Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2763 E. 2023/532 K. 22.03.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ BAM 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2763
KARAR NO : 2023/532
T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : ANKARA BATI ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 09/04/2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/310 E.-2019/247 K.
DAVACI : … -…
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili; müvekkilinin noterlikte düzenlenen 12.09.2011 tarihli hisse devir sözleşmesiyle davalı kooperatifteki … numaralı bağımsız bölüme ait hisseyi devraldığını, müvekkilinin hisseyi devraldığı tarihte bağımsız bölüm ve site ham halde olup herhangi bir tadilat ve işçilik yapılmadığını, müvekkilinin devraldığı bağımsız bölüm ile A blok ve B bloktaki bina içi ve bina dışı giderleri olmak üzere, değer katacak şekilde 2013 yılında tadilatta bulunarak toplamda 32.500,00 TL masraf yaptığını, davalı kooperatifin iflas ettiğini, bu nedenle müvekkilinin devraldığı hisselerin karşılığı dairenin mülkiyetini almasının mümkün görülmediğini, alacağın iflas masasına kaydı taleplerinin iflas idaresince 2016 yılında üyelik durumunun şüpheli olması gerekçesiyle reddedildiğini, müvekkilinin kooperatife yaptığı kazandırmaların Ankara Batı 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2017/15 D. İş dosyası ile tespit edildiğini, tespit edilen bu alacağın kaydı için yeniden iflas idaresine başvurulduğunu ancak iflas idaresince alacak başvurularının “yargılamayı gerektirdiği” gerekçesiyle reddine karar verildiğini, iflas idaresince müvekkilinin yapmış olduğu gayrimenkul değerini arttırıcı işlemlerin bilindiğini ancak kötü niyetli olarak alacak kaydının reddine karar verildiğini ileri sürerek, müvekkilinin yaptığı kazandırmaların iflas masasına kaydına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Müflis davalı şirket iflas idaresi vekili; davalı kooperatifin Ankara Batı Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 17.06.2009 tarih ve 2008/174 E., 2009/94 K. sayılı kararı ile iflas ettiğini, bu tarihten sonra kooperatifin malvarlığı yönetiminin iflas idaresine geçtiğini, bu tarih sonrasında yapılan işlemlerin yok hükmünde olduğunu, bu durumda iflas tarihi sonrasında yapılan hisse devir işlemlerinin yok hükmünde olduğunu, davacının kooperatif üyeliğine hak kazanamadığı gibi, bu üyelikten doğan hakları da kullanamayacağını, davacının hakkı olmayan taşınmazı kullandığını ve buraya bina içi ve dışı giderlere değer katacak masraf yaptığını beyan ettiğini, sebepsiz zenginleşme iddiası ile bir takım işlerin bedelinin talep edildiğini, yapılan işlemlerin davacı tarafından yapıldığına ilişkin şüpheden uzak bir kanıt olmadığını, bu sebeple alacak taleplerinin reddine yönelik kararın yerinde olduğunu, tespit dosyasındaki aleyhe tespitlere itiraz ettiklerini, müflis kooperatifin bir kısım defter ve kayıtlarının kayıp olduğunu, teslim edilmeyen defter ve kayıtlara ilişkin Ankara Batı 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 2010/17 E. sayılı dosyasında ilgililer hakkında yargılamanın devam ettiğini, iflas tarihi sonrası oluşturulan kayıtların ise iflas dosyasında olduğunu savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.

İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece Mahkemesince; “…Toplanan delillere ve tüm dosya kapsamına göre; davacının, müflis kooperatif nezdindeki üyeliği devraldığını iddia ettiği ancak devri yapan dava dışı …’in kooperatife üye olmadığı, kooperatif eski yönetim kurulu üyelerince usulsüz işlemler ile gerçek dışı üyelikler oluşturulduğu, bu durumda davacının fiilen oturduğu daireyi hukuken korunan bir hakka dayalı olarak kullandığının kabul edilemeyeceği anlaşılmıştır.
Her ne kadar davacı haksız şagil konumunda ise de; taşınmaza yaptığı faydalı masrafları sebepsiz zenginleşme hükümleri kapsamında talep edip edemeyeceği de mahkememizce değerlendirilerek araştırma yapılmış, müflis kooperatife ait binalarda iskan alınıp alınmadığı sorulmuş, binalarda iskanın alınmamış olduğu tespit edilmiştir. Buna göre, davacının yaptığı masrafların müflis kooperatifin yararına olduğu bu aşamada ispat edilememiştir.
Öte yandan, davalı kooperatif tarafından davacının fiilen ikamet ettiği dava konusu daireden tahliyesine yönelik herhangi bir işlem yapılmayıp, davacı fiili kullanımını devam ettirdiğinden, davacının yaptığı masrafların müflis kooperatif yararına olduğu düşünülse dahi, bu masraflara dair alacak henüz muaccel olmamıştır. Dolayısıyla, davacının iflas tarihinden evvel doğmuş bir alacağı olmadığından, kayıt kabul davasının açılamayacağı” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
Davacı vekili istinaf dilekçesinde; dava dilekçesindeki iddialarını tekrar ederek, müvekkilinin noterden yapılan devir işlemine güvenerek aldığı ham halde bulunan bağımsız bölümü oturulabilir hale getirdiğini ve bir takım kazandırımlar yaptığını, Mahkemece davalı kooperatif kayıtları incelendiğinde kooperatif eski yönetim kurulu üyelerince usulsüz işlemler ile gerçek dışı üyelikler oluşturulduğunun tespit edildiğini, yöneticilerin 2009 yılında kooperatifin iflas etmesi ile görevinin sona ermesine, tasfiye memurlarının atanmasına rağmen kooperatife ait defter ve belgeleri iflas idaresine teslim etmeyerek sahte hisse devir senedi düzenlemekten yargılandıklarını, müvekkilince kooperatifin iflas ettiği ve kendilerinin üye olmayan bir kişiden hisse devraldığının devir sözleşmesinden uzun zaman sonra anlaşıldığını, her ne kadar kooperatif iskân almamış olsa da … parsel üzerindeki yapıların şu anda… İflas Masası uhdesinde bulunduğunu ve iflas masasının serbestçe tasarruf edebildiğini, yapıda iskân alınmamasının müvekkilinin kazandırım yaptığı gerçeğini değiştirmediğini, müvekkilinin kandırıldığını ve sahibi olduğunu düşündüğü ham halde bulunan daireye onarım yaparak yaşanılır hale getirdiğini, yine mahkemenin gerekçesinin devamında müvekkili kazandırımlarının kooperatif yararına olduğunun kabulünde de müvekkilinin tahliyesine yönelik herhangi bir kararın olmadığından bahisle alacağının muaccel olmadığını ve dava açamayacağını kabul ettiğini, TBK’nın 77 ve devamı maddelerinde düzenlenmiş olan sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre sebepsiz zenginleşenin aleyhine zenginleştiği tarafa karşı geri verme borcu altında olduğunu, bağımsız bölümün ham halde iken değerinin arttığını, müvekkilinin yaptığı harcamalar ile fakirleştiğini, kooperatifin ise dairenin ederi arttığı için zenginleştiğini, zenginleşen kooperatifin müvekkilinin sebepsiz zenginleşme kapsamında hak kazandığı kazandırım bedelini ödemesi gerektiğini, ayrıca iflas masasının eksikliklerin tamamlanması adına … parselde bulunan dairelerden bir kaçının satışını yapmak üzere olduğunu, eğer satışı yapılacak yerlerden biri müvekkilinin bulunduğu yer ise diğer dairelerden pahalıya satılacağı için müvekkilinin yaptığı kazandırımların kooperatifin yararına olduğunun aşikar olduğunu, sebepsiz zenginleşme şartlarında tahliye şartının yer almadığını, müvekkilinin fiili kullanımının dava hakkını engellemediğini, yarar için iskân koşulunun aranmasının hakkaniyetle bağdaşmadığını, iskân eksik olmasına rağmen davalının çok ciddi kazanımlar elde ettiğini ve bu gerekçenin kabulü halinde müvekkilinin ağır mağduriyetler yaşayacağını belirterek, İlk derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve davanın kabulüne karar verilmesini istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, alacağın iflas masasına kaydı istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre, İlk derece Mahkemesi kararının usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı/davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere;
1-HMK.’nın 353/(1)-b.1 ve 359/(3) maddeleri uyarınca davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu uyarınca alınması gereken 179,90 TL. istinaf karar harcından peşin alınan 44,40 TL’nin mahsubuyla kalan 135,50TL.’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafça istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Karar tebliği, harç tahsil müzekkeresi düzenlenmesi, harç ve avans iadesi işlemlerinin İlk derece Mahkemesince yerine getirilmesine,
22.03.2023 tarihinde, HMK’nın 362/(1)-a. maddesi uyarınca (Ek madde 1 uyarınca yeniden değerleme oranına göre belirlenen 238.730,00 TL. kesinlik sınırının altında kaldığından) KESİN olmak üzere, oybirliği ile karar verildi.

GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22/03/2023

Başkan …
e-imza
Üye …
e-imza
Üye …
e-imza
Katip …
e-imza