Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2696 E. 2023/1132 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2696
KARAR NO : 2023/1132

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : Doç. Dr. … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 03.10.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/72 E., 2019/694 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :

Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, davalı tarafından, müvekkili aleyhine Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/23046 E. sayılı dosyasında, 7.504,01-TL’lik icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket yetkilisi…’in, 08-12.10.2017 tarihleri arasında Çek Cumhuriyeti’nin Bmo İli’nde gerçekleşecek mühendislik ve sanayi fuarına davalı tarafından organize edilecek turla katılmak için 24.08.2017 tarihinde başvurduğunu, müvekkili şirket yetkilisinin pasaportunu vize işlemlerini yapmak üzere davalıya teslim ettiğini, vize işlemleri sırasında istendiği belirtilen belgeleri de gönderdiğini, Ankara Esenboğa Havaalanı’ndan İstanbul aktarmalı olarak gerçekleşecek seyahatin son ana değin pasaportu müvekkiline teslim etmediğini, davacı şirket yetkilisi…’in, pasaportunun belki uçuş sırasında teslim edileceği umuduyla uçuş tarihinde hazır olduğu Esenboğa Havaalanı’nda da kendisine “pasaportunun şirket adresindeki bir kişiye teslim edildiği” gibi belirsiz bir cevap verildiğini, teslimin kime yapıldığını gösterir belge talebine karşılık kendisine belge verilmediği gibi kime teslim edildiğine ilişkin somut bir bilgi de verilmediğini, davacı şirketin yetkilisi…’in, kendi kusuru olmaksızın, tümüyle davalının kusurundan kaynaklı olarak fuara katılamadığını, davalı ile gerçekleştirilen birçok sözlü görüşmede sorunun çözüleceği, pasaportunun bulunarak davacı şirket yetkilisine teslim edileceği beyan edilse de pasaportun bulunarak teslim edilmediği gibi seyahatin yapılamamasında hiçbir kusuru bulunmamasına ve tüm kusurun davalıda olmasına karşın, özür dilenmesi yerine, davacı şirkete, yetkilisinin katılımının engellendiği seyahatle ilgili kesilen 7.400,00-TL bedelli faturanın icra takibine konu edildiğini, takibe konu edilen borçla ilgili davacı şirketin bir kısım menkulünün 10.01.2018 tarihinde haczedilerek muhafaza altına alındığını, 22.01.2018 tarihinde yeniden hacze gelindiğinde, dosya borcuna yönelik olarak davacı şirket tarafından 2.071,25-TL (750,00- TL ve 1.321,25-TL karşılığı 350,00-USD, 1 USD = 3.7750 TL, ödeme tarihi itibariyle TCMB USD efektif alış kuru) ödendiğini, müvekkili şirket yetkilisinin dava tarihi itibariyle pasaportunun halen teslim edilmemiş olduğunu, bu nedenle uğranılan zararla ilgili haklarını saklı tutarak, pasaportunun davalı tarafından teslim edilememesi nedeniyle seyahate katılamadığı ve dolayısıyla müvekkili şirketin, Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/23046 E. sayılı dosyasından takibe konu edilen borçla ilgili, davalıya borçlu bulunmadığının tespiti ile, 22.01.2018 tarihinde ödenen 2.071,25-TL’nin, ödeme tarihinden itibaren işleyecek banka avans faiziyle davalıdan istirdatına, yapılan takipte haksız ve kötüniyetli olduğu gözetilerek davalının %20 icra inkar tazminatına mahkum edilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin alacağının tahsili amacıyla Ankara 5. İcra Müdürlüğü’nün 2017/23046 esas sayılı icra takip dosyasında davacı/borçlu ….Ltd. Şti. aleyhine 17.10.2017 tarihli 104979 numaralı 7.400,00-TL bedelli faturadan kaynaklı olarak ilamsız takip başlatıldığını, takibe süresinde itiraz edilmeyerek kesinleşmesi üzerine de davacı-borçlu şirkete haciz işlemi için gidildiğini, müvekkilinin takibe konu faturaya ilişkin olarak davacı-borçlu şirketin, fatura kapsamı hizmeti almadığı, bu nedenle faturadan kaynaklı olarak müvekkile herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ettiğini, ancak davacı-borçlunun fatura kapsamı hizmeti almamasına ilişkin ileri sürdüğü vakıaların gerçeğe ve oluşa aykırı olduğunu, davacı-borçlu şirketin yetkilisi…’in, 08-12.10.2017 tarihleri arasında Çek Cumhuriyeti’nin Bmo şehrinde yapılacak olan mühendislik fuarına katılmak üzere davalıya 03.10.2017 tarihinde başvurduğunu, vize, konaklama ve ulaşım organizasyonu işleri karşılığı olarak 7.400,00-TL ödemek üzerine anlaşıldığını, son anda alınan bu başvuru üzerine müvekkili şirketin derhal davacı-şirket yetkilisi…’in vize işlemlerini başlattığını, uçak ve fuar katılım rezervasyonlarını yaptırdığını, davacı-borçlu şirkete günü gününe yapılan işlemleri ve sonuçlarını ilettiğini, …’e 11 aylık vize alındığını ve pasaportunun davacı-borçlu şirkete 07.10.2017 tarihinde teslim edildiğini, vizenin alındığı şirket yetkilisinin 08.10.2017 gecesi saat 02.30’da Esenboğa Havalimanı’nda olması gerektiği hususunun ve tüm tur ödemelerinin 07.10.2017 tarihi itibariyle kapanması gerektiğinin…’e whatsapp mesajı ile bildirildiğini, ancak havalimanına hiç gelmediğini, davacı-borçlu şirket yetkilisinin pasaportunun 07.10.2017 tarihinde şirket merkezine götürüldüğünü, …’in şehir dışında, Antalya’da olduğunun beyan edilmesi üzerine, şirket çalışanlarına teslim edildiğini, davacı-borçlu şirket yetkilisi…’in sosyal medya hesaplarında paylaştığı mesajlarından da açıkça görüleceği üzere dava konusu edilen fuar tarihinden sonra 18.10.2017 tarihinde Fransa’ya gidebildiğini, 20.10.2017’de de Mykonos, Yunanistan’da olduğunun anlaşılacağını, pasaportunun kendisinde olduğunu, davacı-borçlu şirkete taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi gereği hizmet verildiğini, tümüyle davacı-borçludan sadır sebeplerle şirket yetkilisinin olması gereken saatte uçağa binmek üzere havaalanına gelmemesi nedeniyle fuara katılmamış olmasından müvekkilinin sorumlu tutulamayacağını belirterek menfi tespit ve istirdat taleplerinin reddine, davacı aleyhinde asıl alacağın %20’sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına ve para cezasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Taraflar arasında davacı şirket yetkilisinin 09-13.10.2017 tarihlerinde Brno Fuar Merkezinde düzenlenecek “envitech 2017″ fuarına katılımını sağlayacak organizasyon yapılması için anlaşıldığı, ancak davacı şirket yetkilisinin belirtilen fuara katılmadığı hususlarında ihtilaf bulunmadığı, ihtilafın davalı tarafından davacı şirket yetkisilinin pasaportunun teslim edilip edilmediği noktasında toplandığı anlaşılmaktadır.Kural olarak menfi tespit davalarında ispat yükü davalı olan alacaklıdadır. Ancak davalının alacağı senede dayanıyorsa ispat yükü yer değiştirerek senetten dolayı borçlu olmadığını iddia eden davacı tarafa düşer. Eldeki davada davalı tarafça davacı aleyhine hizmet sözleşmesinden kaynaklı faturaya dayalı takip başlatılmıştır. İspat yükü davalı üzerindedir. Davalı tarafça faturanın tebliğ edildiği, hizmetin tamamlanarak pasaportun davacıya teslim edildiği ve alacağa hak kazanıldığı ispatlanamamıştır. Bu kapsamda davacının davalı tarafından sunulan hizmeti alamadığı davalıya borcu bulunmadığı anlaşılmakla Ankara 5. İcra Müdürlüğünün 2017/23046 Esas sayılı takip dosyası nedeniyle davalıya borçlu olmadığının tespitine, davacı borçlu tarafından 22/01/2018 tarihinde 300 USD +750 TL=TL ödeme yapıldığı, ödeme tarihindeki USD kurunun 3,777 TL olduğu bu kapsamda toplamda 1.883,31 TL ödeme yapıldığı, 1.883,31 TL’nin ödeme tarihi olan 22/01/2018 tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte davalıdan istirdadına, davalı takipte haksız olmakla birlikte kötü niyetli olduğu ispatlanamadığından davacının kötüniyet tazminatı talebinin reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Takibe konu faturaya ilişkin olarak davacı-borçlu şirketin, hizmeti almadığı, bu nedenle faturadan kaynaklı olarak müvekkile herhangi bir borcunun bulunmadığını iddia ettiğini, ancak davacı-borçlunun ileri sürdüğü vakıaların gerçeğe ve oluşa aykırı olduğunu, davacı-borçlu şirket yetkilisi…’in sosyal medya hesaplarında paylaştığı mesajlarından da açıkça görüleceği üzere, dava konusu edilen fuar tarihinden sonra 18.10.2017 tarihinde Fransa’ya gidebildiğini, 20.10.2017’de de Mykonos/ Yunanistan’da olduğunu paylaştığını, bunun da…’in pasaportunun kendisinde olduğunu gösterdiğini;
Davacı-borçlu şirkete taraflar arasındaki fuar katılım sözleşmesi gereği hizmetin verilmiş olup, tümüyle davacı-borçludan sadır sebeplerle şirket yetkilisinin olması gereken saatte uçağa binmek üzere havaalanına gelmemesi nedeniyle fuara katılmamış olmasından müvekkili şirketin sorumlu tutulamayacağını, bu hususta, daha sonra davacı-borçlu şirkete defalarca ulaşıldığını, fatura kapsamı yurt dışı gezi bedelinin talep edildiğini, herhangi bir dönüş olmaması üzerine icra takibi başlatılmak zorunda kalındığını;
Yerel mahkemenin Fransa adli makamlarıyla irtibata geçip gerekli bilgileri temin etmesi gerekirken, bu durumu göz ardı ederek hüküm kurduğunu, sırf bu durumun bile yerel mahkemece yeterli inceleme yapılmadan hakkaniyete aykırı bir şekilde karar verildiğinin ispatı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, taraflar arasında akdedilen vize, konaklama ve ulaşım organizasyonu sözleşmesi nedeniyle düzenlenen faturaya dayalı icra takibine karşı menfi tespit ve istirdat istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 7. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/72 E., 2019/694 K. sayılı dava dosyasında verdiği 03.10.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 512,60-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 193,61-TL harcın düşümü ile kalan 318,99-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
21.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 23.06.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır