Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2668 E. 2023/998 K. 31.05.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ Esas-Karar No: 2019/2668 – 2023/998
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2668
KARAR NO : 2023/998

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 28.06.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/994 E., 2019/567 K.

DAVACI
VEKİLLERİ :
DAVALI
VEKİLİ :

Davacı vekili tarafından yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 352’nci maddesi uyarınca yapılan ön inceleme sonucu eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili müvekkili tarafından sigortalanmış bulunan dava dışı kişiye ait iş yerinde alt yapı yetersizliği nedeniyle 63.250,-TL tutarında su hasarı meydana geldiğini, eksper raporunda …’nin sorumlu olduğunun belirtildiğini; anılan tutarın 11.07.2018 günü sigortalıya ödendiğini belirterek şimdilik 20.000-TL’nin belirsiz alacak davası olarak ödeme tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili hasarın müvekkili ile ilgisinin bulunmadığını, bunun nedeninin iş yerinin konumu olduğunu, yol kotundan aşağıdaki binalarda gerekli önlemlerin alınmaması nedeniyle bu tür zararların gerçekleştiğini; Atık Suların Kanalizasyon Şebekesine Deşaıj Yönetmeliğinin 10’uncu maddesinin (m) uyarınca somut olayda su baskınından idarenin sorumlu olmayacağını, (r) bendi uyarınca da atıksu parsel bacası ile kanalizasyon şebekesi arasındaki parsel hattında meydana gelebilecek tıkanıklıkları gidermek, gerekli bakım ve onarımı yapmakla yükümlü olduklarını, davacının Yönetmelik gereği üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediğini bildirerek davanın reddini savunmuştur.
İlk derece mahkemesince “…13/05/2019 tarihli bilirkişi raporunda; keşif mahallinde söz konusu malzemelerin hiçbirinin bulunmadığı ve Sigorta eksperi tarafından çıkarılan malzemelerin 2018 fiyatlarıyla birim fiyatları piyasa rayiçlerine uygun olduğu, Meteoroloji Genel Müdürlüğünce 20.06.2018 tarihinde …’de meydana yağışın meteorolojik karakterli doğal afet kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, yağışın, mücbir sebep olarak görülmesinin gerektiği,davalı idare …’nin hem kusurlu hem de kusursuz sorumluluğunun bulunmadığı, bu olayda, davacının HMK 107/1 Maddesi kapsamında talep ettiği 20.000 TL. zararın davalı idare …’ den tazmini koşullarının oluşmadığı tespit edilmiştir.
Toplanan delillere göre; davacı şirket sigortalıya ait ürünlerin davalı 20/06/2018 tarihinde meydana gelen yağmur ve sel baskını sonucu zarar gördüğü, Meteoroloji Genel Müdürlüğü yazı cevabı ve usul ve yasaya uygun, denetime ve hüküm kurmaya elverişli görülen bilirkişi raporuna göre meydana gelen su baskınlarının mücbir sebep kabul edilmesi gerektiği, su basmasının ani, öngörülemez, önü alınamaz, gerekli tedbirler alınmasına rağmen zararın gerçekleşme olanağının muhakkak olması nedeniyle mahkememizce de zarara sebep olan su baskınlarının umulmadık hal ve mücbir sebep olarak kabulünün yerinde görüldüğü, bu itibarla meydan gelen zarardan davalının sorumlu tutulamayacağı…” gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Davacı vekili istinaf dilekçesinde :
– Davaya konu olayın afet olduğu kabul edilse dahi bu fiili durumun davalının tüm sorumluluğunu ortadan kaldırmayacağını, davalının basiretli bir tacir olarak afetten önce gerekli önlemleri alması gerektiğini, Meteoroloji Genel Müdürlüğü ile gerekli koordinasyonu sağlayarak davacıyı uyarması gerektiğini, afet nedeniyle davalının sorumluluğunun ortadan kalkmadığını, bu durumun ancak bir indirim gerekçesi olabileceğini ileri sürerek ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasını istemiştir.
HUKUKİ NEDEN VE GEREKÇE :
Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 359’uncu maddesinin 3 numaralı fıkrası uyarınca dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olayın saptanmasında ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, kamu düzenine aykırılığın da tespit edilmemesine göre kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu anlaşıldığından, Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-b.1 düzenlemesi gereğince davacı vekilinin istinaf başvuru sebeplerinin esastan reddine karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM :
1-HMK m. 353/1-b,1 gereğince; Ankara 8. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/994 E., 2019/567 K sayılı dava dosyasında verdiği 28.06.2019 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına,
4-Kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
5-HMK m.359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m.302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
31.05.2023 tarihinde dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda HMK m.362/1-a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,-) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere OYBİRLİĞİYLE karar verildi. (GK Yazım Tarihi: 31.05.2023)

Başkan Üye Üye Katip