bu usule uyulmamışsa, böyle bir ortağın (devam eden inşaatların finansmanına katılımı için) üyelik aidat yükümlülüğü devam eder. Açıklanan usule uyulmuşsa, ortaklığa alınmadaki bu farklılık, ortaklığa alındıktan sonra üyelik aidatı istenmesini mümkün kılmaz ise de kooperatifin amacına ulaşıncaya kadar yapılan genel yönetim ve alt yapı giderlerinden ortağın sorumluluğu devam eder. Genel kurulca açık yetki verilmedikçe ya da benimsenmedikçe 1163 sayılı Kanun’un 23. maddesine aykırı şekilde yönetim kurulunun diğer ortaklardan farklı statüde ortaklığa kabul kararı vermesine veya akçalı konularda bir ortağı farklı statüde konumlandırmasına geçerli hukuki sonuç bağlanamaz. Öte yandan, davacıya üyeliği devreden kişinin peşin bedelli ortak olduğunun belirlenmesi halinde, davacının da peşin bedelli ortak olarak kabul edileceği tartışmasızdır. Anılan genel kurul kararının peşin bedelli ortaklık tesis eden bir karar olmadığı sonucuna varılması halinde, üyeliği devredenlerden ya da davacıdan uzunca bir süre inşaat finansmanı için aidat istenilmemiş ise, bilançolarda, hesap cetvellerinde, faaliyet raporlarında, genel kurullarda ve üye kayıt defterlerinde; bu yönde bir borç kaydı yer almamışsa, davacının peşin bedelli ortak olduğunun kooperatifçe zımnen benimsendiği ve sadece genel yönetim ve altyapı giderlerinden sorumlu olduğunun kabulü gerekir. Diğer yandan, anasözleşmenin 17/3. maddesi uyarınca devir halinde eski ortağın kooperatife olan yükümlülükleri yeni ortağa geçer.
Bu durumda, mahkemece, kooperatif konusunda uzman yeni bir bilirkişi ya da kurulu aracılığıyla kooperatif defter, kayıt ve belgeleri, genel kurul tutanakları üzerinde inceleme yaptırılarak, (davacının üyeliği devir yoluyla oluşmuş ise) üyelikleri devredenlerin üyeliklerinin ne şekilde oluştuğu, (üyeliğin…’dan devralındığının tespiti halinde…’ın üyeliğinin normal statüde ya da peşin bedelli üyelikten hangisi olduğu, … tarafından bu üyeliklere karşılık arsa devri yapılıp yapılmadığı, üyeliklerini davacıya devreden…’ın ya da sonradan davacının bu ilkelere uygun olarak peşin bedelli üye (sadece arsa devri karşılığında bir üye) yapılıp yapılmadığı üzerinde durularak, davacının peşin ödemeli ortak mı, normal statülü ortak mı olduğunun belirlenmesi, yapılacak tespite göre kooperatife karşı üyeliğin türünün gerektirdiği parasal ya da ayni (arsa payı) yükümlülüklerini tam olarak yerine getirip getirmediği ve buna göre borçlu olup olmadığı ve miktarı belirlenmelidir.
Bu durumda Dairemizce, davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca, esası incelemeden İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-Davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulüne, HMK’nın 353/(1)-a.6. maddesi uyarınca Kayseri 1. Asliye Ticaret Mahkemesinin 21.12.2017 tarih, 2016/1547 E., 2017/1024 K. sayılı kararının ESASI İNCELEMEDEN KALDIRILMASINA, davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye GÖNDERİLMESİNE,
2-Davacı tarafça yatırılan istinaf karar harcının istek halinde iadesine,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
10.05.2023 tarihinde, HMK’nın 353/(1)-a ve 362/(1)-g maddeleri uyarınca KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 10/05/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza