Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/267 E. 2022/1932 K. 07.12.2022 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/267 – 2022/1932
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/267
KARAR NO : 2022/1932

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 21.02.2017
ESAS-KARAR NUMARASI : 2014/670 E., 2017/138 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 02.02.2011 tarihli hizmet alımları tip sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşme ile … Termik Santrali Müdürlüğü’nün bünyesinde bulunan kömür alma ve kül atma tesislerinin işletilmesi hizmetini verdiğini, işin 22.02.2012 tarihinde başka bir firmaya verilmesi nedeniyle müvekkilinin sözleşmesinin sona erdiğini, ancak davalının son hak edişleri ve teminat mektubunu iade etmeyip üzerine bloke koyduğunu, yapılan başvuruya rağmen davalının talebini reddettiğini, müvekkilinin işçilerinin halen aynı yerde çalışmaya devam ettiğini, iş akdinin sona ermediğini, olayda işyeri devrinin söz konusu olduğunu, işçilerin müvekkilinden feshe bağlı herhangi bir alacağının bulunmadığını belirterek muarazanın men’ine, son hak edişin ve teminat mektubunun müvekkiline teslimine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkiline bağlı … Termik Santrali Müdürlüğü’nün bünyesinde bulunan kömür alma ve kül atma tesislerinin işletilmesi, ünitelerin ve yardımcı tesislerin temizliği işlerinde çalıştırılmak üzere toplam 173 kişilik 1 yıl süreli 02.02.2011 tarihli sözleşme imzalandığını, sözleşme maddeleri gereğince yüklenicinin bu işten dolayı …’a herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra sözleşmenin sona erdiği tarihten itibaren 6 ay içinde SGK’dan ilişiksiz belgesi getirilmediği takdirde yüklenicinin ödenmemiş istihkakları ile kesin teminatı bağlı bulunduğu SSK Sigorta Müdürlüğü’ne gönderilebileceğini veya … tarafından bloke edilebileceğini, SSK’dan alınan ilişiksiz belgesinin …’a verilmesinin ardından kesin ve ek kesin teminatların yükleniciye iade edileceğini, yüklenicinin işin bitiminde çalıştırdığı tüm personelden usulüne uygun olarak alınmış bir ibranameyi ve ibranamede belirtilen miktarı banka aracılığı ile ödediğine ilişkin belgeyi tevdi etmesi halinde istihkakın ödeneceğini, bu nedenle sözleşme hükümleri ve yasal mevzuat gereğince müvekkilinin haklı olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…Tarafların iddiaları ve toplanan delilleri ile davacı şirket ile davalı şirket arasında 22.02.2011 – 21.02.2012 dönemleri arasında 02.02.2011 tarihli hizmet alım nakit sözleşmesi imzalandığı, sözleşme gereğince davacını davalı şirketin … Termik Satrali Müdürlüğü bünyesinde işçi istihdamı ettiği, sözleşmenin 21.02.2012 tarihinde sona erdiği anlaşılmış olup taraflar arasında bu konuda uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Uyuşmazlık sözleşme sona ermesine rağmen davalı tarafından iade edilmeyen teminat mektuplarının iadesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği son hakedişin ödenmesinin gerekip gerekmediği konusundan kaynaklanmaktadır.

Deliller toplandıktan sonra dosya mali müşavir bilirkişi ve hukukçu-hesap bilirkişisine tevdi edilerek bilirkişilerden 11.04.2016 tarihli kök ve 15.08.2016 tarihli ek rapor alınmıştır.
Bilirkişiler kök ve ek raporlarında özet olarak; davacı tarafından sözleşmenin 12 ve 13. maddelerindeki hükümlerin tam olarak ifa edildiğini belgelememiş olması nedeniyle son hak ediş ve kesin teminatların iadesi talep şartlarının oluşmadığını belirtmişlerdir.
Taraflar arasında imzalanan hizmet alımlarına ilişkin nakit sözleşmenin 12. maddesinde alınacak kesin teminat mektubu ve iadesi şartları, 13. maddesinde sözleşme bedelinin ödenme yeri ve şartları düzenlenmiştir.
Sözleşmenin 12.4.1 maddesine göre taahüüdün sözleşme ve ihale dökümanı hükümlerine uygun olarak yerine getirildiği ve yüklenicinin bu işten dolayı …’a herhangi bir borcunun olmadığı tespit edildikten sonra sözleşmeni sona erdiği tarihten itibaren 6 ay içinde SSK’dan ilişiksiz belgesi getirilmediği takdirde yüklenicinin ödenmemiş istihkakları ile kesin teminatı bağlı bulunduğu SSK müdürlüğüne gönderilebilir veya … tarafından bloke edilebilir, yüklenici bu uygulamadan dolayı herhangi bir hak talebinde bulunamaz, Sosyal Sigortalar Kurumundan alınan ilişiksiz belgesinin …’a verilmesinini ardından kesin teminat ve varsa ek kesin teminatların tamamı yükleniciye iade edilecektir.
Sözleşmenin 12.4.2 maddesine göre yüklenicini bu iş nedeniyle … ve SSK ‘ya olan borçları ile ücret ve ücret sayma (izin, kıdem ve ihbar tazminatları) ödemelerden yapılan kanuni vergi kesintilerinin hizmetin kabul tarihine kadar ödenmemesi durumunda protesto çekmeye ve hüküm almaya gerek kalmaksızın kesin ve ek kesin teminat paraya çevrilerek borçlarına mal karşılık mahsup edilir, varsa kalanı yükleniciye iade edilir.
Yine sözleşmenin 13.4 maddesine göre; yüklenici işin bitiminde çalıştırdığı tüm personelden usulüne uygun olarak alınmış bir ibranameyi ve bu ibranamelerde belirtilen miktarın yine banka hesabı aracılığı ile ödendiğini gösteren belgeyi işletmeye tevdi edecektir. Aksi takdirde yüklenecinin son istihkakı ödenmeyecektir.
Yukarıda açıklanan sözleşme yükümleri gereğince yüklenicinin edimlerini tam olarak yerine getirmediği ispat edilemediğinden davalının yüklenicinin son hak edişine ve kesin teminatına bloke koymasında sözleşmeye aykırılık bulunmadığı kanaatine varıldığından davacının davasının reddine…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
Yerel mahkemenin kararının hatalı olduğunu, bilirkişi raporu doğrultusunda eksik incelemeye dayalı hüküm tesis edildiğini, müvekkili şirketin Şubat 2012 ücret bordrosu ile müvekkili şirketten sonra ihaleyi alan …. Ltd. Şti.’nin Şubat 2012 ücret bordrosu karşılaştırıldığında, bilirkişinin ve davalının bahsetmiş olduğu 8 işçinin hak ve alacaklarının devam ettiği yönündeki değerlendirmenin hatalı olduğunun görüleceğini, müvekkili şirketten sonra ihaleyi alan … firmasında işe başlamayan işçi sayısının 3 olduğunu;
Müvekkilinin ücret bordrosunda 177 çalışan göründüğünü, bunlardan 4 tanesi yedek personel olup raporlu işçilerin yerine çalıştıklarını, bu yedek 4 işçinin toplam çalışma sürelerinin herhangi bir tazminat, yıllık izin alacağı, UBGT alacağı tahakkuk etmeyecek şekilde kısa sürdüğünü, haketmiş oldukları ücretlerin ise kendilerine ödendiğini, bu nedenle bu 4 işçi ile ilgili de müvekkili şirketin sorumluluğunun olmadığını;
Bilirkişi raporuna karşı yapmış oldukları itiraza rağmen yerel mahkemenin yeni bir bilirkişiye veya bilirkişi heyetine dosyayı göndermediğini beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, hizmet sözleşmesinden kaynaklı sataşmanın giderilmesi; hak ediş ve teminat mektuplarının iadesi istemine ilişkindir.
HMK m. 359/3 uyarınca; dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 2. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2014/670 E., 2017/138 K. sayılı dava dosyasında verdiği 21.02.2017 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 80,70-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 35,90-TL harcın düşümü ile kalan 44,80-TL harcın davacıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın taraflara resen tebliğine; tebliğ, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemlerinin Dairemiz tarafından yapılmasına.
07.12.2022 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 361 gereğince tebliğ tarihinden itibaren iki hafta içinde, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilecek bir dilekçe ile Yargıtay nezdinde TEMYİZ YOLU AÇIK olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 08.12.2022

Başkan Üye Üye Katip