Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2768 E. 2023/475 K. 15.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ (İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2768
KARAR NO : 2023/475

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10.10.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/313 E., 2019/591 K.

DAVACI : … – …
VEKİLİ : Av. … – E tebligat
DAVALI :
VEKİLİ : Av. … – E tebligat

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkilinin Ankara 23. Noterliğinin 29.06.2012 gün ve … yevmiye sayılı hisse devir sözleşmesi ile davalı kooperatife ait … numaralı taşınmaza özgülenen hisseyi 5.000,-TL bedelle devraldığını, devir tarihi itibariyle taşınmazın ham halde bulunduğunu ve söz konusu bağımsız bölüm ile A-B Blok bina içi ve dışı giderleri olmak üzere 35.350,-TL. masraf yaptığını, kooperatifin iflas etmesi üzerine devredilen hisse karşılığı dairenin mülkiyetinin alınmasının mümkün olmadığını, bu amaçla masaya alacak kaydında bulunulmasına rağmen üyelik durumunun şüpheli olması gerekçe gösterilerek taleplerinin reddedildiğini, Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/13 D. İş dosyası üzerinden yaptırılan tespitte harcama tutarının 34.750,-TL. olarak saptandığını, bu kez anılan harcamanın yeniden masaya kaydı için yapılan başvurunun da yargılamayı gerektirir gerekçesiyle reddedildiğini beyan ederek, müvekkilinin… numaralı bağımsız bölüm ile A-B Blok bina içi ve dışı giderleri olmak üzere yaptığı harcamaların masaya kaydını talep ve dava etmiştir.
Davalı iflas idaresi vekili iflasın 17.06.2009 günü açıldığını, davacının dayandığı 29.06.2012 günlü devir işleminin yok hükmünde olduğunu, davacının yaptığını belirttiği işlerin kendisi tarafından yapıldığına dair kanıt bulunmadığını ve bu sebeple verilen ret kararının yerinde olduğunu, davacının dayandığı delil tespitine de itiraz ettiklerini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…Dosya kapsamı ve ekleri ile davalı/müflis kooperatif defter ve kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yaptırılmasına karar verilmiş ve kooperatifler konusunda uzman …’tan 06/09/2018 tarihli rapor alınmıştır. Anılan raporda özetle; noterde düzenlenen 29/06/2012 tarihli hisse devir sözleşmesi ile davacının dava dışı …’dan … numaralı bağımsız bölüme bağlı kooperatif üyeliğini devraldığı, kooperatifin 17/06/2009 tarihinde iflas ettiği, 15/06/2008 tarihi sonrası genel kurul toplantılarının yapılmadığı, davacının üyeliği devraldığı …’un kooperatif ortağı olmadığı ve kooperatife ait bir hissesinin bulunmadığı, devredilebilir bir kooperatif hissesi bulunmadığından geçerli bir devirden söz edilmesinin mümkün olmadığı, davacının olmayan bir hissenin devrini almış olamayacağı, mevcut kayıtlarda bir ödeme kaydının da bulunmadığı, devir tarihinde kooperatif yönetimince üyeliğe kabul işleminin yapılmasının da mümkün görülmediği, zira bu tarihte kooperatifin iflas etmiş olduğu, Ankara Batı 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 2015/372 E. sayılı dosyası kapsamından eski yöneticiler tarafından defterlerin teslim edilmediği ve sahte hisseler oluşturulduğunun anlaşıldığı, dava dışı arsa maliki Halil İbrahim İnan ile davalı müflis kooperatif arasındaki “Düzenleme Şeklinde Satış Vaadi İçerikli Kat ve Daire Karşılığı İnşaat Sözleşmesi” uyarınca dava konusu dairenin (bağımsız bölüm) kooperatife düşen yerlerden olduğu, Ankara Batı 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/13 D.İş sayılı dosyası kapsamında alınan 01/06/2017 tarihli raporda davacının yaptığı harcama tutarının 22.749,00 TL olarak tespit edildiği, davacının alacak talebi uygun bulunduğu taktirde bunun tutarının 22.749,00 TL olduğu kanaati bildirilmiştir.
Daha sonra, davacının hak iddia ettiği bağımsız bölümde elektrik mühendisi ve inşaat mühendisi bilirkişiler marifetiyle keşif yapılarak davacı tarafça yapıldığı iddia olunan masrafların (iş bedellerinin) tespitine yönelik 09/01/2019 tarihli bilirkişi raporu alınmıştır. Raporda özetle; A Blok 9 numaralı bağımsız bölüme davacı tarafından yapılan kazanımlar ve bedellerinin 26.574,40 TL olduğu yönünde kanaat belirtilmiştir. İtiraz üzerine alınan 07/02/2019 tarihli ek raporda da önceki görüş ve kanaatin yinelendiği görülmüştür.
Mahkememizin 2018/312 esas sayılı dosyası kapsamında dava konusu taşınmazla ilgili iskan belgesi alınıp alınmadığıyla ilgili yazılan müzekkereye Etimesgut Belediye Başkanlığı İmar ve Şehircilik Müdürlüğünce verilen cevapta; iskanın bina veya blok bazında verildiği, dava konusu taşınmazın bulunduğu binaya iskan verilmediği belirtilmiştir.
Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, müflis kooperatif nezdindeki üyeliği devraldığını iddia ettiği, ancak devri yapan dava dışı …’un kooperatife üye olmadığı, kooperatif eski yönetim kurulu üyelerince usulsüz işlemler ile gerçek dışı üyelikler oluşturulduğu, bu durumda davacının fiilen oturduğu daireyi hukuken korunan bir hakka dayalı olarak kullandığının kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı haksız şagil konumunda ise de; taşınmaza yaptığı faydalı masrafları sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edip edemeyeceği de mahkememizce değerlendirilerek araştırma yapılmış, müflis kooperatife ait binalarda iskan alınıp alınmadığı sorulmuş, binalarda iskanın alınmamış olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, davacının yaptığı masrafların müflis kooperatifin yararına olduğu bu aşamada ispat edilememiştir.
Öte yandan, davalı kooperatif tarafından davacının fiilen ikamet ettiği dava konusu daireden tahliyesine yönelik herhangi bir işlem yapılmayıp, davacı fiili kullanımını devam ettirdiğinden, davacının yaptığı masrafların müflis kooperatif yararına olduğu düşünülse dahi, bu masraflara dair alacak henüz muaccel olmamıştır. Dolayısıyla, davacının iflas tarihinden evvel doğmuş bir alacağı olmadığından, kayıt kabul davasının açılamayacağı kanaatiyle davanın reddine…” karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde konutu edinme, iflas masasına başvuru ve yargılama sürecini anlattıktan sonra:
– Kooperatif yapı kullanma izin belgesi almamış olsa da 46159 ada 5 parsel üzerindeki yapıların şu anda davalı masanın uhdesinde bulunduğunu ve iflas idaresinin bunlar üzerinde serbestçe tasarruf hakkını kullanabildiğini; yapı kullanma izin belgesi alınmamasının müvekkilinden kaynaklanmadığını, yöneticilerin iş bitirememesinden ve iflas idaresinin ruhsat talebinin olmamasından kaynaklandığını,
– Yapı kullanma izin belgesinin alınmamasının müvekkilin kazandırma yaptığı gerçeğini değiştirmediğini,
– Müvekkilinin kazandırmalarının kooperatif yararına olduğunun kabulünde de müvekkilin tahliyesine yönelik herhangi bir kararın olmadığından bahisle alacağının muaccel olmadığını ve dava açamayacağının kabulünün de doğru olmadığını; sebepsiz zenginleşmeye ilişkin Türk Borçlar Kanunu’nun 77’nci maddesine göre sebepsiz zenginleşenin, aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altında olduğunu,
– Müvekkilinin rapora göre bağımsız bölüme 26.574,40 TL kazandırma yaptığını; diğer bağımsız bölümler ham halde iken bu bağımsız bölümün değerinin arttığını ve buranın yaşanılabilir bir hale geldiğini,
– Sebepsiz zenginleşen kooperatifin müvekkilinin bu kapsamında hak ettiği kazandırma bedelini ödemek zorunda olduğunu,
– İflas idaresinin eksikliklerin tamamlanması için belirtilen 5 parselde bulunan dairelerden birkaçının satışını yapmak üzere olduğunu; eğer satışı yapılacak yerlerden biri müvekkilinin bulunduğu yer ise diğer dairelerden pahalıya satılacağı için müvekkilinin yaptığı kazandırmaların kooperatifin yararına olacağını,
– Sebepsiz zenginleşmeye ilişkin düzenlemelerde tahliye koşulunun bulunmadığını ve müvekkilinin fiili kullanımının dava hakkını engellemediğini, müvekkilinin yaptığı masraflarla ilgili dava hakkının kabul edilmemesinin mağduriyetinin artmasına sebebiyet verdiğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m.353/1-b.1gereğince Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/313 E., 2019/591 K sayılı dava dosyasında verdiği 10/10/2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
15.03.2023 günü dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.362/1-a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 15.03.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır