Emsal Mahkeme Kararı Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 23. Hukuk Dairesi 2019/2651 E. 2023/1133 K. 21.06.2023 T.

Görüntülediğiniz mahkeme kararı kesinleşmiş bir karardır.

T.C. ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 23. HUKUK DAİRESİ
T.C.
A N K A R A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ
23. H U K U K D A İ R E S İ
(İ S T İ N A F B A Ş V U R U S U N U N
E S A S T A N R E D D İ)

T Ü R K M İ L L E T İ A D I N A
B Ö L G E A D L İ Y E M A H K E M E S İ K A R A R I

BAŞKAN : … …
ÜYE : … …
ÜYE : … …
KATİP : … …

İNCELENEN KARARIN:
MAHKEMESİ : Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi
TARİHİ : 06.10.2016
ESAS-KARAR NUMARASI : ….

Davacı vekili tarafından, yukarıda belirtilen karara karşı istinaf yasa yoluna başvurulması üzerine, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (HMK m.) 352. maddesi uyarınca, yapılan ön inceleme sonucu, eksiklik bulunmadığı anlaşıldığından inceleme aşamasına geçildi. İncelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra, dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :
İDDİA VE SAVUNMALARIN ÖZETİ :
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkili ile davalı …. Genel Müdürlüğü arasında 30.12.2010 tarihli ve 01.01.2011-31.12.2011 tarihlerini kapsayan ve 13.01.2012 tarihli ve 15.01.2012-31.12.2012 tarihlerini kapsayan iki adet hizmet alım sözleşmesi imzalandığını, davalı … Müdürlük ile sözleşmelerinin sona ermesinden sonra davalı tarafın müvekkil şirkete gönderdiği 09.01.2013 tarih, …. sayılı ve hemzemin geçit bekçiliği konulu yazıda, aralarındaki iş sözleşmesine göre çalıştırdıkları işçilerin iş mevzuatına göre hak ettikleri ödemelerin işçilerin banka hesaplarına ödenmesi, aksi halde sözleşme gereği davalı tarafa verilen teminat mektuplarının iade edilmeyeceğini, müvekkili firmaya ihtar ettiğini, buna göre dava dilekçesinde sayılan ve kendilerine yapılan ödeme miktarları gösterilen kişiler için toplam 140.039,97 TL ödeme yaptıklarını, halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu’nun 14. maddesi ve 4857 sayılı İş Kanunu gereğince çalışanlara hangi şartlarda kıdem tazminatı verileceğinin düzenlendiğini, buna göre davalının kıdem tazminatının ödenmesini istediği kişilerin davalı kurumdan ihale ile hizmet satan şirketlerde çalışmaya devam ettiklerini, iş akitlerinin sona ermediği gibi listede yer alan bazı işçiler için asgari bir yıl çalışma şartının dahi gerçekleşmediğini, 808 sayılı genelgenin bu kişilere dahi kıdem tazminatı vermeyi öngördüğünü bu nedenle yasaya aykırı olduğunu, davalı kurum ile sözleşme yapan şirket bünyesinde çalışan bu nedenle kıdem tazminatına hak kazanmayan kişiler için teminat mektubu tehdidi ile ödeme yaptıklarını, 10.09.2014 tarihinde kabul edilen 6552 sayılı Kanun hükmüne göre değişik alt işverenlerde çalışan kıdem tazminatını almaya hak kazanmış kişilerin tazminatının ilgili kamu kurumu ya da kuruluşu tarafından ödeneceğinin öngörüldüğünü, aynı alt işverende farklı kamu kurumlarında çalıştırılan kişilerin kıdem tazminatına hak kazanması halinde, bunların tazminatının toplam süre esas alınarak bankaya yatırılacağının öngörüldüğünü, müvekkilinin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğünün bulunmadığını belirterek, davalı kurumun baskısıyla alt işveren olarak çalıştırdıkları 79 adet işçiye ödenen 140.039,97 TL’ nin ödeme tarihinden başlayacak yasal faiziyle birlikte davalı idareden tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı …. Genel Müdürlüğü vekili cevap dilekçesinde; mahkemenin görevli olmadığını, davacı şirket ile yapılan ihale sözleşmeleri ve teknik şartnamelere göre işçilik alacaklarından ve buna yönelik her türlü tazminattan yüklenicinin sorumlu olduğunu, davacı şirket ile imzaladıkları “2012 yılı 2. Bölge …. hatlarında 15.01.2012 ila 31.12.2012 arası 11 ay 17 gün 26 geçitte Bekçilik Hizmeti Alınması 85 işçi” başlıklı Şartnamede bu hususun açıkça dile getirildiğini, buna göre yüklenicinin sözleşmesinin sona ermesi ile çalıştırdığı işçilerin kıdem tazminatı dahil işçilik alacaklarını tam olarak ödediklerine dair makbuz ve belgelerin sözleşmenin bitiminden sonra 15 gün içinde ibraz edilmeden teminat mektubunun iade edilmeyeceğini öngördüğünü, davacının iddiasında dile getirdiği 6552 sayılı Kanun’un işçi-işveren arasındaki düzenlemeyi yaptığını, işçilik alacaklarının yüklenici tarafından sözleşmenin sona ermesiyle karşılanması gerekliliğini ortadan kaldırmadığını, kaldı ki kıdem tazminatının bu Kanun yürürlüğe girmeden önce ödendiğini, davacının müvekkili kuruma rücu hakkının bulunmadığını, davacı şirket ile aralarında sözleşme hükümlerinin uygulanması gerektiğini, diğer taraftan kıdem tazminatı ödenen işçinin açtıkları ihale kapsamında yapılan sözleşmeye göre müvekkilinin işinde çalıştırılıp çalıştırılmadığının tesbitinin gerektiğini savunarak, davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
İLK DERECE MAH. KARARI ÖZETİ :
İlk derece mahkemesince “…Taraflar arasındaki uyuşmazlık, davacı şirketin, davalı kurum ile imzaladığı “2012 yılı 2. Bölge Müdürlüğü … 15.01.2012 ila 31.12.2012 arası 11 ay 17 gün 26 geçitte ….. 85 işçi” çalıştırılması işi nedeniyle, davalı kurumun ihtarına göre ödemek zorunda kaldığı 140.039,97 TL’yi, yasa ve sözleşme hükümlerine göre işçilerin banka hesaplarına ödeme zorunluluğunun bulunup bulunmadığı, davalı kurumun ödeme yapılmaz ise teminat mektubunun iade edilmeyeceği şeklindeki ihtarının bu ödemeyi yapması için davacı şirketi zorlayıcı mahiyette olup olmadığı, davacı şirketin yaptığı bu ödemenin yasaya ve sözleşmeye aykırı olup olmadığı, davacı şirketin bu ödemeyi davalı kuruma rücu edip edemeyeceği, edecek ise faiz alacağı doğup doğmadığı, doğmuş ise tarihine ve miktarına ilişkindir.
Dosyadaki bilgiler, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamı birlikte incelendiğinde, davalı …… ile davacı şirket arasında hizmet alımı konusunda sözleşme imzalandığı bu sözleşmenin 9. maddesi gereğince ihale dökümanlarının sözleşmenin ayrılmaz parçası olduğu belirtilmiş, Teknik Şartnamenin b maddesinde ise sözleşme bitiminde yanı ya da farklı yüklenicinin yanı veya farklı işçilerle hizmete devam etmesi halleri dahil sözleşme kapsamında çalışan işçilerin iş mevzuatına göre hak ettikleri kıdem ve ihbar tazminatı, yıllık ücretli izin alacağı ve benzeri mali ve sosyal haklarının yasal süresi içerisinde ödenerek ödendiğine ve işçinin herhangi bir alacağının kalmadığına ilişkin ibraname ve bu ödemeleri gösteren banka dekontu ödemelerinin, işçilerin hesabına yatırıldığına dair bankaca onaylı ödeme tutarlarını gösterir liste veya … makbuzu ile ödeme bordrosunun sözleşmenin bitim tarihini izleyen 15 gün içerisinde ibraz edilmedikçe kesin teminatının iade edilemeyeceği hükmünün yer aldığı, bu şartlarda işin ihale edilerek davacı şirket tarafından da imzalandığı, davacı şirketin teminatlarını serbest bıraktırmak için sözleşme döneminde çalıştırdığı işçilerin bu dönemde doğan işçilik alacaklarını ödeyerek buna dair belgeleri sunduğu anlaşılmaktadır. Davacı şirket ödediği bu bedelleri kıdem tazminatı ödeme koşulları oluşmadığı iddiasıyla geri istemektedir. Davacı şirket ile davalı kurum arasındaki sözleşme ve ihaleye ilişkin teknik şartname gereğince işçilik alacaklarından yüklenici sorumlu olup, tacir sayılması ve basiretli davranma zorunluluğu gereğince imzaladığı sözleşmenin kendisini bağlamayacağını iddia edemeyeceği gibi, bu sözleşme hükmünün taraflar için genel işlem koşulu sayılamayacağı, taraflar için muzayaka ya da maddi imkansızlık söz konusu olmadığına göre tarafları ve davacıyı bağlayacağı, davacının bu bedellerin kendisine ödenmesini isteyemeyeceği kanaati oluşmuş,…” gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ :
İstinaf yasa yoluna başvuran-davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle: kararın usul ve yasaya aykırı olduğunu, eksik inceleme ile karar verildiğini, kıdem tazminatının ödenmesi şartlarının İş Kanunu’nda düzenlendiğini, davalı İdarenin müvekkili şirkete dayattığı ve teminat mektubu ödememe tehdidi nedeniyle işçilerin kıdem tazminatının müvekkilince ödendiğini, ancak 6565 Sayılı Kanun ile 4857 Sayılı Kanun’un 112’nci maddesine eklenen yeni düzenleme ile çalışan işçilerin kıdem tazminatı ve diğer ücret alacaklarından asıl işverenin sorumlu olacağına dair hüküm getirildiğini, bu nedenle müvekkilinin işçi alacaklarından kaynaklanan sorumluluğunun sona erdiğini, işçilerin iş sözleşmelerinin müvekkili tarafından sona erdirilmediğini, davalı İdare ile imzalanan hizmet sözleşmesinin süresinin bitmesi sonucu işçilerin davalı İdareden ihaleyi alan firmada çalışmalarına devam ettiğini, 05.09.2019 tarihli bilirkişi raporunda “işçinin değişen alt işveren yanında çalışması durumunda feshe bağlı olan kıdem tazminatı almaya hak kazanmayacağının ” belirtildiğini, dava dışı işçilerin iş sözleşmesinin kıdem tazminatını ödenmesini gerektirecek şekilde sona ermediğinin değerlendirildiğinin belirtilmesi nedeniyle ve davalı İdare tarafından ödemeye esas gösterilen 808 numaralı emrin de yürütmesinin Danıştay 10. Dairesi’nin 2014/4029 Esas sayılı dosyada durdurulmuş olması nedeniyle kararın kaldırılmasını istemiştir.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ,
HUKUKİ SEBEP VE GEREKÇE :
Dava, hizmet sözleşmesi kapsamında dava dışı işçilere ödenen işçilik alacaklarının davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Dosya kapsamındaki yazı, belge ve bilgilere, yasaya uygun gerektirici nedenlere, İlk Derece Mahkemesi kararının gerekçesinde dayanılan delillerle, delillerin tartışılması sonucu maddi olay ve hukuki değerlendirmede usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına, HMK m. 355/1 gereği incelemenin istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılıp, re’sen gözetilmesi gereken, kamu düzenine herhangi bir aykırılığın da bulunmamasına, kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğunun anlaşılmasına göre davacı vekilinin istinaf itirazları yerinde görülmediğinden HMK m. 353/1,b,1 gereğince istinaf başvurusunun esastan reddine karar vermek gerekmiştir.
HÜKÜM :
Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:
1-HMK m. 353/1,b,1 gereğince; Ankara 10. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2015/41E., 2016/595K. sayılı dava dosyasında verdiği 06.10.2016 tarihli kararına yönelik davacı vekilinin İSTİNAF BAŞVURUSUNUN ESASTAN REDDİNE,
2-Harçlar Kanunu gereğince alınması gereken 179,90 TL’den peşin olarak yatırılan 44,40 TL’nin düşümü ile kalan 135,50 TL’nin davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
3-Davacı tarafından istinaf aşamasında yapılan yargılama giderlerinin üzerinde bırakılmasına, kullanılmayan avansın karar kesinleştiğinde gideri içerisinden karşılanarak iadesine,
4-HMK m. 359/4 gereğince kararın tebliği, harç tahsil müzekkeresi yazılması ve gider avansı iadesi işlemleri ile m. 302/5 gereğince kesinleşme kaydı ve kesinleşme kaydı yapılan kararların yerine getirilmesi için gerekli bildirimlerin İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılmasına,
21.06.2023 tarihinde, dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, HMK m. 362/1,a gereğince miktar veya değeri iki yüz otuz sekiz bin yedi yüz otuz (238.730,00) Türk Lirası’nı geçmeyen davalara ilişkin kararlar hakkında temyiz yoluna başvurulamayacağından miktar itibari ile KESİN olmak üzere, OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
GEREKÇELİ KARAR YAZIM TARİHİ : 22.06.2023

Başkan … Üye … Üye … Katip …