Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2657 E. 2023/1496 K. 04.10.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı henüz kesinleşmemiştir. Yararlı olması amacıyla eklenmiştir.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

ESAS NO : 2019/2657
KARAR NO : 2023/1496

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 10.07.2019
ESAS-KARAR NUMARASI : 2018/97 E., 2019/534 K.
DAVACI :
VEKİLİ :
DAVALI :
VEKİLİ :
Davalı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
Davacı vekili, müvekkilinin davalı borçlu aleyhine Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2018/401 esas sayılı dosyasından ilamsız icra takibi başlattığını, davalının ilamsız icra takibine söz konusu alacağa dayanak oluşturan temlik sözleşmesinin geçerli olmadığını, aynı zamanda herhangi bir borcu da bulunmadığını, çalışan işçilerin … firması bodrdosunda çalıştığını ve hizmet alımına ilişkin tüm faturaların … tarafından düzenlendiğini, ön protokolde belirtilen güvenlik açılışının hiç yapılmadığını, bu nedenle aslında davalı yanın iddiasında belirtmiş olduğu özel güvenlik hizmet sözleşmesinin yürürlüğe girmediğini, taraflar arasında genel hükümler çerçevesinde ön protokole bağlı ticari hizmet alımı/danışmanlık işi yapıldığını, davalı yanın temlik edene keşide etmiş olduğu ihtarnamelerinde sadece ön protokolün yürürlükte bulunduğu, güvenlik sözleşmesinin yürürlüğünün olmadığının açıkça ikrar edildiğini, davalı yanın sonradan (temlikten sonra) ön protokolün yürürlükte olmadığını, güvenlik sözleşmesinin yürürlükte olduğunu iddia ederek temlik sözleşmesinin geçerli olmadığını iddia ettiğini, buradan dahi davalı yanın kötü niyetli olduğunun anlaşılacağını, borçlunun alacağa yönelik itirazlarının hukuka aykırı olduğunu belirterek Ankara 29. İcra Müdürlüğü’nün 2018/401 esas sayılı dosyasından başlatılan 25.687,84-TL tutarında ödenmeyen bakiye fatura borcuna, faize, ödeme emrine, asıl alacağa ve bütün ferilerine haksız ve kötü niyetli olarak yapılan itirazın iptaline, takibin 25.687,84-TL bakiye fatura tutarının, takip tarihinden sonra işleyecek avans faizi, asıl alacak ve bütün ferileri bakımından devamına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkili şirketin ….A.Ş.’ye ait olan … Rüzgar Enerji Santrali Projesi kapsamında, 16.11.2016 tarihinde, dava dışı ….A.Ş. ile müvekkili şirket arasında güvenlik hizmeti sözleşmesi imzalandığını, ancak dava dışı … firmasının valilik vb. idari kurumlardan alması gereken izinleri eksik olduğu için taraflar arasında “Taraflarca imzalanan güvenlik sözleşmesinin, … Firması tarafından gerekli izinler alındıktan sonra yürürlüğe gireceğine” dair 18.11.2016 tarihli sözleşmenin imzalandığını, ancak dava dışı … Firması’nın 18.11.2016 tarihinde proje sahasına girerek fiili olarak müvekkili şirkete güvenlik hizmeti sözleşmesi hükümleri çerçevesinde hizmet vermeye başladığını, dava dışı … Firması tarafından Mayıs 2017 döneminde hala daha gerekli başvuruların yapılmamış, izinlerin alınmamış olması ve ayrıca dava dışı … Firması tarafından verilen hizmetin de proje sahasında güvenliğin sağlanması konusunda çok yetersiz ve kalitesiz olduğunun anlaşılması nedeniyle, müvekkili şirket tarafından ihtarname keşide edilerek sözleşmenin feshedildiğini ve 1 ay içerisinde proje sahasının terk edilmesi gerektiğinin bildirdiğini, dava dışı … Firması’nın yetkilisi … tarafından bu tebligatın 02.10.2017 tarihinde ellerine ulaştığının beyan edildiğini, bu aşamadan sonra dava dışı … Firması tarafından gönderilen ihtarname ile toplam 114.398,00-TL tutarındaki hizmet faturalarının ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından dava dışı … Firması’na 29.11.2017 tarihinde 89.398,00-TL ödendiğini, dava dışı şirket tarafından bu kez de 25.000,00-TL bakiye hizmet bedelinin ödenmesinin talep edildiğini, müvekkili şirket tarafından buna cevaben keşide edilen ihtarnamede; “İlişiksiz Belgesinin” veya “Borcu Yoktur Yazısının” müvekkili şirkete teslim edilmesi halinde bakiye hizmet bedelinin ödenmesinin mümkün olacağının bildirildiğini, daha sonra dava dışı … Firması ile davalı … … … – … arasında düzenlenmiş olan temlik sözleşmesi ile 25.000,00-TL bakiye hizmet alacağının davalı … … Firması’na devir ve temlik edildiğinin müvekkili şirkete bildirildiğini, bir an için … Firması’nın muaccel bir alacağı bulunduğu varsayılsa bile Özel Güvenlik Hizmeti Sözleşmesinin Devir Yasağı başlıklı 13.2. maddesi uyarınca müvekkili şirketin açık ve yazılı onayı olmaksızın devir ve temlik yapmasının yasak olduğu ve bu hüküm hilafına yapılan devir ve temlik işlemlerinin müvekkili şirket açısından hüküm doğurmadığı hususlarının ihtaren bildirildiğini, bunun üzerine davacı … … Firması tarafından müvekkili şirket aleyhine 29. İcra Müdürlüğü’nün 2018/401 sayılı icra dosyası kapsamında bakiye hizmet bedelinin tahsili için ilamsız icra takibi başlatıldığını, müvekkili şirket tarafından 25.02.2018 tarihli itiraz dilekçesi üzerine ilamsız icra takibinin durduğunu, davacı tarafından huzurdaki itirazın iptali davasının açıldığını, davacı tarafından ileri sürülen iddialar ve somut olayın gelişimine ilişkin bilgilerin gerçek dışı olduğunu beyan ederek haksız ve mesnetsiz olan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
İlk derece mahkemesince “…18.11.2016 tarihli … …. A.Ş. ile yapılan Özel Güvenlik Hizmet Sözleşmesi Ön Protokolü ile 8.1.2018 tarihli noter tanzimli alacağın temliki sözleşmesi, davacı imzası bulunmayan Özel Güvenlik Hizmet sözleşmesi, faturalar, 29.5.2017 tarihli Özel Güvenlik İzin Belgesi ihtarnameler sunulmuş, davalı defterleri üzerinde inceleme yaptırılmış; defterlerimn usulüne uygun olduğu, dava konusu 25.000,00 TL alacağın defterlerde kayıtlı olduğu görülmüştür. Davalı taraf aslen borcun varlığını kabul etmekle beraber sözleşme gereği SGK ile ilgili belgelerin sunulmadığı ve devir yasağı nedeniyle alacağın temlik edilemeyeceğini savunmaktadır. Davalı tarafça dayanılan sözleşmede davacının imzasının olmadığı, davacının sözleşmeyi kabul etmediği, dayanılan bu sözleşmede şirket olarak … Hizmetleri A.Ş.’nin taraf olduğu, davacının tüzel kişiliğinin de farklı olduğu gibi yürürlüğe girdiği ispatlanamayan bu sözleşmedeki şartlara dayanılamayacağı, dava konusu fatura bakiye bedelinin kabul edilmiş olması karşısında davacının alacağın temliki sözleşmesi uyarınca talepte bulunabileceği gözetilerek davanın kısmen kabulüne…” karar verilmiştir.
İstinaf yasa yoluna başvuran davalı vekili istinaf dilekçesinde özetle:
… Firması’nın müvekkili şirketin açık ve yazılı onayı olmaksızın yaptığı devir ve temlik işlemlerinin, müvekkili şirket açısından hiçbir hukuki sonuç doğurmadığını, müvekkili şirketin, alacağı temlik aldığını iddia eden … Firması’na ödeme yapmama hak ve yetkisine de sahip olduğunu, ayrıca davacının alacağın tahsilini istemek konusunda “taraf sıfatının” ve “hukuki yararının” bulunmadığını;
Dava dışı … Firması ile özel güvenlik hizmetleri sözleşmesinin imzalandığını, damga vergisinin ödendiğini, yürürlüğe girdiğini ve taraflarca uygulandığını, sözleşmeden doğan alacakları temlik aldığını iddia eden davacının, alacağın kaynağı olan sözleşmenin yürürlüğe hiç girmediğini iddia etmesinin abesle iştigal olduğunu;
Bir an için, dava dışı … Firması’nın, güvenlik hizmetleri sözleşmesinden doğan alacaklarını temlik etmesinin mümkün olduğu varsayılsa bile temlik sözleşmesinin müvekkili şirket tarafından tebliğ edildiği 09.01.2018 tarihinde dava dışı … Firması’nın muaccel bir alacağı bulunmadığını, gerekli olan belgelerin müvekkili şirkete teslim edilmesi halinde bakiye hizmet bedeli olan 25.000,00-TL’nin ödenmesinin mümkün olacağının bildirildiğini, ne var ki dava dışı … Firması’nın, sözleşme ile üstlendiği edimlerini yerine getirmek ve gerekli olan belgeleri müvekkili şirkete sunmak yerine, muaccel hale gelmeyen ve ayrıca temlik yetkisi olmayan alacağını davacıya temlik etmeye çalıştığını;
Davacının, dava konusu alacağı temlik almasının hukuken mümkün olmadığını, müvekkili şirketin davacıya ödeme yapmaktan imtina etme hakkına sahip olduğunu açıkça biliyor olmasına rağmen, kötü niyetli bir şekilde, müvekkili şirket aleyhine takip başlatan davacı aleyhine dava konusunun %20’sinden az olmamak kaydıyla kötüniyet tazminatına hükmedilmesi gerektiğini, ayrıca müvekkili şirket hakkında icra inkar tazminatına hükmedilmesinin de hukuka aykırı olduğunu beyan ederek yerel mahkeme kararının kaldırılmasını talep etmiştir.
Dava, hizmet alım sözleşmesinden kaynaklanan ve kısmen davacıya temlik edilen alacağın tahsili için yapılan icra takibine yönelik itirazın iptali istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına, davalının bütün faturaları ticari defterlerine kaydettiğinin mali müşavir bilirkişi tarafından ibraz edilen raporda beyan edilmiş bulunmasına göre davalı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-Ankara 13. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/97 E., 2019/534 K. sayılı dava dosyasında verdiği 10.07.2019 tarihli kararına yönelik davalı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE.
2-Alınması gereken 1.754,74-TL istinaf karar harcından, peşin alınan 44,40-TL harcın düşümü ile kalan 1.710,34-TL harcın davalıdan alınıp Hazine’ye gelir kaydına.
3-Davalı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine.
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına.
04.10.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 06.10.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …
e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır e-imzalıdır